Orhan Veli şiirleri
Türk şairler denince adını en dokunaklı harflerle yazdıran, şiir dünyasının "Garip" şairi Orhan Veli şiirleri listesini sizin için derledik...
Orhan Veli Kanık, Türk şairleri arasında oldukça özel bir yere sahip bir isim. Şiir tarihine kattığı şaheserler ve akımlarla büyük saygı duyulan bir üstad. İşte Garip akımının öncüsü Orhan Veli şiirleri...
Türk şiirinin hececi şairlerinden Orhan Veli Kanık, 1914 yılında İstanbul'da doğdu. Ortaöğrenimini Ankara Gazi Lisesi'nde yapan Orhan Veli, daha sonra İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü'ne girdi. Ancak üniversite eğitimini yarıda bırakmak zorunda kaldı. Çeşitli resmi görevlerde memur olarak çalıştı.
Orhan Veli Kanık'ın ilk şiirleri 1936 yılında Varlık Dergisi'nde yayımlandı. Şiirlerinde yerleşik kalıp ve klişeleri yıkan basit ve sade halk dili ile sıradan insanın güncel yaşamına eğilen Orhan Veli, arkadaşları Melih Cevdet Anday ve Oktay Rifat ile "Garip" akımını kurdu. 1947 yılında "Yaprak Dergisi"ni çıkardı. 1947-1950 yılları arasında 28 sayı yayımlanan dergi, Orhan Veli'nin 14 Kasım 1950'de ölümü üzerine "Son Yaprak" adını taşıyan son sayısı ile yayımını durdurdu.
Orhan Veli şiirleri
- Anlatamıyorum (Moro Romantico)
- Davet
- İçkiye Benzer Bir Şey Var Bu Havalarda
- Güzel Havalar
- İstanbul'u Dinliyorum
- Bir Iş Var
- Değil
- İntihar
- Yalnizlik Şiiri
- Gün Olur
- Sevdaya Mı Tutuldum?
- Bedava
- Kitabe-i Seng-i Mezar
- Derdim Başka
- Birdenbire
- Yaşamak
- Ben Orhan Veli
- Dalgacı Mahmut
- Denizi Özleyenler İçin
- Ayrılış
- Hürriyete Doğru
- Gün Olur
- Deniz Kızı
- Ölüme Yakın
- Cımbızlı Şiir
- Açsam Rüzgara
- Pazar Akşamları
- Kuyruklu Şiir
- İstanbul Türküsü
- Dedikodu
- Nisan
- Aşk Resmi Geçidi
- Baharın İlk Sabahları
- Güneş
- Gölgem
- Galata Köprüsü
- Eskiler Alıyorum
- Söz
- Sabaha Kadar
- Sere Serpe
- Ah Neydi Benim Gençliğim
- Ağacım
- Helene İçin
- Macera
- Sizin İçin
- Odamda
- Dağbaşı
- Karmakarışık
- Ebabil
- Eski Karım
Ölümü
Orhan Veli'nin Abidin Dino tarafından tasarlanan ve Nevzat Kemâl tarafından inşa edilen Aşiyan Mezarlığı'ndaki mezar taşı. Mezar taşındaki Emin Barın tarafından yazılan Orhan Veli/1914-1950 yazısı şairin şiirde karşı çıktığı kafiyeden vefatıyla bile kurtulamadığının bir kanıtı gibidir.
Orhan Veli, Yaprak'ın kapanmasının ardından İstanbul'a geri döndü. Aynı yıl 10 Kasım'da bir haftalığına geldiği Ankara'da belediyenin kazdığı bir çukura düştü ve başından hafifçe yaralandı İki gün sonra İstanbul'a döndü. 14 Kasım günü bir arkadaşının evinde öğle yemeği yerken fenalık geçiren şair hastaneye kaldırıldı. Beyinde damar çatlaması yüzünden başlayan rahatsızlığın sebebi doktor tarafından anlaşılamadı ve Kanık'a alkol zehirlenmesi teşhisiyle tedavi uygulandı, ancak beyin kanaması geçirdiği sonradan anlaşıldı. Aynı akşam sekizde komaya giren şair gece 23.20'de komadan çıkamayarak Cerrahpaşa Hastanesi'nde hayata veda etti.
Lisedeki edebiyat hocası Ahmet Hamdi Tanpınar, Kanık'ı hastanede ziyaret etme fırsatı buldu ve bu olayı şöyle anlattı:
“ Daha orta mektebin birinci sınıfında talebem olan Orhan'ı Cerrahpaşa Hastanesi'nde son defa oksijen çadırının altında yarı çıplak, güçlükle nefes alır ve o kadar güzel hayallerin yakaladığı dünyamızı yalnız akı görünen gözlerinden boşanırken gördüğüm günü hiçbir zaman unutamam. Şiirimize tatlı anlaşmazlığı ve lezzeti getiren zeka, kendisi olmaktan çıkmıştı. „
16 Kasım günü morgda yapılan otopsiden önce Sanat Dostları Cemiyeti tarafından Orhan Veli'nin yüzünün mulajı alındı.36 yaşında ölen şairin cenazesi 17 Kasım 1950'de, Beyazıt Camii'nden kaldırıldı. Cenaze, akademisyenler, yazar ve sanatçılardan oluşan kalabalık tarafından Sirkeci'ye kadar taşındı, oradan bir otomobil ile Aşiyan Mezarlığı'na götürülerek defnedildi. Rahatsızlandığı sırada üstünde bulunan ceketin cebinden bir diş fırçasının sarılı olduğu kâğıda yazılmış Aşk Resmi Geçidi isimli şiiri çıktı. 1 Şubat 1951'de arkadaşları tarafından anısına Son Yaprak çıkarıldı. Tek sayı olarak basılan bu dergide Orhan Veli'nin daha önce yayınlanmamış Aşk Resmi Geçidi şiiri de yer buldu.
Kişiliği ve fiziksel özellikleri
Orhan Veli'nin kişiliği ve fiziki özelliklerinin şiirleri ve sanat anlayışı ile bağlantılı olduğu düşünülmektedir.Cemal Süreya, Kanık'la ilgili olarak "Yeni şiirimizin, işlev olarak kurucusu olan bu adam kuramını yazılarıyla değil, başka iki şeyiyle yaptı: Hayatıyla (yaşam biçimiyle) ve şiirleriyle" açıklamasını yaptı. Orhan Veli, Garip akımını sadece şiirleriyle değil, günlük hayatıyla, gönül ilişkileriyle, çevresinde kendisi ile ilgili çıkan dedikodularla, fiziği ile yeni bir şair tipi yaratarak oluşturdu.
Kardeşi Adnan Veli'nin "Vücudu oldukça kemikli, kollarıyla bacakları epey uzundu. Göğsünü öne doğru eğerek hafifçe yaylanarak yürürdü. Elleri gayet ince, beyazdı. Parmakları adam akıllı uzun, tırnakları pembe, uzun ve yuvarlaktı. Geniş bir alnı, sivri bir çenesi vardı. Dudakları eni konu etliydi. Burnu tümsekliydi. Yüzü gençlikte çıkardığı ergenlik sivilceleri sebebiyle pürtüklüydü." olarak anlattığı Orhan Veli'yi, yazar arkadaşı Sait Faik ise bir röportajında şöyle betimledi:
“ İki incecik bacak, kısaca bir trençkot, kanarya sarısı bir kaşkol, müselles bir yüz, şişirilmiş bir göğüse benzeyen bir sırt, -denebilirse- ergenlik bozuğu bir yüz: İşte görünüşte Orhan Veli. „
Herkesle iyi geçinen, kimsenin kalbini kırmayan, çevresindeki insanlara saygı gösteren Orhan Veli'nin yakın arkadaşları arasında Oktay Rifat, Melih Cevdet, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Sait Faik, Suat Taşer, Fikret Adil, Agop Arad gibi isimler yer alıyordu. Son günlerinde en yakın olduğu isim ise Sabahattin Eyüboğlu'ydu. Garip akımını yalnız yazdıklarıyla değil, hayata karşı duruşuyla açıklayan şair, fiziğini bile bu uğurda kullanmaktan çekinmedi. Bu yüzden şiirinin hayatının sonucu olduğuna değil, aksine hayatını şiirine göre yaşadığına inanılır.
Takma adı
Orhan Veli, Mehmet Ali Sel ismini takma ad olarak kullandı ve pek çok şiirini bu isimle yayımladı.Örneğin, ilk şiirlerinin yayımladığı Varlık Dergisi'nin Aralık 1936'da çıkan sayısında "Varlık'ın şiiri kadrosu yeni ve kuvvetli genç imzalarla zenginleşmektedir. Aşağıda dört şiirini okuyacağınız Orhan Veli, şimdiye kadar yazılarını neşretmemiş olmasına rağmen olgun bir sanat sahibidir. Gelecek sayımızda onun ve arkadaşları Oktay Rifat, Melih Cevdet ve Mehmet Ali Sel'in şiirimize getirdikleri yeni havayı daha iyi belirtecektir." dendi. Arkadaşı Oktay Rıfat, bu isimle ilgili olarak "galiba yırtmaya kıyamadığı şiirlerini bu adla çıkarırdı" açıklamasını yaptı. Orhan Veli ise Baki Süha Ediboğlu'nun konuyla ilgili sorusunu şu şekilde yanıtlamıştı:
O zamanlar çok şiir yayınlıyordum. Adımın her zaman görünmesi hem benim için hem de dergi için doğru değildi. Bir de şu var: Mehmet Ali Sel benim bazı tecrübelerime alet olmuş bir isimdir.