Mezhebe bağlanmadan dini hayat yaşayabilir mi? Diyanet İşleri Başkanlığı
Fıkıh mezhepleri dinin amelî boyutunun detayı ile ilgili konularda tarihi süreç içinde ortaya çıkmış anlayış ve yorumlardır.
Ama aynı zamanda kolaylıktır. Teorik olarak bir kişi hiçbir mezhebe bağlı kalmadan, ya kendi araştırmasıyla veya mezhep ayrımı gözetmeden dilediği âlime meselesini sorarak dini hayatını yaşayabilir, ancak böyle bir yol izlemenin bazı zorlukları da beraberinde getireceği aşikârdır.
Her şeyden önce, fıkhî konularda, özellikle detaya ilişkin meselelerde, bir kimsenin “kendi araştırmasıyla” karara varabilmesi için Kur’an-ı Kerim ve hadisleri çok iyi bilmesi gerekir. Bunun kolay bir şey olmadığını teslim etmek gerekir.
“Bir âlime sorma” hususuna gelince bunun da birtakım zorlukları bulunmaktadır. İnsan her zaman her hususta soru soracağı âlimi bulamayabilir yahut aynı meselede farklı âlimlerin değişik ve çelişkili cevaplarıyla karşılaşabilir.
Oysa bir mezhebe bağlandığında o mezhebin âlimlerinin uzun ve samimi gayretleriyle ortaya konulan içtihatları büyük bir kolaylık teşkil edecektir.
Sonuç olarak muayyen bir fıkıh mezhebine bağlanmak dinî bir zorunluluk olmayıp, kişinin dinî hayatını yaşarken kolaylık ve kendi içinde tutarlılık arzusunun doğal bir sonucudur.
Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı