Kılıçdaroğlu'ndan Akit TV'ye çok sert yanıt!
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Ankara Keçiören'de vatandaşa seslendi. Kılıçdaroğlu Akit TV skandalı ile ilgili olarak çok sert açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu, "Beni asacaklarmış, benim idamım için kanun getireceklermiş, getirmezseniz namertsiniz, imzalamazsam namerdim"
Keçiören'in güçlü bir belediye başkanına ihtiyacı var. O nedenle oylarımızı güçlü adayımıza vereceğiz. Mansur Yavaş iftilar nedeniyle ve aklanması nedeniyle bir Türkiye markası. Büyükşehirde oylarımızı Mansur Yavaş'a vereceğiz. Ben de söz veriyorum vatanımız için sonuna kadar çalışacağım.
AKİT TV SKANDALINA YANIT
Dün Kılıçdaroğlu'nu da asmamız lazım diyorlar. Bana saldıran PKK idi, şimdi başka bir cepheden aynı kafa saldırıyor. Kimden hangi saldırı gelirse gelsin büyük Türkiye davasından, Atatürk'ün yolundan asla dönmeyeceğim. Efendim beni asacaklarmış da ben korkacakmışım. Beni asacaklarmış, benim idamım için kanun getireceklermiş, getirmezseniz namertsiniz, imzalamazsam namerdim!
"ANKARA'NIN HUZURA İHTİYACI VAR"
Ankara TC devletinin başkenti, milli kurtuluş savaşının merkezi, gazi Meclis'i bağrına basan Ankara. Ankara'yı yıllardır yönetiyorlar, Ankara'nın hiçbir sorununu çözmüyorlar. Rant dağıttılar ama artık Ankara'nın da huzura ihtiyacı var.
Ankara'nın da trafik sorununun çözülmeye ihtiyacı var, esnafın, sanayicinin huzur içinde yaşamaya ihtiyacı var. İşsizlik almış başını gidiyor.
BEKA TARTIŞMASI: "SANKİ SAVAŞA GİDİYORUZ"
1 milyon yeni işsiz var. Ne demektir 1 milyon evde çocukların yatağa aç girmesi, okula harçlıksız gitmesidir. Saray bunun farkında mı? Neymiş Türkiye'nin beka sorunu varmış. 17 yıl önce bu ülkenin beka sorunu yoktu. Kim getirdi bu hale. İyi yönetemediniz milleti ekmeğe muhtaç ettiniz. Beka sorunu varsa sebebi iktidardır, üretmemektir. Türkiye pamuğu, mercimeği ithal ediyor. Neden vatandaşın sorunu çözülmüyor. Sabahtan akşama bize saldırıyorlar. Sanki savaşa gidiyoruz. Altı üstü yerel seçim.
Muhtar, meclis üyesi, başkan seçeceğiz. Sanki savaşa giriyoruz bundan herkesin kaçınması lazım. Hepimiz gideceğiz bütün bu sorunların kaynağı olan iktidara bir demokrasi dersi vereceğiz.
Sen beni yokluğa mahkum ettin, çocuğum işsiz kalkıp meydanlarda konuşuyorsun diyeceksiniz ve bunlara bir ders vereceğiz. Söz mü!
"17 YIL SONUNDA NASIL SOĞAN KUYRUĞUNA MAHKUM OLDUK?"
Keçiören'de AKP'ye yıllardır özel bir destek verilir. Ben geçmişte AKP'ye oy verdin, ne istedilerse verdin. Neden bu insanlar 17 yılın sonunda soğan, patates kuyruğuna mahkum oldu. Her vatandaşımızın bunu sorup sandığa gitmesi gerek. Yeter demesi gerek.
Ankara nasıl kuruldu, Osmanlı'nın borcu nasıl ödendi, fabrikalar nasıl kuruldu? üretim sayesinde. Cumhuriyet'in ilk yıllarında pamuk, incir, üzüm, buğday satıp fabrika kurduk.Türkiye'nin ilk şeker fabrikası yumurta satılarak kuruldu. Şimdi fabrika satıp domates alıyoruz!
Diyorlar ki kimsenin önünde diz çökmeyiz, sen onu benim külahıma anlat. Trump telefon etti apar topar papazı bıraktı. Neden büyük patron aradı. Madem suçluydu niye bıraktın, suçsuzsa niye tutukladın.
"149 MİLYAR DOLARLA KAÇ FABRİKA KURULURDU?"
Ben diğer siyasetçilere benzemem, malda mülkte gözüm yok. Vatandaş huzur içindeyse ben de huzur içindeyim. Komşusu açken tok yatılmaz bizde. Cennet gibi bir ülkede yaşıyoruz neden bu kadar ürünü dışarıdan alıyoruz. Son 16 yılda Londra'daki bir avuç tefeciye ödenen faiz 149 milyar dolar. Bu parayla kaç Keban kurulur, kaç fabrika kurulurdu. İktidar vatana değil, tefecilere çalışan bir iktidar.
Ülkücü olmak ne demektir, hiç kimsenin müdahale etmediği, saygın bir Türkiye'yi inşa etmektir. Bu lafla olmaz, bu çalışmakla olur. Bütün fabrikaları sattılar.
Şimdi sıra geldi silah fabrikasını satmaya. Bu 20 Aralık 2018 tarihli Cumhurbaşkanı kararnamesi, Resmi Gazete. Diyor ya biz bu fabrikayı satmadık diyor ya işte kendi imzası. MSB 1. Anabakım yönetimindeki fabrikanın özelleştirme kapsam ve programına alınmasına deniyor. İşletme hakkının 25 yıllığına verilmesine karar verilmiştir. Kimin imzası var Recep Tayyip Erdoğan.
İspat edersen Cumhurbaşkanlığını bırakırım diyordu, işte ispat bırakır mı? Soru şu sen Tank Palet fabrikasını yabancı bir orduya satıyorsan bu devletin namusunu satıyorsun demektir. Bütün ülkücü arkadaşlarıma seslenmek istiyorum. Kendi silah fabrikasını yabancı orduya peşkeş çekene milliyetçi denmez, oy verene de milliyetçi denmez.
"BEN SANA BULACAĞIM 50 MİLYON DOLAR"
Erdoğna diyor ki "Kamu imkanları ile 50 milyon lira yatırım gerektiği için" ne diyor 50 milyon doları Katar'dan alıyor. Nedir acaba senin Muğla'daki yazlık sarayın için harcadığın para 1 milyar doların üzerinde. Bir ülkenin silah fabrikasını 50 milyon dolar bulamadığı için satıyor. Buradan sesleniyorum o sözleşmeyi iptal et ben bulacağım o 50 milyon doları.
Dünyanın en büyük 5 fabrikasından birini sen kalkıp Katar ordusuna satıyorsun. Tank yapacaklar biz alacağız. Parayı kim alacak Katar ordusu alacak. Bunu aynı zamanda Bahçeli için de söylüyorum.
Devletin silah fabrikası başka bir ülkeye satılır mı? Kaça sattı o da belli değil!
Acaba bedava uçak karşılığında bizim silah fabrikasını mı verdi? Erdoğan'a soruyorum milletin önüne çıkıp beni eleştiriyorsan, mülkiyeti bize ait diyorsan e bari memleketi verseydin! Bu nasıl bir vatan sevgisidir.
İthal adayla Ankara mı yönetilir? 6 milyonluk Ankara'da bir tane başkanlık yapacak adam bulamadınız mı? Bütün bunları Ankaralıların düşünmesi lazım.
Mansur Yavaş: Ne yaparlarsa yapsınlar sandıklar patlayacak
CHP'nin Ankara Büyükşehir Belediye başkan adayı Mansur Yavaş Keçiören'de konuştu.
Mansur Yavaş'ın konuşmasından satır başları;
Belli ki bir 5 yıl sizlere hizmet etme şansını bize tanıyacak. Ankara'nın temel sorunları hiç değişmiyor. Ulaşım, trafik, içilebilir su problem. Biz bunları çözeceğiz dediğimizde, siz yapamazsınız bizim arkamızda devlet var derler. 17 yıldır iktidar da aynı, belediye de aynı. Bunca zamandır hiçbir sorun çözülmemiş.
Ankara'da en önemli sorun işsizlik. Ankara'nın ekonomisini nasıl canlandırırız diye projelerimizi anlatmaya başladık. Halkın parasını karşılığı olmayan çılgın projelere yatırmaya alışkın olmayanlar diyorlar ki Yavaş'ın projesi yok.
100 günde 100 proje kitapçığımızda projelerimizi ortaya koyduk. Öncelikli hedefimiz fuar alanımızın tamamlanması, organize sanayilerin ayağa kalkması, mal üretiminin sağlanması.
Kırsal kalkınma için su ve enerji desteği sağlayacağız. Yıllarca Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin para döktüğü yurt dışından getirdiği fide, fidan işine son verecğiz. Ankara halkının ekmesini sağlayacağız. Ankara'nın parası Ankaralılara gidecek.
"EN BÜYÜK PROJEMİZ"
En büyük projelerimizden biri de şu; Kızılırmak'tan buralara 1 milyon dolar su getirmek için harcandı. Bu suyu Gölbaşı ve Bala arasında bin km²lik alanda sulu tarım yapılmasını sağlayacağız. Hem istihdam sağlanacak, hem de Ankaralı hemşerilerimiz ucuz sebze yiyecek.
Sosyal yardımlar için kart dağıtıcağız, GİMAT'ta bir esnaf değil çok sayıda esnaf para kazanacak. Ailelerimiz ihtiyaçlarını bu kart ile mahalle esnafından karşılayacak.
Evet haklılar AVM yok, plaza yok. Projesi olana bakıyoruz Kızılırmak Kayseri'nin içinden geçecek demiş, deniz getireceğim demiş yapılan birşey yok. Ne ekolojiye uygun ne de halkın ihtiyacı. Neymiş Ankara'ya mavi plaj yapacakmış. Millet açlıktan bayılıyor, bunlar plaj derdinde. Bunlar halkın içinde gezmemekten. Ama anladığım kadarıyla O da hep A Haber izliyor.
Ankara'yı kaybedeceklerini anlayınca inanılmaz iftiralara başladılar. Hala da devam ediyorlar. Yapacağımız tek şey onları kötülükleri ile birlikte sandığa gömmek.
Ne yaparlarsa yapsınlar sandıklar patlayacak, Ankara'da yönetim değişecek.
Sandıklara sahip çıkacağız, 2014'deki gibi acı yaşamayacağız. Bir tek oyun peşine düşeceğiz, bütün Ankaralılar sonuna kadar takip edecek. En ufak bir hileye izin vermeyecek.
10 gün kaldı, 10 gün sonra bu yönetim değişecek, daha çok çalışarak sandıklara sahip çıkarak Ankara'ya huzur ve bereketi getireceğiz.