Numan Kurtulmuş: "Osmanlı'yı düşman gibi görürseniz adama sormazlar mı Mustafa Kemal Atatürk Osmanlı subayı değil miydi?"
Van'a ziyaret gerçekleştiren AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, il başkanlığında yapmış olduğu basın toplantısında önemli konu başlıklarına değindi.
AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, bir dizi programa katılmak üzere Van'ı ziyarette bulundu. AK Parti İl Başkanlığı'nda basın toplantısı düzenleyen Kurtulmuş, İzmir'in işgalden kurtuluş yıldönümü vesilesiyle "24 medeniyete ev sahipliği yapmış bir ülkeden söz ediyoruz. Bunların hepsi, ülke tarihimizin bir parçasıdır. Şimdi Osmanlı'yı düşman gibi görürseniz adama sormazlar mı Mustafa Kemal Atatürk Osmanlı subayı değil miydi?" şeklinde konuştu.
Ekonomi ve siyasetle alakalı pek çok problemin küresel olduğunu, dünyanın çeşitli ülkelerinin aynı sıkıntılarla mücadele ettiğini söyleyen Numan Kurtulmuş, önemli konu başlıklarına değindi.
Batılı ülkeler ve Rusya arasında süregelen doğal gaz kriziyle ilgili de konuşan Kurtulmuş,""Maalesef bazı batılı ülkeler, gelen enerji krizini hafife aldılar, bunu çözebileceklerini zannettiler. Rusya, vanayı biraz kıstı. Bir hafta içinde enerji fiyatlarının Avrupa'da iki katına çıktığını gördüm. Şimdi tam da kışın öncesinde Avrupa'nın hemen hemen her ülkesinde 'Nasıl enerji tasarrufu yapabiliriz?' diye düşünüyorlar. Dünya büyük bir enerji kriziyle karşı karşıyadır. Türkiye bunu vaktinden evvel gördü. Doğu Akdeniz'de ve Karadeniz'de doğal gaz ve hidrokarbon arama faaliyetlerine hız verdi. Şu an Akdeniz'de petrol ve hidrokarbon arama faaliyetleri devam ediyor. Karadeniz'de bulduğumuz çok büyük bir doğal gaz kaynağından sonra Akdeniz'de de doğal gaz kaynaklarını bularak Türkiye bu anlamda bütün dünyanın kriz yaşadığı süreçten en az etkilenen ülkelerden birisi olmaya devam edecek." dedi.
"VATANDAŞIMIZIN YÜKÜNÜ HAFİFLETECEK ADIMLAR GÜNDEME GETİRİLECEK"
Bu hafta gerçekleştirilecek olan Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çeşitli müjdeler vereceğini söyleyen Numan Kurtulmuş, "Sayın Cumhurbaşkanımız, vatandaşımıza dönük altı önemli tedbiri çok büyük bir ihtimalle paylaşacak. Böylece bu süreçte vatandaşımızın yükünü hafifletecek adımlar, ilave tedbirler gündeme getirilecek. Yine benzer şekilde vatandaşımızın en büyük çilelerinden birisi olan özellikle konut ve iş yerindeki kiraların aşırı yüksekliğini önlemek, dar gelirli vatandaşın konut sahibi olmasını temin etmek için yine önümüzdeki hafta içinde 250 bin konutun ve 100 bin arsanın vatandaşlarımıza verilmesiyle ilgili Ankara'da bir lansman gerçekleştirilecek." diye konuştu.
"GEÇMİŞLE OLAN KIYASI YAPIYOR VE ALLAH'A ŞÜKREDİYORUZ"
Türkiye'nin, dimdik ayakta duran ve gün geçtikçe güçlenen bir devlet olarak yoluna devam etmesi gerektiğinin altını çizen Kurtulmuş,"Amacımız ekonomide, iç politikada güçlü, demokrasisi sağlam, hak ve hukuk anlayışında dünyanın en ileri ülkelerinden birisi olan, içeride toplumsal bütünlüğünü bütünüyle sağlamış, terör ve silahlı baskı unsurlarından kurtulmuş, vatandaşlar arasında etnik, mezhebi ve başka farklılıklar yüzünden hiçbir ayrımın kalmadığı, tam manasıyla demokratik bir Türkiye'nin inşa edilmesidir. Türk'ün, Kürt'ün, Arap'ın, Arnavut'un, Boşnak'ın bu ülkede yaşayan hiçbir yurttaşın bir diğerine yan gözle bakmadığı, silahın gölgelerinin bu ülkenin üstünde asla kalmadığı bir Türkiye'yi inşa etmek boynumuzun borcudur. İşte Doğu ve Güneydoğu Anadolu illerimizde her geldiğimizde geçmişle olan kıyası yapıyor ve Allah'a şükrediyoruz. Türkiye on yıllar boyunca terör örgütleri vasıtasıyla meşgul edilmiş 1,5 trilyon dolar ekonomik kayba uğramış, 40 binin üstünde insanını maalesef teröre kaybetmiştir. Niçin? Elin oğlu, elin gavuru böyle istiyor. Bu ülkenin içinde Türk-Kürt, Sünni-Alevi kavgası çıksın ve Türkiye bununla vakit kaybetsin diye. Bu oyunu Allah'a çok şükür bozacağız. Bu bölge halklarının birbirinden başka bir kaderi yoktur. Türk'ün Kürt'ten, Kürt'ün Arap'tan, Arap'ın Acem'den başka bir geleceği olamaz. Irak'ın, Suriye'nin, İran'ın, Türkiye'nin velhasıl bütün bu bölge halklarının geleceği birliktedir, kardeşliktedir, ortaklaşmadadır. Bunu sağlamak için güçlü bir Türkiye olarak ayakta durmayı ve koşmayı kendimiz için önemli görüyoruz. Bu anlamda o geçmiş günlerle baktığımızda şimdi Allah'a çok şükür Çaldıran'ın en uzak köyünde gece yarısı gidebiliyorsunuz. Allah'a çok şükür bugün Türkiye'de terör, bir şekilde halkın gündeminden kalkmıştır. Kürt kardeşlerimiz yıllardır kendi ensesinde boza pişiren terör örgütüyle arasına büyük bir mesafe koymuş ve terör örgütünü dağa hapsetmiştir.
Karşı tarafa adayınız kim diye sorduğumuzda 'Bu adayı yıpratırsınız.' diyorlar. Cumhurbaşkanımız Erdoğan yıllardır siyasetin içinde yıpranmıyor. 20 yıldır bu ülkenin başında yıpranmıyor da sizin adayınız 20 günde mi yıpranacak, ondan mı çekiniyorsunuz? 20 günde yıpranacak adayı da koymayın. Esas sorun adayın kim olacağı sorunu değil, esas sorun Türkiye'yi nasıl yönetmesi gerektiğine dair bir fikir birliği içinde olmamalardır." ifadelerini kullandı.
"MUSTAFA KEMAL ATATÜRK OSMANLI SUBAYI DEĞİL MİYDİ?"
9 Eylül İzmir'in düşman işgalinden kurtuluşuyla alakalı Osmanlı Devleti ile ilgili sert ifadelere yer veren gazetecilerin tutumlarını da eleştiren Kurtulmuş,"Söyledikleri sözlerin zerre kadar kıymeti yoktur. Bizim gibi büyük milletlerin hayatı hikaye okunur gibi okunmaz. Bir roman gibidir. Her bölümünde başka bir şey anlatılır ama hepsi birbirinin devamıdır. Osmanlı Selçuklu'nun devamıdır. Selçuklu öncekilerin devamıdır. Bu milletin devamını, tarihini böyle hikaye okur gibi okursanız hiç anlamamış olursunuz. Osmanlı'yı Cumhuriyet'ten ayıracak hiçbir şey yoktur. Osmanlı da Cumhuriyet de bizimdir. Anadolu topraklarında yaşayan bütün medeniyetler bizimdir. 24 medeniyete ev sahipliği yapmış bir ülkeden söz ediyoruz. Bunların hepsi, ülke tarihimizin bir parçasıdır. Şimdi Osmanlı'yı düşman gibi görürseniz adama sormazlar mı Mustafa Kemal Atatürk Osmanlı subayı değil miydi? Yani hep beraber bu millet, Birinci Dünya Savaşı'na girmiş, Kurtuluş Mücadelesi'ni vermiş, topu, tüfeği değil kazması, küreği olmayan bir millet, 'Ya Allah.' demiş, ayağa kalmış. Çanakkale'de düşmanların hiçbirini içeri sokmamış, gavura eyvallah etmemiş, hep beraber ayağa kalkmış ve en sonunda o yıkılmış, dağılmış. Koskoca imparatorlukta genç bir cumhuriyeti kurmuş. Benim dedem de subaydı. Dedem de bütün savaşlara katılmış gazi bir subaydır. Osmanlı subayıdır. Osmanlı subayı olanların da içinde olduğu, milletin içinde olduğu bir Kurtuluş Mücadelesi verilmiş ve sonunda genç Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte inşallah kıyamete kadar devam edecek olan son devletini kurmuştur. 'Bu devlet bizim öteleri başkasının.' demek 'Bu toprakların bir parçası benim, öteki parçası başkalarına ait.' demek gibidir. Bu tarihin her sayfası bizim. Her sayfası şeref doludur. Eksikleri, yanlışlıkları vardır. Bugün de vardır, yarın da olacaktır ama bizim gibi köklü bir milletin tarihini parçalara bölerek ayırmak çok büyük bir talihsizliktir. Bu, milletin tarihinden hiçbir şey anlamamak demektir. Kurtuluş Mücadelesi'nin içerisinde yer alanları saygıyla, rahmetle anıyoruz. Bu anlamda genç Türkiye, kıyamete kadar inşallah ilelebet yaşayacaktır. Ara sıra böyle arıza fikirler çıkabilir, buna rağmen Türkiye, daha ileriye gidecek, daha güçlü olacaktır." ifadelerini kullandı.