Nasırlı ellerin hikayesi! Tarım işçisi kadınlar seralarda üretime aralıksız katkı sağlıyor
Türkiye'nin yaş sebze ve meyve ihtiyacının büyük bölümünün karşılandığı Antalya'da üretim, hız kesmeden devam ediyor. Sabahın ilk ışıklarında tarla ve seraların yolunu tutan kadın işçiler, yıllar içinde nasırlanan elleriyle ürünlere özenle bakıyor.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla mücadele kapsamında seranın içi çok sıcak olmasına rağmen eldiven ve maske takarak seralara giren kadınlar, sosyal mesafeye de özen gösteriyor. Seralardaki ayçiçeği, ejder meyvesi, kabak, patlıcan, fasulye, biber, domates, salatalık, yeşilliklerin bakımını ve hasadını yapan kadınlar, sebze doldurdukları kasaları omuzlarında taşıyor.
Yevmiye karşılığı gittikleri seralarda gün boyu ter döken tarımın işçi kadınları, kazandıkları parayla çocuklarını okutuyor, evinin geçimine katkı sunuyor. Genç kızlar da seralarda gündeliğe giderek, çeyizlik parasını kazanıyor. Kepez ilçesi Altınova bölgesinde serada kabak hasadı yapan 47 yaşındaki Ayşe Mert, 30 yıldır seralarda çalıştığını, ömrünün büyük bölümünün çalışmakla geçtiğini söyledi. Domates serasında çalışan işçilerden Nihal Önder (22) ise saat 05.30'da kalkıp, seralara gittiklerini, en geç 06.00'da mesaiye başladıklarını söyledi.
SERANIN İÇİNDE SICAKLIK 35-40 DERECEYİ GEÇİYOR
Ayçiçeği serasında çalışan Havva Mert (18) tohum olarak ektiği ayçiçeğinin her gün otlarını alarak, çapalayarak, gübresini vererek bakımını yaptığını dile getirdi. Bakımının çok zor olduğunu vurgulayan Mert, "Günün büyük bölümünü burada geçiriyorum. Polenleri gitmesin, sinek ve böcek gelmesin diye kese şeklinde hazırladığımız örtüleri çiçeklerine sıkıca bağlıyorum. Seranın içi çok sıcak oluyor. Oruçlu olunca zorlanıyoruz ama ekmek paramız için mücadeleye devam ediyoruz." sözlerine yer verdi.
KAYNAK: Anadolu Ajansı