Kılıçdaroğlu'ndan Gezi Parkı olaylarına aydınlanma hareketi benzetmesi
Partisinin TBMM Grup Toplantısında konuşan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Gezi Parkı olaylarını aydınlanma hareketine benzetti ve "Her şeye rağmen hepimiz bu davanın adalet içinde sonuçlanmasını bekliyoruz. Her şeye rağmen adalet, güzellik olmalı, her şeye rağmen birlikte yaşamalıyız." dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısında konuştu ve gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Türkiye'nin güzel bir ülke olduğunu belirtti ve farklı görüşlere rağmen, birlikte huzur içinde yaşamak istediklerini dile getirdi. Bu sözünün ardından huzur bırakılmadığını savunan CHP lideri, "Asla ve asla umutsuzluğa kapılmayın. Bu ülkeye güzel baharı hep beraber getireceğiz. Demokrasi içinde getireceğiz, halkın oylarıyla getireceğiz. Öteden beri söylerim, yine söylüyorum; ben bu milletin ferasetine güveniyorum." dedi.
Kılıçdaroğlu, milletin bir noktada "yeter artık" diyerek oyunun rengini değiştirebileceğini, halkın çıkarlarını savunan, kul hakkı yemeyen, kararlı bir kişiyi, kararlı ve onurlu bir partiyi iktidara taşıyabileceğini dile getirerek, "Biz bunu yapacağız." ifadesini kullandı.
"BASKI REJİMİNE KARŞI BİR TEPKİ"
Daha sonra açıklamalarına Gezi Parkı olaylarına ilişkin davanın sürdüğünü hatırlatarak devam eden Kılıçdaroğlu, bu olayların, ülkenin genç, yetenekli, okumuş, hayatı sorgulayan gençlerinin, baskı rejimine karşı bir tepkisi olduğunu öne sürdü.
Kılıçdaroğlu, bu gençlerin ülkelerini, doğayı, ağacı, kuşu sevdiğini, farklı görüşte olsalar da bir araya gelip tartışmaktan keyif aldıklarını kaydederek, "Biz düne kadar 'gençler acaba bu ülkenin sorunlarıyla ilgileniyorlar mı' diye düşünürken bir baktık ki gençler bizden çok daha iyi düşünüyorlar, dünyayı bizden daha iyi sorguluyorlar." değerlendirmesinde bulundu.
"GEZİ EYLEMİNİ, AYDINLANMA HAREKETİ OLARAK GÖRMEMİZ GEREKİYOR"
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Gezi eylemini, bir baskının ortaya çıkardığı aydınlanma hareketi olarak görmemiz gerekiyor. Dolayısıyla gençlerin yaptıkları eylemleri de saygıyla, sevgiyle karşılamamız gerekiyor. Bir dönemin savcılarının hazırladığı iddianamelerle, ki o savcıların bir kısmı kaçtı bir kısmı hapiste, bizim gençlerimiz, akademisyenlerimiz, sanatçılarımız yargılanıyor. Bunlar doğru değildir. Buna izin vermemek lazım. Adalet dediğimiz kavramın içini boşaltmamamız lazım. Adalet dediğimiz kavramın yüce bir kavram olduğunu, insanlığın temelini oluşturduğunu unutmamak gerekiyor. Gezi olaylarının üzerinden çok zaman geçti. Çok sayıda gencimiz hayatını kaybetti, iktidarın kurduğu baskı sonucu gençlerimiz hayatını kaybetti. Hiçbir zaman gençlerimiz eline silah almadı. Kimisi eline gül, kimisi karanfil, kimisi piyano, kimisi gitar, kimisi saz aldı. Ramazan Bayramı'nda beraber namaz kıldılar. Bu kadar güzel, bu kadar hoşgörülü bir eylemi kalkıp da bir darbe eylemi gibi tanımlamak asla ve asla doğru değildir."
"NASIL BİR HUKUKTUR, NASIL BİR ADALETTİR?"
AİHM'in, Gezi Parkı davası sanıklarından iş insanı Osman Kavala'nın serbest bırakılması kararı verdiğini ancak bu kararı uygulayacak mahkeme bulunmadığını öne süren Kılıçdaroğlu, "Nasıl bir hukuktur, nasıl bir adalettir? Bir üst mahkemenin verdiği kararı bir alt mahkeme 'sen ne okursan oku ben buna uymayacağım' diyebiliyor. Bu gücü, bu cesareti nereden alıyor?" diye sordu.
Alt mahkemelerin, istinaf mahkemelerinin, Yargıtay, Danıştay, Anayasa Mahkemesinin neden kurulduğunu soran Kılıçdaroğlu, "Kaldırın bunları. Bir kişiyi oturtun, saraydan bir yetkiliyi, kararı versin, mesele de bitsin. Sorunu bu noktaya getirdiler." dedi.
AİHM kararlarının uygulanmasının, anayasada yer aldığına işaret eden Kılıçdaroğlu, ancak hakimlerin, Anayasa Mahkemesini de anayasayı da tanımadığını iddia etti. Kılıçdaroğlu, bundan Türkiye'nin ve itibarının zarar gördüğünü belirterek, bu saatten sonra dünyaya Türkiye'de hukuk ve adalet olduğunun anlatılamayacağını savundu.
Gezi Parkı olaylarına yönelik 1376 kişinin "Ben de oradaydım." diye bir metin hazırladığını ve dağıttıklarını anlatan Kılıçdaroğlu, "Ne kadar masum ve güzel." diye nitelendirdiği metni okudu.
Anayasanın "Herkes önceden izin almadan silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir." dediğini belirten Kılıçdaroğlu, ancak anayasanın, 'saray iktidarı ve yargıçlar' için geçerli olmadığını ileri savundu. Kılıçdaroğlu, "Dolayısıyla her şeye rağmen hepimiz bu davanın adalet içinde sonuçlanmasını bekliyoruz. Her şeye rağmen adalet olmalı, her şeye rağmen güzellik olmalı, her şeye rağmen birlikte yaşamalıyız." değerlendirmesinde bulundu.