Kim Bu Budist Çeteler

Arakanda neler oluyor. Budistlerin lideri kim, arakanda neden katliam var, budist çeteleri kim yönlendiriyor. Myanmar'da son dakika gelişmelerini haberimizde bulabilirsiniz.

Kim Bu Budist Çeteler

Myanmar’da Arakan Müslümanlarına yönelik Budist çeteler ve ordu eliyle yürütülen katliamlar ve göçe zorlama politikası tüm hızıyla sürüyor. BM dün itibarıyla Bangladeş’e sığınan Müslümanların sayısının 125 bini geçtiğini açıkladı. Uluslararası Kriz Grubu da yayınladığı özel raporunda Mayanmar hükümetinin Arakanlılara karşı nefreti ve saldırıları körükleyen Budist çetelerle mücadele edemediğini belirtti. Merkezi Brüksel’de bulunan ve dünya genelindeki krizler hakkında rapor hazırlayan grup, Myanmar’daki aşırı milliyetçi Budist grupların ülkedeki gerginliği artırmada oynadığı role ilişkin “Myanmar’da Budizm ve Devlet Gücü” başlıklı rapor yayımladı. Myanmar hükümetinin radikal Budist gruplara karşı mücadelede başarısız kaldığı belirtilen raporda, hükümetin uyguladığı yasakların işe yaramak yerine bu grupların toplum nezdinde ellerini güçlendirdiği ifade edildi. Raporda, Myanmar’ın Arakan eyaletinin yeni bir krize sürüklendiği, radikal Budist milliyetçilerin gerginliğin artmasını fırsat bilerek nefret söylemini ve şiddeti artırdığı vurgulandı. Arakan’daki artan şiddettin İslam karşıtı duyguları körüklediği, mevcut krizin toplumlar arası bölünme ve şiddete yol açtığı kaydedilen raporda, bu durumun ülke geneline sıçrayabileceği uyarısında bulunuldu. 
Myanmar’ın önde gelen MaBaTha (Irk ve Dinin Korunması Derneği) adlı radikal Budist grubunun Müslümanlara karşı şiddet ve nefreti körüklemekte etkin rol oynadığına işaret edilen raporda, Myanmar hükümetinin bu gruba karşı aldığı önlemlerin grubu zayıflatmak yerine güçlendirdiği kaydedildi. Raporda, MaBaTha gibi milliyetçi Budist grupların Myanmar toplumu nezdinde özellikle dini konularda çok etkili olduğu belirtildi.

Myanmar İnsan Hakları Ağı (BHRN), Arakanlı Müslümanlara yönelik ordu eliyle yürütülen şiddet kampanyası bulunduğunu ve ülke çapında “Müslümanlardan arındırılmış bölgeler” oluşturulduğunu bildirdi.

BHRN’nin raporunda, Myanmar’daki Müslümanlara yönelik zulümlerin, özellikle 2012’den bu yana artarak devam ettiği kaydedilerek, “Müslümanların ibadethaneleri kapatılmış ya da kullanılamaz hale getirilmiştir.” tespitine yer verildi. Myanmar’da sivil yönetim” döneminde de Müslümanlara zulmün devam ettiğine işaret edilen raporda, “Müslümanların büyük bölümüne kimlik kartları verilmiyor. Arakanlı Müslümanlara yönelik ordu eliyle yürütülen bir şiddet kampanyası var” değerlendirmesinde bulunuldu.

BURMADA SOYKIRIM

Batı basını bir aydır, Myanmar eski adıyla Burma Müslümanları üzerine yayın yapıyor… ‘Faşist Burma yönetimi, Müslümanları katlediyor!’ ‘Budist çeteler Müslüman azınlığa kıyım yapıyor!’ haberler böyle… Haberlerin veriliş şekli ve bir anda küresel medyada duyulması , bizden İHH ve Anadolu Ajansı’nın hemen bölgeye intikali bana Darfur’u hatırlattı.. Yakında Angelina Jolie de, Lara Croft kostümüyle bölgede boy gösterir..
Öne çıkarılan haber ne? Güney Asya’nın ortasında, çileli mi çileli bir ülkede ‘müslümanlar’ katlediliyor. Kim katlediyor: Faşist hükümet ve ‘Budist çeteler!’ Üstelik Ramazan ayında!
Neden? ‘Çünkü onlar cani!’
Bu kadarla tatmin olacaksanız mesele yok.. Perdenin arkası mı? Çok tanıdık bir süreçten geçiyor Asya’nın mücevheri… Param parça ediliyor.. Etnik ve dini savaşın içine sürükleniyor… Malına mülküne Küresel şirketler tarafından el konuluyor.. İktidar ve muhalefet küresel odakların ipi ucunda oynuyor, önlerine kırmızı halı seriyor.
Burma son 2 yıldır ‘açılım’ üzerine açılım yaptı. Terör faaliyeti yapan etnik bölücüler affa uğradı. Burma’nın Nobel barış ödüllü Leyla Zana’sı yıllardır ev hapsindeydi, bırakıldı.. Aung San Suu Kyi Burma’yı 1948’de İngiliz mandasından kurtaran kahramanlardan birinin kızı.. 2010’da serbest kalır kalmaz, ABD’nin ‘demokrasi’ kuruluşlarıyla, ABD dışişleri zevatıyla samimi görüşmelere başladı.. Batı basınında gereken ilgi gösterildi, reklamı layığıyla yapıldı.. İlk işi ülkede silahlı direniş yapan etnik gruplara ve ‘kurtuluş orduları’na sahip çıktı…. Burma hükümeti ve muhalefeti tümüyle batılı danışmanların denetimindeydi..
Son iki yılda iki şey hızla gerçekleşti Burma’da :
Özelleştirmeler ve Açılımlar!
2 yıl öncesine kadar Burma ‘Asya’nın Libyası ‘gibiydi… Kamu sektörü güçlü, halkına bedava eğitim ve sağlık hizmeti veren bir ülkeydi. . ‘Dİ’ çünkü son 6 ayda adeta bir Kemal Derviş dokunuşuyla, ‘demokrasi kervanına’ katıldı ve nesi var nesi yoksa özelleştirdi..
Yasalar peşpeşe 15 günde çıktı. O zamana kadar yabancılara sanayii kuruluşları ve toprak satışı yasaktı. Yasallaştı. Sanayide sadece Burma vatandaşlarını çalıştırma zorunluluğu vardı, zorunluluk kaldırıldı. Ortalığı işsizlikle beraber yabancı ‘köle işçi’ler sardı.. Merkez bankası küresel çetelerden bağımsızdı.. Bağımlılaştırıldı!
Dörtbir yandan ‘işgal’e uğrayan ülkede düşmanlıklar arttı, açlık ve işsizlikle birlikte batı beslemesi çeteler işe başladı… Hükümet yolsuzluk ve rüşvet batağındaydı.. Muhalefet ondan beterdi…
Washington’daki ofislerde üzerine çarpı çekilmiş, ‘demokrasi’ getirilecek ülkelerden biriydi, Burma!
Neden?
Burma’nın haritadaki yerine bakın. Burma ABD’nin 2 yıl içinde deniz kuvvetlerindeki gemilerinin yüzde 60’ını konuşlandırmayı düşündüğü coğrafyanın en stratejik yerinde.
Bir yanında Çin var: ABD’nin nihai hedefi! Öbür tarafı Hindistan, içinden çıktığı ülke..
Açılımlardan sonra Amerika’nın Burma’ya 22 yıldır uyguladığı yaptırımlar sonladı ve ülkeye bir ABD büyükelçiliği açıldı….. Malum fıkrayı hatırlayın: ‘Neden Amerika’da terör faaliyeti yok? Cevap: Çünkü orada bir ABD büyükelçiliği yok!’
İşte öyle de oldu..
Burma Güney Asya’da gazın, petrolün, mücevherin, kerestenin, pirincin, deniz ürünlerinin bir numaralı merkezi.. Batan bir gemi gibiydi.. İnsanlar işsizlikle tanıştı.. Açlıkla tanıştı.. Etnik çatışmalar için düğmeye basıldı.. Tıpkı Irak’ta yaptıkları gibi , birgün bir budist’i öldüren Müslüman kılığındaydılar, diğer gün Müslümanı öldüren Budist.. Irak’da Şii ve Sunni ibadethaneleri bombalayan İngiliz istihbarat örgütü ajanları yakalanmamış mıydı? Batı basını her gün ‘Şiiler Sünni camileri bombaladı!’ ‘Sünniler, Şii ibadethanesini bastı!’ haberleri yapılmamış mıydı..? Her ikisini de bombalayanlar, basanlar, kadınlara tecavüz edenler, çocukları kaçıranlar, batı istihbaratı kışkırtmasıyla ayağa kalkan, maaşa bağlanan, ‘demokrasi’ kuruluşlarıyla irtibatlı olan çetelerdi. Başlangıç yapıldıktan sonra arkası nasılsa gelirdi!
2011 aralığında 50 yıl sonra ilk kez bir Amerikan Dışişleri Bakanı Clinton, Burma’yı ziyaret etti. Ardından İngiliz Dışişleri Bakanı William Hague Burma’da boy gösterdi. O da 1955’den beri Burma’ya gelen ilk İngiliz Dışişleri Bakanı’ydı.. Ardından Batılı şirketlerin iş adamları sökün etti.. Telekomdan petrole tüm şirketler ellerine geçti..
Wall Street Journal Burma için ‘Asya’daki Son Büyük Pazar!’ diye başlık atıyordu.. ‘Potansiyeli görmezden gelinemeyecek kadar büyük!’ diye ekliyordu.. Küresel şirketlerin ağzının suyu akıyordu..
Yıllardır tüm hakları gaspedilmiş, Burma Bengladeş ve Hindistan’a yayılmış Müslüman nüfus ülkenin batısında Arakan’da yaşıyor.. Bir kısmı Ürdün’deki Filistinliler gibi, 1948’den beri gecekondulaşmış mülteci kamplarındalar.. Fırsat bulunca Bengaldeş’e Malezya’ya kaçıyor, oralardan da sınırdışı ediliyorlar.. Ne Arakan’da ne Bengaldeş’de sevilmiyorlar. Budistlerle aralarında zaten iş aş ev konusunda çekişme var..
İşte o bölgede son bir haftada 62 kişi hayatını kaybetti. Yüzlerce insan yaralandı… Haziran başında 10 müslüman bir Budist çete tarafından linçe uğradı.. Bir kadına tecavüz edip öldürmekle suçlanmışlardı.. Ardından Müslüman gruplar Budistlere saldırdı.. Ve sonra Budistler Müslümanlara saldırdı … Binlerce yıldır birarada yaşayan vatandaş bakakaldı… Sokaklar savaş alanıydı ve 30 bin kişi göçe zorlandı..
Senaryoyu yazanlar, göç, uyuşturucu ticareti silahlı çeteler gibi nedenlerle zaten BM örgütlerini bölgeye konuşlandırmışlardı. İstihbaratçılar da özel birlikler de danışmanlarda Buırma’da hazır ve nazırdı…
Burma’da insanlar ölüyor, Müslümanlar da Budistler de diğerleri de kana bulanıyor…. Burma ‘Büyük oyun’da önemli bir nokta… Kaosa taşınacak bir başka Güney Asya incisi.. Libya ile benzetilirdi! Libya bombalandı varı yoğu alındı.. Burma yönetimi ise katillerinin ayağının altına kırmızı halı serdi, Celladını evine davet etti.. Şimdi olan, gününü kurtarmaya çalışan Tibet ve Himalayaların barış sever insanlarına olacak! Oyunun farkına varamazlarsa Burma kan rengine bulanacak!
Arakan’a Angelina Jolie gelip bir dolanacak.. Kavgadan kaçanlar sınırlara yüklenecek.. Gri bölgeler oluşacak ve Barış gücü askerleri kavgayı ayırmak için bölgeye yerleşecek… ABD deniz gücü Bengal Körfezi’ne ve Arakan kıyılarına gelecek…
‘Müslümanlar öldürülüyor!’ demekle bitmiyor.. Senaryo hiç değişmiyor.. Darfur’da da Libya’da da Suriye’de de küçük farklarla aynı oyun sahneleniyor.. Stop imperialism.comsitesi yazarı Eric Draitser durumu özetliyor:
‘Arakan eyaleti başkenti Sittwe, Çin’in kullandığı en büyük liman, Çin’in içlerine kadar giren bir petrol boru hattı oradan başlıyor. Çin’i engellemek için en iyi yol doğal olarak Sittwe’de bir çatışma çıkarmak!’
Çatışma çıkarıldı.. Şimdi masum insanların cehennem zamanı!

Myanmar'ın arakan bölgesinde azınlık Müslümanlara karşı ülkenin güvenlik güçlerince uygulanan zulüm sürüyor. Son gelen bilgilere göre Bangladeş sınırında duyulan patlama sesinin ardından bölgedne ince bir Duman yükseldi. 

Bangladeş sınır polisi Myanmar'ın yaklaşık 50 kilometre içinde meydana gelen patlamada bacağını kaybeden bir kadının tedavi edilmek için Bangladeş'e getirildiğini söyledi.

Bölgede bulunan Reuters haber ajansı muhabiri Myanmar'daki bir köyden patlama sesi ve sonrasında yükselen dumana şahit olduğunu belirtiyor. 

Rohingya yani Arakanlı Müslümanlar 25 Ağustos'tan bu yana Myanmar polis güçleri ve askerlerinin şiddetine maruz kalıyor.

Çatışmalarda en az 400 Arakanlı'nın  öldürüldüğü bellirtiliyor. Ancak kimi kaynaklara göre ölü sayısı binden fazla. Myanmar yönetimi ülkeye  basın mansubu ya da Birlemiş Milletler İnsan Hakları Örgütü'nden temsilcilerin girmesine izin vermiyor. Bu sebeple herçek kayıp tam olarak bilinmiyor. 

Myanmar'dan Bangladeş'e kaçmayı başaran Arakanlılar'ın sayısı 90 bini geçti. Kaçış sırasında da çok sayıda can kaybı yaşanıyor. Son açıklanna rakama göre Naf Nehri'nden geçişlerde 39 Arakanlı Müslüman boğularak hayatını kaybetti. 

ARAKAN'DA SON DURUM

Son açıklamalara göre Naf Nehri'nde teknelerinin alabora olması sonucu yaşamını yitiren Arakanlı Müslümanların sayısı 39'a ulaştı.

Myanmar-Bangladeş sınırındaki Naf Nehri, yıllardır uğradıkları zulümden kaçan Arakanlı Müslümanların kaçış noktası. Arakanlı Müslümanlar nehirden geçerek Bangladeş'in Cox's Bazar kentine bağlı Teknaf'a ulaşmayı, oradan da Arakanlı mülteci kamplarının olduğu Cox's Bazar kent merkezine geçmeyi amaçlıyor.

Myanmar ordusunun terörle mücadele gerekçesiyle Arakan eyaletinde devam eden saldırılarında son 1 haftada çok sayıda Arakanlı Müslüman sivil hayatını kaybetti.Saldırılarda 60'tan fazla köy hedef alınıp bu köylerden onlarcası yakılırken, on binlerce Arakanlı can güvenliği nedeniyle bölgeden kaçmaya çalışıyor.

ROHİNGYA MÜSLÜMANLARI KİMDİR?
Arakan nüfusunun çoğunluğu, Rohingya Müslümanları ile Budist Rakhineler'den oluşmakta... 950 yıl önce Pagan bir Krallık kurulan Myanmar'a, Hindistan ve Çin'e yakın olması nedeniyle Budizm gelmişti. Bengal Körfezi'nde batan bir gemiden kurtulan Müslüman tüccarlar vasıtasıyla islamiyetin yayıldığı bölgede, 1430 yılında Arakan İslam Devleti kurulmuş, ilk sultanı da Süleyman Şah olmuştu. Uzun yıllar Avrupa ülkeleriyle ticaretin sürdürüldüğü Arakan ekonomik bakımdan oldukça güçlenmişti. Daha sonra İngiltere bölgeye girmiş, bir müddet sonra da yönetimi Burma Sultanlığı'na bırakmıştı. Siyasi iktidarı kaybeden Müslümanlar, Budist krallık tarafından yönetildi, bununla birlikte şiddet olayları da artmaya başladı. Budistler, askerlerden aldıkları destekle Müslümanları katliama girişti.

KATLİAMLAR NASIL BAŞLADI?
1942 yılında gerçekleşen ilk katliamda 150 bin Müslüman'ın öldüğü tahmin ediliyor.
1885’ten sonra İngiltere işgal ordusu altında yaşayan, 1948’de bağımsızlığını kazanan Burma, 1962 yılında askeri darbeyle iktidara gelen komünist General Ne Win'in yönetimine geçmesiyle, sosyalist tek partili sivil-askeri yönetim 1989’da ülkenin adını Myanmar Birliği Cumhuriyeti olarak değiştirir. General Ne Win, Arakanlı Müslümanları yok etmek için devletin tüm imkanları kullandı. Başkanlık süresi boyunca, 20 bin kadar Müslüman öldürüldü, kadınlara tecavüz edildi, evler, camiler, okullar yıkıldı. 1984 yılında da, Arakanlı Müslümanlar'ı tanımadıklarını açıkladılar. 1992 yılında 200 bin kişi Bangladeş'e sığınmak zorunda kalmıştı. Bundan sonra artarak devam eden şiddet eylemleri, Arakan Müslümanlarını ülkeden kaçarak başka ülkelere sığınmaya itti. Ancak, bu süreçte de deniz yolunda sayıları bile bilinmeyecek kadar çok kayıp verildi, sığındıkları ülkelerin ekonomik durumlarının kötü olması barınma sorununu ortaya çıkardı.

969 HAREKETİ NEDİR?
"Buda'nın oğlu" iddiasıyla da destek gören aşırılıkçı Budist rahip Aşin Wirathu önderliğinde kurulan "969 Hareketi", Budist kültürünü korumak için ve Müslümanların kendileri hakkında büyük planları olduğu, bunu engellemek gerektiği iddiasıyla bu hareketi başlattıklarını söylüyorlar. Wirathu dünyadaki terör olaylarının kaynağının da Müslümanlar olduğunu iddia ediyor.
Bir Müslümanın bir Budiste karşı işlediği her türlü bireysel suç, orantısız bir biçimde bütün Müslümanlara yönelik katliamlara neden oluyor. Ayrıca Müslüman halkın evlilik, iş, okul hayatı gibi konularda da özgürlükleri kısıtlanmış durumda. 135 etnik grubun olduğu Myanmar'da, hükümet Rohingya Müslümanlarını reddederek, hiçbir sosyal hak tanımıyor ve aslında Rohingya Müslümanlarının İngiliz sömürgesi döneminde Bengladeş’ten getirilen Bengalliler oldukları konusunda ısrar ediyor.

ARAKAN'DAKİ KATLİAMA KARŞI İLK ADIM

İngiltere'nin BM Daimi Temsilcisi Matthew Rycroft, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Myanmar'ın arakan eyaletinde yaşananları görüşmek için toplantı çağrısı yaptıklarını belirtti.

Rycroft, "İngiltere, Myanmar'daki durumu yarın görüşmek için BMGK'ye talepte bulundu. Arakan'da uzun süredir devam eden sorunların ele alınması gerekiyor. Tüm taraflara itidal çağrısı yapıyoruz." ifadelerini kullandı.

Konsey'in konuyu yarın görüşmesi bekleniyor ancak BMGK Başkanlığından henüz toplantıya ilişkin resmi açıklama yapılmadı.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres de dün yaptığı açıklamada, Myanmar'ın Arakan eyaletinde "güvenlik operasyonu" sırasında sivillerin öldürülmesinden derin endişe duyduğunu açıklamıştı.

25 Ağustos'ta polis kontrol noktalarına yapılan saldırının ardından Myanmar güvenlik güçlerinin Müslümanlara yönelik düzenlediği geniş çağlı operasyonlarda çok sayıda sivilin hayatını kaybetmiş, birçok kişi de evlerini terk etmek zorunda kalmıştı.

ARAKAN NASIL MÜSLÜMAN OLDU?

İslam'ın ülkeye girişi ilk kez Hicri birinci asırda Müslüman tacirler aracılığıyla oldu. Peygamberimizin sahabelerinden Vakkas bin Malik (r.a) ve bir grup arkadaşı bu ülkeye ilk ayak basan Müslüman tacirlerdir. Daha sonra Müslümanların bu ülke ile ticaretleri artmıştır. Hicri ikinci asırda Müslüman tacirlere ait bir gemi Arakan'a yakın Bengal Körfez'inde batmış ve gemideki onlarca Müslüman karaya çıktıktan sonra bir daha ülkelerine dönmemişlerdir. Arakan'a yerleşen bu Müslümanlar, İslam'ın bu bölgede yayılmasında büyük emek göstermişlerdir.

VE ARAKAN İSLAM DEVLETİ…

13. yüzyıla gelindiğinde Arakan Halkı tamamen Müslümanlaştı ve 1430 yılında Arakan İslam Devleti kuruldu. Arakan İslam Devleti'nin ilk sultanı ise Süleyman Şah'dır. Arakan İslam Devleti 1784 yılına kadar bölgeye hükmetti. Bu dönemde Arakan bir ticaret ve ilim merkezi oldu. Portekizliler, Hollandalılar uzun yıllar Arakan ile ticaret yaptılar ve Arakan, ekonomik olarak güçlü bir hale geldi.

İSLAM DEVLETİ YIKILDI, ZULÜM BAŞLADI

Arakan Halkı, İslam Devleti'nin yıkılmasının ardından Budistler tarafından sürekli olarak din değiştirmeye zorlandı. Fakat Arakanlı Müslümanlar her ne pahasına olursa olsun dinlerini terk etmediler. Bunun üzerine Burmalı Budistler, askerlerden aldıkları destekle Arakanlı Müslümanlara yönelik büyük bir katliama giriştiler.

150 BİN ARAKANLI MÜSLÜMAN KATLEDİLDİ

28 Mart 1942 yılında ilk olarak Minbya şehrine bağlı Çanbilli Köyünde başlayan, daha sonra da bütün Arakan'a yayılan bu katliamda en az 150 bin Arakanlı Müslümanın öldüğü tahmin ediliyor. Bu tarihi katliam esnasında yüz binlerce Arakanlı vatanını terk ederek komşu ülkelere sığındı.

ARAKANDA NELER OLUYOR

Geçtiğimiz Cuma günü Myanmar'da polis karakollarının basılmasıyla şiddeti artan Arakanlı Müslümanlara yönelik baskı sonucu 200'ü aşkın Müslüman katledildi. Bölgedeki son durum hakkında yerel kaynaklar 800'ü aşkın Müslüman'ın da yaralandığını bildirdi.

ÖLENLERİN YARISI ÇOCUK

Cuma sabahından beri Myanmar askeri tarafından başlatılan operasyonlarda şimdiye kadar yaklaşık 200 Rohingyalı Müslüman öldürüldü. Ölenlerin yarısı çocuk ve kadınlardan oluşuyor. Yaralı sayısı 800'ü geçmiş durumda. Bangladeş hükümeti mülteci girişini engellese de son birkaç günde 10 ile 15 bin arası Myanmar'ın Rohingyalı Müslümanları Arakan'dan yasadışı yollarla Bangladeş'e giriş yaptı. Yaklaşık 40 bin Rohingyalı Müslüman Bangladeş'e giremediği için sınıra yakın dağlık bölgede sığınmış halde…

MÜSLÜMANLARA AİT EVLER YAKILDI

Buthidaung, Maungdaw ve özellikle Rathedaung bölgelerinde Rohingyalı Müslümanlara ait 300'dan fazla ev, cami, Kuran kursu - medrese, okul ve dükkân yakılırken, 30'a yakın köyden insanlar can güvenliği için köyleri terk edip dağlık bölgelere sığındı. Maundaw, Buthidaung ve Rathedaung'da Myanmarlı askerler tarafından Müslümanlara kaşı operasyonlar halen devam etmekteydi.
Arakan’da Katliam Nasıl Başladı ?
Rohingya’da müslüman azınlığa karşı başlatılan soykırım, Budist Rahiplerin 3 müslüman gencin üzerine attıkları iftiranın alevlenmesi ile başladı.
Öncelikle 3 kişilik bir Budist Rahip grubu, 26 yaşındaki Burmalı bir kadına tecavüz edip ardından onu öldürdüler. Kadına tecavüz eden 3 kişiden birisi, kendisinin erkek arkadaşıydı ve kısa süre önce kadın tarafından terkedilmişti. Fakat aynı kadına tekrar geri dönmek istemesine rağmen, kadın tarafından reddedildi. Bunun ardından aynı kadın kendisine farklı bir erkek arkadaşı buldu. Bu durumu kaldıramayan eski erkek arkadaşı, yanına 2 kişiyi de alarak önce kadına tecavüz etti ve daha sonra da onu öldürdüler.
Katil Budist Rahipler, öldürdükleri kadının cesedini, bölgede bulunan bir müslüman köyünün yakınlarına bırakıp kaçtılar. Cesedin bulunmasının ardından yetkili Budist Rahipleri ve Burma Hükümet yetkilileri kadının başına gelen hadiselerden ötürü müslümanları sorumlu tuttular. Neticede 3 tane masum müslüman genç tutuklandılar. Tutuklanan gençlerden bir tanesi dövülerek öldürüldü. Diğer ikisi de mahkeme tarafından ölüm cezasına çarptırıldı. Böylece hükümet, bir iftira vasıtası ile tüm dünyanın gözü önünde müslümanlara karşı bir soykırımın ilk tohumlarını atmış oldu...


Bu hadiseyi takip eden aylarda, bir çok radikal rahip, Burma içerisinde ve dışarısında Rohingyalılara karşı bir anti-propoganda başlattılar. Burmalılara karşı kullandı slogan şöyleydi ; “Rohingya Burmanın bir vilayeti değildir. Onlar Bangladeşten gelen illegal göçmenlerdir”...
Anti-Rohingya Propogandalarından bir kare...
Daha sonra bu gösteriler, bir takım hükümet yetkililerinin katılımı ve desteği ile amacından saptırılarak çizgiden çıkmıştır.
Soykırım nasıl başladı ?
3 Haziran 2012 – Arakan şehri güneyinde bulunan Toungup şehir merkezinde, 8 müslüman hacı ve yanlarında bulunan 2 otobüs muavini ve bir kadın, Budist Rahipler tarafından öldürüldüler. 5 kişi ise kaçarak canlarını kurtarabildi. Hadise olduğu sırada öldürülen hacılar Thandwe’deki Thetsa mescidindeki bir dini merasimden ( islami/ilmi bir toplantı ya da münazara ) dönüyorlardı.
Öldürülen müslüman hacıların cesetleri...
Hacıları taşıyan otobüs, dönüş yolundayken terörist Budist rahipler tarafından durduruldu. Durdurulan otobüsün plakası 7(Ga)7868’dir. Rahiplerden birisi kapıya gelerek “Hepiniz inin aşağıya” diye seslendi. Otobüs şöförü ve muavin müdahale etmek istediler, otobüste herhangi yabancı birisinin olmadığını söylediler. Buna rağmen budist rahipler ilk olarak onları dövmeye başladılar. Daha sonra otobüsün içine dalan Budistler müslüman hacıları döverek otobüsten dışarı çıkardılar. Sayıları 300’ü bulan Budistler, müslüman hacıları yolun ortasına alarak ölünceye kadar dövdüler. Buna rağmen ne bir polis ne de bir hükümet yetkilisi olaya müdahale etmedi. Ne olay sırasında ne de olay bittikten sonra...
Otobüs baskını sonrasında dövülerek öldürülen müslüman hacılar...
Dövülerek hayatlarını kaybeden 8 hacının kimlikleri şu şekildedir ;
Muhammed Sharif - Taung Twin Gyi şehrinden
Muhammed Hanif - Taung Twin Gyi şehrinden
Shafield Bai - Taung Twin Gyi şehrinden
Aslam Bai - Taung Twin Gyi şehrinden
Balai Bai - Taung Twin Gyi şehrinden
Shuaib - Taung Twin Gyi şehrinden
Salim Bai – Myaung Mya şehrinden
Lukman Bai – Myaung Mya şehrinden
Ve bunlarla birlikte otobüste görevli olan bir karı-koca çift dövülerek öldürüldüler.
Diğer 5 müslüman hacı bu katliamdan kaçarak kurtulmayı başardılar. Rahipler kazandıkları bu zaferi ( ?) yola attıkları cesetlerin üzerlerine tuvaletlerini yaparak ve içtikleri şaraplarından dökerek kutladılar. Buna rağmen hiçkimse tutuklanmadı ve bu katillere karşı herhangi resmi bir soruşturma dahi açılmadı. Cesetler aynı günün akşamında Thandwe de toprağa verildiler.

Myanmar ordusundan Müslümanlara saldırı
32 kişinin hayatını kaybettiği saldırılar sonrası Myanmar ordusu Müslüman Arakanlılara yönelik saldırılarını artırdı.
Myanmar'da polis karakoluna düzenlenen saldırı sonucunda 11'i güvenlik personeli olmak üzere 32 kişinin hayatını kaybetmesi sonucu Myanmar güçleri Arakanlılara yönelik saldırılarına hız verdi.

Bölgeden gelen video ve fotoğraflarda Myanmar Ordusu'na ait helikopterlerin Müslüman Arakanlıların yaşadığı bölgelerde keşif uçuşları yaptıkları gözlenirken, bu helikopterlerden açılan ateş sonucu çok sayıda Myanmarlının hayatını kaybettiği öğrenildi.

Myanmar'ın Arakan eyaletinde cuma günü karakollara düzenlenen saldırıların ardından bölgede yeniden artan şiddet olaylarında 2 ila 3 bin arası Müslüman'ın katledildiği belirtiliyor. Avrupa Rohingya Konseyi adına yapılan açıklamaya göre katliamı gerçekleştirenlerse Myanmar ordu güçleri.

Sadece bir erkek çocuk hayatta kaldı

Sadece arakan'ın Rathedaung kentine bağlı Saugpara köyünde dün  900-1000 arasındaki Müslüman'ın öldürüldüğü bilgisini aktaran Schug, bu  katliamdan sadece bir erkek çocuğun hayatta kaldığını belirtti.

Silahlı grupların Cuma günü 30 karakola saldırması sonrası bölgede çatışmalar yeniden alevlendi.

Arakan eyaletinde geçen yıl ekim ayında polis kontrol noktalarına  yapılan ve 9 polisin hayatını kaybettiği saldırıların ardından Myanmar ordusunun  başlattığı operasyonlar, Müslüman azınlığı büyük şiddet dalgasına maruz bırakmıştı.

Arakan'daki çatışmaların yeniden alevlenmesi üzerine, binlerce kişi kaçarak Bangladeş sınırına yığıldı. Bangladeş polisi ise, sınırı geçmek isteyen Arakanlı Müslümanları geri çeviriyor.

PEKİ NEDEN ARAKANLI MÜSLÜMANLAR BUDİSTLER TARAFINDAN ÖLDÜRÜLÜYOR?

Özellikle Mısır’daki genel olarak da tüm dünyadaki Müslümanların meselelerini ve dertlerini gündeme getirebilme hedefi ile kurulan El Faruk Medya Kurumu’nun Burma’dak‘ mazlum Müslümanlara destek için yayınladığı 11 dakikalık video görüntüsünde işgal altındaki Arakan’da yaşayan Müslümanların durumlarından haberdar olan kimsenin acı, üzüntü ve kedere kapılacağı, kardeşlerinin karşı karşıya kaldıkları zorluk ve dertlerden tüylerinin diken diken olacağı ifade ediliyor. Ardından Arakan Müslümanlarının yüzyıllardır her türlü işkencelere maruz kaldığı, mallarının gaspedildiği, namuslarına saldırıldığı, yardım çağrısında bulundukları, haykırdıkları ancak kimsenin seslerine kulak vermediği vurgulanıyor.

Arakan, Myanmar Nerede?

Arakan, Myanmar’ın kuzeybatısında yer almaktadır. Arakan nüfusunun önemli çoğunluğunu “Rohingya” Müslümanları ile Budist “Rakhine”ler oluşturmakta. İslam, Arakan’da 8. yüzyıldan itibaren bölgeye gelen Müslüman tüccar ve dervişler vasıtasıyla yayıldı. Arakan’da 1430’da bir İslam devletinin kurulduğu ve bu devletin 1784 yılında Budist krallık tarafından işgal edilinceye kadar 354 yıl bağımsız bir devlet olarak kaldığı bilinmektedir.

Myanmar Arakan Nerede, Arakanda Neler Oluyor

1948 yılından beri Budist Myanmar devletinin işgali altında bulunan Arakan’daki Müslümanlar, büyük baskı ve kısıtlamalar içerisinde yaşamlarını sürdürmeye çalışımakta. Bölgede Müslümanların evlenmeleri, seyahat etmeleri ve okumaları yasaktır. Müslüman çocukların sadece ilkokula kadar okuyabilmelerine izin veriliyor. Müslümanların seyahat yasakları o kadar geniş ki başka bir kasabaya ailelerini ziyarete gitmek için bile izin almaları gerekiyor.

1 Milyondan fazla Arakanlı Müslüman başta Bangladeş olmak üzere Pakistan, Malezya, Suudi Arabistan’da çok kötü şartlarda mülteci olarak yaşam savaşı vermektedir. Kamplarda açlıktan toplu ölümler alışılagelmiş bir durum haline gelmiştir.

Arakan nerede?

Bangladeş-Burma sınırının 50.000 kilometre karelik bir alanında bulunan Arakan, Myanmar’ın 7 eyaletinden biri. Batı’da Bengal körfezine sınırı var. Bilindiği kadarıyla milattan önce 3. Yüzyıla dayanan bir geçmişe sahip olan bu eyalet çoğu krallığa ev sahipliği yapmıştır. Asıl nüfusu 4 milyondan fazladır. Fakat uğradıkları zulüm ve sürgünlerden dolayı bu nüfusun yalnızca 1,5 milyonu bölgede tutunmayı başarabilmiştir. Geçtiğimiz birkaç yıl içinde de bu nüfus 1 milyona indi. Geri kalan nüfus ise başka ülkelerde mülteci durumundadırlar.

Sık sık Müslümanlara yapılan zulümlerle gündeme gelen Arakan’da durum zannettiğimizden daha kötü. Yeni sandığımız bu zulümler aslında 250 yıldır sürüyor. Tarihinin en büyük soykırımını 29 Mart 1942’de yaşayan Arakan’ın Minbya şehrine bağlı Çanbilli Köyünde kısa bir süre içinde 150.000 Müslüman, Budist rahipler tarafından katledildi, nüfusun büyük çoğunluğu ise yurtlarından sürüldü.

Zaman zaman baskınlar yapılsa da Müslüman köylerinde normal yaşam sürdürülmeye çalışılıyordu.

Peki bu zulümler ne zaman nüksetti?

Tüm dünyada olduğu gibi Myanmar’da da ölümlere/katliamlara bir kılıf bulunmuş ve bu bahanelerle zulümlere izin bulunmuştur.

Geçtiğimiz yıllarda 3 Budist rahip, Burma’lı bir kadına tecavüz edip öldürdü ve cesedini bölgedeki bir Müslüman köyünün yakınlarına bırakıp kaçtı. Kadının cesedini bulunmasının ardından Budist Burma hükümeti yetkilileri olaydan Müslümanları sorumlu tuttu ve 3 masum Müslüman tutuklandı. Bunlardan biri dövülerek katledilirken diğer iki Müslüman da idama mahkûm edildi. Böylece soykırım ve katliam bahanesi bulunmuş oldu.

Takip eden günlerde radikal Budist gruplar, Rohingya Müslümanlarına karşı anti-propaganda başlattı ve onların Bangladeş’ten gelen mülteciler olduğunu iddia ederek sınır dışı edilmelerini istedi. Budist hükümet yetkilileri de bu gösterilere katılıp destek verince soykırıma yeşil ışık yakılmış oldu. Bu gösterilerin ve kışkırtmaların başında Aşin Virathu isimli rahip ve 969 lakaplı Budist örgüt bulunuyor. Bu rahip Müslümanları, Myanmar’ın en büyük düşmanı olarak nitelendiriyor. Ve sosyal medya üzerinden Budistleri Müslümanlara karşı örgütlüyor.

0
0
0
0
0
0
0
👍
👎
😍
😥
😱
😂
😡