Orhan Okulu kimdir? Kaç Yaşında? Nereli? 2018 Kırkpınar Başpehlivanı kimdir?
Orhan Okulu kimdir | Kırkpınar yağlı güreşlerinin başlamasıyla internette en çok araştırılan konulardan birisi ise 2018 başpehlivanının kim olduğu. Peki 2018 Kırkpınar Başpehlivanı kimdir? Orhan Okulu kimdir? Kaç Yaşında? Nereli? Tüm cevaplar haberimizde.
Orhan Okulu Kırkpınar kimdir sorusu Kırkpınar yağlı güreşlerinin başlamasıyla internette en şok aratılan sorulardan birisi olsu. Bizde sizler için 2018 Kırkpınar Başpehlivanı kimdir? Orhan Okulu kimdir? Kaç Yaşında? Nereli? sorularının cevaplarını araştırdık. İşte cevapları...
ORHAN OKULU KİMDİR?
Antalyalı Orhan Okulu, er meydanının en iddialı isimlerinden. Geçtiğimiz yıl finalde Şaban Yılmaz'ı uzatmalarda 6 puanla yenerek başpehlivan olmuştu. Güreşe 9 yaşında başladı. Kırkpınar’da ilk güreşini 2000 yılında Minik 1 boyutunda yaptı ve takip eden yıllarda farklı boyutlarda birçok kez derece kazandıktan sonra ilk kez 2015’te ve ikinci kez 2018’de başpehlivan oldu.
Orhan Okulu, Antalya’nın Kumluca İlçesi’nde 23.03.1989 tarihinde doğdu. Babasının yönlendirmesiyle 9 yaşında güreşe başladı. Aktif güreş sporuna Kumluca Belediye Spor Kulübü’nde başladı. Minder güreşini aktif olarak yapmadı.
Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nde ilk güreşini 2000 yılında yaptı. Minik 1 boyunda güreşerek boyunda ikincilik derecesini kazandı. 2001 yılında Minik 2 boyunda ikincilik, 2003 yılında Teşvik 1 boyunda birincilik kürsüsüne çıktı.
2004 yılında antrenör Kemal Yılmaz hocası ile birlikte çalışmaya başladı. Bu birliktelik sonrasında her boyda derece yaparak başaltı boyu’na çıktı. 2005 yılında Tozkoparan boyunda ikincilik, 2006 yılında Deste Küçük Boy’da birincilik, 2007 yılında Deste Orta Boy’da birincilik, 2008 yılında Küçük Orta Küçük Boy’da birincilik, 2009 yılında Küçük Orta Büyük Boy’da ikincilik, 2011 yılında Büyük Orta Büyük Boy’da birincilik, 2012 yılında Başaltında Boylarında birincilik derecesini alarak Başpehlivan Kategorisi’nde güreşmeye başladı. 2013 yılında başpehlivanlık boyu’nda ilk defa güreşti ve ikincilik kürsüsüne çıktı. 654. Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nde Osman Aynur ile final güreşi yaparak Türkiye Başpehlivanı olmuştur.
103 kilo ağırlığında, 1.78 boyunda olan Okulu’nun güreş lisans numarası, 07-42’dir.
Orhan Okullu Ankara Büyükşehir Belediyesi ASKİ Spor Kulübü ile anlaşma imzaladı. 658. Tarihi Kırkpınar Güreşleri'ne ASKİ Spor Kulübü adına yarışıyor.
KIRKPINAR GÜREŞLERİNİN TARİHÇESİ NASIL?
Efsaneye göre Kırkpınar yağlı güreşleri Türklerin 1361 yılında Trakya'ya geçişi ile başlamıştır. 1354 yılında Orhan Gazi, büyük oğlu Süleyman Paşa'yı: -"Rum eli'ni alasın!..." diye karşı kıyılara yollar. Gecenin karanlığında gizlice hazırlanan sallarla askerler ve atlar karşı kıyıya çıkarlar.
Karşı kıyıya ilk çıkanlar, akıncıların öncü birlikleridir. Bunlar “KIRKLAR” namıyla anılan seçkin erlerdir. “KIRK” Türk-İslam tarihinde kutsal bir değeri olan Kırk Evliya’ya işaret bir sayıdır, bu nedenle Süleyman Paşa öncü birliklerini kırkar kişiden oluşturmuştur.
Kırklar bu günkü Gelibolu yarımadasın da karaya çıkarlar ve Domuz-Hisarı adıyla anılan Bizans kalesini ele geçirirler. Daha sonra burayı peşlerinden gelen askerlere devrederek üç ayrı yöne dağılırlar. Görevleri Rum eli’nin içlerine kadar ilerlemek ve gördüklerini Rum-eli Fütuhatı’nı başlatacak olan Süleyman Paşa’ya bildirmektir.
Mola verdikleri sırada eğlemek ve kaslarını gevşetmek için güreş tutan bu Koçyiğitler den iki kardeş birkaç konaklamadan beri güreşlerini bir türlü sonuçlandıramazlar. Bir gün mola verdikleri sırada tekrar güreşe tutuşan Kırklar dan bu iki kardeşin güreşlerini sonlandıramayacağını anlayan arkadaşları onları ayırmaya giderler ve ayırdıkların da iki kardeş oldukları yerde can verirler. Kırklar er meydanında can veren arkadaşları için çok üzülürler ve iki kardeşi orada bulunan ulu bir söğüt ağacının dibine gömüp yollarına devam ederler.
Kırklar görevleri sona erip geri dönerken er meydanında can veren arkadaşlarının mezarlarını ziyarete giderler. Mezarın başına vardıklarında gördüklerine çok şaşırırılar, söğüt ağacının dibindeki mezardan billur sulu bir pınar fışkırmaktadır. Bu hayret veren olay dilden dile dolaşarak destanlaşır.
Kırklar dan bu iki Koçyiğit’in anısına her sene orada güreşler düzenlenmeye başlanır ve “Kırkların Pınarı” olarak adlandırılan mezar başındaki bu pınar zamanla dilden dile dolaşarak “KIRKPINAR” halini alır.
Diğer bir kaynağa göre;
Roma imparatoru Theodosius'un emriyle olimpiyat oyunları m. 393 ten sonra yapılmayınca, Yunan ve Rumların buluşu panayırlar eğlence ve spor gösterilerinin yapıldığı yerler olmuş. Türk güreşinin ise panayırlara yayılmaya başlaması 10. y.y. başından itibaren Tuna kıyılarında görünen Peçenek Türklerinin Rumeli'ye tamamen yerleşmesinden sonradır.
Peçenek Türkleri ile başlayan bu uygulama, Türkmenler'in batıya gelişiyle Oğuz töresinin etkisi altında Yunan-Rum panayırlarından farklı bir görünüm almış ve tarihi Kırkpınar panayırının güreşleri ortaya çıkmıştır.
Ancak Rumeli'de yapılan panayır güreşlerinde ve Osmanlıların açmış olduğu güreş okulu diyebileceğimiz Güreş Tekkelerinde ve Endarun'da okunan güreş dualarında Sarı Saltuk'un adının anılması büyük tarihi önem taşır. Sarı Saltuk bir alperen idi. Horasan'dan Anadoluya göç edip Amasya'ya yerleşen ve Babailik tarikatını yayan Baba İlyas Horasani'nin 'çar-ı yar' denilen dört halifesinden biriydi. Daha sonraları savaş nedeniyle bazı Türkmenler Sarı Saltuk'a bağlı olarak Rumeli'ye göç eder. Sarı Saltuk Bulgarların elinden Edirne'yi alıp oraya yerleşir ve 40 yıl kadar Edirne'de yaşar.
Sarı Saltuk, Rumeli Türkleri arasında güreşçi olarak bilinir. Bu bilgilerden Osmanlılar'dan 100 sene önce Edirne'yi Bulgarlardan almış Sarı Saltuk'un Edirne'ye 17 km Uzakta bulunan Kırkpınar panayırında ilk defa Türk güreşini yaptıran Türk olduğunu söyleyebiliriz.
Bir başka kaynağa göre;
Yağlı güreşi, eski Yunanlılarda ve Etrüsklerde görülmektedir. Etrüskler, Orta Asyadan Ege yoluyla İtalya'ya göçmüş bir Türk kabilesidir. Asyadan gelme Yunanlılar ise Turani olmamakla beraber Türklerle uzun yıllar komşuluk etmiş bir kavimdir. Dolayısıyla Etrüskler ve Yunanlılardan kalma eserlere bakıldığında bugünkü Türk güreşinin aynısını görürüz.