Palu ailesi bugün yargılanırken kan donduran ifadeler ortaya çıktı
Tüm Türkiyenin dikkatini çeken Palu ailesi ilgili flaş gelişme yaşandı. Kocaeli'de 11 yıl önce, Meryem Tahnal (35) ve kızı Melike'nin (8) kaybolmasıyla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanan Palu Ailesi'nin 6 üyesinin yargılanmasına başlandı. Palu ailesinin mahkemede verdiği ifadeler ise kan dondurdu.
Kocaeli'de 2008 yılında Meryem Tahnal ve küçük kızı Melike Tahnal'ın kaybolması ile ilgili takipsizlik kararıyla kapatılan dosyanın tekrar açılmasıyla Körfez ilçesi Tütünçiftlik sahilindeki alanda kadavra köpekleriyle ceset arama çalışmaları yapıldı. Olayla ilgili süren soruşturmada kayıp Meryem Tahnal'ın babası Harun Palu, annesi Havva Palu, ağabeyi İsa Palu, kardeşleri Fatih Palu ve Ayşe Palu polis tarafından gözaltına alınırken, Palu ailesinin eniştesi Tuncer Ustael ve eşi Emine Ustael ise yaşanan olayla ilgili İstanbul'da katıldıkları bir televizyon programında canlı yayındayken gözaltına alındı. Adliyede işlemleri tamamlanan 7 kişiden baba Harun Palu mahkemece serbest bırakılırken, diğer 6 kişi ise tutuklanarak cezaevine gönderildi. 6 şüpheli, haklarında açılan davanın duruşması için geniş güvenlik önlemleri arasında Kocaeli Adliyesine getirildi.
Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan inceleme sonrasında şahıslar hakkında kamu davası açılarak iddianameleri tamamlandı. Olayla ilgili gözaltına alınarak tutuklanan şahıslardan Tuncer Ustael hakkında Meryem Tanhal'ı 'Tasarlayarak canavarca hisle, eziyet çektirerek öldürmek', Meryem Tanhal'a ait banka veya kredi kartını izinsiz kullanmak, kişinin ölmesinden yararlanarak cep telefonunu çalmak, cebir kullanarak birden fazla kişi ile Meryem Tanhal'ı hürriyetinden yoksun kılmak suçlarından, İsa Palu hakkında kız kardeşi Meryem Tahnal'ın Tuncer Ustuel tarafından tasarlanarak, canavarca hisle, eziyet çektirerek öldürmek suçuna yardım, Meryem Tahnal'a ait banka kartını izinsiz kullanmak, cebir kullanarak birden fazla kişi ile kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak suçlarından, şüphelilerden Havva Palu, Ayşe Palu, Emine Ustael ve suç tarihinde yaşı küçükken suça sürüklenen Fatih Palu hakkında Meryem Tahnal'ın Tuncer Ustael tarafından 'tasarlayarak canavarca hisle, eziyet çektirerek öldürme suçuna yardım ve cebir kullanarak birden fazla kişi ile kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçlarından cezalandırılmaları talebi ile Kocaeli 7. Ağır Ceza Mahkemesinde kamu davası açıldı.
İddianamesi Kocaeli 7. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen olayda yargılama süreci sabah saatlerinde kayıp Meryem Tahnal'ın tutuklu bulunan annesi Havva Palu, ağabeyi İsa Palu, kardeşleri Fatih Palu ve Ayşe Palu ile enişte Tuncer Ustael, geniş güvenlik önlemleri arasında Kocaeli Adliyesine getirilmesiyle başladı. Duruşmada 6 sanık da hakim karşısında hazır bulundu. Duruşmada ilk olarak savunma yapan Tuncer Üstünel, hakkındaki Meryem Tanhal'ı 'Tasarlayarak canavarca hisle, eziyet çektirerek öldürmek', Meryem Tanhal'a ait banka veya kredi kartını izinsiz kullanmak, kişinin ölmesinden yararlanarak cep telefonunu çalmak suçlamalarını kabul etmedi. Meryem Tanhal'a eşinden ayrılması sonrasında sahip çıktığını iddia eden Tuncer Ustael, hakkındaki diğer suçlamaların da asılsız olduğunu iddia etti. Meryem Tanhal'ın daha ölümünden önce eşinin yakınları tarafından tehdit edildiğini belirten Tuncer Ustael, aynı zamanda teyzesi olan kayın validesi M.T. ile yakınları olan H.Ş. ve Y.Ş. isimli şahısların öldürmüş olabileceğini iddia etti.
Olayla ilgili yaptığı savunmasında Meryem Tanhal'ın ölümünden faydalanarak banka ve kredi kartlarını kullanmadığını dile getiren Tuncer Ustael, "Ben bu olaylardan önce İstanbul'da yaşıyordum. Eşinden ayrılan Meryem'in yakınlarının bana karşı tehditleri oldu. Bu şahıslar tarafından çocuğum kaçırıldı. Çocuğumu bulduğumda kafasında ve kalçasında şırınga izleri vardı. Ben de bunlardan çekinerek Havva Palu'nun evine taşındım. Biz burada da tehditler almaya başladık. Bizi tehdit eden Meryem'in eşinin yakınları yaşadığımız evin çatısında gördük. Bizim daha sonra arabada yaşamamızın sebebi budur, başka bir sebebi yoktur. Benim cin ve benzeri şeylere karşı inancım ve korkum yok. Kesinlikle Meryem Tanhal'ı biz öldürmedik. Olayın olduğu gece ben uyuyordum. Beni uyandırdılar, Meryem'in tuvalete gidip gelmediğini söylediler. Ben Sulh Ceza hakimliğinde ve emniyette Havva, Meryem'in cesedini buldu demiştim. Bu ifademi bana emniyette zorla söylettiler. 19 Kasım 2008'de ben Meryem'in maaşını çekip, kendisine verdim. Katlarını kaybolduktan sonra hiç kullanmadım. O gece tuvalete çıkmış, geri dönemmiş. Bir daha da Meryem'i görmedim. Ben Meryem'e bir tokat atmış dahi değilim, kocası ölünce onlara ben baktım korudum. Çocuklarına baktım, yemedim yedirdim" dedi.
Olayla hiçbir ilgisinin olmadığını ve daha önceden Meryem Tanhal'ı hiçbir şekilde darp etmediğini iddia eden Tuncer Ustael'in ardından davada tutuklu yargılanan Havva Palu'nun savunması dinlenildi. Meryem Talhal'ın annesi olan Havva Palu yatığı savunmasında kızının eşinden ayrılması sonrasında kendilerinin evine geldiğini ve bir süre sonra damadı Tuncer Ustael'in ve eşi Emine Ustael'in de evlerine gelerek yanlarına yerleştiğini söyledi. Aynı evde yaşamaya başlamaları sonrasında Tuncer Ustael tarafından cinler ile korkutulduklarını ve onun verdiği talimatları yerine getirdiklerini iddia etti. Körfez'de yaşadıkları evde kendilerini ayrı odalarda tutan Tuncer Ustael'in tüm maaş ve banka kartlarını ellerinden aldığını belirtti. Tuncer Ustael'in kendilerini tehdit eden kızının eşinin ailesinden koruyacağını iddia ettiğini ve bilgi sızdırdığını iddia ederek sürekli Meryem Tanhal'ı dövdüğünü iddia etti.
Yaptığı savunmasında kızını kendisinin öldürmediğini belirtip, "Kızım benim göz ağrım. Ben 65 yaşındayım. Hacca da gittim. Allah'ın 99 adı üzerine yemin ediyorum, burada herkesin önünde doğruları söyleyeceğim" diyerek başlayan Havva Palu, "Kızım belli sebeplerden dolayı eşinden ayrılarak eve döndü. Eşim daha sonra Meryem'in kocasını öldürdüğü iddiası sebebi ile tutuklandı. Tuncer de bizi cinlerin sardığını ve bizi onlardan koruyacağını belirterek Körfez'deki yaşadığımız eve geldi. Bizi cinler üzerinden korkuttu. Bizden maaş kartlarımızı aldı. Maaşları ve aldığımız kira paralarını ona veriyorduk. Bu dönemde Tuncer cin çıkartma bahanesi ile evi sirke suyu ile yıkayıp duvarların sıvasını döktü. Daha sonra bunlardan korkarak Tuncer'in İstanbul'daki evine taşındık. Ben kimseyi görmedim ama bu evde sürekli gelen çeşitli sesler duyuyorduk. Benim biriktirdiğim maaşla Tuncer bir araba aldı" diye konuştu.
Ölen kızının ailesinden kaçmak ve cinlerden korunmak için Tuncer'in istediği ile arabada yaşamaya başladıklarını söyleyen Havva Pulu, "2008 yılının Ağustos ayında arabada yaşamaya başladık. Tuncer sürekli olarak Meryem'i eşinin ailesine yerlerini söylediğini belirterek dövüyordu. Tuncer bu sürede kızıma az yemek veriyordu. Açlık ve soğuğun etkisiyle kızım hastalanarak bitkisel hayata girdi. Bir taraftan kızımın eşinin ailesinin korkusundan diğer yandan da Tuncer'in korkusu vardı bizim üzerimizde. Olay akşamı kızım hasta olduğunu ve arabada yaşadığımız çayırlık alanda uyuyacağını söyledi. Battaniye serip çayırlık alanda yattı. Sonra uğultular duyduk. Çıktığımızda Meryem'i ölü olarak bulduk. Tuncer Meryem'i hastalanmadan birkaç gün önce de dövmüştü. Biz dövmemesini söylediğimizde ise, 'Siz karışmayın yoksa cezalandırılırsınız, onun günahı varsa bana geçsin' dedi" şeklinde konuştu.
Kızının öldüğünü fark ettiklerinde Tuncer'in durumu polise bildirmemeleri gerektiğini söyleyerek oğlu İsa Palu ile battaniyeye serip götürdüklerini iddia eden Havva Palu, "Öldükten sonra biz belediyeye haber verelim dedik. Tuncer, 'Siz karışmayın, günahı bana. Yoksa sizi bırakırım. Ben sizi cinlerden koruyorum' dedi. Sonra o akşam Tuncer İsa ile birlikte götürüp gömdü. Beni daha sonra gömdüklerini söyledikleri yere götürdüler" ifadelerini kullandı.
Mahkeme heyetinin Tuncer Ustael'in Meryem Talhal'ın ölümüne neden olacak derecede şiddet uygulayıp uygulamadığı konusunda sorduğu soruya cevap veren Havva Palu, kızını ölmeden önce camide yıkadığında vücudunda çok sayıda morluklar olduğunu iddia etti. Olayda kızının ölümüne Tuncer Ustael'in uyguladığı şiddetin neden olabileceğini ifade eden Havva Palu, Tuncer Ustael'in 2011 yılında farklı bir suçtan tutuklanması sonrasında kızının cenazesinin ortaya çıkmasını istediği için karakola gittiğini iddia etti. Savunması sonunda Havva Palu son olarak, Tuncer ustael'in kızı Ayşe Melek'i aracına alarak gittiğini ve bekar olan kızına test yapılmasını talep etti.
Daha sonra, ölen ablasını eniştesi ile gömdüğü iddia edilen İsa Palu, "Annemin verdiği ifadeye katılıyorum. Her şey annemin anlattığı gibi oldu. Maktul gömülürken bende oradaydım. Üzerine toprak attım. Meryem kış ayarında dışarıda da yatıyordu. Biz arabada yatarken o dışarıda yatıyordu. Öldüğünde Tuncer'in isteği ile karakola gidip kaybolduğunu söyledik. Ben kardeşim Meryem'e hiç vurmadım. Sadece Tuncer kendisine vurmuştur. Aç bırakma iddiası doğrudur. Ölüm anında ben de oradaydım Ablamın ölüm anında ağzından köpük gelip gelmediğini hatırlamıyorum. En son ölmeden 2-3 gün önce Tuncer ablamı darp etmişti. Sırtına ve kafasına vuruyordu. İstanbul'da kaldığımız dönemden itibaren Tuncer ablamı hep darp etti. Ablamın belirli bir hastalığı yoktu. Sadece migren olduğunu biliyordum. Tuncer, Meryem'i ölmeden önce ayağından ağaca bağlamıştı. Sanık Tuncer evimize geldikten sonra gece ve gündüz karanlık şeyler görüyorduk. Ablamı gömerken kullandığımız kazma küreği bir nalburdan satın aldık. Ablam öldükten sonra da kredi kartını Tuncer kullanıyordu. Tuncer Meryem'i öldüreceğinden bize bahsetmedi, biz bilmiyorduk" dedi.
Tuncer Ustael'in eşi Emine Ustael ise savunmasında suçlamaları kabul etmeyerek, "Biz arabada yaşarken Meryem tuvalete gitmek için araçtan ayrıldı ve bir daha gelmedi. Sabaha kadar aradık, bulamadık. Ablamın kaybolması üzerine polise gittik. Ablamın eşim Tuncer tarafından darp edilip aç bırakıldığı ve öldürüldüğü iddiası gerçek dışıdır. Annem Havva, kardeşlerimden korktuğu için bu iddiaları söylüyor. Annem yalan söylüyor. Tuncer cezaevindeyken annem polise gitmedi, bu da onun yalan söylediğini gösterir" diye konuştu.
Daha sonra savunma yapan Ayşe Palu, ise eniştesinin kendisini kandırarak cinsel istismarda bulunduğunu iddia ederek, "Ablam ölmeden önce çimenlikte oturuyordu. Yere yattı ve hareketsiz kaldı. Vücudunun çeşitli yerlerinde morluklar vardı. Ölmeden önce bitkin ve baygındı. Arabada 2-3 ay kaldık. Eniştem sürekli ablamı darp ediyordu. İstanbul'da kaldığımız dönemde de Tuncer ablam Meryem'i hep darp ediyordu. Eliyle yüzüne, kafasına ve sırtına vuruyordu. Aynı dönemde ablamı açta bırakıyordu 2-3 günde bir yemek veriyordu. Biz engel olmak istiyorduk ama Tuncer siz karışmayın diyordu. Ablam bir gece çimenlikte otururken birden öldü. Ölmeden önce de bitkin durumdaydı. Daha sonra Tuncer'in ısrarı ile ablamı gömdüler ve karakola gidip kayıp başvurusu yaptık. Meryem ölmeden önce benim karnım ağrıyordu. Tuncer cin çıkaracağım diyerek beni kandırdı ve cinsel ilişkiye girdi. Bizi sürekli korkutuyordu. O olmazsa cinlerin bize zarar vereceğini söylüyordu. Bu nedene Tuncer'in sözünden çıkamıyorduk" şeklinde konuştu.
Duruşmada son olarak savunma yapan Fatih Palu, "Annem Havva, kardeşlerim İsa ve Ayşe'nin beyanlarına katılıyorum. Ablamı darp eden Tuncer Ustael'dir. Benim ve diğer yakınlarımın herhangi bir darp etme olayı olamamıştır. Tuncer Ustael ablam Meryem'i darp ediyordu ancak sıklığını hatırlamıyorum. Ben maktulün ağaca bağlandığını görmedim. Evin çatısından bazen sesler geldiği oluyordu. Tuncer bu anlarda bizi duaya kaldırılıp, çatından ve pencerelerden uzak durmamızı istiyordu. Ölümün ardından Tuncer oturduğumuz evi başkalarına sattı bundan bizim haberimiz sonra oldu. Evde kendi aramızda konuştuğumuzda bizi cezalandırıyordu. Tuncer cin çıkarmak için duvarları kazmamızı istedi. Biz de yaptık" savunmalarına yer verdi.