Marmara Denizi'nde yeni umut: Deniz salyası (müsilaj) için reaktif oksijen umudu
Marmara Denizi'ni etkisi altına alarak balıkçılıktan su altı yaşama, hayat kalitesinden görüntüye kadar birçok alanı olumsuz etkileyen deniz salyası için harekete geçildi. Deniz salyası için uzmanlar ise yeni bir umut kaynağı sunarak reaktif oksijenle gerçekleştirilen ilk testlerden olumlu sonuç alındığını duyurdu.
Bir süredir Marmara Denizi'ni etkisi altına alarak kötü görüntü ve koku, sualtı yaşamı tehdit, balıkçılığın engellenmesi gibi olumsuzluklara sebep olan deniz salyası için yeni bir umut kapısı aralandı. Araştırmacılar, reaktif oksijenle gerçekleştirilen ilk testlerde deniz salyasına karşı olumlu sonuçlar aldıklarını bildirdi.
"İLK ETAPTA UMUT VERİCİ SONUÇLAR KARŞIMIZA ÇIKTI"
Rektör Prof. Dr. Mümin Şahin tarafından görevlendirilen Namık Kemal Üniversitesi (NKÜ) Çorlu Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Lokman Hakan Tecer, Rektör Prof. Dr. Mümin Şahin'in müsilaja (deniz salyası) yönelik çalışma başlattıklarını belirtti.
Daha önce de atık suyun arıtılması ve geri dönüşümü konusunda "reaktif oksijen türleri ve soğuk atmosferik plazmalar" üzerinde çalışmalar gerçekleştirdiklerini ifade eden Şahin, "Geliştirdiğimiz teknolojiyle Marmara Denizinde oluşan müsilajın temizlenmesi, giderilmesi ve bertaraf edilmesiyle ilgili çalışmalara başladık. İlk etapta umut verici sonuçlar karşımıza çıktı." şeklinde konuştu.
"REAKTİF OKSİJENİN ÇÖZÜM OLACAĞI AŞAMAYA GELDİK"
Marmara Denizi'nden alınan numunelerde, suyun litresi başına 0,8 milimetreküp oksijen ölçtüklerini, bu birimin 2 milimetreküpün altına düşmesinin yaşamsal faaliyetleri durdurduğunu anlatan Tecer, deniz salyasının deniz canlılarına verdiği en büyük problemin sudaki oksijeni tüketmesi ve atmosferden de oksijen kazanımını engellenmesi olarak aktardı.
Bu müsilajın derin denizler ve yüzeydeki canlılığın oksijen noksanlığı nedeniyle bitme noktasına gelmesine sebep olduğunu aktaran Tecer, "Soğuk atmosferik plazmayla ürettiğimiz reaktif oksijenin deniz suyuna enjekte edilmesiyle çözüm olacak bir aşamaya geldik. Litre başına 0,8 miligram çözülmüş oksijene sahip deniz salyası örneğini içeren suyu çok kısa bir sürede reaktif oksijen uygulamasıyla yaklaşık 13-14 miligram seviyesine getirdik. Bu ancak tatlı sularda görülebilen bir seviyedir. Deniz salyasının organik kısmını parçalayarak elimine ettik ve dibe çökelmesini sağladık." şeklinde konuştu.
"DESTEĞE İHTİYACIMIZ VAR"
Laboratuvar koşullarında sınırlı miktardaki suyla yaptıkları bu uygulamanın reel ölçekte, Marmara Denizi içerisinde nasıl uygulanacağına ilişkin çalışmanın devam ettiğini dile getiren Prof. Dr. Tecer, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Aslında üniversite olarak bu konuda desteğe ihtiyacımız var. Yani derin deşarj şeklindeki oksijenlendirme çalışması mı, gemilerle deniz araçlarıyla oksijen kazandırılması mı şeklinde olacak? Ne miktarlarda reaktif oksijen verebileceğiz, bunun maliyeti ne olacak, bununla ilgili çalışma yapmamız gerekiyor."
Kaynak: Anadolu Ajansı