Menopoz nedir? Yaşı kaçtır? Menopoz dönemi etkileri, belirtileri nelerdir?
Menopoz nedir? Yaşı kaçtır? Etkileri nelerdir? Belirtileri nelerdir? Menopoz dönemi nasıl başlar? Menopoz testi ne zaman yapılır? Menopoz öncesi belirtiler nelerdir? soruları arama motorlarında sıkça araştırılmaya başlandı. Biz de sizler için bu merak edilenleri araştırdık. İşte detaylar...
Menopoz internette en çok aranan konuların başında gelmektedir. Peki Menopoz nedir? Yaşı kaçtır? Etkileri nelerdir? Belirtileri nelerdir? Menopoz dönemi nasıl başlar? Menopoz testi ne zaman yapılır? Menopoz öncesi belirtiler nelerdir? Tüm merak edilenler haberimizde...
MENOPOZ NEDİR?
Menopoz bir kadının gördüğü son adet kanamasına verilen isimdir. Bundan sonraki yıllar “postmenopozal” dönem olarak bilinir. Menopoza doğru yaklaştıkça bazı değişiklikler başlar ve bir süre sonra menopoz olur, işte bu menopoz öncesi döneme ise “premenopozal” dönem denir. Her iki dönemin toplamı 8-10 yıl bile olabilir ve bu dönemde kadın hem ruhsal ve hem de fiziksel bir geçiş süreci yaşar. Bu geçiş süreci kimi kadınlarda çok sessiz kimilerinde ise çok olaylı olabilir. Menopozda önce adet kanamaları sıklaşır, daha sonra adet kanamalarının arası açılır ve son adetten sonra başka kanama olmaz.
MENOPOZ YAŞI KAÇTIR?
Yapılan araştırmalara göre Türkiye'de menopoz yaşı 45 yaş üstü grubu kapsıyor. Uzmanların yaptığı araştırmalara göre menopoz yaşı ülkeden ülkeye değişim gösteriyor bu da menopoz yaşının kalıtımsal olabileceğini gösteriyor. Öte yandan eğer 35 yaş altı kadınlarda adet kesilmesi yaşanıyorsa, buna erken menopoz dönemi deniyor. Menopoz 35 yaşından evvel yaşanabildiği gibi bazı durumlarda 55 yaşından sonra da ortaya çıkabiliyor. Uzmanlar 55 yaş üstü kadınlarda yaşanan menopoz dönemlerinin rahim kanserine kapı açabileceğini dile getiriyor.
MENOPOZ BELİRTİLERİ NELERDİR?
Menopoz bir hastalık değil, kadın hayatında üreme çağının bittiğini işaret eden doğal bir dönemdir. Kadınlarda 12 ay boyunca hiç menstrüel kanama olmadığında menopoz tanısı kesinleşir. Menopoz öncesi dönem olarak adlandırılan dönemde yumurtalıklardan salgılanan başta östrojen hormonu olmak üzere, hormon düzeylerinde dalgalanmalar olur, bir süre sonra yumurtalar tükenir ve yumurtalıklardan hormon salınımı durur. Tüm bu değişikliklerin sonucunda da menstruel kanamalar kesilir. Yıllarca devam eden bir süreç olan menopoz öncesi ve sonrası dönemde bazı kadınların hiç şikayeti olmaz ya da çok hafif şikayetleri olabilirken; bazı kadınlar çok daha ağır sıkıntılar yaşayabilir.
Menopoz döneminde görülebilecek şikayetler şunlardır;
1. Menstrüel kanama düzeninde değişiklik, kısa ya da uzun süreçli kanama, kanama miktarında artış ya da azalma,
2. Sıcak basmaları ve terlemeler,
3. Uykuya dalmada zorlanma ve uyuma süresinde kısalma gibi uyku bozuklukları,
4. Çarpıntı,
5. Depresyon ve duygu durum değişiklikleri,
6. Unutkanlık,
7. Çabuk sinirlenme,
8. Baş ağrısı,
9. Saçlarda dökülme ve incelme,
10. Halsizlik ve kas eklem ağrıları,
11. Ciltte- gözde veya ağızda kuruluk,
12. Vajinal kuruluk, cinsel ilişkide ağrı ve cinsel istekte azalma,
13. Ani sıkışma hissi, idrar kaçırma ve sık idrara çıkma,
14. Vajinal enfeksiyonlar ve idrar yolu enfeksiyonu riskinde artış,
15. İştah artışı, metabolizmada yavaşlama ve buna bağlı olarak kilo artışı.
MENOPOZ NASIL ANLAŞILIR?
Menopozun tanısının erken konulması önemlidir. Çünkü menopozdaki kayıpların önemli bir kısmı ilk bir yılda gerçekleşir. Erken tanı erken tedaviyi sağlar. Seyrek adet gören, sıcak basmaları ve psikolojik rahatsızlıkları olan bir kadından adetin üçüncü günü alınan kanda FSH ve LH hormonları artmışsa menopoz tanısı konabilir. Düzensiz adet gören bir kadında FSH düzeyi 40 pg/ml üzerinde ise menopoz tanısı kesinlikle konur. FSH düzeyi 25-40 pg/ml arasında ise premenopoz olduğu, bu dönemdeki kadınların seyrek de olsa hamile kalabileceği düşünülür. Ancak düzensiz kanamaları olan her kadında gebelik ve düzensiz kanamaya sebep olan diğer hastalıklar araştırılmalı, ultrason yapılmalıdır.
MENOPOZ DÖNEMİNDE NE YAPILMALI?
Menopoz sürecinde dengeli ve sağlıklı bir diyet, yeterli kalsiyum ve D vitamini almak, sigara alkol ve diğer toksik maddelerden uzak durmak, yağdan fakir antioksidandan zengin gıdalarla beslenmek önerilir. Ayrıca düzenli egzersiz kemik kaybını yavaşlattığı gibi, aşırı kilo alımını ve buna bağlı olarak gelişebilecek kalp şeker hastalığı gibi hastalıkların riskini azaltır. Düzenli egzersiz yapan kişilerde depresyon ve bilişsel fonksiyonlarda azalma riski de çok daha düşüktür. İdrar kaçırma şikayetleri olan kişiler pelvik taban kaslarını güçlendiren kegel egzersizlerinden fayda görebilir.
MENOPOZ DÖNEMİ NE KADAR SÜRER?
Oldukça merak unsuru olan kadınlarda menopoz dönemi ne kadar sürer sorusunun tam bir cevabı yok. Her kişide farklılık gösterir. Normal de 3-5 arasında yıl arasında geçer. Fakat bu kişiye bağlı olarak kimi insanda 10 yılda kimi insanda da 1 yılda geçebilir.Menopoz dönemindeki bir kadında kemik kütlesinde azalma olur ve kemik yıkımı artar. Bunun yanı sıra sıklıkla alt üriner sistem enfeksiyonları görülür. Bir diğer yandan en önemli sorunların başında ise kalp ve damar hastalıkları gelir. Bu durum östrojen hormonunun azalması ile alakalıdır.
Tek başına üstesinden gelmenin oldukça zor olduğu kadınlarda menopoz dönemi sürecinde kişinin çevresindeki kişilere de büyük görevler düşüyor. Bu dönem içerisinde eş ve çocukların anlayışlı olmaları ve kadına yardımcı olmaları oldukça önem taşır. Ki bir kadın bu zorlu süreci yakınlarının yapacağı destek ve teselliler sayesinde kolay atlatabilir.Sonuç olarak kadın, adetten kesilmesi ve doğurganlık özelliğini kaybetmesi dolayısı ile büyük bir sıkıntıya girer ki ayrıca yaşadığı fiziksel ve ruhsal sıkıntılar bu dönemi oldukça zor hale getirir.
MENOPOZ TEŞHİSİ İÇİN HANGİ TESTLER YAPILIR? NE ZAMAN YAPILIR?
Bir kadının menopoz dönemine girip girmediği konusu ile alakalı olarak şüphe duyulduğu takdirde kadındaki ilgili olan hormonların düzeyi adet döngüsünün 3. günü yapılan kan tahlilleri neticesine bakılarak incelenir. Adet döngüsünün 3. günü değerlendirmeye alınan hormon tahlilleri için hastanın aç veya tok olması gerekmemektedir. Çünkü hastanın açlık ya da tokluk durumu adet döngüsünün 3. günü yapılan kan tahlilleri neticesine bakılarak incelenen hormon tahlillerini etkilemez. Eğer bahsi geçen hasta uzun bir süredir adet görmüyorsa söz konusu değerlendirilmesi yapılacak olan hormon tahlilleri herhangi bir gün içerisinde yapılabilir.
Kadınlarda “menopozda yapılan hormon testleri şu şekildedir;
FSH HORMONU
Menopoza girilip girilmediği ile ilgili olarak yapılan teşhis açısından en değerli hormon FSH hormonudur. FSH hormonu beyinde hipofiz olarak bilenen bölgeden salgılanmaktadır ve beynin hipofiz olarak bilenen bölgesinden salgılanan FSH hormonu yumurtalıklara etki ederek yumurtaların (foliküllerin) büyümesi ile ilgili destek verir ve östrojen gibi diğer önemli hormonların da salgılanması için uyarıda bulunur.
Menopoz evresinin öncesi bir süreçte kadında adetin üçüncü günü kan tahlili ile değerlendirilen FSH hormonu seviyesinin neticesi 20’nin (mlU/ml) altında çıkar. FSH hormonu seviyesinin kontrol edilen kan tahlilinde 10’un altında çıkması yumurtalık kapasitesinde sorun olmadığını ve östrojen hormonu üretiminin uygun olduğunu, yumurtaların iyi bir şekilde geliştiğini göstermektedir. FSH hormonu seviyesinin kontrol edilen kan tahlilinde 10’un üzerinde çıkan hormon değerleri yumurtalık haznesinin yavaşça azalma gösterdiğini belirtir, 15 ila 20 arasında çıkan seviyeler de menopoz evresine girilmeye yaklaşıldığını ifade eder, genellikle bu dönemde kadınlarda adet kanamaları seyrek olarak görülür. Genellikle kan tahlilinde 30’un üzerinde çıkan FSH hormon değerleri ise artık kalıcı olarak menopoz dönemine girildiğini belirtir ve bu değerlerin gözlemlendiği kadın da artık hiç adet kanaması görülmez ya da görülen adet kanamaları oldukça seyrekleşir.
Adet döngüsünün 3. günü ya da ilk günleri dışında adet kanamasının başlamasının ardından ya da adet kanamasının gerçekleşmesine yakın süreçlerde kontrol edilen FSH hormonu seviyelerinin kan tahlillerinde yüksek çıkması normaldir, bu nedenle menopoz değerlendirilmesi açısından kullanılamaz.
ÖSTROJEN HORMONU (ESTRADİOL, E2)
Menopoz evresine girilmesi ile birlikte kan tahlilinde değerlendirilen östrojen hormon değerlerinde azalma meydana gelir. Östrojen hormonunun yumurtalıklarda büyüyen yumurtalar (folikül hücreleri) sayesinde üretilmesi de östrojen hormon değerlerinde azalmanın nedenidir. Menopoz dönemine girilmesi ile birlikte yumurtalıklarda (overlerde) yumurta büyümesi ve yumurtlama (ovulasyon) fonksiyonunun duraksayacağı nedenine bağlı olarak östrojen hormon üretimi de yavaşlar.
Menopoz öncesi süreçte adetin 3. günü kan tahlilinde kontrol edilen östrojen hormonunun düzeyi: 25-140 pg/ml arasında çıkmaktadır. Menstruel periyodun orta sürecinde ya da adet kanamasının görülmesine yakın bir evrede kan tahlilinde kontrol edilen östrojen hormonunun değeri daha yüksek çıkabilir. Menopoz teşhisi açısından adetin 3. günü tahlil neticesiyle incelenen östrojen hormonunun değeri oldukça önem arz etmektedir.
Ancak östrojen hormonu seviyesi menopoz dönemine girilip girilmediği açısından yapılan teşhis konusunda FSH hormonu kadar önemli taşımamaktadır.
Örnekle izah etmek gerekirse adetin 3. günü kanda bakılan tahlil ile hormon değerleri analiz edilen bir kadında östrojen hormonu değeri düşük olmasına karşın FSH hormonunda yükselme gözlemleniyorsa bu kadının menopoz dönemine girdiği konusu gündeme alınmaz çünkü östrojen hormonundaki azalmanın farklı nedenlere bağlı olduğu akla gelir.
LH HORMONU
Menopoz öncesi dönemde bir kadında adetin 3. günü düzeyi analiz edilen LH hormonu düzeyi: 5-20 mlU/ml arasında yer almaktadır. Menopoz dönemine girildiği vakit LH hormonu değerinde de FSH hormonundaki gibi yükselme gözlemlenir fakat LH hormonu seviyesinin yükselmesi FSH hormonu değerine oranla daha bir zamanda başlar. LH hormonu değeri menopozu teşhis etmek açısından genellikle değerlendirmeye alınmaz. FSH hormonunun düzeyi menopoz teşhisi ile ilgili olarak başvurulan en önemli kriterdir.
İNHİBİN B HORMONU
İnhibin B hormonu yumurtalıklarda (overlerde) bulunan sertoli ve granüloza hücrelerinden salgılanmaktadır.
İnhibin B fonksiyonu beyinden salgılanan FSH hormonunun baskılanmasını sağlamaktır. Menopoz evresinin yaklaşması ile yumurtalıklardan salgılanan İnhibin-B hormonunun azalmasına bağlı olarak FSH hormonu seviyesinde yükselme gözlemlenir. Pratikte İnhibin B hormonu değerinin analiz edilmesi sıklıkla kullanılmamaktadır.
TESTOSTERON ve PROGESTERON HORMONU
Testesteron ve progesteron hormonlarının değerin de menopoz evresine girilmesiyle birlikte düşüş gözlemlenir fakat söz konusu iki hormonun düzeyinin analiz edilmesine menopoza girilip girilmediği konusunda teşhis yapmak için başvurulmaz.
HCG HORMONU
HCG hormonu kanda gebelik testi için analiz edilen bir hormondur. Söz konusu hormon kadınlarda yaş faktörüne bağlı olarak hafif yükselme gösterir bu nedenle özellikle 40 yaşın üstündeki kadınlarda hafif artış (30-40 civarındaki değerler) gebeliğin gerçekleştiği yönünde şüphe duyulmasına neden olabilir. Menopoz döneminin ardından ilerleyen yaş grubu kadınlarda HCG hormonu değerinde hafif artışa rastlanır fakat menopozun teşhis edilmesi bakımından HCG hormon değerinin analiz edilmesi pratikte kullanılmaz.
Menopozun yaklaştığı geçiş döneminde kadınlarda bazı hormonal değişiklikler yaşanır. Menopozal geçiş süreci menopozun yaklaştığı ve adetin görüldüğü son bir kaç yılı kapsayan dönemdir. Ülkemizdeki kadınlarda saptanan ortalama menopoz yaş aralığı 46 ila 48 yaş aralığıdır.
Genellikle 44-45 yaşları ya da kimi kadınlarda 50’ye yakın yaşlar menopoz dönemine yakın geçiş dönemi olarak bilinmektedir.
Her kadın menopoz dönemine ortalama yaş aralığında girmeyebilir bazı kadınlar menopoz dönemine daha erken yaşlarda iken girebilmektedir. Erken yaşlarda da girilebilen menopoz evresinde hormonlarla ilgili önemli hususlar:
– Menopoz dönemine girmenin yaklaştığı süreçte öncelikli ve en önemli hormonal değişim FSH hormonu seviyesindeki yükselmedir.
– Bu evrede östrojen hormonu seviyesi değerinde azalmaya rastlanmayabilir. Östrojen hormonu seviyesinde saptanan azalma genel olarak menopoz evresine tam olarak girmekle, adet kanamalarının tümüyle sonlanmasına yakın bir zamanda meydana gelir.
FSH hormonu 45 ila 46 yaş aralığında yükselme gösterirken, östrojen (E2) hormonu seviyesin de de 50 yaş civarında düşüş saptanmaktadır.
– Bu nedenledir ki menopoz dönemine geçiş evresinin ilk dönemlerinde gözlemlenen FSH hormonu değerinin artması sebebi östrojen hormonundaki azalma değil İnhibin B hormonu değerindeki azalmadır. Hatta artış saptanan FSH hormonu östrojen üretiminin artmasına neden olmaktadır.
HORMON TEDAVİSİ KİMLERE UYGULANIR?
Menopoz sürecini menopoz öncesi (premenopoz) ve menopoz sonrası (postmenopoz) olmak üzere iki gruba ayırdıklarını belirten Prof. Dr. Zehra Neşe Kavak, "Menopoz sonrası dönemde kadınlar adetten kesiliyor. Hormonal durumda total bir değişiklik oluyor. En önemli etkisi östrojenin vücutta düşmesi. Vücuda gençlik veren bu hormonun düşmesiyle bazı bulgular kendini gösteriyor. En önemli bulgular, sıcak basması, fenalık hissi, gece terlemeleri, depresyona eğilim, kendini huzursuz hissetme gibi şikayetleri. Bu şikayetler bazen çok şiddetli seyredebiliyor bu kadınlarda seçici olarak hormon tedavisi verilebiliyor. Hormon tedavisi meme kanseri riski olmayan, sigara içmeyen kadınlarda kontrollü olarak verilebiliyor. Ancak hasta 35-40 gibi çok erken yaşta menopoza girdiyse gençlik halini, kemik yapısını korumak, kolesterolünü düşük tutmak için senede bir kez mamografisini çektirerek kontrollü bir şekilde hormon tedavisi verilmelidir. Hiçbir şikayeti olmadan kişilere hormon tedavisini gerekli görmüyoruz" dedi.