Öğretim üyeleri "Meme kanseri farkındalık ayında" mesajlar verdi
İstanbul Tıp Fakültesi Öğretim üyeleri, bin 351'incisini gerçekleştirdikleri "Meme Konseyi'nin ardından, meme kanseri farkındalık ayı nedeniyle önemli mesajlar verdi.
İstanbul Tıp Fakültesi Öğretim üyeleri, bin 351'incisini gerçekleştirdikleri "Meme Konseyi'nin ardından, meme kanseri farkındalık ayı nedeniyle önemli mesajlar verdi.
İstanbul Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Neslihan Cabıloğlu,
"Kanser tanısında mamografinin en etkili yöntem olduğunu vurgulamak istiyorum. Türkiye'de 40 yaş altı meme kanserini kendi 25 bin hastamızda inceledik. Yüzde 20 oranda görüyoruz. Bu oran Amerika'da yüzde 6. Buradan ikinci mesaj olarak genç kadınlarda da, kitleyle gelen 35 yaş üstü kadınlarda da mamografinin rahatça çekilebileceğini söylemek istiyorum" dedi.
Meme kanseri farkındalık ayı olması nedeniyle Ekim ayında tüm dünyada çeşitli etkinlikler yapılıyor. İstanbul Tıp Fakültesi Öğretim üyeleri de, 20 yılı aşkın süredir her hafta yaptıkları "Meme Konseyi'nin, bin 351'inci toplantısında, meme kanserine farkındalık oluşturmak için bazı mesajlar verdi. Toplantının ardından açıklamalarda bulunan öğretim üyeleri, meme kanserinin teşhis ve tedavisinde mamografinin önemine özellikle vurgu yaptı. Öte yandan uzmanlar, diğer ülkelere göre Türkiye'de 40 yaş altı kadınlarda
KADINLARDA EN SIK GÖRÜLEN KANSER TÜRÜ
Sağlık Bakanlığı'nın 40 yaş üstü her kadına, 2 yılda bir mamografi çektirmeyi önerdiğini ve en etkin tarama yönteminin mamografi olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Cabıoğlu, şunları söyledi:
"Uzun yıllardır, yirmi yılı aşkın süredir İstanbul Tıp Fakültesi'nde genel cerrahiden, medikal onkoloji, radyasyon onkolojisinden, radyolojiden , Patolojiden çok değerli hocalarımızla multidisipliner bu toplantıları gerçekleştirmekteyiz. Bugün bin 351'inci toplantımızı gerçekleştirdik. Aynı zamanda, bildiğiniz gibi Ekim ayı, 1-31 Ekim dünyada ve Türkiye'de memede farkındalık ayı. Çeşitli sosyal ve bilimsel etkinlikler yapıyoruz. Bildiğiniz gibi Amerika'da her sekiz kadından birinde, Türkiye'de her 12 kadından birinde meme kanseri görülmekte. Meme kanseri, kadınlarda en sık görülen kanser türü. O yüzden bugün sizleri de davet ettik bu toplantımıza. Burada mamografinin önemine dikkat çekmek istiyoruz. Çünkü medyada bazen yanlış algılar oluşturuluyor halkın üzerinde. Bildiğiniz gibi Sağlık Bakanlığı kırk yaşından sonra her iki yılda bir mamografi kontrolleri öneriyor. Elimizdeki en etkin tarama aracı mamografi. Ve bunun zarar ve karını ortaya koyduğumuz zaman, çok basit şekilde özetlemek gerekirse radyasyon riski New York- İstanbul arası on saatlik bir uçak yolculuğuna eş diyebiliriz. Yani topluma yanlış mesajlar verilmesin. Kadınlarımız mamografiden çekinmesin."
40 YAŞ ALTI MEME KANSERİ YÜZDE 20 ORANINDA
Türkiye'de 40 yaş altı kadınlarda da meme kanserine rastlanabildiğini vurgulayan Cabıoğlu,
"Bugün bu toplantıda dikkati çeken ikinci husus; 15 hastayı tartıştık, bunlardan 3 tanesi kırk yaş altıydı. Sonuç olarak, bir şikayet üzerine gelen kadınlarda biz, 35 yaşından itibaren ya da öngördüğümüz hastalarda daha da genç yaşta mamografi çektirmekteyiz. Kanser tanısında mamografinin en etkili yöntem olduğunu bir daha vurgulamak istiyorum. Türkiye'de 40 yaş altı meme kanserini kendi 25 bin hastamızda inceledik. Yüzde 20 oranda görüyoruz. Bu oran Amerika'da yüzde 6. Buradan ikinci mesaj olarak genç kadınlarda da, kitleyle gelen 35 yaş üstü kadınlarda da mamografinin rahatça çekilebileceğini söylemek istiyorum. Kovid döneminde gerçekten herkesin çok dikkat etmesi gerekiyor. Fakat şikayeti olan bayanların da mutlaka bizlere başvurmaları gerekiyor. Maalesef Mart ve Haziran arasındaki dönemde insanlar hastanelere başvurmaktan çekindikleri için bize hep Haziran sonrası gecikmiş evrelerde kanser hastaları başvurdu. O yüzden vermek istediğimiz en önemli mesaj da, memede kitle ve kanser belirtileri gösteren hastalarımız lütfen hastanelere başvurmaktan çekinmesinler. Bizler gördüğünüz gibi pandemi döneminde de tabii maske ve sosyal mesafe kurallarına dikkat ederek, görevimizin başındayız" şeklinde konuştu.
ERKEN TEŞHİSİN HAYAT KURTARDIĞINI UNUTMAYALIM
İstanbul Tıp Fakültesi Meme Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mahmut Müslümanoğlu da toplantı sonunda değerlendirmelerde bulundu. Erken teşhisin hayat kurtardığını dile getiren Müslümanoğlu, şöyle konuştu:
"Tabii ki bu bizim farkındalık için yaptığımız bir toplantı değil. Zaten her hafta yaptığımız, bu hafta da bin 351'incisi olan bir toplantı. 30 yıldır da toplanıyoruz. Hastaların tedavilerini ve nasıl bir yol izleyeceklerini tartışıyoruz. Ama Farkındalık Ayı için özellikle bugün sizleri de davet ettik. Farkında olmak ne getiriyor bize? Bir kere şunu söyleyeyim, erken teşhisin hayat kurtardığını hiç unutmayalım. Meme kanserinde de erken teşhis için en önemli yöntemin mamografi olduğunu, mamografinin zararı olmadığını bilmemiz gerek. Meme kanseri ile ilgilenen insanların bunu bilmesi çok önemli, meme kanseri ile ilgilenmeyen kişilerin de verdiği mesajları hiç ciddiye almasın halkımız. Bizim en önemli noktamız, bu konuyla ilgilenmeyen ya göğüs hastalıkları uzmanı ya da kardiyolog gibi birtakım öğretim üyeleri tarafından, mamografiye karşı bir isteksizlik doğuruldu. Açıkça belirtmek istiyorum ki zarar verdiler bu konuya. Ama şunu bilelim, erken teşhis hayat kurtarır ve mamografi de bunun için en doğru yöntemdir."
"KORKMASINLAR, MASKELERİNİ TAKSINLAR VE MESAFEYE UYARAK KLİNİKLERİMİZE BAŞVURSUNLAR"
Pandemi döneminde hastanelere gelmekten çekinen vatandaşlara uyarılarda bulunan Müslümanoğlu, "Eğer tavsiye edilen kurallara uyarsak ki biz de burada onlara uyuyoruz ve talebelerimizle hastalarımıza da eğitimlerimizi sürdürüyoruz. Bizde de pandemi açısından öyle herkesi engelleyecek boyutta bir problem yok henüz. O nedenle biz hastalarımıza diyoruz ki gelin, zaten kontrol hastası almıyoruz. Problemi olan hastaları alıyoruz. Onları da gayet güzel değerlendirip tedavilerini yönlendiriyoruz. Korkmasınlar, maskelerini taksınlar ve mesafeye uyarak kliniklerimize başvursunlar. Bunu da bu süreçte hep kontrol ettik. Radyoterapiye günde yirmi veya otuz kişi alınıyor, kemoterapi hakeza öyle, ameliyatlarımız da öyle. Böyle olunca hastalık konuşunsa patlama olacak m ya da sorunlar yaşayacak mıyız diye düşündük fakat açıkçası ciddi sorunlar yaşamadık. Hastalar da bütün ekip de daha titiz davranıyorlar. O nedenle korkulacak hiçbir şey yok şu anda. Önlemlerimizi alarak tedavilerimizi aynen yapıyoruz" dedi.
"KENDİ KENDİLERİNİ ARADA KONTROL ETMEYİ İHMAL ETMESİNLER"
Kadınların kendi kendilerini arada kontrol etmeleri gerektiğini ve aile hikayelerinde kanser varsa, kontrollerini aksatmamaları gerektiğini anlatan Müslümanoğlu, "Biz burada bir mesaj verirken insanları ne çok korkutmak lazım ne de çok gevşetmek lazım. Yani hepimizin sağlığımıza özen göstermemiz gerek ve bunlardan biri de en sık görülen kanser türlerinden biri olan meme kanseri. Türkiye'de genç nüfus fazla ve gelişmiş ülkelere kıyasla gençlerde daha sık görüyoruz. O nedenle kendi kendilerini arada kontrol etmeyi ihmal etmesinler. Farklı bir şey bulduklarında ki bunun illa kitle olması şart değil, mutlaka hekime başvursunlar. Mamografiden korkmasınlar. Aile hikâyelerinde kanser varsa mutlaka ailesinde görülen yaştan daha erken hekim kontrolüne girsinler. Hakikaten erken teşhis hayat kurtarıyor ve o zararlı ilaç tedavilerine de gerek kalmıyor. Bunu hiç ihmal etmeyelim, korkmayalım ama dikkat edelim. Gerçekten okuyan kesimde bir direnç gelişti. Bunu oluşturanlar büyük bir sorumluluk altında. Biz mamografinin hiçbir zararı olmadığını ve en önemli teşhis metodu oluğunu bir kez daha vurgulayalım. Kadınlarımızı da yanlış yönlendirmelerden uzak durmaya çağırıyorum, Sağlık Bakanlığı ve fakülteler ne diyorsa ona uysunlar" ifadelerini kullandı.