Müt’a nikahı yaparak evlenmenin dinî hükmü nedir?
Aralarında dinî açıdan evlenme engeli bulunmayan bir erkekle bir kadının, erkeğin vereceği bir bedel karşılığında belirli bir süre karı-koca hayatı yaşamak üzere anlaşmalarına müt’a nikahı denmektedir.
İslâm öncesi dönemde müt’a zaman zaman başvurulan bir uygulama olarak mevcuttu. Hz. Peygamber de tedrîcîlik (belli bir sürece yayarak hukukî düzenleme yapma) ilkesi gereği ilk dönemlerde bu uygulamaya engel olmamıştı. Ancak, aile ve toplumun dokusuna zarar verebilecek olan bu uygulama biçimi bilahare yasaklanmıştır (Tirmizî, Nikah, 29).
Abdullah b. Abbas: “Onlar ki, ırzlarını korurlar. Ancak eşleri ve ellerinin altında bulunanlar bunun dışındadır. Onlarla ilişkilerinden dolayı kınanmazlar. Kim bunun ötesine geçmek isterse, işte onlar haddi aşanlardır. ” (Mü’minûn 23/5-7) âyetlerinin nazil olmasıyla müt’anın yasaklandığını ifade etmiştir (Tirmizî, Nikah, 28).
Hz. Ali (r.a.) de, Hz. Peygamber (s.a.s.)’in Hayber gazvesi sırasında, müt’ayı yasakladığını bildirmiştir (Buhârî, Megâzî, 38; Müslim, Nikah 29; Tirmizî, Nikah, 28; Nesâî, Nikah, 71).
Söz konusu âyete ve ilgili rivayetlere dayanarak, tarih boyunca İslâm bilginleri (ehl-i sünnet âlimleri) mut’a (nikahı) uygulamasının haram olduğunda ittifak etmişler ve bu konuda icma’ (görüş birliği) hâsıl olmuştur.
Esas itibariyle İslâm dininde nikah ve ailenin fert ve toplum açısından ifade ettiği amaç ve anlam dikkate alındığında, İslâm bilginleri tarafından benimsenen bu görüşün çağımız değerleri açısından da gayet tutarlı ve isabetli olduğu görülür.
Müslüman bir kadın ehl-i kitaptan bir erkekle evlenebilir mi?
Dînî değer ve yaşantının muhafazası, geliştirilip devam ettirilmesi ve gelecek nesillere aktarılması gibi önemli sosyal fonksiyonlar icra eden aile kurumuna hukukî meşruiyet kazandıran evlenme akdinin sınır ve şartları Kur’an-ı Kerim’de ve sünnette tafsilatlı bir şekilde yer almış, kimlerle evlenilip, kimlerle evlenilemeyeceği detaylı olarak açıklanmıştır.
Kur’an-ı Kerim’de, Müslümanların gayrimüslimlerle evlenmelerine bazı sınırlamalar getirilmiş ve Müslüman bir kadın veya erkeğin müşriklerle evlenemeyeceği vurgulanmıştır. Bakara suresinin 221. ayetinde mealen; “İman etmedikleri sürece, Allah’a ortak koşan kadınlarla evlenmeyin. Allah’a ortak koşan kadın hoşunuza gitse de, Mü ’min bir cariye ondan daha hayırlıdır. İman etmedikleri sürece, Allah ’a ortak koşan erkeklerle, kadınlarınızı evlendirmeyin. Allah’a ortak koşan hür erkek hoşunuza gitse de iman eden bir köle ondan daha hayırlıdır... ” buyrularak konuya açıklık getirilmiştir.
Bunların dışında kalan ehl-i kitap (Hristiyan ve Yahudi) kimselerle evlenme konusunda ise; erkek ile kadın ayrı olarak mütalaa edilmiştir. Şöyle ki; “... Mümin kadınlardan iffetli olanlarla, daha önce kendilerine kitap verilenlerden olan iffetli kadınlar da, mehirlerini vermeniz kaydıyla; evlenmek, zina etmemek ve gizli dost tutmamak üzere size helaldir. ” (Mâide, 5/5) ayeti ile Müslüman bir erkeğin ehl-i kitaptan bir kadınla evliliğine izin verilmiştir.
İslam âlimleri bu ayet ile Mekke’den Medine’ye hicret edip gelen kadınlarla ilgili olan Mümtehine suresinin “Onların Mü ’min kadınlar olduklarını öğrenirseniz, kâfirlere geri çevirmeyiniz. Bu kadınlar, o inkârcılara helal değildir. Onlar da bunlara helal olmazlar. ” mealindeki 10’uncu ayetinde yer alan kâfir kavramının, müşrik ve ehl-i kitap dâhil bütün gayrimüslimleri kapsadığından hareketle, Müslüman bir kadının, gayrimüslim erkekle evlenemeyeceğini ifade etmişlerdir (bkz. Cessâs, Ahkâmu’l- Kur’an, Beyrut 1992, V, 329-331; Kurtubî, el-Câmi li ahkâmi’l-Kur’an, Beyrut 2006, XX, 419)
İslâm dîni, getirdiği hükümlerde, sosyal yapıyı, çevreyi, fertlerin psikolojik durumlarını göz önünde bulundurmuştur. İnsanın, dünya ve ahiret mutluluğunun temelinde aile hayatının önemli bir yeri vardır. Gayrimüslim erkekle evliliğin, evlenen kadın ve doğacak çocuklar üzerinde dinî açıdan olumsuz etkilerinin olması kaçınılmazdır. Diğer taraftan toplumsal dokunun korunması ve devamı için aile yapısının ve neslin korunması büyük önem taşımaktadır. Zira toplumun temelini teşkil eden ve insanın en yakın ilişki içerisinde bulunduğu çevre ailedir. Bundan hareketle, günümüze kadar İslam âlimleri arasında Müslüman kadınların gayrimüslim erkeklerle evlenemeyecekleri konusunda herhangi bir görüş ayrılığı olmamış, aksine bu konuda, bir bakıma icma oluşmuştur.
Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı