Merkez'in kararı algıları yıktı: İndirimlerin devamı gelecek
Merkez Bankası'nın politika faizini düşürmesi ile algıları bir kez daha tutmadı. Merkez'in yerinde kararı ile birlikte piyasalar olumlu etkilendi. İş dünyası ve ekonomi uzmanlarından açıklamalar ard arda geldi. Temsilciler, kamu ya da özel ayrımı yapmaksızın tüm bankaların piyasa beklentilerine kulak vererek sanayicinin elini rahatlatacak hamleler yapmasını beklediklerini aktardılar.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB),Para Politikası Kurulu (PPK) ekim ayı faiz kararını açıkladı. Banka politika faizini 250 baz puan indirerek yüzde 14'e çekti. Beklentilerin üzerinde gelen faiz indiriminin ardından Dolar/TL 5.74'lerden 5.77'lere geldi. TCMB bugünkü indirimle 3 seferde toplam 10 puanlık faiz indirimi yapmış oldu. Bankadan yapılan açıklamada iç talep gelişmeleri ve parasal sıkılık düzeyinin enflasyondaki düşüşü desteklediği vurgulandı. Merkez Bankası'nın indirim kararı iş dünyası tarafından da memnuniyetle karşılandı. Merkez'in bu hamlesinin iş hayatına olumlu yansıyacağını belirten iş dünyası temsilcileri, Merkez Bankası'nın bu kararının yatırımcıyı sahaya davet ettiğini belirterek, "Kamu ya da özel ayrımı yapmaksızın tüm bankaların piyasa beklentilerine kulak vererek sanayicinin elini rahatlatacak hamleler yapmasını bekliyoruz" ifadelerini kullandılar.
ALGIYA RAĞMEN İNDİRİM GELDİ
Finans kuruluşlarının aksine Merkez Bankası’nın bekletisine yakın bir faiz indirimi yaptığına vurgu yapan SETA Ekonomi Araştırmacısı- İstanbul Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mevlüt Tatlıyer, “Merkez Banrkası’nın 300-350 baz puan indirim yapabileceği yönünde bir beklentim vardı. 250 baz puanda beklentimin çok altında kalmadı. 100-150 baz puanlık indirim beklentisi finansal kuruluşların beklentisiydi. Bu Merkez Bankası’nın ne yapması gerektiğinden çok finans kuruluşlarının istediklerini bir orandı. Çünkü faizlerin yüksek olması finansal kuruluşların çıkarına olduğu için buna göre bir beklenti içerisinde oluyorlar. Bir nevi kendi çıkarlarına göre algı oluşturmaya çalışıyorlar" dedi.
MERKEZ BANKASI KENDİNE İNDİRİM ALANI BIRAKTI
"Politika faizi yüzde 16,50’ydi, enflasyonda yüzde 9,26’ya düşmüştü. Kasım ve aralık aylarında enflasyonun biraz artmasını yüzde 11-12 civarına çıkmasını bekliyoruz. Enflasyon bu oranlara çıkacak iken ve faiz 16,50 iken 100-150 baz puan indirim az kalırdı" diyen Tatıyer, "Bu noktada faizin yüzde 13-13,50’lere düşürülmesi benim için makuldü. Merkez Bankası da faizi yüzde 14,00’a çekti. Beklediğimden düşük olmasına rağmen bunu da makul buluyorum. Merkez Bankası bu hamle ile Aralık ayı toplantısında 100-150 baz puan daha indirim hamlesi yapabilecek bir alan bırakmış oldu kendine" ifadelerini kullandı.
YENİ YÖNETİM EKONOMİYE YARDIMCI OLDU
Piyasa oyuncularının beklentileri doğrultusunda 100-150 baz puanlık bir indirim olsaydı bunun bir hata olacağına dikkat çeken Mevlüt Tatlıyer, "Para politikası gereksiz yere sıkı kalmış, faiz de gereksiz yere yüksekte kalırdı. Bugün birçok ülkede negatif faiz oranı, dünya ekonomisinin yavaşladığı emarelerini, Fed’in faiz indirimlerini görüyoruz. Hal böyle iken, Türkiye’de enflasyonun 2020’nin ilk aylarından itibaren tek haneleri göreceğini düşünürsek, Merkez Bankası’nın faiz oranını yüzde 15 civarında tutması fazla sıkı bir para politikası anlamına gelirdi. Artık Türkiye ekonomisi canlanma dönemine giriyor yavaş yavaş. Bu dönemde para politikasının ekonomiye yardımcı olması gerekiyor. Bu anlamda Merkez Bankası bunu yaptı. Bütün şartlar faiz indirimi yapılması gerektiğini gösteriyordu ve yeni Merkez Bankası yönetimi de bunu yaptı" dedi.
'ENFLASYON DÜŞTÜKÇE FAİZ DE DÜŞÜRÜLMELİ'
Aralık ayı toplantısında enflasyon yüzde 11-12 civarında olursa Merkez Bankası’ndan 100-150 baz puan indirim gelir diye düşünüyorum. Yüksek ihtimalle de böyle olacak. Yeni yılda ise enflasyonun yüzde 11-12’den geriye doğru gelmesini bekliyorum. Önemli bir dış şok yaşamamız durumda 4 ayda sürebilir 6 ayda sürebilir ama en fazla 6 ay içinde enflasyon tek haneye inecek ve artık kalıcı bir şekilde orada kalacak. Bu noktada Merkez Bankası’ndan beklentim ve isteğim enflasyon düştükçe faizi düşürmesi. 6 ay içerisinde yüzde 8 civarında bir enflasyon görürsek Merkez Bankası’nın da faizleri yüzde 8.75 ila 9.50 civarlarına çekmesini bekliyorum. Merkez Bankası son 3 toplantıda yaptığı indirimlerle reel ekonomiye gerekli katkıyı sağlıyor. Bundan sonraki süreçte de bunu bekliyoruz" ifadelerini sözlerine ekledi.
BÜYÜK ÖLÇÜDE UYUMLU
Faiz kararı ve gelecek döneme ilişkin değerlendirmelerde bulunan AA Finans Analisti ve ekonomist Haluk Bürümcekçi, "İndirim en yüksek beklentiyi aşarken, swap piyasası ise 1 ay vadedeki yüzde 13,5 geçen faiz ile zaten daha yüksek indirimi fiyatlıyordu." dedi. Bürümcekçi, Merkez Bankasının yıl sonundaki enflasyonu son tahmininden (yüzde 13,9) belirgin düşük beklediğini ifade etti. Bankanın geçen ay olduğu gibi, "Gelinen noktada, mevcut para politikası duruşunun hedeflenen dezenflasyon patikasıyla büyük ölçüde uyumlu olduğu değerlendirilmektedir." cümlesini kullandığına işaret eden Bürümcekçi, 250 baz puanlık yüklü indirim sonrası bu cümleyi, "faiz indirimlerinin duracağı veya belirgin hız keseceği' anlamında okumanın zor olduğunu söyledi.
'ENFLASYON YÜZDE 9 CİVARINDA KALMAYA DEVAM EDECEK'
Ekonomist Haluk Bürümcekçi, Merkez Bankasının önden yüklemeli faiz indirimlerine devam ettiğini ancak reel faizi gelişmekte olan ülke ortalamasına yaklaştığını belirtti. Politika faizinin düşürülmesiyle birlikte gelecek dönemde ortalama fonlama maliyetinin haftalık repo faizi ile yakın seyredeceğini ifade eden Bürümcekçi, para ve repo piyasasında gecelik faizin ise ortalama olarak piyasa yapıcı oranına daha yakın olmak üzere yüzde 13-14 aralığında bankaların likidite durumuna bağlı olarak dar bir alanda dalgalanacağını dile getirdi. Bürümcekçi, Türkiye'nin beklenen enflasyona göre hesaplanan reel faizinin, bu faiz indirimi sonrası yüzde 2,5 seviyesine inerek Meksika ve Rusya'nın altına gerilediğini ve emsal ülkeler ortalaması olan yüzde 2 seviyesine yaklaştığını bildirdi.
Gelişen ülkelerin ortalamasının altında uygulanacak bir reel faizin, Türkiye'nin yüksek kredi riski (CDS 357 baz puan) de dikkate alındığında uygun olmayacağını söyleyen Bürümcekçi, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Enflasyon baz etkisiyle ekimde yüzde 9 civarında kalmaya devam edecek. Bu seviyeler kalıcı olmayacak ve yine baz etkisiyle sonraki dönemde yüzde 12-13 seviyelerine tekrar yükselecektir. Ayrıca, enflasyon eğiliminin TCMB tarafından da yüzde 10-12 aralığında hesaplandığını gösteren çalışmalar da bulunmaktadır. Bu yüzden de, en iyi ihtimalle kısa vadede göreceğimiz yüzde 10-11 civarındaki ana enflasyon eğilimi ile ve TCMB'nin hedeflediği düşünülen yüzde 2 civarındaki bir reel faizle uyumlu olabilecek politika faizi seviyesinin yüzde 12-13 aralığına işaret ettiğini düşünüyorum. Bundan fazlasının zorlanması ise TL açısından olumsuz sonuçlar doğurabilir"
'FAİZ İNDİRİMİ SÜREBİLİR'
Deniz Yatırım Stratejisti Orkun Gödek de "PPK metninde büyüme performansına dair gelecek dönem içerisinde öne çıkabilecek risklere atıfta bulunulduğundan ve yıl sonuna dair daha önceden yapılan Temmuz ayı Enflasyon Raporu sunumundaki yönlendirmenin "belirgin olarak" altında kalınacağı yorumu eklendiğinden Yeni Ekonomi Programı (YEP) seviyesi olan yüzde 12 bölgesine yaklaşılacağı çıkarımını yapmanın yanlış olmadığın ifade etti. Gödek, şunları kaydetti:
"Yıl sonunda oluşacak politika faizi oranına dair genel piyasa konsensüsü yüzde 14-15'li seviyelerde bulunduğundan bugün atılan adım sonrasında bir sonraki hamlenin boyutuna dair kafa karışıklığının bir miktar ön plana çıkabileceğini düşünüyoruz. Bu durumun da 'muhtemel reel faiz seviyesi tahmini' kaynaklı olacağını değerlendirmekteyiz. 12 Aralık PPK toplantısında da 'mevcut koşullar altında' faiz indirimi hamlesinin geleceğini düşünüyoruz ancak rakam telaffuzu noktasında zorlanıyoruz. Daha net yorum yapmanın 31 Ekim'de gerçekleştirilecek olan Enflasyon Raporu sunumu ve ekim ayı enflasyon verilerinin açıklanması ile mümkün olabileceğine inanıyoruz."
Merkez Bankasının hamlesinin yerel varlık fiyatlamaları üzerinde herhangi bir kalıcı negatif etki yaratmasını beklemediklerinin altını çizen Gödek, dış fiyatlama evreninin, düşük tahvil faizleri, gevşek para politikası döngüsünün korunması ve destekleyici fonlama koşullarının devam etmesiyle birlikte Türk lirası cinsinden fiyatlanan varlıklara destek vermeye devam edeceğini sözlerine ekledi.
REEL SEKTÖRÜN UFKUNU GENİŞLETECEK
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, TCMB'nin faiz indirimine ilişkin yaptığı açıklamada Merkez Bankası’nın 250 baz puanlık faiz indiriminin, reel sektörün yatırım ufkunu genişlettiğini belirtti. 4 ayda 1.000 puanlık faiz indiriminin memnuniyet verici olduğunu aktaran Avdagiç, "Merkez Bankası, bu kararıyla ekonomide yol açıcı bir pozisyon almıştır. Yeni Ekonomi Programı’ndaki (YEP) yüzde 12’lik enflasyon hedefi ve eylül verisinin yüzde 9,26 gelmesiyle Merkez Bankası’na 3’üncü defa faiz indirimine gitmek için bir kapı aralanmıştı. Şimdi bu indirimin bankaların ticari, konut ve taşıt kredilerine hızla yansıması gerekli. Böylece yatırımda da, tüketimde de olumlu sonuçlarını göreceğiz." değerlendirmesinde bulundu.
"POZİTİF BİR YIL BİZLERİ BEKLİYOR"
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle de Türkiye'nin büyüme hedeflerinin en önemli enstrümanlarından olan ihracat için belirleyici etkenlerden birinin de düşük faiz oranları olduğuna işaret ederek, "Mevcut yatırım stoku ile 180 milyar dolarlar seviyesine ulaşmayı başaran ihracatımızın sürdürülebilirliği ve artış rekorlarını sürdürmesi, çok daha ileri seviyelerde sıçramalara imza atabilmesi adına yeni yatırımlara, kapasite artışlarına kuşkusuz ihtiyacımız var. Yatırım ortamının iyileştirilmesi konusunda hükümetimizin attığı tüm adımların yatırım maliyetlerinin rekabetçi düzeye indirilmesi ile desteklenmesi ise üreticilerimizin en büyük beklentisidir." ifadelerini kullandı. TCMB Para Politikası Kurulu'nun, temmuz ayında 425 baz puan, eylül ayında ise 325 baz puanlık indirimlerinin ardından son olarak bugün açıkladığı 250 baz puanlık faiz indirim kararıyla toplamda 1.000 baz puanlık faiz indirimi gerçekleştirerek politika faizini yüzde 14 seviyelerine çektiğini anımsatan Gülle, şunları kaydetti:
"Bu karar ile birlikte bankalarımızın kredi maliyetlerine, piyasaların bu indirimi hızla yansıtacaklarını düşünüyoruz. Bu hamlenin kredi faiz oranlarına da yansıması, piyasalardaki normalleşme sürecini de ivmelendirecektir. Bu sayede gerek yeni yatırımlar gerekse bir süredir yüksek faizler dolayısıyla ertelenen kapasite artışları ve makine ve teçhizat altyapımızdaki yenileme çalışmalarının hız kazanacağını hep birlikte göreceğiz. İhracatçılarımızın, yatırımcılarımızın önündeki önemli engellerden birisi de, atılan faiz indirim adımlarıyla, deyim yerinde ise ortadan kalkmış oldu. Dolayısıyla yatırım, istihdam, ihracat ve büyümeye yönelik etkili, pozitif bir yıl bizleri bekliyor."
'İNDİRİMLER 2020'YE KADAR DEVAM ETMELİ'
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, Merkez Bankası’nın, piyasa beklentilerine uyumlu bir şekilde aldığı 250 baz puanlık bu indiriminin, iş dünyasının temsilcilerini memnun ettiğini belirtti. Abdurrahman Kaan yaptığı yazılı açıklamada, Merkez Bankası’nın temmuz ve eylül aylarında aldığı kararların ardından piyasaların beklentisinin zaten faiz indirimlerinin devam edeceğine yönelik olduğunu belirterek, Merkez Bankası’nın, piyasa beklentilerine uyumlu bir şekilde aldığı 250 baz puanlık bu indiriminin, iş dünyasının temsilcileri olarak kendilerini oldukça memnun ettiğini bildirdi. Merkez’in faiz indirimi sürecini 2020 yılında da sürdürmesi gerektiğine inandıklarını aktaran Kaan, “Zira ortalama faiz oranının yüzde 6 olduğu G20 ülkeleri içerisinde, Arjantin’den sonra en yüksek faiz oranına sahip ülke konumundayız.” değerlendirmesinde bulundu.
BANKALARA FAİZ ÇAĞRISI
Kaan, bu kararın hızlı bir şekilde piyasa faizlerine yansıyacağını umut ettiklerine işaret ederek, kamu ya da özel ayrımı yapmaksızın tüm bankaların piyasa beklentilerine kulak vererek sanayicinin elini rahatlatacak hamleler yapmasını beklediklerini aktardı. Yılın ikinci çeyreğinde ekonomide görülen yüzde 1,5’lik daralmada yatırımların yüzde 22,8 oranında azalmasının etkili olduğunu anımsatan Kaan, “Faiz oranlarında gözlenen düşüşle birlikte yatırımlar yeniden hız kazanacak, buna ek olarak son iki çeyrektir azalan iç talep de pozitife dönecektir. Bu doğrultuda, önümüzdeki dönemde Türkiye ekonomisinin pozitif büyüme yolculuğunun yeniden başlayacağını ifade edebiliriz.” yorumunda bulundu.
“İNDİRİMLE YATIRIMCIYI SAHAYA DAVET ETTİ"
İstanbul Ticaret Borsası Başkanı Ali Kopuz da piyasada doğru şartlar oluştuğu müddetçe indirimlerin sürmesi gerektiğini belirterek, yatırımları felç eden yüksek faizlerin, uzun yıllardır Türkiye’nin önemli bir sorunu olduğunu, yapılan bu indirimler ile ekonomimizde yeni bir döneme girildiğini ve Merkez Bankası'nın faiz indirimine devam ederek yatırımcıyı sahaya davet ettiğini vurguladı.
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu'nun bugün aldığı kararla, politika faizini, yüzde 16,50’den yüzde 14’e düşürdüğünü anımsatan Kopuz, “Hatırlarsanız temmuz ayında yapılan 4,25 puanlık indirim, 2015’ten beri yapılan ilk faiz indirimiydi ve bir dönüm noktası olmuştu. Etkilerinin kısa sürede piyasaya yansıdığını görmüştük. Ben de küresel koşullarda bozulma olmadıkça ve yurt içi genel fiyat seviyelerindeki ılımlı hareket devam ettikçe bu indirimin devamının mutlaka geleceğini belirtmiştim.” değerlendirmesinde bulundu.
Kopuz, geçen ay 3,25 puanlık bir indirim daha gerçekleştiğini ve faizlerin yüzde 16,50 seviyesine çekildiğini hatırlatarak, “Önden yüklemeli bu iki indirim sonrasında Merkez Bankamızdan bu ay da kayda değer bir faiz indirimi bekliyordum. Sonuçta verilen karar da bu doğrultuda oldu.” ifadelerini kullandı.
Merkez Bankası, para politikasını şekillendirirken her zaman Türkiye’nin, dolayısı ile iş dünyasının ihtiyaçlarına kulak vermesi gerektiğine dikkati çeken Kopuz, şu değerlendirmelerde bulundu.
“Reel sektörümüz, faiz mengenesinde zor duruma düşerse bundan kimse kazançlı çıkmaz. Bu yüzden iş dünyası olarak son dönemde gerçekleştirilen faiz indirimlerini son derece olumlu karşılıyoruz. Üretici önünü göremezse, faiz yükünün altında ezilirse yatırım yapamaz. Üretim sektörü uygun finansmana erişemezse yatırımını bekletir. Biz büyümek istiyorsak, yatırımcıyı sahaya çekmeliyiz. Merkez Bankası güçlü faiz indirimine devam ederek yatırımcıyı sahaya davet etmiştir. Yüksek faizlerin yatırımları felç etmesi uzun yıllardır Türkiye’nin önemli bir sorunu oldu. Yapılan bu indirimler ile ekonomimizde yeni bir döneme girilmiştir.”
YATIRIM ORTAMI İYİLEŞİYOR
Dünya Bankası tarafından bugün açıklanan İş Yapma Kolaylığı Endeksi’ni (Doing Business 2020) de değerlendiren Kopuz, faiz indirimlerinin önemini yıllardır vurguladıkları ve üzerinde çalıştıkları “Yatırım Ortamının İyileştirilmesi” hususundan bağımsız düşünülemeyeceğini belirtti.
Kopuz, çalışmalarımız neticesinde, iki yıl evvel 60’ıncı sırada olduğumuz İş Yapma Kolaylığı Endeksinde, geçtiğimiz yıl 43’üncü sıraya yükseldiğimizi anımsatarak, “Bu yıl, 10 basamak daha yükselerek tarihimizde ilk kez 33. sıraya yerleştik. Ancak biz bununla yetinmiyoruz. Daha gidilecek yolumuz var. Hükümetimizin bu doğrultuda yeni reformlar gerçekleştireceğini ve ülkemizi cazibe merkezi haline getirme yolunda çalışmalarını sürdüreceğine inancımız tam. Bu vesileyle, İş Yapma Kolaylığı Reform Çalışmalarını canla başla yürüten Hazine ve Maliye Bakanlığının önderliğindeki tüm bakanlıklara ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği camiasına şükranlarımı sunuyorum.” yorumunda bulundu.
MERKEZ BANKASI CESUR DAVRANMAYA DEVAM EDİYOR
ASRİAD Genel Başkanı Adnan Danışman da “TCMB cesur davranmaya devam ediyor. PPK’nın aldığı faiz kararı, hızlı düşüşün devamı şeklinde oldu. Bu cesur kararın sonuçlarının da beklendiği gibi olmasını temenni ediyorum” dedi. Danışman, çok ciddi risklerin içinde yer aldığı, sınır ötesi harekatın sürdüğü, küresel güç merkezleriyle sıkı müzakerelerin devam ettiği ve risklerin bir hayli yükseldiği bir atmosferde böyle bir kararın gerçekten ciddi bir karar olduğunun altını çizerken, karar sonrası piyasalarda kayda değer bir hareketliliğin olmamasının risklerin önceden satın alındığını ve kararın önemli bir hesaba dayandırıldığı hissiyatını verdiğini ifade etti. Danışman, “Bu hareket TCMB’ye olan güveni pekiştirdi” diye konuştu.
ABD ile devam eden müzakereler ve yaptırımların kaldırılması kararının aynı vakitlere denk gelmesinin de son derece olumlu etkiler oluşturduğunu ifade eden Danışman, portföy piyasalarında meydana gelmesi beklenen volatilitenin yaşanmadığını, dövizde önemli bir hareket olmadığını ve BİST grafiğinin olumlu istikamette seyir takip ettiğini belirtti. “Yeni bir bekleme süresi olan 150 saat meselesi hiç şüphesiz yine bir piyasa dinamiği potansiyeli taşımaktadır. Ancak birincinin sükunetle aşılmış olması bunun da aynı şekilde sonuçlanacağının göstergesi kabul edilebilir” diye konuşan ASRİAD Genel Başkanı Adnan Danışman, bunun sonucunda bölgede meydana gelecek bir barış havası ve sorunun çözüm istikametinde oluşacak beklentinin ekonominin de yeniden harekete geçmesini tetikleyeceğine inandığını söyledi. Faiz ve döviz risklerinin minimize olması yatırımcıyı yeniden iştahlandıracağına olan inancını dile getiren Danışman, “TCMB Politika Faizi artık yüzde 14 dür. Umarız bu tempo ile herhangi bir engelle karşılaşmadan tek haneli rakamlara yeniden indirebiliriz. Kararın hayırlı olmasını temenni ediyorum” diyerek sözlerine son verdi.