Pendik'te Afrika'daki su sıkıntısı ile ilgili seminer düzenlendi!
Pendik Belediyesi, sosyal medya hesabı youtube kanalından moderatörlüğünü M. Mustafa Yıldız’ın yaptığı “Gönül Coğrafyamız: Su Kuyusu Diplomasisi” başlıklı bir seminer düzenledi. Gazeteci Yazar Mete Sohtaoğlu'nun konuk olduğu seminerde Afrika’da süre gelen su kuyusu sorunu konusu ele alındı.
Türkiye’nin Afrika’da yıllardır yürüttüğü su kuyusu diplomasisinin konuşulduğu Pendik Belediyesi'nin youtube sayfasından düzenlenen “Gönül Coğrafyamız: Su Kuyusu Diplomasisi” başlıklı seminerde konuk olarak yer alan Gazeteci Yazar Mete Sohtaoğlu konuyla ilgili detayları açıkladı.
Moderatörlüğünü M. Mustafa Yıldız’ın üstlendiği Pendik Belediyesi youtube hesabından yayınlanan “Gönül Coğrafyamız: Su Kuyusu Diplomasisi” başlıklı seminerde Afrika’da yaşanan su sıkıntısı üzerine Gazeteci Yazar Mete Sohtaoğlu açıklamalarda bulundu. “Sömürgeye ağır şekilde maruz kalmış Afrika tarihinin değişmesinde Türkiye’nin ayrı bir yeri var'' diyen Sofuoğlu, Türkiye’nin su kuyusu diplomasisi, Afrika halkının Türklere duyduğu minnet ve sempati, Türkiye’nin bölgedeki diğer yardımları ve verdiği eğitimler ile ilgili gelen soruları yanıtladı.
AFRİKA BATI'YA BAĞIMLI EDİLMİŞ
Batının Afrika kıtası üzerindeki sömürgesi ve manipülesinin su kuyuları üzerinden devam ettiğini belirten Sohtaoğlu: “Afrika’nın altındaki suyu çıkaramamaları için batıya bağımlı edilmişler. Afrika kıtası bilerek fakir bırakılmış. Orada bir eliyle yardım verirken diğer eliyle cüzdanınızı çalmaya çalışan bir batı var. Uluslararası faaliyet gösteren batılı ilaç firmaları Afrika toplumlarını denek olarak kullanıyor. Çeşme dikiyor güya; ama çeşmedeki suda salgın var. Çirkin politikalarla burada ilaç deneyleri yapıyorlar. Ama Türkiye orada su kuyusu açtığında, yanına medrese açıyor çocukları okutuyor. Yanına mescit açıyor, insanların toplanabileceği, oturabileceği, belki ibadet edebileceği yerler oluşturmuş oluyor. Mesleki eğitimler veriyoruz orada. O kıtanın entelektüel kesimini oluşturuyoruz. Ülkede bir sağlık ve sigorta sistemi kuruyoruz. Belli düzen birimlerini oluşturuyoruz.” ifadelerinde bulundu.
AFRİKA'DAKİ BÜYÜKELÇİLİKLERİMİZ HER DAİM SAHADADIR
Sohtaoğlu, kolonyalist ülkelerin Afrika’yı fakirleştirdiğini, ırk ve sınıf ayrımcılığını aktif olarak kullandığını belirterek bu örneğin karşısında Türkiye’nin ve Türk büyükelçiliklerinin Afrika halkından sempati topladığını, elçilik ve yardım kuruluşu çalışanlarının her daim halkla iç içe olduğunu vurguladı. Türkiye’nin bu insani ve vicdanlı yaklaşımının Afrika toplumu üzerindeki etkisini şu sözlerle açıkladı: “Evet bizim büyükelçiliklerimizin yaptığı yardımlar var. Ama orada en önemlisi Türkiye’nin bölge halkını gerçekten düşünmesi. Afrika’daki büyükelçilerimiz her daim sahadadır. Su kuyusu mu açılacak? Oradadır. O insanların hayatına dokunur. Ziyaret, sohbet, düğün, her daim oradadır. Halkın içindedir. İşte bu kamu diplomasisi, su kuyusu diplomasisiyle Türkiye orada sempati kazanıyor. Aynı zamanda bu sayede Afrika’da bir uyanış var. Türkiye’de donanımlı eğitim görenler Afrika’ya geri dönünce sömürgeyi, ırkçılığı, bunları kabul etmiyor. Afrika tarihinde Türkiye’nin ayrı bir yeri var. Afrika kıtasının tarihini değiştirecek olan bu su kuyularıdır. Türkiye burada kıtaya tarihi bir el değdiriyor. İşte tüm bunlar gelecekte tüm dengeleri değiştirecek önemi taşıyor.”