Konya iftar vakti 2020 ne zaman 25 Nisan? İftara kalan süre ne kadar?
Konya iftar vakti 2020 ne zaman 25 Nisan Cumartesi? İftara kaç saat kaldı? İftara kalan süre ne kadar? soruları Ramazan ayında iftarı bekleyen Konyalılar tarafından araştırılmaya başlandı. Biz de sizler için bu soruların cevaplarını araştırdık. İşte detaylar.
11 ayın sultanı bu sene de bizleri şereflendirdi. Ramazan ayında oruç tutan ve iftar için saatleri gözleyen illerimizden birisi de Konya. Konyalılar internette merakla iftar saatini merak etmeye başladı. Peki Konya iftar vakti 2020 ne zaman 25 Nisan Cumartesi? İftara kaç saat kaldı? İftara kalan süre ne kadar? Tüm emrak edilenler haberimizde.
KONYA İFTAR VAKTİ 2020 NE ZAMAN 25 NİSAN?
Konya iftar saati 25 Nisan: 19:42
ORUÇ TUTARKEN NELERE DİKKAT EDİLMELİDİR?
Oruç tutan bir insanın diğer günlere göre daha dikkatli davranması gerekir. Çünkü kişi aç ve susuz olduğu için çabuk sinirlenebilir.
Bundan dolayı kişinin kendisini sinirlendirecek hareketlerden, ortamlardan uzak durması gerekir. Keza orucun sevabını götürebilir. Günahlardan uzak durulması gerekir, kızmamak, aynı şekilde insanları kızdırmayacak davranışlarda bulunmamak gerekir.
Mümkün olduğu kadar sevap olan işler ve ibadetler yapılmalıdır. Bunlar oruçlu olan insanın yapması doğru olan davranışlardır. Keza insanın orucunu bozacak şeylerden uzak durmak, onu çağrıştıranlardan da uzak durmak gerekir.
Şehevi arzulardan, bunu çağrıştıran filmlerden, dizilerden uzak durulmalıdır. Bunlardan uzak durulursa orucun sevabı daha çok alınmış olur.
İFTARDA NASIL BESLENMELİDİR?
On bir Ayın Sultanı Ramazan ayına günler kala Eyüpsultan Belediyesi Sosyal Destek Hizmetleri Müdürlüğü beslenme ve diyet uzmanı Şeyda Demirçelik, Ramazan Ayında nasıl beslenmesi gerektiği konusunda bilgi verdi. Şeyda Demirçelik, ” Üç ana öğün ve birkaç ara öğün şeklinde önerilen beslenme düzeni yerini 2 ana öğüne bırakmaktadır. Öğün saatlerinin geç olması ve gece metabolizma hızının düşmesi öğünlerde tüketilen besinlerin vücutta yağ olarak depo edilmesine neden olmakta ve bu da istenmeyen kilo artışlarına sebebiyet verebilmektedir” dedi.
Demirçelik, “Uzun süren açlık sonrası kan şekerinin düşmesi sonucu hızlı ve çok fazla miktarda yemeye eğilim olmaktadır. Bunun önüne geçebilmek için oruç 2 bardak ılık su 1-2 adet hurma ile açılmalıdır. 1 kase çorba ve avuç içi büyüklüğünde pide ile yemeğe devam edilmeli, sonrasında 15-20 dakika ara verilmelidir. Unutulmamalıdır ki beyne tokluk sinyali 15-20 dakikada ulaşmaktadır. Ardından ana yemeğe geçilmeli, lokmaları yavaş ve iyi çiğneyerek yemeye dikkat edilmelidir. İftarda; ızgara, haşlama veya fırında pişirme yöntemleriyle hazırlanmış et, tavuk veya zeytinyağlı sebze yemekleri, etli sebze yemekleri, kuru baklagilleri tercih etmeli, ağır hamur işleri, kızartma, kavurma, yağda kızartılmış şerbetli hamur tatlılarından uzak durulmalıdır” şeklinde konuştu.
Demirçelik, “İftar ve sahur arasındaki zaman diliminde öncelikle yeterli su tüketimi sağlanmalıdır. Metabolizmayı hızlandıran ve yağ yakımına destek olan yeşil çay 1-2 fincan tüketilebilir. Hamur işleri ve şerbetli tatlılar yerine, lif içeriği yüksek taze meyveler, yoğurt gibi probiyotik ürünler, kan şekerini dengeleyen ve tokluk hissi sağlayan yulaf ve çiğ fındık, ceviz, badem gibi sağlıklı besinlerden oluşan bir ara öğün daha sağlıklı bir seçim olacak ve kilo kontrolünün sağlanmasına yardımcı olacaktır” dedi.
ORUÇ TUTMANIN ÖNEMİ NEDİR?
Oruç, nefsin isteklerinden iradî olarak uzak durma olması yönüyle bir irade eğitimine, açlık ve susuzluğun verdiği sıkıntıya dayanma yönüyle de bir sabır eğitimine dönüşmektedir. İnsanın hayatta başarılı olabilmesi için irade hâkimiyeti ve güçlükler karşısında dayanabilme gücü de önemli bir role sahiptir. Nefsin isteklerinin kontrol altına alınmasında, ruhun arındırılıp yüceltilmesinde oruç etkili bir yoldur. Bu orucun değişik biçimlerde de olsa hemen bütün din ve kültürlerde riyâzet ve mücâhede yolu olarak mevcut olmasını da açıklar.
Toplumsal hayatta huzursuzluklara yol açan taşkınlıklar, büyük ölçüde insanın hayvanî yönünü tatmin eden maddî zevklere düşkünlükten kaynaklanır. Maddî zevk deyince de akla, yeme içme ve cinsel ilişki gibi zevkler gelir. İşte oruç, insanı maddî zevk ve şehvetler peşinde koşturan, dolayısıyla da, Allah'ın haklarına riayet edemediği için kendisine zulmetmesine, insanların haklarına riayet edemediği için onlara zulmetmesine sebep olan nefs-i emmâreyi teskin etmenin de bir ilâcı, aşırılıkları törpülemenin bir çaresidir. Oruç, yoksulların durumunu daha iyi anlamaya, dolayısıyla onların sıkıntılarını giderme yönünde çaba sarfetmeye de vesile olur. "Tok, açın halinden anlamaz" atasözü de bunu ifade eder. Orucun, dinimizde önemli bir yeri olan sabır konusuyla irtibatı da burada hatırlanmalıdır.
"Namaz ve sabırla yardım isteyin" (el-Bakara 2/153) ve "Sabredenlere ecirleri hesapsız olarak tastamam verilir" (ez-Zümer 39/10) gibi âyetler, "Oruç sabrın yarısıdır" (Tirmizî, "Da'avât", 86) diyen ve orucun Allah için olup mükafâtını da kendisinin hesapsız olarak vereceğini bildiren hadislerin ortak anlamı, orucun sabır boyutunu ve bunun fazilet ve sevabının yüksekliğini anlatır. Bütün bunlara ilâveten orucun sağlık açısından pek çok yararları bulunduğu da uzman hekimler tarafından ifade edilmektedir. Ramazan orucu zahiren bakıldığında, bir yıl boyunca çalışan vücut makinesinin dinlenmeye ve bakıma alınması gibidir.
RAMAZAN AYININ ÖNEMİ NEDİR?
Ramazan ayı, ay takvimine (aya göre hesaplanan) göre, dokuzuncu ayın adıdır. Ramazan ayının dinimizde büyük bir önemi ve diğer aylar arasında seçkin bir yeri vardır. Çünkü kutsal kitabımız Kur'an bu ayda indirilmeye başlanmıştır. Kur'an'da bin aydan daha hayırlı olduğu bildirilen "kadir gecesi" yine bu ay içinde kutlanır. Ayrıca İslam'ın temel ibadetlerinden olan oruç da bu ayda tutulur. Bu nedenle Ramazan ayı, Müslümanlar için en kutsal aydır ve ona "on bir ayın sultanı" denilmiştir.
Ramazan ayını değerli kılan nedenlerden birisi, Kutsal kitabımız olan Kur'an'ın bu ayda indirilmiş olmasıdır. Yüce Allah Kur'an'da " Ramazan ayı insanları kurtuluş yolan götüren, doğruyu yanlıştan ayıran Kur'an'ın indiği aydır. "(Bakara suresi, ayet 185) buyurmuştur.
Kur'an', Allah tarafından insanlara öğüt vermek ve yol göstermek için gönderilmiştir. Bu nedenle Kur'an insan için hayati değer taşır. Kur'an okumak bir ibadettir. Peygamberimiz Allah'ın bildirdiği görev ve sorumluluklarımızı sıkça hatırlamamız için Kur'an'ı çok okumayı teşvik etmiştir.
Müslümanlar, ramazan ayında Kur'an okumaya her zamankinden daha çok özen gösterirler. Bunun için evlerde veya camilerde bir araya gelerek, her gün Kur'an'dan yirmi sayfa okurlar. Ramazan ayının sonuna gelindiğin de ise Kur'an'ı baştan sona bir kez okumuş olurlar. Buna hatim denir. Daha sonra hatim duası yapılır. Müslümanlar yüzyıllar boyu bu geleneği devam ettirmişlerdir.
Ramazan ayını önemli kılan etkenlerden biri de, dinimizin temel ibadetlerinden olan orucun bu ay içinde tutulmasıdır. Yüce Allah Kur'an'da "…Kim Ramazan ayına ulaşırsa oruç tutsun" (Bakara suresi, 185. ayet) buyurarak, ramazan ayında oruç tutulmasını emretmektedir. Bu nedenle Müslümanlar ramazan ayı boyunca oruç tutarlar.
Ramazan ayı oruç, ibadet ve sabır ayıdır. Allah'ın rahmet ve bağış kapılarının açıldığı aydır. Sevgili Peygamberimiz, ramazan ayında içtenlikle yapılan dua, ibadet ve iyiliklerin Allah katında daha değerli olacağını bildirmiştir.
ORUCU NELER BOZAR? NELER BOZMAZ?
Unutarak Yemek İçmek: Unutarak yemek içmek orucu bozmaz. Oruçlu olduğu hatırladığı an hala yiyip içmeye devam ederse oruç bozulur
Oruçlu Olduğunu Unutup Yiyen Kişiye Oruçlu Olduğunu Hatırlatmak Gerekli Midir: Oruçlu olduğunu unutup yiyip içen kişi eğer yaşlı, hasta, zayıf ve oruç tutmaya gücü olmayan kişiyse onu gören kişi oruçlu olduğunu hatırlatmamalı, bunun dışındaki kişilere mutlaka hatırlatmalıdır
Eşlerin Oruçlu İken İlişkilerinin Sınırı Ne Olmalıdır: Eşler dahi olsa Ramazan’da oruçlu olduğunu bile bile cinsel ilişkide bulunmakla oruç bozulur, hem kaza ve hem de kefaret gerekir. Eşlerin birbirlerini öpmeleri veya sarılmalarıyla oruçları bozulmaz.
Oruçluyken Cünüp Olarak Sabahlamanın Günahı Varmı: Oruçlu iken rüyada ihtilam olmak yani meninin akması orucu bozmaz, gusletmeyi geciktirerek cünüp olarak sabahlamak da orucu bozmaz ve zarar vermez.
Oruca Niyetlenen Bir Kadın Gün İçinde Âdet Görmeyesi hali: Oruca niyetlenen bir kadın, gün içerisinde âdet görmeye başlarsa orucunu bozmalıdır, temizlenince bu günün orucunu da kaza etmelidir.
Ağız Kokusunu Önlemek İçin Ağız Spreyi Kullanmak Veya Sakız Çiğnemek:
Ağız ve burundan vücuda girip mideye ulaşan her şey orucu bozar. Bu nedenle, ağız kokusunu engellemek ve diş ağrısını gidermek amacı ile ağza sıkılan sprey veya herhangi ilaçlar yutulur da mideye ulaşırsa orucu bozar, yutulmazsa bozmaz. Sakız içerisinde tükürükle çözülen maddelerin bulunmasından dolayı, ne kadar dikkat edilirse edilsin bunların yutulmasından kaçınmak zor olduğundan, bu tür sakız çiğnemek orucu bozar.
Makyaj Yapmak Ve Saç Boyamak: Oruç, bir şey yemek, içmek ve cinsel ilişkide bulunmaktan dolayı bozulur. Bu sebeple makyaj, saç boyamak ve saç bakımı gibi etkenler orucu bozmaz.
Sigara İçmek Ve Nikotin Bandı: Sigara içmek orucu bozar ancak nikotin bandı orucu bozmaz.
Şeker Hastalarının Uyguladıkları İnsülin İğnesi: Şeker hastalarının kullandıkları insülin iğnesi gıda ya da uyarıcı olmadığı için orucu bozmaz.
Göz Damlası: Göze damla damlatmak yeme içme yani gıdalanma anlamı da taşımadığından dolayı orucu bozmaz
Anestezi: Suni teneffüs yolu ile yapılan Lokal anestezi (sınırlı uyuşturma) orucun sıhhatine engel değildir. Bölgesel veya genel anestezide serum kullanıldığı için oruç bozulur.
Kulak Damlası Damlatılması Veya Kulağın Yıkattırılması: Kulak ile boğaz arasında bir kanal var ancak kulak zarı bu kanalı tıkar, bu sebeple ilaç boğaza ulaşmaz. Bu durumda kulağa damlatılan ilaç ve yıkama esnasındaki su orucu bozmaz. Fakat kulak zarı delik ise, kulak damlası ve kulak yıkattırılırken suyun mideye ulaşması mümkündür. Bu itibarla, ilacın ya da yıkama sırasında suyun mideye ulaşması hâlinde oruç bozulur
Fitil Kullanmak, Lavman Yaptırmak: Kadınların fercinden ya da makattan fitil almak yemek ve içmek anlamına gelmediği için, orucu bozmaz.
Lavmanda iki farklı yöntem bulunur; birinci yöntem, kalın bağırsaklarda su, glikoz ve bazı tuzlar emildiği için, gıda içeren sıvının bağırsaklara verilmesi veya orucu bozacak kadar su emilecek şekilde verilen suyun bağırsakta kalması halinde oruç bozulur. İkinci yöntemde bağırsaklara tazyikli su verilip bekletilmeksizin bağırsakların hemen temizlenip bağırsaklara verilen su ile birlikte dışkının dışarıya atılmasıdır. Bu işlemde emilen su da çok az olduğu için oruç bozulmaz.
Diyaliz Uygulamalarında: Hastaya herhangi bir sıvı maddesi verilmeden gerçekleştirilen hemodiyalizde oruç bozulmaz. Ancak vücuda gıda içerikli sıvı verilen diyalizlerde oruç bozulur
Trombosit Temini İçin Kan Vermek: Normal kan verme yöntemiyle trombosit alımında sadece kan vermek söz konusu olduğundan oruç bozulmaz. Yalnız aferez cihazı yardımıyla trombosit alımında ise kan bağışçısının bir kolundan cihaz vasıtasıyla kan çekilir ve kandaki trombositler cihaz içinde ayrıştırılarak diğer koldan bağışçıya tekrar geri verilir; kanın pıhtılaşmaması için de cihazın içi iki farklı serum yüklenir. Vücuda kan ile birlikte serumda verildiği bu uygulama orucu bozar.
Anjiyo Yaptırmak: Gerek anjiyografi, gerekse anjiyoplasti operasyonlarında yemek ve içmek anlamı bulunmadığından, oruç bozulmaz
Biyopsi Yaptırmak: Tahlil amacıyla vücudun herhangi bir organından parça alınması (biyopsi),orucu bozmaz
Kalp Hastalarının Kullandıkları Dilaltı Hapı: Bazı kalp rahatsızlıklarında dilaltına konulan hap ağız içinde emilip yok olduğundan mideye bir şey ulaşmamaktadır. Bu itibarla, dilaltı hapı kullanmak orucu bozmaz
Burun Damlası: Bu işlem yeme içme yani gıdalanma anlamı taşımadığından dolayı burun damlası orucu bozmaz
Akupunktur Tedavisi: Akupunktur yaptırmak orucu bozmaz.
Oruçlu İken Kan Vermek Ve Vücuda Kan Almak: Ramazan’da oruçlu iken kan verenin orucu bozulmaz Vücuda kan almak ise, beslenme, gıda alma kapsamına girdiği için orucu bozar.
Merhem Ve İlaçlı Bant Kullanmak: Cilde sürülen krem, ilaçlı banttaki ilacı vücudun emişi, çok az ve yavaş olmaktadır. Ayrıca bu işlem, yeme içme anlamına da gelmediğinden dolayı deri üzerine sürülen merhem, yapıştırılan ilaçlı bantlar orucu bozmaz
Astım için kullanılan Sprey Ve Astım İlacı: Astım hastaları, soluk almayı rahatlatacak özel spreyi ağızlarına püskürterek oruç tutabilirler. Ağza püskürtülen bu ilaçlar yutulmadığı sürece orucu bozmaz.
Diş Kanaması Ve Diş Yarasından Çıkan Kanın Tükürük İle Yutulması: Diş kanaması orucu bozmaz. Yalnız dişten çıkan kan, karıştığı tükürüğe eşit veya daha fazla ise yutulması hâlinde oruç bozulur ve kaza edilmesi gerekir.
Denize Girmek Veya Yıkanmak: Ağız ve burundan su kaçırmamak kaydıyla denize girmekle oruç bozulmaz.
Diş Fırçalamak: Boğaza su kaçırmadan ve yutmadan ağzı su ile çalkalamak orucu bozmadığı gibi bu şekilde diş fırçalamakla da oruç bozulmaz
Kusmak: Miktarı ne olursa olsun kendiliğinden gelen kusuntu orucu bozmaz.
Aynı şekilde mideden aniden ağza yükselip tekrar mideye dönen kusmuk oruca zarar vermez. Kişinin bile isteğe ağız dolusu kusması durumunda oruç bozulur.
ORUCUNU BOZUP KAZA GEREKTİREN ŞEYLER NELERDİR?
1- Boğaza kar ve yağmur kaçması,
2- Astım spreyi kullanmak,
3- Zorla bozdurulmak,
4- Buruna sıvı ilaç koymak,
5- Burnuna kolonya çekmek, [Koklamak bozmaz.]
6- Mukimken oruca başlayıp, sefere çıkınca yiyip içmek,
7- Ud ağacının, amberle tütsülenip dumanının çekilmesi,
8- Başkasının içtiği sigara dumanını isteyerek çekmek,
9- Kulağın içine ilaç damlatmak, kulağı ilaçlı suyla yıkamak,
10- Derideki açık yaraya konan sıvı veya katı ilacın sindirim yoluna girmesi,
11- Vücuda ilaç şırınga etmek,
12- İsteyerek, zorlayarak ağız dolusu kusmak,
13- Dişi kanayanın ağzındaki kanı yutması veya tükürükle eşit miktarda karışık kanı yutması,
14- İmsak vaktinin bittiğini bilmeden yiyip içmek,
15- Güneş battı zannederek orucunu bozmak,
16- Dişlerin arasında kalan nohut kadar şeyi yutmak,
17- Buruna çekilen suyun ağızdan çıkması,
18- Abdest alırken boğaza su kaçması, [Hanbelî’de bozmaz.]
19- Kâğıt, taş, pamuk, ot, pişmemiş pirinç gibi ilaç ve gıda olmayan şeyi yutmak,
20- Makattan veya kadınların önden fitil kullanması,
21- Oruçlu olduğunu unutup yediğinde, orucu bozuldu sanarak, bilerek yemeye devam etmek,
22- İmsak vaktinden sonra niyet edenin, gün içinde orucunu kasten bozması,
23- Denize girince veya guslederken makattan su girmesi, [Hanbelî’de bozmaz.]
24- Dil altına konan ilacı emmek,
25- Makata konan pamuğun veya başka şeyin hepsinin içeri girmesi,
26- Vücuda giren ultrason veya endoskopi cihazında ilaç, merhem olması,
27- Lavman yaptırmak, [Mâlikî’de bozmaz.]
28- Özel olarak su buharı teneffüs etmek,
29- Burundan genze giden kanı yutmak,
30- Bayılanı ayıltmak için veya uyuyanın ağzına su akıtmak,
31- Açlığa veya susuzluğa gerçekten dayanamayarak yiyip içmek. [Kefaret gerekip gerekmeyeceğini bilmeyen, ihtiyaten küçük bir kağıt parçasını veya çiğ pirinç tanesini susuz yutarak orucunu bozmalı. Sonra yiyip içebilir.]
32- Basur memesinin, taharetlendikten sonra, ıslak olarak içeriye girmesi,
33- Mastürbasyon yapmak,
34- Yaş parmağı, ön veya arka tarafa sokmak, [Hanbeli’de bozmaz.]
35- Seferde iken kasten orucunu bozana kefaret gerekmez, sadece kaza gerekir. Çünkü seferde oruç tutmak farz değildir.
36- Kasten orucunu bozan, sonradan oruç tutmamayı mubah kılacak bir hâl başına gelse, mesela kadının hayzı başlasa yahut oruç tutamayacak kadar hastalansa yalnız kaza gerekir. Fakat orucunu bozup sefere çıksa, kefaret gerekir; çünkü sefere çıkmak semavi bir özür değildir.
37- Oruçlunun ağzına giren gözyaşı veya ter, çok olur da, tuzluluğunu ağzının her yerinde duyar ve yutarsa orucu bozulur. Yutmayıp tükürürse bozulmaz.