Kazaya kalan namazlar cemaatle kılınabilir mi?
Namaz belli vakitlerde yerine getirilmesi gereken bir farz olduğu için, bir mazeret olmaksızın tembellik ve ihmal yüzünden namazı vaktinde kılmayan kimse günahkâr olur.
Hz. Peygamber (s.a.s.) uyuyakalma ve unutmayı bir mazeret kabul etmiş ve bu iki sebepten biriyle bir namazın vaktinde kılınamaması durumunda, hatırlanıldığı vakit kılınmasını söylemiştir. Hz. Peygamber (s.a.s.)’in bu husustaki ifadesi şöyledir: “Biriniz uyuyakalır veya unutur da bir namazı vaktinde kılamaz ise, hatırladığı vakit o namazı kılsın; o vakit, kaçırdığı namazın vaktidir” (Buhârî, Mevâkit, 37; Müslim, Mesâcid, 314-316).
İmamla aynı vaktin namazını kılıyor olmak kaydı ile kazaya kalan namazlar cemaatle kılınabilir (Mergînânî, el-Hidâye, I, 58; Huraşi, Şerhu Muhtasar-ı Halîl, II, 39). Nitekim Hendek savaşının zor şartları altında Rasûlüllah (s.a.s.) dört vakit namazı kılma fırsat bulamamış; bilahare şartlar uygun hale gelince de bu namazları ashabına cemaatle kıldırmıştır. Abdullah b. Mesud’un olayla ilgili rivayeti şöyledir:
“Müşrikler, Hendek Savaşı’nda Rasûlüllah’ı dört vakit namaz kılmaktan alıkoydular. Nihayet, gecenin bir kısmı geçtikten sonra Bilâl ezan okudu ve kamet getirdi; Hz. Peygamber ikindiyi kıldırdı; sonra Bilâl kamet getirdi, Hz. Peygamber akşam namazını kıldırdı; sonra Bilal yine kamet getirdi, Hz. Peygamber yatsı namazını kıldırdı” (Buhârî, “Mevâkit”, 36, 38; Tecrîd-i Sarîh Tercümesi, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, II, 535).
Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı