Korkusuz'dan Ahmet Takan yazdı: Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Deniz Poyraz cinayeti için 'derin incelensin' talimatı!
Korkusuz gazetesinin yazarı Ahmet Takan, bugünkü köşesinde, NATO zirvesinden elde ettiği bir kulis bilgisine yer vererek Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, HDP İzmir il binasına yapılan ve Deniz Poyraz'ın öldürüldüğü saldırıya ilişkin 'derin incelensin' talimatı verdiğini öne sürdü.
Korkusuz yazarı Ahmet Takan, bugün kaleme aldığı "Erdoğan, “derin incelensin” talimatı verdi…" başlıklı yazısında, NATO Zirvesi'nden edindiği kulis bilgilerini köşesine taşıdı. Ülkede bazı konuların önemiyle bu konulara ayrılan vaktin doğru olmadığını ifade eden Takan, Cumhur ittifakı hakkında önemli iddialar ortaya attı.
"BAHÇELİ'NİN AÇIKLAMASIYLA TEYİT ETTİM"
Geçtiğimiz günlerde Brüksel'de gerçekleşen ve ABD Başkanı seçilmesinin ardından ilk temas olarak önemini koruyan Biden-Erdoğan görüşmesi ile alakalı bilgiye ulaştığını belirten Takan, bu bilgileri kamuoyu ile paylaşmak için MHP grup toplantısını beklediğini ve dün gerçekleşen toplantıda Bahçeli'nin açıklamaları üzerine haberin teyidini gerçekleştirdiğini söyledi.
Bahçeli'nin, HDP'nin temelli kapatılması isteğine dikkat çeken Takan, "Bunda şaşırılacak bir şey yok. Ancak asıl tüylerimi diken diken eden Bahçeli’nin, HDP İzmir il binasına yapılan saldırıda öldürülen Deniz Poyraz ile ilgili yaptığı açıklamaydı. Bu açıklama çok tehlikeli olduğu kadar gerçekten sorgulanıp üzerinde günlerce düşünülmesi gerekir." ifadelerinin ardından Bahçeli'nin dünkü grup toplantısından açıklamalarını hatırlattı.
"BU, ANAYASAL BİR SUÇTUR"
Bahçeli'nin "Kılıçdaroğlu, ‘Deniz’i öldürdüler, istiyorlar ki bu ülkede hiçbir genç mutlu olmasın’ sözlerini neye dayanarak söylemiştir? Bu olayın sonucunda Türkiye’ye haydut devlet durumuna düşürmek isteyenler olduğunu açıklayan Kılıçdaroğlu ne dediğinin şuurunda mıdır, aklı başında mıdır?
Türk devleti egemen ve haysiyet sahibi bir devlettir. Katil ithamlarıysa soysuzluktur. Öldürülen Deniz Poyraz’ın kim olduğunu ben size söyleyeyim. PKK’nın kırsal katılım sorumlusu, şehirden dağa çıkmak isteyen PKK sempatizanlarını terör kamplarına sevk eden halkanın içinde yer alan milis işbirlikçisidir." sözlerine yer veren Takan, bir siyasi parti genel başkanının çıkıp da yargı kararı olmadan sıradan bir vatandaşı suçlu ilan etmesi, terörist olmakla itham etmesinin asla kabul edilebilecek bir şey olmadığını belirten Korkusuz yazarı, "Siyasi çizgisi ne olursa olsun… Bu aynı zamanda anayasal bir suçtur. Bırakın öteyi beriyi, toplum huzurunu bozabilecek çok tehlikeli bir çıkıştır." dedi.
"KÜRT MESELESİ İÇİN BİR FORMÜL ÜZERİNDE DÜŞÜN"
Bahçeli hakkındaki açıklamalarının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın HDP binasına saldırı ile alakalı düşüncelerini öğrenmek istediğini belirten Takan, "Medyada çıkan benzer yazılar ve bilgiler, toplu halde Erdoğan’a sunulmuş. Tayyip Erdoğan, bu hususun derinleştirilerek tetkik edilmesi için talimat vermiş. Duyduklarımdan, acaba, Tayyip Erdoğan, içeriden hançerleniyoruz mu diye bir hisse mi kapıldı?.. Doğrusu çok şüphelendim!.." ifadelerine yer verdi.
NATO zirvesinden ulaştığını ve dünkü MHP grup toplantısında teyit edildiğini düşündüğü kulis bilgisini şöyle ifade eden Takan, "Tayyip Erdoğan’a, MHP’den vazgeç. Kürt meselesini çıldırtıcı hale getirmeyecek geniş bir formül üzerinde düşün mesajı verildi." dedi.
İşte Ahmet Takan'ın ilgili yazısının tamamı:
"NATO zirvesi gibi dünya çapında büyük organizasyonlarda ikili temaslarda bir tarafın iç işleri, iç siyaseti masaya gelir mi?.. En azından, diplomatik nezakete uymaz diye biliriz… Brüksel’de gerçekleşen Biden- Erdoğan görüşmesi ve heyetler arasında yapılan temaslarla ilgili önemli bir kulis bilgisine ulaşmıştım. Hafta sonundan beri notlarım arasında olan haberi okurlarımızla paylaşmadım. Neden?.. Çünkü, MHP grup toplantısını bekledim. Dün, Devlet Bahçeli’nin grupta yaptığı açıklamaları da dinleyince haberin teyidini yapmış oldum.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, HDP’nin temelli kapatılması istedi. Bunda şaşırılacak bir şey yok. Ancak asıl tüylerimi diken diken eden Bahçeli’nin, HDP İzmir il binasına yapılan saldırıda öldürülen Deniz Poyraz ile ilgili yaptığı açıklamaydı. Bu açıklama çok tehlikeli olduğu kadar gerçekten sorgulanıp üzerinde günlerce düşünülmesi gerekir. Bahçeli şunları söylüyordu;
“Kılıçdaroğlu, ‘Deniz’i öldürdüler, istiyorlar ki bu ülkede hiçbir genç mutlu olmasın’ sözlerini neye dayanarak söylemiştir? Bu olayın sonucunda Türkiye’ye haydut devlet durumuna düşürmek isteyenler olduğunu açıklayan Kılıçdaroğlu ne dediğinin şuurunda mıdır, aklı başında mıdır?
Türk devleti egemen ve haysiyet sahibi bir devlettir. Katil ithamlarıysa soysuzluktur. Öldürülen Deniz Poyraz’ın kim olduğunu ben size söyleyeyim. PKK’nın kırsal katılım sorumlusu, şehirden dağa çıkmak isteyen PKK sempatizanlarını terör kamplarına sevk eden halkanın içinde yer alan milis işbirlikçisidir.”
Bir siyasi parti genel başkanının çıkıp da yargı kararı olmadan sıradan bir vatandaşı suçlu ilan etmesi, terörist olmak ile itham etmesi asla kabul edilebilecek bir şey değildir. Siyasi çizgisi ne olursa olsun… Bu aynı zamanda anayasal bir suçtur. Bırakın öteyi beriyi, toplum huzurunu bozabilecek çok tehlikeli bir çıkıştır.
Devlet Bahçeli ile beraber ilgili yetkililere de soralım o zaman;
Deniz Poyraz, terör örgütüne milis toplayan bir eleman ise bu bilgiyi kim veya hangi kurum Devlet Bahçeli’ye verdi?.
Deniz Poyraz hakkında geçmişinde kesinleşmiş böyle bir yargı kararı varsa neden bugüne kadar elini kolunu sallayarak gezebildi?..
Bir yargı kararı yok da sadece bu kesin bir bilgi ise İçişleri Bakanlığı, yargı bugüne kadar neden harekete geçmedi?..
Deniz Poyraz hakkındaki bu iddia kesin ise neden Emniyet bir açıklama yapmadı da dosya grupta açıklanması için Devlet Bahçeli’ye havale edildi?..
Neden, iddiayı Devlet Bahçeli açıklıyor?..
Neden?.. Neden?.. Neden?..
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ’ın Ankara’da evinin önünde silahlı ve sopalı saldırıya uğramasının ardından MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın’ın “Bu hareketin delisi çoktur” açıklamasını hatırlayın. Bu “deliler” şimdi çıkıp da Bahçeli’nin açıklamasını “caizdir” fetvası olarak kabullenirse ne yapacağız?..
Tehlikenin farkında olan var mı?..
İzmir’deki cinayetin ardından katilin, gözaltı süresinde yeterince sorgulanmadan, örgüt veya diğer bağlantılarının ortaya çıkarılmadan paldır küldür mahkemeye çıkarılıp tutuklanmasına dikkat çekmiştim. Saray kaynaklarımdan, Tayyip Erdoğan’ın bu saldırıya nasıl baktığını öğrenmeye çalışırken söz konusu önemli ayrıntıyı da konuştuk. Medyada çıkan benzer yazılar ve bilgiler, toplu halde Erdoğan’a sunulmuş. Tayyip Erdoğan, bu hususun derinleştirilerek tetkik edilmesi için talimat vermiş. Duyduklarımdan, acaba, Tayyip Erdoğan, içeriden hançerleniyoruz mu diye bir hisse mi kapıldı?.. Doğrusu çok şüphelendim!..
Gelelim yazını flaşına…
NATO zirvesinden ulaştığım ve dünkü MHP grup toplantısında teyit edildiğini düşündüğüm kulis bilgisi şuydu;
“Tayyip Erdoğan’a, MHP’den vazgeç. Kürt meselesini çıldırtıc hale getirmeyecek geniş bir formül üzerinde düşün mesajı verildi.”
Siyasetle çok iç içe olan bir dostum, olup bitenlerle ilgili dikkat çekici bir değerlendirme yaptı. Şöyle;
“Suçun arkasındakileri tahmin etmek bizim açımızdan imkansız. Emniyet güçleri ancak bu konuda bilgi sahibidir. Geçmiş tecrübelerden yola çıkarak bazı yorum ve tahminlerde bulunmak mümkün.
Ama önce buraya gelinceye kadar neler oldu bir bakmak lazım:
HDP terörle ilişkilendirilmenin ötesine geçti, terör örgütünün ta kendisi şeklinde bir algı başlatıldı.
AKP sessiz kalırken, özellikle MHP bu algıyı yönetti.
Yine MHP başvurusu ile HDP’ye kapatma davası açıldı.
Söylemler gittikçe sertleştirildi, doğrudan hedef gösterme boyutuna vardı.
İlginç olan AKP gelişmeler karşısında sessiz kalmaya devam etti, doğrudan isimler zikretmedi, dolaylı cümleler kullandı. MHP HDP’yi, AKP CHP’yi adam adama markaja aldı.
Bunlardan çıkarttığım sonuç:
AKP-MHP ortaklığı çökmek üzere falan değil. Bize öyle gösteriliyor ama sanki arkada büyük bir mühendislik var.
Yeniden yükseliş. Genişleme çabası.
Şöyle ki, son anketler gösteriyor ki, AKP + MHP çoğunluk için yetmiyor. Mevcut partilerden de kendi içlerine çekemiyorlar. İYİ Parti için bir dal uzattılar ama boşta kaldı. Şimdi sanki bu mühendislikle genişleme planı yapılıyor.
Nasıl olacak o?
Saadet partisi içinde kongre ile istedikleri başkanı seçtirip Cumhur İttifak’ına katılmaları sağlanacak.
HDP kapattırılacak ya da kapatma gösterilip bölünmesi sağlanacak. Muhafazakar Kürtlerin oy vereceği bir yeni HDP istiyorlar sanki. Radikal HDP’lileri terörle ilişkilendirip Millet İttifakı içine itmek istiyorlar. Böylece oradan bölecekleri yüzde 5 oy hesaplar için yeterli olacaktır. Bu bağlamda, yakın zamanda iki HDP görebiliriz.
Böylece, AKP’den kopacakların Gelecek ve Deva’ya katılmasını engelleyeceklerini tahmin ediyorlar. Özellikle Güneydoğu’da Kürt oyların DEVA’ya gitmesinden sanırım çok çekiniyorlar.”
Ulu Tanrı, tüm şehitlerimizle birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK ve onun kahraman silah arkadaşlarına rahmet etsin. Nur içinde yatsınlar. Mekanları cennet olsun."