Kalın'dan AB'nin Türkiye'ye yönelik yaptırım düşüncesine ilişkin açıklama

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, AB Konseyi'nin Türkiye'ye yaptırım düşüncesinin "hayal kırıklığı" olduğunu belirterek liderlere bundan kaçınma çağrısı yaptı.

Kalın'dan AB'nin Türkiye'ye yönelik yaptırım düşüncesine ilişkin açıklama
 Gece Editörü

Washington DC Merkezli düşünce kuruluşu German Marshall Fund'ın internetten düzenlediği "Türkiye'nin Dış Politikası" başlıklı panele katılan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, uluslararası düzenin özellikle yeni tip koronavitürüs (Kovid-19) salgını sonrası değişmeye başladığını belirtti.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, Türkiye'nin hala Batı ittifakının bir parçası olduğunu vurguladı ve "Bizim hala NATO'nun bir parçası olmamız, AB'ye tam üye olup, Batı ittifakının güçlü bir ortağı ve müttefiki kalmayı istememiz Orta Doğu ülkeleri ya da Rusya ile iyi ilişkilerimiz olmayacağı anlamına gelmez." değerlendirmesinde bulundu. 

Kalın, Türkiye'nin terörle mücadele gibi konularda attığı adımların yanı sıra, insan onuru ve hayatının öncelikli olduğu bir dış politika izlediğini de anımsattı. 

Yarınki AB Zirvesinde Türkiye'ye yaptırım konusunun da gündeme geleceğinin anımsatılması üzerine Kalın, "Bugün AB Zirvesinin Türkiye hakkındaki taslak açıklamasını okudum. Türkiye'ye yaptırımın düşünüldüğü bir dili görmek hayal kırıklığıydı. Umarım Avrupalı ve AB'li liderler bundan kaçınır. Türkiye'ye karşı yaptırım ve tehdit dili hiçbir zaman işe yaramamıştır." değerlendirmesinde bulundu. 

Kalın, bu tarz tehdit ve yaptırım dilinin her zaman ters teptiğinin altını çizerek, "Biz pozitif bir ajandaya sahip olmak istiyoruz. AB ile yine bir sayfa açıp AB üyeliği sürecinde ilerlemek istiyoruz." dedi.

Türkiye'nin geniş jeopolitik ve jeostratejik ajandasının AB üyesi ülkelerin kişisel sığ ajandalarının kurbanı olmaması gerektiğini belirten Kalın, "Evet bazı ülkelerle belirli konularda farklılıklarımız var, ancak bu farklılıkların AB ile ilişkimizin parametrelerini belirlemesine izin vermemeliyiz." görüşünü paylaştı. 

"Doğu Akdeniz konusunda daha önce de dediğim gibi herkesle ön koşulsuz konuşmaya hazırız"
Kalın, Türkiye'nin uzun süredir Kıbrıs konusunda çözüm önerileri sunduğunu ancak Güney Kıbrıs Rum Yönetimi tarafının bu çözümleri kabul etmediğini belirterek, Türkiye'nin buna rağmen sabırlı davrandığını, Birleşmiş Milletler öncülüğündeki müzakerelere ve 2017'de Crans Montana'ya katıldığını anımsattı. 

Kıbrıs konusunda AB üyesi ülkelerin tutumunu da eleştiren Kalın, "AB yetkililerine söz verip tutmayanın kim olduğunu sorabilirsiniz. Bazı AB üyesi ülkeler bize gelip Güney Kıbrıs'ın şartlarını kabul etmemiz gerektiğini söylüyor. Bunu neden yapalım? Biz adanın bütünlüğü için çalışıyoruz ancak ne yazık ki Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Türk tarafını hiçbir zaman muhatabı olarak kabul etmedi." dedi. 

Kalın, Yunan tarafının AB Zirvesi bitene kadar Türkiye ile konuşmaya yanaşmadığına işaret ederek, "Bu durum bana Yunanistan'ın bu zirveden Türkiye'ye yaptırım çıkmasını umduğunu düşündürüyor. Emin olun böyle bir şey sadece Türkiye-AB ilişkileri için değil, Türkiye-Yunanistan ilişkileri için de zararlı olur." diye konuştu. 

Doğu Akdeniz'deki enerji için de herkesin masada olacağı bir konferansın verimli olabileceğini belirten Kalın, "Bildiğiniz üzere Mısır ile, İsrail ile bazı konularda anlaşmazlığımız var. Ancak, Doğu Akdeniz konusunda daha önce de dediğim gibi herkesle ön koşulsuz konuşmaya hazırız." mesajını verdi. 

20 Ocak’ta görevi Donald Trump’tan devralacak olan Biden yönetimine ilişkin değerlendirmede bulunan Kalın, "Seçilmiş Başkan Biden Türkiye’yi biliyor. Türkiye’ye defalarca geldi. Obama döneminde başkan yardımcısı iken 4 kez geldi. Cumhurbaşkanımızı kişisel olarak iyi tanıyor. Türkiye’deki siyasi aktörleri ve siyaset sahnesini iyi tanıyor. Onun ve ekibinin sadece ABD-Türkiye ilişkileri bakımından değil aynı zamanda küresel siyaset bakımından Türkiye’nin jeopolitik ve stratejik değerini takdir edeceğine inanıyorum. Bu nedenle, farklılıklara rağmen Biden yönetimi ile iyi ve pozitif ilişkilerimizin olabileceğine inanıyoruz." dedi.

Türkiye’nin S-400 hava savunma sistemlerini Rusya’dan almasına ilişkin bir soru üzerine Kalın, Türkiye’nin defalarca ABD'den Patriot hava savunma sistemlerini satın almak istediğini ancak bu teklifin reddedildiğini hatırlattı. Kalın, Washington'un aynı zamanda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Patriot sistemlerinin satılmaması durumunda alternatiflere bakacağına yönelik açıklamalarını da ciddiye almadığını kaydetti.

S-400’lerin F-35 uçaklarına tehdit teşkil ettiği iddialarının teknik olarak kolayca çözülebilecek bir konu olduğunu anlatan Kalın, şöyle devam etti:

"Bunun artık teknik bir askeri konu olmadığını biliyoruz. Kongre, bunu Rusya ile savunma sanayi ilişkileri üzerinden siyasi bir konu olarak ele alıyor. Ancak bunun için Türkiye’yi cezalandırmak oldukça zararlı olacaktır. Türkiye-ABD ilişkilerine zarar verecek ve herhangi bir olumlu sonuç doğurmayacaktır."

Türkiye’nin Rusya ile de çok fazla farklılıkları bulunduğunu kaydeden Kalın, Ankara’nın Moskova ile bu farklılıkları gidermek üzere çalıştığını dile getirdi.

Rusya ile Dağlık Karabağ’daki çatışmalara ilişkin varılan anlaşmaya da değinen Kalın, başta ABD olmak üzere Batılı müttefiklerin Karabağ konusunda herhangi bir teklif vermediğini, Washington'un Azerbaycan ile Ermenistan arasında sağladığı ateşkesin ise sadece bir gün sürdüğünü belirtti.

Kalın, Türkiye’nin bölgesel sorunları Rusya’dan çok ABD ve Batı ile çözmek istediğini ancak Batı'dan bu yönde somut ve sürdürülebilir bir adım gelmediğini vurguladı.

Türkiye’nin Biden yönetiminden temel iki beklentisinin olduğunu belirten Kalın, Washington'un Suriye’de YPG/PKK terör örgütüne destek vermeyi durdurması ve ABD’deki FETÖ elebaşlarına ilişkin Türkiye ile iş birliği yapması gerektiğine işaret etti.

ABD’nin terör örgütleri YPG ile PKK’yı birbirinde ayırma çabalarının "ontolojik olarak" mümkün olmadığını ve aslında iki grubun aynı olduğuna dikkati çeken Kalın, "ABD’nin bu konuda politikasının değişeceğini umuyoruz çünkü uzun dönemde ABD YPG/PKK ilişkileri Suriye kaynaklı birçok nedenden dolayı tıkanacaktır." dedi.

FETÖ elebaşı ve mensuplarının ABD’de bulunmasına ilişkin ise bu ülkenin teknik olarak hiçbir şey yapmadığını anlatan Kalın, Biden yönetiminin masasında olacak diğer bir konunun da FETÖ konusu olacağını ifade etti.

Diğer taraftan Kalın, Biden yönetimi ile Türkiye arasında transatlantik ittifak, terörle mücadele ve ekonomik iş birliği konusunda ise önemli bir iş birliği zemini olduğu değerlendirmesini yaptı.

Türkiye’nin Biden yönetiminin İran anlaşmasına dönmesini destekleyeceğini ifade eden Kalın, Körfez’de İsrail ile kurulan ittifakın bundan pek memnun kalmayacağı ve Biden yönetiminin anlaşmaya dönmesinin oldukça zor olacağını belirtti.

Türkiye-İsrail ilişkilerinin normalleşmesi ihtimaline yönelik bir soruya yanıt veren Kalın, İsrail hükümetinin iki devletli çözüm konusundaki politikasına uymadığını ve yıllardır devam ettirdikleri abluka politikasını sürdürdüğünü dile getirdi.

Kalın, İsrail ile ilişkilerin durumundan bağımsız olarak Ankara’nın her zaman iki devletli çözümü, İsrail’in Filistin halkına yönelik ablukalarını ve baskılarını gündeme getireceğini vurguladı.

ABD’nin Çin ile rekabetine dair sorular üzerine Çin’in artık yükselen bir güç değil büyük güç olduğunu belirten Kalın, Çin ile yapıcı iş birliklerinin kurulmasının tüm dünyanın faydasına olacağını söyledi.

Kalın, ABD Başkanı Donald Trump’ın Çin’e karşı başlattığı ticaret savaşının dünya açısından iyi sonuçlar vermediğine dikkati çekti.

0
0
0
0
0
0
0
👍
👎
😍
😥
😱
😂
😡