Kuranda Mucize ne demektir? - Diyanet İşleri Başkanlığı
Sözlükte “aciz bırakan, güçsüz kılan, karşı konulmaz, harika olay, kudretsizlik ve takatsızlık veren iş” anlamlarına gelen mucize, terim olarak, insanların benzerini meydana getirmekten aciz kalacakları ve âdeta meydan okuma şeklinde, Peygamberlik iddiası
Asıl maksadı, Peygamberin nübüvvet davasını ispat ve doğrulamaktır. Herhangi bir olayın mucize olabilmesi için onun nübüvvet görevi verilmiş kişilerin elinde zuhur etmesi gerekir. Mucize gerçekte Allah’ın fiilidir, “Peygamber mucizesi” denilmesi mecazîdir. Bu nedenle olayın onun aracılığıyla olması, tabiat kanunlarının çok üstünde ve onlara aykırı olması, iddiaya uygun olarak ortaya konulması, bir tekzip ya da inkârdan sonra meydana gelmesi ve insanoğlunun aciz kaldığı bir olay türünden gerçekleşmesi gerekir.
Diğer taraftan Peygambere verilen mucizeler, bir yönüyle îmânın temel esaslarından olan nübüvvetle, diğer yönüyle de vahiy ile alâkalıdır. Dolayısıyla mucizeye inanmak gerekir: “Ona, Rabbinden (başka) mucize indirilmeli değil miydi? Derler. De ki: Mucizeler ancak Allah’ın katındadır. Ben sadece apaçık bir uyarıcıyım.” (Ankebût, 29/50) Akıl bakımından da mucize imkânsız değildir. Çünkü her an insanın çevresinde meydana gelen olaylar, hayatın kendisi ve her sahası mucizelerle doludur. Varlıkların yaratılması, ömrü tamamlanınca yok olması ve hayatın kesintisiz olarak devam etmesi bunun en güzel örneğidir. Sürekli müşahede ettiğimiz ve bu nedenle değişmez sandığımız tabiat kanunlarını var eden Allah’tır. Allah bu kanunları dilediği zaman, Peygamberleri vasıtasıyla değiştirebilir. Bu değişiklik bir mucizedir. Bu durumda mucizenin vukuu için aklî bir engel yoktur. Aksine akıl, mucizenin meydana gelmesini kabul edip benimser.
Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı