MHP Genel Başkanı Bahçeli'den Bakan Soylu'ya destek: Kaygıyla izliyor, asla kabul etmiyoruz! Kim demiş Soylu sahipsiz diye?
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya yönelik iddiaları ele alarak desteğini belirtti. Bu itibar suikastlarını kaygıyla izlediklerini ve asla kabul etmediklerini belirten Bahçeli, "Kim demiş Soylu sahipsiz diye" ifadelerini kullandı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "İstanbul Sözleşmesi'nin çarpıtılması, İstanbul Kanalı'nı hedef alan bayağı saldırılar ve Katarlı öğrencilerin sınavsız tıp fakültesi okuyacakları ile ilgili yalan dozu yüksek kara kampanyalar Türkiye'yi zor duruma sokmaya yönelik taktik adımlardır." dedi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkında çıkan istifa iddialarını da değerlendiren Bahçeli, "Süleyman Soylu’ya yapılan itibar suikastlarını kaygıyla izlediğimizi, asla kabul etmediğimizi not düşüyorum. Kim demiş Soylu sahipsiz diye." şeklinde konuştu.
Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, "Fikir ve düşünce ufkumuzun parlayan yıldızı olan merhum Ziya Gökalp, milli kültürü kuvvetli medeniyetçe zayıf milletlerin, medeniyetçe kuvvetli fakat milli kültürce zayıf milletleri siyasi mücadelede her zaman yendiğine dair misaller vermişti." diye konuştu.
KARTAL TİBET'İ UNUTMADI
Milli kültürün anlatım ve aktarım mekanizmaları arasında sinemanın kayda değer bir rolü olduğuna inandığını ifade eden Bahçeli, milli sinemanın en önemli görevinin, Türk milletinin öz değerlerini yakalamak ve beyaz perdeden bu değerleri yansıtmak olduğunu söyledi.
Milli sinemanın, milli kültürün ve milli bakış açısının şuurlu bir dille takdim ve ifadesi olduğunu dile getiren Bahçeli, "Geçtiğimiz hafta ebediyete irtihal eden Sayın Kartal Tibet bu alanda öne çıkmış, gönüllerde taht kurmuş, canlandırdığı tarihi karakterlerle milletimizin takdirini kazanmıştır. Tarkan ve Karaoğlan filmleriyle de milli hafızalara kazınan, oyuncu, yönetmen, senarist sayın Tibet geçen cuma günü son yolculuğuna uğurlanmıştır. Türk tarih ve kültürünü usta oyunculuğuyla sahneleyen, efsaneleşmiş tarzıyla gösteren ve elbette Yeşilçam'a damga vuran sayın Kartal Tibet'e Cenab-ı Allah'tan rahmet niyaz ediyorum. Muhterem ailesine, sevenlerine, sanat ve sinema camiasına, aziz milletimize başsağlığı diliyor, mekanı cennet olsun diyorum." ifadelerini kullandı.
Bahçeli, sinema sektöründe yaşanan sorunların çözümü hususunda atılacak her adıma, yapılacak her iyi niyetli girişime destek vereceklerini belirtti.
"BİR SEVDA HALİNİ ALMIŞTIR"
Demokrasilerde her siyasi düşüncenin, her siyasal partinin az ya da çok, büyük veya küçük bir karşılığı olduğunu kaydeden Bahçeli, siyasi partilerin demokrasi hayatının vazgeçilmez kurumları olduğunu vurguladı.
Her siyasal hareketin, üzerinde şekillendiği aynı topluma dayanmasına ve aynı sorunlara bakmasına rağmen teşhiste, tedavide ve teklif ettiği çözüm yollarında ayrıldığına işaret eden Bahçeli, bu ayrılıkların, siyasetin doğasında olduğunu, bu farklılıkların saygın ve demokratik bir sonuç olduğunu dile getirdi.
MHP'nin, Türkiye'nin tamamında zemin bulmuş ve kök salmış, milletin gönlünde yer tutarak kendisine sevgiyle bağlı, duruşuna ve fikriyatına inanmış bir seçmen kitlesine kavuştuğunu anlatan Bahçeli, "Bu kavuşma hali aynı zamanda toplumsallaşmayı da beraberinde getirmiştir. Bugün üç hilal, milyonlarca insanımızın kalbine girmiş, hamdolsun bir sevda halini almıştır." değerlendirmesinde bulundu.
"HER ELİ TUTACAĞIZ, HER KAPIYI ÇALACAĞIZ"
MHP'nin bir demokrasi namusu, büyük bir millet eseri olduğunu dile getiren Bahçeli, şunları kaydetti:
"Milliyetçi Hareket Partisi huzurun, umudun, güvenliğin, istikrarın, vatanseverliğin, dik duruşun, dik başın, devrilmez inancın markasıdır. Hayata nasıl baktığımız, hadiseler geçidini nasıl yorumladığımız, haysiyetli bir insan ve millet yaşamını nasıl savunduğumuz taraflı tarafsız herkesçe bilinmektedir. Bizi diğer partilerden ayıran siyasi kavşak noktalarında; Türkiye'nin ana meselelerini okuyuş biçimimiz, milli ve manevi değerleri kavrayış niteliğimiz, siyasal çizgimizin anlayış ve ilkeleriyle karşı karşıya olunan sorunları ele alış şeklimiz, hem müessiriyetini hem de mümeyyiz farkını belirgin olarak göstermektedir. Tabii olarak, bütün bunları hangi program, hangi yol, hangi yöntemlerle, dahası nasıl bir kadro marifetiyle yapacağımızın ayrıntılarıyla tarifi milli ve ilkeli siyasetimizin yaygınlaşmasına hizmet edecektir. Milli iradeyi milliyetçi iradeye dönüştürmek için daha çok gönüle gireceğiz. Her eli tutacağız, her kapıyı çalacağız, hiç kimseyi ayırmayacağız, ayrı görmeyeceğiz."
Devleti yaşatmak için insanı yaşatacaklarını belirten Bahçeli, "Daha mutlu, daha güvenli, daha müreffeh, daha gelişmiş bir millet hayatı için geceyi gündüze katacağız. Bunu yaparken geçmişimizi göz ardı etmeyeceğiz. Bugüne kadar siyasi meşruiyetimizin kaynağını çıkar lobilerinin kapılarında, yabancı başkentlerin sokaklarında aramadık. Hiçbir şey adına dürüst ve samimi siyasetimizi karalatmadık, buna tevessül edenlere fırsat tanımadık. Aldatmaya sırtımızı döndük. Riyakarlığa yüzümüzü çevirdik. Yegane güç kaynağımız olan milletimizin şaşmaz sağduyusu ve tertemiz vicdanına ümitlerimizi bağlayarak dedik ki; 'Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya, yüzüstü çok süründün ayağa kalk Sakarya.' Yine dedik ve her zaman da diyeceğiz ki; 'Tarihin dilinden düşmez bu destan, Nehirler gazidir, dağlar kahraman, Her taşı bir yakut olan bu vatan, Can verme sırrına erenlerindir.'" yorumunu yaptı.
"HAK EDENE FIRLATILACAK TAŞLAR CEBİMİZDEDİR"
"Birileri gibi vicdanımız ipotekli değildir." diyen Bahçeli, "Birileri gibi irademiz tutsak düşmemiştir. Biz Milliyetçi Hareket'iz, biz Cumhur İttifakı'yız, biz ya istiklal ya ölüm diyen bir kahramanlığın varisleriyiz. Huzur isteyen milletimizle tek yüreğiz. Refah ve bolluk isteyen boynu büküklerle aynı yolun yolcusuyuz. Hayattan nasibini alamamış gariplerin, el çizgileri nasırla örtülmüş biçarelerin, ağlamaktan göz pınarları derinleşmiş mağdurların, zorluklar karşısında bakışlarının feri silinmiş mazlumların hem davacısıyız, hem de dağ gibi arkalarındayız. Siyaseti sanal korkulara tahvil etmek isteyen pişkin zihniyetler, pireyi deve yapan palavracılar, bir kaşık suda fırtına koparan pervasızlar akıllarından çıkarmasınlar ki, hak edene fırlatılacak taşlar cebimizdedir, hesapsız uçanlar, istismar dallarına yüzsüzce konanlar bedel ödemeyi muhakkak surette göze almalıdırlar." dedi.
YALAN DOZU YÜKSEK KARA KAMPANYALAR
Gayelerinin Türkiye'yi hak ettiği gelişmişlik düzeyine ulaştırmak olduğunun altını çizen Bahçeli, "Bunu yaparken her yolu mubah gören, her rüzgara yelken açan, tarlasını sırtlayıp yağmur neredeyse oraya taşıyan ikiyüzlülük ve karaktersizliğe itibar etmedik, etmeyeceğiz. Neysek öyle görüneceğiz, göründüğümüz gibi de olacağız." diye konuştu.
Bahçeli şöyle devam etti:
"Bu nedenle zillet ittifakıyla ayrıyız, gayrıyız, uzağız. Çünkü yalancı değiliz, çünkü inkarcı değiliz, çünkü gece başka, gündüz başka değiliz. Şirazlı Sadi'den esinlenerek ifade etmek isterim ki, kendi ayıplarının hamalı olanlar, başkalarının kusurlarıyla uğraşıyor. Bunu yaparken çok tehlikeli bir dile tevessül ediyorlar. Yanlışı ve yalanı savunacak kadar cahil olanlardan, doğruyu ve doğruluğu göremeyecek kadar kör olanlardan, iyiliği ve iyi niyeti inkar edecek kadar nankör olanlardan Rabbim cümlemizi korusun ve böylelerini milletimizden her daim uzak tutsun. İstanbul Sözleşmesi'nin çarpıtılması, İstanbul Kanalı'nı hedef alan bayağı saldırılar ve Katarlı öğrencilerin sınavsız tıp fakültesi okuyacakları ile ilgili yalan dozu yüksek kara kampanyalar Türkiye'yi zor duruma sokmaya yönelik taktik adımlardır."