Müsilajda sevindiren gelişme! İstanbul Üniversitesi, müsilajı deniz bakteri izolatlarıyla temizlemeyi başardı
Deniz salyası ile mücadele devam ederken İstanbul Üniversitesi tarafından yürütülen çalışma umut verici oldu. Yüzeydeki müsilaj doğal ortamında deniz bakteri izolatlarıyla temizlenirken, sonraki aşamanın deniz dibindeki müsailajı temizlemek olduğu vurgulandı.
Marmara'yı etkisi altına alan müsilaj diğer adıyla deniz salyası ile mücadele devam ediyor. Aylardır denizlerimizi etkisi altına alan ve ekosistemi tehdit eden müsilaja karşı etkin bir çalışma başlatıldı. Bu kapsamda harekete geçen İstanbul Üniversitesi (İÜ) Su Bilimleri Fakültesi, Marmara Denizi yüzeyindeki müsilajı doğal ortamında deniz bakteri izolatlarıyla temizlemeyi başardı.
DOĞAL ORTAMDA YARARLI BAKTERİLERLE MÜDAHALE
İÜ Su Bilimleri Fakültesi Deniz Biyolojisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülşen Altuğ ve ekibi tarafından müsilajın doğal ortamında yararlı bakterilerle yok edilmesi için Çevre ve Şehircilik ile Tarım ve Orman Bakanlıklarının onayıyla başlatılan pilot çalışma, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin (İBB) Yenikapı Yediemin Limanı'nda müsilajın olduğu alan bariyerlerle çevrilerek yürütüldü.
MÜSİLAJI AYRIŞTIRMAK İÇİN YERLİ BAKTERİLER KULLANILDI
Müsilajla mücadele kapsamında doğal ortamda uygulama yapıldı. Prof. Altuğ ve ekibi tarafından, daha önce denizden izole edilerek laboratuvarda uyutulan ve metabolik özellikleri müsilajı ayrıştırmaya uygun bakteriler arasından seçilen yerli bakteriler her gün sabah ve akşam uygulandı. Çalışma sonucunda deniz yüzeyindeki müsilaj deniz bakteri izolatlarıyla temizlendi.
"BİRİNCİ UYGULAMA SONRASINDA MÜSİLAJLI YÜZEYDE SEYRELME OLDU"
Çalışmalar hakkında bilgi veren Prof. Dr. Gülşen Altuğ, 8 Haziran'da Yenikapı'da kontrollü koşullarda uygulama başlattıklarını söyledi. Örnek dokular alındığına dikkat çeken Altuğ, "Bu kapsamda bariyerle kapatılmış müsilajlı alana, 20 yıldır denizlerden izole ettiğimiz yerli bakteri izolatları uyguladık. Uygulamaları sabah ve akşam gerçekleştirdik. Birinci uygulama sonrası müsilajın yüzeydeki dağılımında seyrelme olduğunu gördük." diye konuştu.
"DİPTEKİ MÜSİLAJA ETKİYİ TAKİP EDECEĞİZ"
Altuğ, belirlenen alandaki ikinci uygulamayı 10 Haziran'da yaptıklarını anlatarak, şöyle devam etti: "Uygulama yaptığımız müsilaj alanındaki kontrollere her gün devam ettik. 11 Haziran'daki üçüncü uygulamada bir önceki güne göre müsilaj yoğunluğunda azalma son derece belirgindi. 12 Haziran sonrasındaki uygulamada müsilaj iyice azaldı. 13 Haziran'da sabah uygulama yaptık, akşam uygulama yapmamıza gerek kalmadı. 13 Haziran akşamı çalışma yaptığımız alanda hiç müsilaj yoktu. Haziran'ın 8'inde başlayıp 13'üne kadar olan süreçte yüzeydeki müsilaj tamamen temizlenmiş oldu. Ayrıca müsilajin dibe çökmediği, şu anda dipte hiç müsilaj olmadığı gözlendi. Dipteki müsilajın giderilmesi için de yeni bir alan oluşturup bakterilerin bundan sonraki süreçte dipteki müsilaja etki sürecini takip edeceğiz."
"TEMİZLEMEDE KULLANILAN BAKTERİLER DENİZ YAPISINI BOZMUYOR"
Çalışmada kullandıkları yerli bakterilerin özelliklerine değinen Altuğ, bakterilerin denizin florasını bozmayacağını dile getirdi. Altuğ bakterilerin ekosistem döngüsüne katkı sağladığını ifade ederek, "Bu bakteriler, denizde herhangi bir zarara yol açar mı gibi bir endişe taşımıyoruz. Bu bakteriler, ortamdaki hastalık yapıcı bakterileri kısıtlayan, besin organik maddeyi parçalayan, müsilajın olmadığı normal zamanlarda denize düşen yaprak, denizdeki ölü organizma ve atıkları parçalayarak deniz ekosistem döngüsüne katkı sağlayan bakterilerdir. Bu nedenle bu bakterilerin ortamda var olması müsilaj nedeniyle yaşanan bu organik birikim ile ekosistem kırılmasının sağlıklı flora ile takviye edilmesi demektir. Biz de bu florayı sağlıklı hale getirerek ekosistemin sağlığına tekrar kavuşmasını hızlandırmayı amaçladık. Ayrıca süreçte deniz suyu ve müsilajdan alınan örnekler de fizikokimyasal ve bakteriyolojik analizler ve İÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Kimyasal Oşinografi Laboratuvarı'nda yapılan müsilajin bakteriyel parçalanmasına yönelik analizlerle takip edilecek."
Prof. Dr. Gülçen Altuğ, çalışma sonuçlarının detaylı raporunu Çevre ve Şehircilik ile Tarım ve Orman Bakanlıklarına sunacaklarını sözlerine ekledi.
KAYNAK: Anadolu Ajansı