Lut Kavmi nedir? Lut kavmi nasıl helak oldu? Lut kavmi nerede yaşandı?
MÖ 1900 yıllarına kadar varlığını sürdürmüş topluluk olan Lut kavmi internette şu günlerde merak ediliyor. Peki Lut kavmi nedir? Lut kavmi nasıl helak oldu? Lut kavmi nerede yaşandı? İşte merak edilen detaylar...
Pompei faciası! Lut kavmi ile ilgili ayetler,Lut Kavmi neden helak oldu? Lut gölü nerede? bu sorular özellikle pompei filminin ekrana gelmesiyle aranıyor.
İslam inancına göre MÖ 1900 yıllarına kadar varlığını sürdürmüş topluluk. Kavmin yaşadığı yer ise bugün Kızıldeniz'in kuzeyinde Ürdün-İsrail sınırında Lût Gölü yakınlarında olduğu arkeolojik incelemelerle belirlenmiştir.
Yıllar sonra yeniden gündeme gelen Lut Kavmi ve Pompei faciası internet kullanıcıları tarafından merak konusu oldu. Peki Lut Kavmi nedir? Lut kavmi nasıl helak oldu? Lut kavmi nerede yaşandı? Ayrıntıları haberimizde derledik...
LUT KAVMİ NEDİR?
Lut Kavmi, İslam inancına göre MÖ 1900 yıllarına kadar varlığını sürdürmüş topluluk. Kavmin yaşadığı yer ise bugün Kızıldeniz'in kuzeyinde Ürdün-İsrail sınırında Lût Gölü yakınlarında olduğu arkeolojik incelemelerle belirlenmiştir. Bu şehrin, Eski Ahit'te adı geçen "Sodom" olduğu kesinlik kazanmıştır.
LUT KAVMİ NASIL HELAK OLDU?
Lût -aleyhisselâm-, peygamber olarak vazîfelendirildiği zaman, kendisine îmân eden Fevât isminde bir hanımı vardı. Bu hanım yirmi sene sonra vefat etti. Onun vefatından sonra Lût -aleyhisselâm-, Vahile isminde Sodomlu bir kadın ile evlendi.
Fakat Vahile münâfık bir kadındı. Kavmin îmânsızlık ve ahlâksızlıklarına karşı sessiz kalıyordu. Hattâ kavmini, Lût -aleyhisselâm-’a karşı gizliden gizliye destekliyordu.
Bir akşam vakti, kavmini helâk etmekle vazîfeli melekler, güzel yüzlü insanlar sûretinde evlerine gelince, Vâhile, bunu hemen gidip kavmine haber verdi; Lût -aleyhisselâm-’a ihânet etti. Böylece o da kavmi ile beraber helâk oldu.
Lût -aleyhisselâm-’ın iki mü’mine kızı vardı. Lût kavminin helâk edilmesi esnâsında babaları ve îmân edenler ile birlikte Sodom’dan çıkıp azâb-ı ilâhîden kurtulmuşlardı.
Daha sonra bunlar, babaları ile birlikte İbrâhîm -aleyhisselâm-’ın yanına gittiler. İbrâhîm -aleyhisselâm- da, bu iki kızı kendi kavminden iki mü’minle evlendirdi. Yüce Allâh, Lût’un neslini bereketlendirdi. Medyen halkı onlardan hâsıl oldu.
Hazreti İbrahim Urfa’dan Filistin’e hicret ederken yanında yeğeni Hazreti Lût da vardı. Yüce Allah Hazreti Lût’a peygamberlik görevi verdi ve onu başkenti Sedom olan bir kavme peygamber olarak gönderdi.
YÜCE ALLLAH ŞÖYLE BUYURUYOR:
Ve Lût’u da kavmine peygamber (olarak) gönderdik. (Lût) Kavmine dedi ki: Siz gerçekten en çirkin fuhşiyatı (eşcinselliği) yapıyorsunuz. Sizden önce âlemlerde bir tek kişi bu işi yapmamıştı. (Ankebût – 28)
Lût kavmi, eşcinsel (homoseksüel) denilen cinsel sapıklardı. Bu nedenle Hz. Lût öncelikle onları bu konuda uyardı ve dedi ki: “Siz gerçekten en çirkin bir fuhşiyatı (eşcinselliği) yapıyorsunuz. Sizden önce, âlemlerde bir tek kişi bu işi yapmamıştı.”
Hz. Lût gece, gündüz yalvarıyor ve onlara öğütler veriyordu ama ne yazık ki sapıklar iyice azmış ve iş çığırından çıkmıştı. Topluma açık yerlerde bile erkekler kendi aralarında sapık ilişkide bulunurken, kadınlar da onları izliyor ve eğlenip gülüşüyorlardı,
Hayâ kalkmış ve cinsel sapıklık toplumun bütün kesimlerine yayılmıştı. Canlıların üremesini düzenleyen fıtrat kanunlarına ters düşen bu sapıklık hareketi kuşkusuz devam edemezdi ve Âdetullah’ın gereği azabın gelmesi artık an meselesi idi.
VE AZAP MELEKLERİ GELDİ
Yüce Allah tarafından Lût kavmini helâk etmekle görevlendirilen melekler, genç ve yakışıklı delikanlılar şeklinde Lût kavmine geldiler ve Hazreti Lût’a konuk oldular. Konuklarının melek olduğunu bilmeyen Lût, (Aleyhisselam) “Ah! Şimdi kavmim gelip bunları benden ister ve zorla almaya kalkışırlarsa, ne yapabilirim ki” diye düşünürken, Evi kuşatan sapıklar “gençleri bize ver, aksi halde kapıyı kırarız” diye bağırmaya ve tehditler savurmaya başladılar. Hazreti Lût’un yüzü sapsarı oldu, nefesi durdu ve kalbi hızla çarpmaya başladı.
Yüce Allah buyuruyor:
Melekler) dediler ki:”Ey Lût! Biz Rabbinin elçileriyiz, sana el uzatamazlar. Sen gecenin bir bölümünde ailenle birlikte yürü, zevcenin dışında aranızdan kimse geride kalmasın. Çünkü onların başına gelecek olan (azap), onun da başına gelecek. (Hûd – 81)
Lût kavminin helâk olması:
Yüce Allah buyuruyor:
“Güneşin doğuşu anında korkunç bir uğultu onları yakalayıverdi.” (Hicr – 73) Son gecelerinde daha da azgınlaşan sapıklar, Hz. Cebrâil’in bağırmasından kaynaklanan korkunç bir uğultu ile yataklarından fırlayıp dışarı kaçıştılar. Korku ile birbirlerine bakışırlarken, şiddetli bir fırtına koptu ve üstlerine taşlar yağmaya başladı.
Aşırı derecedeki sıcak taşlardan korunmak için tekrar evlerine kaçtılar ama bu defa da çok şiddetli bir deprem başladı. Ayrıca yerden sıcak sular fışkırmaya ve gökten de sıcak çamur yağmaya başladı.
Artık Hz. Lût’un hak peygamber olduğuna inanmış, Yüce Allah’ın kudretini görmüş ve yaptıklarına çok pişman olmuşlardı ama iş işten geçmiş ve onların kıyameti kopmuştu. Bu durumda ne kaçacakları bir yerleri kalmıştı ve ne de ölümden başka bir seçenekleri!..
Yüce Allah buyuruyor:
Ülkelerinin üstünü altına çevirdik ve üzerlerine siccil’den taşlar yağdırdık. (Hicr – 74) Yüce Allah’ın emri ile Hz. Cebrâil, Lût kavminin yaşadığı köy ve kasabaların tamamını yerinden koparıp havaya kaldırdı ve ters çevirip yere vurdu.
Yüce Allah buyuruyor:
Ve Celâlim hakkı için ki, biz ondan (Lût kavminden) akıllı toplumlar için apaçık bir alâmet (Lût Gölünü) bıraktık. Dağları, tepeleri, bağları, bahçeleri ve meşhur Sedom şehri ile birlikte Lût kavminin yaşadığı ülkenin tamamı batmış ve geriye ibret olarak sadece acı ve pis kokulu Lût Gölü kalmıştı.
LÛT KAVMİNİ HELÂK EDEN KÖTÜLÜKLER
Putlara tapmak.
Livâta yapmak (erkeğin erkeğe yaklaşması).
İbn-i Abbâs’tan rivâyet edilen bir hadîs-i şerîfte şöyle buyrulur:
“Lût kavminin çirkin işini yapanı görürseniz, fâili de (yapanı da) mef’ûlü de (yapılanı da) öldürünüz!” (Tirmizî, Hudûd, 24/1456; Ebû Dâvûd, Hudûd, 28/4462)
İbn-i Abbâs’tan diğer bir rivâyete göre Allâh Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- üç kere:
“Lût kavminin işini (livâta) yapan mel’ûndur (lânetlenmiştir).” (Tirmizî, Hudûd, 24/1456) buyurdular.
Mâlik bin Dînâr buyurdular:
“Geçmiş ümmetlerin hiçbirinde livâta işitilmedi. Ancak bu çirkin fiil Lût kavmi arasında görüldü. Onlara da bu fiili şeytan öğretmişti. Ve insanlar, yaratılış-larına zıd olan bu fiili işleyince, ilâhî gazab ve azâba sürüklendiler.
Allâh Teâlâ, insana şehveti neslin çoğalması için vermiştir. Onu, veriliş gâye ve hikmetinin dışında kullanarak gâfilâne hareket etmek, insanın cehâlet ve azgınlığındandır. Bu da, insanlık şeref ve haysiyetini ayaklar altına alarak hayvanlardan da aşağı bir seviyeye düşmektir.”
Livâta ile öldürmek:
Lût kavminin azgınları, bir kimseyi öldürmek istedikleri zaman, ona livâta yapılmasını emreder, bu şekilde eziyet ettikten sonra öldürürlerdi.
Sodomlular, iffetsizliklerini alenî işlerlerdi. İffetli kimseleri de ayıplarlardı. O kadar alçalmışlardı ki, yellenmelerini bile alenî bir eğlence vâsıtası yaparlardı.
Lût kavmi de, kötü işlerinde o kadar aşırı gitmişlerdi ki, iffetli yaşayıp kendilerine nasîhatte bulunanları istemezlerdi. Lût -aleyhisselâm-’a:
“–Ey Lût! Bu sözlerden (bu nasîhatlerden) vazgeçmezsen, mutlaka (memleketimizden) kovulacaksın!” derlerdi.
Yol kesmek; çakıl taşlarını yoldan geçenlerin üzerine atmak.
Onlar, yol üzerine oturur, yanlarına çakıl taşları alırlardı. Yabancı birisi geçerken de onun üzerine taş atarlar ve onunla alay ederlerdi.
Cimrilik: Hasan-ı Basrî’den gelen bir rivâyete göre Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, Lût kavminin helâk sebeplerini saydıktan sonra hadîsin devamında şöyle buyurmuşlardır:
“Bir de ümmetim bu ahlâksızlıklara şunu da ilâve eder ki, o da, kadın kadına münâsebette bulunulmasıdır (yâni eşcinsellik)…” (Suyûtî, el-Câmiu’s-Sağîr, II, 51)
KURAN'DA LUT KAVMİ ANLAMI NEDİR?
Lut, kavmine dedi ki: "Alemlerde, sizden önce hiç kimsenin yapmadığı 'fahşayı' (hayasızlığı) mı yapıyorsunuz? Gerçekten siz, kadınları bırakıp, şehvetle erkeklere mi yaklaşıyorsunuz? Doğrusu siz, 'müsrif'(haddi aşan) bir kavimsiniz."
Lut Kavmi'nin cevabı: "Bunları, yurdunuzdan sürüp çıkarın, muhakkak bunlar, temiz kalmak isteyen insanlardır." demekten başkası olmadı.
Bunun üzerine Biz, karısı dışında, (Lut'u) ve ailesini kurtardık; (karısı) ise, helake uğrayanlardan oldu. Ve onların üzerine, bir (azap) sağanağı yağdırdık. Bak! Mücrimlerin(suçluların) akıbeti nasılmış?
LUT GÖLÜ NEREDE?
Lut Gölü veya Ölüdeniz, yeryüzünün en alçak ve üçüncü en tuzlu gölü. Günümüzde akarsularla beslenmeyen ve 600 km² civarında bir alanı kaplayan Lut Gölü, Afrika-Suriye ayrımındaki en alt noktada yer alır. Lut Gölü'nün tabanı, su derinliği çok fazla olmasa da, göl seviyesi deniz seviyesinden 350 metre aşağıdadır.
Su seviyesindeki çekilme eski zamanlarda yılda ortalama 18 cm iken, bugün bu değer İsrail ve Ürdün'ün artan içme suyu ihtiyacı nedeniyle, yıllık 50 cm civarına yükselmiştir. Lut Gölü %28 ile %33 arasında değişen tuz oranıyla (Akdeniz %3) Antarktika'daki Don Juan Gölü (%40'ın üzerinde) ve Asal Gölü'nden (%35) sonra dünyadaki en tuzlu üçüncü göldür.
İŞTE LUT GÖLÜ'NDEN BİR KARE
Gölde bazı dengesizliklerin işaretleri görülmektedir: su altındaki bazı asfalt parçaları su yüzeyine çıkmaktadır. Geçmiş zamanlarda bu parçalar toplanır, kurutulur ve ısınmak için kullanılırdı.
Çevreciler, Lut Gölü'nün yok olmaya başladığı yönünde uyarılar vermektedirler. Gölün iki yakasındaki Ürdün ve İsrail'in bromür endüstrisinin buna neden olduğunu ileri sürülür. Ancak daha çok İsrail'deki fabrikalar yüzünden temiz su sıkıntısı çekilmektedir. Oluklar endişe verici boyutlara ulaşmıştır. Fabrikaların kirli atık boşaltımı ayrıca zarar veren faktörlerin başında yer alır. Küresel ısınma sonucu olarak, Lut Gölü kuruma tehlikesi altındadır.
İklim
Ölüdeniz'in iklimi yıl boyunca güneşli ve havası kurudur. Gölün yıllık ortalama yağış miktarı 50 mm den az ve 32 ve 39 C arasında ortalama sıcaklığı vardır. Kışın ortalama sıcaklığı 20 ve 23 C arasında değişmektedir. Bölge ultraviyole radyasyon, özellikle UVB (eritrojenik ışınlar) zayıflatmıştır. Ağır atmosfer basıncı nedeniyle hava deniz seviyesinde oksijen ile karşılaştırıldığında kışın %4,8 yaz için %3,3 daha yüksek bir oksijen içeriğine sahiptir. Ölüdeniz'de barometrik basıncı yüksek rakımda sağlık etkileri ile karşılaştırıldığında 796 ve 799 mm Hg ve klinik arasında ölçülmüştür.
(Bu barometrik ölçü küresel okyanusta ortalama 750 mm Hg, deniz seviyesi standart atmosfer basıncına göre %5 daha yüksektir.) Normal durumda kışın deniz sıcaklıkları yazın toprak sıcaklıkları yüksek iken burada tam tersi bir durum gözlenmektedir. Bu durum su kütlesi ve özgül ısı kapasitesi sonucu oluşmuştur. Ortalama olarak her yıl 192 gün 30 C üzerinde bulunmaktadır.