Neşe Karaböcek öldü iddiası sosyal medyayı karıştırdı!
Sosyal medyada Türk Sanat Müziğinin sevilen ismi Neşe Karaböcek'in hayatını kaybettiği yönünde yapılan paylaşımların ardından açıklama yapıldı.
Twitter'da bu kez de ünlü sanatçı Neşe Karaböcek'in öldüğü yönünde paylaşımlar yapıldı. Neşe Karaböcek'in hayatını kaybettiğini duyuran paylaşımlar artınca konuya ilişkin açıklama yapıldı.
Sosyal medyada yapılan paylaşımlarda assolist Neşe Karaböcek'in öldüğü iddia edildi.
Yapılan paylaşımlardan bazıları şu şekilde:
- Ünlü ses sanatcısı Neşe Karaböcek (75) Covid-19'dan dolayı hayatını kaybetmiş. Allah taksiratını affetsin, yakınlarına ve sevenlerine sabırlar versin.
- Değerli ses sanatçısı Neşe Karaböcek 'i Covid-19 nedeniyle yitirdik. Tanrı' dan rahmet diliyorum. Acısını paylaşıyorum. Ailesine sabır ve başsağlığı diliyorum.
- Essiz sesi ve yorumu ile cok begendigim sevilen ses sanatcimiz Neşe Karaböcek Covid-19 nedeniyle bizlere veda etmis. . Allah' tan rahmet diliyorum Mekani cennet olsun . Ailesine sabır ve sevenlerine başsağlığı diliyorum.
Radyo programcısı ve OSSİ Müziğin sahibi Hakan Eren, sosyal medya hesabından Neşe Karaböcek'in hayatını kaybettiği yönünde yapılan paylaşımlar sonrası açıklamada bulundu.
Hakan Eren yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı:
"Arkadaşlar sosyal medyada yayınlanan Neşe Karaböcek vefat etti haberleri asılsızdır.
Neşe Karaböcek’in sağlığı yerindedir. Bu haberi uyduranları Allah’a havale ediyorum"
NEŞE KARABÖCEK'İN KORONAVİRÜS'E YAKALANDIĞI İDDİASI
Bu kez de Twitter'da Neşe Karaböcek'i öldüğü iddia edildi. Koronavirüs nedeni ile Neşe Karaböcek'in vefat ettiği yönünde yapılan paylaşımlar ve çıkan haberler,sevenlerini üzdü.
Neşe Karaböcek'in, koronavirüse yakalanmadığı ve sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi.
NEŞE KARA BÖCEK KİMDİR?
Asıl adı Neşecan Göktürk olan Neşe Karaböcek, 1 Nisan 1947 de İstanbul Yeşilköy'de üç katlı ahşap cumbalı bir evde doğar. Aslen baba tarafındanBulgaristan kökenlidir. TCDD Kurumunda Muhasebe Şefi olan Hüseyin Orhan Göktürk ile ev hanımı olan Arife Göktürk çiftinin ikinci çocuklarıdır. Sırasıyla Tezcan, Saniye Gülden (Gülden Karaböcek) ve Gülcan adında üç kız kardeşi, Taner adında bir ağabeyi vardır. Çocukluğu Ankara ve İstanbul'da geçer.
Babasının Devlet Demiryolları'ndaki görevi nedeniyle 1950 de Ankara'ya taşınmalarının ardından, komşuların da zorlamasıyla, Ankara Radyosu'nda çocuk korosunu yöneten Ayşe Abla'ya götürür annesi. Ama Ayşe Abla elinde kaşıkla kocaman kocaman şarkılar söyleyip, kocaman kocaman şarkıcılara taş çıkaran küçük Neşecan Göktürk'ü ne yapsın; o çocuk şarkıları söyleyen çocuklarla çalışmaktadır! Fakat anne dayatınca, konservatuvara götürmesi için bir kart yazar. Neşe Karaböcek 3,5 yaşında iken, o sıralarda Ankara Devlet Tiyatrosu Küçük Tiyatro Bölümü kurulur. Muhsin Ertuğrul'un talimatıyla gazetelere ilan verilerek, tiyatroya alınacak yetenekli küçükler aranır.
''Daha ilkokula gitmiyor, okuma yazması yok. Oyunu nasıl ezberler.'' Yine de imtihanı kazanır; üstelik tiyatro, şan ve bale bölümlerine kabul edilir. İlk rolü ''şarkı söyleyen bir kuş''tur, yaşı 3,5'ken alır bu rolü. Sonra Mümtaz Zeki Taşkın'ın yazdığı iki oyunda başrol oynar: "Yıldız Ece" ve "Kara Böcek". Mümtaz Bey'in hep ''Böcek'' diye sevdiği ve bu nedenle de adına bu oyunu yazdığı Neşecan, sonraları hep Neşe Karaböcek olarak anılacaktır. Diğer oyunlardan kat kat fazla oynanan Kara Böcek, Neşecan'ın o küçücük haliyle Cumhurbaşkanı İsmet İnönüile de tanışmasına vesile olacaktır.
Daha sonra Devlet Operası'na alınır. Soprano olarak yetiştirilir. Carmen, La Bohem operalarında, Peter İlyiç Çaykovski'nin Kuğu Gölü'nde yaşını aşan görevler alır. Muhsin Ertuğrul'la Büyükbaba ve Torunu oyununu birlikte oynarlar. Bu arada bir de Halkevi'nde de halk tiyatrosu eğitimi alır. Ve bütün bunlar o henüz ilkokula başlamadan gerçekleşir.
Nihayet ilkokula başlar! Altı yaşında, ikinci sınıftan. Ama aynı zamanda tiyatroda, operada rol alır; bale eğitimine devam eder, bir de üstüne gazinolarda ''solist'' olur. Yedi yaşındayken, semaverden çay içilip fındık fıstık yenilen Ankara Cebeci Dörtyol Aile Bahçesi'nde sahnede bulur kendini. Ablasıyla birlikte, Karaböcekler olarak türküler söylerler, Safiye Ayla, Hamiyet Yüceses'ten önce! Ama Neşecan tek başına ''Bakmıyor Çeşmi Siyah'', ''Aheste Çek Kürekleri'' ve inanmayacaksınız ''Makber''i icra etmektedir. Bahçe dolar taşar, Ankara çalkalanır. O ise bebeklerle hiç oynamayan, evcilik oynayan kızları ''Allah Allah, yapma şeylerle oynuyorlar'' diye garipseyen bir çocuktur o zaman.
Eh sonunda bir tercih yapacaktır; ne de olsa yedi yaşına gelmiştir! Tabii ailesinin etkisiyle tercihi sahneden yana olur. Operayı bırakır ama, okul, konservatuvar ve sahne devam eder. Bu arada Fahri Kopuz'dan, Türk müziği, nota ve solfej dersleri alır. Bir bakarsınız, plakçılar kapıda. Yedi yaşında ilk plağını da doldurur: Bir Arap şarkısı Alloma ve Tintin Tini Mini Hanım.
Ortaokulu bitirince ablası evlenir ve Neşe Karaböcek tek başına sahnelerdedir artık. Ama o batı, özellikle İspanyol müziğine merak sarmıştır. Ankara Radyosu'nda Flamingo Dans Orkestrası eşliğinde Latin Amerika müziği icra eder.
''Artık Sevmeyeceğim'' ve ''Ağlama Değmez Hayat''ın olduğu 45'lik, 5 milyon satar! O artık bildiğimiz Neşe Karaböcek'tir. İlk Altın Plak ödülünü o zaman alacak ve sonra bunların sayısını 18'e çıkarıp, rekoru hálá kimseye kaptırmayacaktır.
Hemen hemen her tür müziği denemiş ve sayısız 45'lik plak, LP ve kaset/CD doldurmuştur. Ayrıca 11 sinema filminin başrolünde oynamıştır.
Ödülleri; 18 Altın 45'lik plak, 2 Altın Long Play, 1 Altın Bülbül (5 Adet Altın 45'lik yerine verilmiştir.) 2 Altın Kaset, 1 Altın Heykel, ve çok sayıda dergi, gazete, mecmua adına verilen ödüllerle sanat dünyasındaki rekorun sahibidir. AyrıcaBing Crosby'den sonra dünyada en çok altın plak alan 2. sanatçıdır. 1981 yılında Altın Plak adlı müzik şirketini kurdu.
1991 yılında ikinci eşi Tevfik Yener ve oğullarıyla Amerika'da Newyork'a yerleşir. 20 sene orada kaldıktan sonra Türkiye'ye kesin dönüş yapar.
Neşe Karaböcek Mart 2011 de İstanbul'da da kendi yaptığı resimlerden bir resim sergisi açtı. Adı "Yeşil Elmas" olan Bitkiler ve vitaminler hakkında, bitkilerin, otların nasıl şifa kaynağı olduğunu, doğal güzelliği anlatan bir de kitap yazdı.
Evlilikleri
1. evliliği: Elenor Plak Şirketi'nin sahibi Atilla Alpsakarya ile evlendi. Temmuz 1974'te boşandılar. Bu evlilikten Alper adını verdiği bir oğlu dünyaya geldi.
2. evliliği: 13 Ağustos 1974 tarihinde gazeteci Tevfik Yener ile evlenir. Hasan adında bir oğlu olmuştur.