Osman Müftüoğlu yazdı: Hafta sonları yeniden kapanalım!
Hürriyet yazarı Osman Müftüoğlu hafta sonu için kapanmaya gidilmesi gerektiğini dile getirdi. Artan vakalar nedeniyle hafta sonu kısıtlamalarının geri getirilmesi görüşünü savunan Müftüoğlu, ''Hafta sonu kapanmalı mıyız? sorusuna benim cevabım net ve açık olarak şudur: Kapanalım!'' dedi.
Sağlık Bakanlığı'nın son paylaştığı koronavirüs tablosuna göre tehlike çanları çalıyor. Hiç iç açıcı olmayan tabloda yeni vaka ve ölüm oranlarında kritik artış gözler önüne serildi. 24 Mart günü paylaşılan tabloya göre 29 bin 762 kişi daha koronavirüse yakalandı. 146 kişi de koronavirüsten hayatını kaybetti.
Hürriyet yazarı Osman Müftüoğlu vakalardaki korkutan artış ve olası kısıtlamalarla ilgili görüşlerini 'Hafta sonu kapanmalı mıyız?' başlıklı yazısıyla dile getirdi.
''CEVABIM AÇIK VE NET OLARAK ŞUDUR: KAPANALIM''
Kararı pandemiyi yönetenlerin vereceğini söyleyen Müftüoğlu, ancak net olarak kapanılması gerektiğini savundu.
''Kapanalım çünkü rakamlar bizi buna zorluyor.'' diyen Müftüoğlu, hafta sonu kapanması olmazsa daha kötü, ağır, bunaltıcı, can yakıcı kısıtlamalarla karşı karşıya gelinebileceği uyarısında bulundu.
İşte Osman Müftüoğlu'nun bugünkü yazısı...
NEDEN ENDİŞELİYİM?
Çok değil, bundan 3 hafta önce “yerinde karar dönemi” diye tanımlanan son uygulamaya geçildiğinde bu köşede “DOĞRU MU YAPTIK?” başlığı altında, “40 yıllık bir hekimlik tecrübesiyle baktığımda bu yeni uygulamaya katıldığımı, ‘Evet, doğru yapıldı’ diyebileceğimi söylemem güç. Günlük vaka sayılarındaki artış, pandemi matematiğine aşina herkes için korkutucu. Üstelik, benim gibi düşünen uzmanların sayısı da oldukça fazla. Kısacası bu yeni uygulama güven vermiyor” şeklinde özetlenebilecek bir yazım yayımlandı. İtiraf edeyim ki o yazıda kimsenin hevesini kırmak, keyfini kaçırmak, moralini bozmak gibi bir niyetim falan da yoktu ama durum ortadaydı. Geldiğimiz noktada ise vaka sayıları yeniden 30 binleri zorluyor. Anlayan anlamayan herkes için “pandemide gidiş” hiç de iyi görünmüyor. İşte bu nedenle “hafta sonu kapanma seçeneğini” yeniden düşünmemiz gerekiyor.
NE YAPMALI?
BİZE ŞİMDİ DAHA SERT ÖNLEMLER LAZIM
“Ben dememiş miydim?” diyenlerden hiç hazzetmem. Döner değirmene su taşıyanları, ocaktaki aleve odun atanları da hiç sevmem. Bu nedenle salgının başından bu yana hep rahmetli Süleyman Demirel’in bana öğrettiği bir yaklaşımı benimsedim: “Sıkıntılı dönemlerde eleştiride kıskanç, övgüde cömert olacaksın. Bir önerin varsa eğer onu da zamanında ve nezaketle yapacaksın.” Bu nedenle girişteki yazımın bir eleştiri değil, bir tespit olarak kabul edilmesini beklerim. TAVSİYEME GELİNCE...
BİR TESPİT
NEDEN KAPANMADAN OLMAZ?
Tavsiyem şu: Ortada “belalı mı belalı” ve de “son derece tehlikeli” korkutucu bir süreç var. Hemen, şimdi, hiç gecikmeden müdahale edilmesi gereken bir “yangın durumu” ya da moda benzetmeyle bir tür “tsunami tehdidi” ile karşı karşıyayız. Duruma acilen müdahale edilmesi ve ülke genelinde hemen bu hafta cuma akşamı 21.00’den başlayarak pazartesi sabahı 05.00’te sonlanacak bir TAM KAPANMA durumunun ilan edilmesi gerektiği düşüncesindeyim. Eğer böyle bir kapanma ülke genelinde düşünülmez ise hiç olmazsa kırmızı illerde mutlaka ama mutlaka uygulamaya sokulmalı.
BİR UYARI
YAŞLILAR İÇİN TEHLİKE SÜRÜYOR
Önce yanlış bir algıyı düzeltelim. O algı şu: Hepimiz son günlerde virüsün eskiye oranla gücünü kaybettiğini, özellikle yaşlılar için bir tehlike olmaktan çıktığını düşünmeye başladık. Oysa virüs özellikle bu yeni ve mutasyonlu haliyle çok daha bulaşıcı ve her yaş için çok daha tehlikeli. Bu nedenle Sağlık Bakanlığı’nın günlük veya haftalık verilerinde mutlaka ağır hasta ve kayıpların hangi yaş gruplarında hangi sayılarda olduğunu da açıklaması lazım. Önemli ve yeni bir bilgi de şu: Yaşlıların COVID-19’dan iyileştikten sonra yeniden enfekte olma riskleri de gençlerden daha yüksek. Bu bilginin yer aldığı araştırma Danimarkalı bilim insanları tarafından yapıldı ve geçtiğimiz günlerde ünlü tıp dergisi The Lancet’te yayımlandı. Bakın o araştırma bize ne diyor: “Daha önce hastalığı geçirmiş olsalar bile yaşlıların aşı yaptırmaları ve bunun yanı sıra maske takma, sosyal mesafeyi koruma gibi önlemleri devam ettirmeleri zorunludur.”
UNUTMAYIN
UYKU İLAÇTIR
Uykunun 4 önemli sağlık belirleyicisinden (diğerleri beslenme, fiziksel aktivite ve iç huzurdur) biri olduğunu hepimiz biliyoruz. Ama ne var ki özellikle yaşadığımız bu salgın günlerinde çoğumuz uyku problemleri yaşıyoruz. Oysa kaliteli ve yeterli bir uyku, bağışıklık gücünün en önemli belirleyicilerinden biri. Ve bu nedenle uyku, salgın günlerinde her zamankinden çok daha önemli. Bilelim ki COVID-19 riskini azaltmak istiyorsak daha kaliteli ve mutlaka yeterli uykuya ihtiyacımız var. Uygulama sürecindeki aşılar ile daha fazla antikor üretmek için de düzenli uyku vazgeçilmez bir ihtiyaç. Bu nedenle eğer uyku sorununuz varsa lütfen hemen ve acilen mutlaka çözün.