Metin Feyzioğlu; "Kadına şiddet, siyaset üstü bir mesele"
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, kadına şiddet konusunda yaptığı değerlendirmede, "4 yılda 25 bin şiddet mağdurunu kurtarmıştık. Bunu Türkiye'ye yayabiliriz. Adalet ve Aile bakanlıklarıyla görüşüyoruz, kadına şiddet milli meseledir, suçlayarak olmaz" dedi.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, kadına şiddet konusunda yaptığı değerlendirmede, "4 yılda 25 bin şiddet mağdurunu kurtarmıştık. Bunu Türkiye'ye yayabiliriz. Adalet ve Aile bakanlıklarıyla görüşüyoruz, kadına şiddet milli meseledir, suçlayarak olmaz" dedi.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Erzurum Barosunun sosyal tesisleri ve eğitim merkezi inşaatının temel atma törenine katılmak üzere Erzurum'a geldi. Törenden önce Erzurum Barosunda basın mensuplarıyla bir araya gelen Feyzioğlu, ülke gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
"Kadına şiddet, siyaset üstü bir mesele"
Herkesin çocuğu, eşi, kendisi için endişe duyduğunu ifade eden Feyzioğlu, "Bu birbirimizi suçlayarak önleyebileceğimiz bir husus değil, Partiler üstü bir mesele, siyaset üstü bir mesele. Adli yıl açılış konuşmamda sorunların bir numarasında bu vardı. Toplumsal şiddetle mücadele etmek zorundayız. Bu toplumsal şiddetin mağduru aynı zamanda avukatlar. Ayda en az bir avukatın başına feci bir olay geliyor. Trafiğe çıkan çocuklarınızı dualarla gönderiyorsunuz, "kazasız belasız gelsin" diye. "Bir kavgaya karışmasın, kaza kurşununa uğramasın başına bir vahşinin levyesi inmesin" diye ödümüz kopuyor. Bu ülkede herkes çoluk çocuğu için, eşi için, kendisi için endişe duyuyor. Toplumsal şiddet tırmanışta. Bunu televizyon dizileriyle filmlerle çözmemiz lazım. Kreşten itibaren meseleye el atmamız lazım. Bir kadın öldürüldüğünde idam diye başlamak işin çok kolay yönüdür. Ölen ölüyor, ondan önce bunu kesmemiz gerekiyor. Adli yıl açılışında da söyledim, o ilk tokat eyleminden itibaren biz kendimize düşen şudur; kadının yanına baronun avukat vermesi. Koluna girecek her işi avukatıyla birlikte yapacak. İlk tokattan sonra tırmanıyor ve sokak ortasında katlediliyor. Biz kendi başının çaresine bak diye kadını bırakamayız. Ben Ankara Barosu başkanıyken bir proje başlatmıştık. 4 yılda 25 bin şiddet mağdurunu kurtarmıştık. Bunu Türkiye'ye yayabiliriz. Adalet ve Aile bakanlıklarıyla görüşüyoruz. Milli meseledir, suçlayarak olmaz. Biz buna çözüm buluyoruz" dedi.
"Avukatlar aç arkadaşlar, geç insanlar aç"
Erzurum, Gümüşhane ve Bayburt Baro başkanlarının da katıldığı toplantıda 250 bin genç avukata yeni iş imkanı oluşturduklarını belirten Feyzioğlu, "3 ay önce genel kurulumuzu yapmışız. Biz ne yapmışız ki bazı sevgili arkadaşlarım böyle tepki gösteriyor diye sordum arkadaşlarıma. Biz Yargı Reformu Strateji Belgesi'yle bin değil, yüz bin değil bir kalemde 250 bin genç avukata yeni iş imkanı yaratıyoruz. Biz avukatlarımıza iş imkanı buluyoruz. Bundan niye rahatsız olunuyor, kim rahatsız olabilir? Avukatlar aç arkadaşlar, genç insanlar aç, avukatlar da aç. Bunun derdini ben çekiyorum, her gün bu dert bize yansıyor, baro başkanıma yansıyor. Yargı Reformu Strateji Belgesi sadece avukatlara çözüm sunduğunu vatandaşlarımız sanmasın. Bu belgeyi açıklayan konuşmamızda izah ettiğimiz üzere avukatın sorunun çözen her adım vatandaşın da sorununu çözüyor. 25 bin stajyer avukat var. Kölelik şartlarında çalıştırılıyor. Hepsine ücretli çalışma imkânı, sigortalı olma imkanı getiriyoruz. Peki, sınav, dünyanın neresinde avukatlık mesleğine sınavsız giriş kaldı? Türkiye'de bunu toptan çözüyoruz. Hukuk mesleklerine girişte bir baraj getiriyoruz. Bu muazzam bir şey, bu konuda tam bir konsensüs sağlandı" ifadelerini kullandı.
Toplantıda Cumhurbaşkanlığı Köşkü'ndeki adli yıl açılış törenine katılması sonrası yaşananları anlatan Feyzioğlu, Yargı Reformu Strateji Belgesi'yle Türkiye'de düşünce özgürlüğünün de güvence altına alınması için iki önemli adım atıldığını söyledi.
"3 ay önce genel kurul yaptık, 3 ayda ne değişti de genel kurul isteniyor"
Hukuk devletinin sloganla olmadığını kaydeden Feyzioğlu, "Düşünce özgürlüğüne yönelik suçların Yargıtay denetiminde olacağını ayrıca hakimlerin tayin ve terfilerinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi ve Yargıtayın ilke kararları aranacak. Hukuk devleti sloganla olmaz. Hukuk devleti parlak yıldızı vatandaşın eline verebilirsek gerçekleşir. Bunu da diyalogla yapacağız. Kapıyı çalarsınız, sorunları söylersiniz, dinlenmezsiniz, böyle bir sorun yok denir, o zaman hep birlikte protesto edelim. Kapıyı çalarsınız, buyur gel sorunları anlat denir, anlatırsınız. Biz kapı çaldık, açılmadı mı? İki sene önce devlet kapısı vatandaşa kapanamaz demiştik, o kapı bize açıldı. Bize açık, herkese açık, bizim vatandaşımıza açık. El birliğiyle bütün bu sorunları çözüm yoluna sokacak yargı reformu strateji belgesini hayata geçiriyoruz. Özgürlükleri güvence altına alacak düzenlemeleri getiriyoruz. Avukatın günlük sorunlarını çözümler düzenleme ile hayata geçiyor. Ekim ayında Meclis açılır açılmaz birinci önceliği olmalıdır dedi Cumhurbaşkanı. Şimdi size soruyorum biz avukatların bin tane sorununu çözmek için, stajyer avukatların sorununu çözmek için, 82 milyon vatandaşın sorununu çözmek için Alman Şansölyesiyle mi görüşmeliyiz? O zaman İngiliz Başbakanına mı gitseydim? Elbette Türkiye'yi kim yönetiyorsa ona gittik gideceğiz. Gittiğimizde hüsnü kabul gördük. Bu telaş nedir? Peki bundan 3 ay önce genel kurul yaptık, 3 ayda ne değişti de genel kurul isteniyor? Yargı Reformu Strateji Belgesi somutlaştı, avukatların ve vatandaşlarımızın adalete ilişkin haklı şikayetlerini çözüme bağlayacak yol haritası ortaya kondu ve ilk kanunlaşacak paket yazıldı. 3 ayda değişen bu. O zaman bize düşen gündemimizi sadece buna odaklamak yani çözüme odaklamak. Biz soruna çözüm bulmaya çalışıyoruz. Her çözüme sorun bulanlardan olmadık, sorunlara çözüm bulanlardanız üstümüze düşeni yapmaya devam edeceğiz. Başka hiçbir gündemimiz yok bizim" şeklinde konuştu.
"Kadına şiddeti önlemeye çalışıyorsanız bunu Alman Şansölyesine, Berlin'e değil Ankara'ya, Cumhurbaşkanlığına götüreceksiniz"
Yargı reformunun Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde açıklanmasına gösterilen tepkilerle ilgili de değerlendirmelerde bulunan Feyzioğlu, "Allah gani gani rahmet eylesin, Ecevit yargı reformunu açıklarken Yargıtayda mı açıkladı, başbakanlıkta açıkladı. Süleyman Demirel yargı reformunu bizim evde mi açıkladı, başbakanlıkta açıktı. Bugün başbakanlık yok, millete en üst seviyede taahhüt verme görev sorumluluğunda olan Cumhurbaşkanı açıkladı. Oraya da bazı arkadaşlar gelmedi. Onlar için mesele yargı bağımsızlığı değil, Cumhurbaşkanına gidip gitmemek meselesidir. Cumhurbaşkanlığı sistemini benimsemeyebilirsiniz, parlamenter hükümet olsun diyebilirsiniz. Anayasaya ilişkin olması gereken noktasında itirazlarınız olabilir. Ama şimdi bu Anayasa yürürlüktedir. Buna göre faaliyet gösteriyoruz. Yargı reformu belgesi açıklanırken külliye diye biz Cumhurbaşkanına gitmeyiz dediğiniz anda başka bir şey oluyor. Ben devletle iş konuşmam diyorsunuz. Ama biz bu devletin içinde iş yapmak durumundayız. Türkiye'nin şu anda hükümet merkezi orasıdır. Ben yapmadım siz yapmadınız Anayasa değişti, hükümet merkezi böyle oldu. Biz de kamu kurumu niteliğinde meslek örgütü olarak oraya gidiyoruz. İstanbul Belediye Başkanı randevu istiyor, oraya gidiyor, Ankara Belediye Başkanı işi varsa oraya gidecek. Devletle iş yapmak zorundaysanız, örneğin kadına şiddeti önlemeye çalışıyorsanız bunu Alman Şansölyesine, Berlin'e değil Ankara'ya, Cumhurbaşkanlığına götürecek. Ben oraya gitmem dediğinizde samimi olmak lazım. Adli yıl açılışı sebebiyle gelmeyen kıymetli meslektaşlarımı anlıyorum. Olabilir biz de başka yerde yapılsın istedik. Oraya gitmenin bu millete ve bu meseleye getirisi nedir? Gitmemenin zararı nedir? Dedik ki aramızda gidip doğrudan doğruya Cumhurbaşkanına, Meclis Başkanına, bakanlara yüksek yargının mensuplarına orada anlatmalıyız dedik. Fena mı oldu, çözüm daha hızlandı. Şu anda tek odaklandığım şey vatandaşlarımızın, avukatların elini rahatlatacak Yargı Reformu Strateji Belgesi'nin çıkması" açıklamasında bulundu.
Yargı reformunu gölgeleyecek bir şey yapılmamasını isteyen Feyzioğlu, "Arkadaşlardan da istirhamım bunu gölgeleyecek, engelleyecek hiçbir şey yapmayın. Yürüyelim, ucuna geldik, yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik. Bu güzel ortamı baltalamak, gölgelemek emin olun genç avukatlara, stajyer avukatlara, cezaevlerinde adliyelerde adalet bekleyen yüz binlerce insanımıza haksızlık olur. Gelin bunu birlikte çıkartalım, kamuoyunu kendi iç sorunlarımızla meşgul etmeye gerek yok. Bu konular bizim iç sorunumuz kamuoyunun sorunu değil. Türkiye Barolar Birliği sürekli kurultay peşinde koşan yapı değildir. Türkiye Barolar Birliği hizmet peşinde koşan bir yapıdır. Başka yapılarla karıştırılmazsa iyi olur" dedi.
Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulunun, İstanbul, Ankara, Antalya gibi baroların yaptığı olağanüstü genel kurul çağrısını görüşmek üzere 22 Eylül'de 79 baro başkanıyla Ankara'da toplanmaya karar verdiği belirtildi.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, basın mensuplarına yaptığı açıklamanın ardından genç avukatlarla söyleşide bir araya geldi. Program sonrası mesleğe ilk adımlarını atan avukatların yemin törenine eşlik eden Başkan Feyzioğlu genç avukatlara cübbe giydirdi, nasihatlerde bulundu.
Törende yemin eden Avukat Evrim Ayyıldız'a Erzurum Baro Başkanı Talat Göğebakan ile birlikte cübbesini giydiren Feyzioğlu, daha sonra Erzurum Barosu kapalı otoparkın açılışını gerçekleştirdi.
Mesleğe ilk adımını atan Evrim Ayrıldız, cübbesini Feyzioğlu'nun elinden giymekten çok mutlu olduğunu belirterek, "Çok mutluyum. Metin Feyvioğlu'nun geleceğini duymuştum. Onun elinden almak istedim. Tabi çok heyecanlıyım. Üç kardeşiz. Ablam ve abim de avukat" dedi.