Polisi memurunu şehit eden TIR şoförüne 24 bin lira ceza
Osmangazi Köprüsü’nde polis Muhammet Bozoğlu’nun şehit olmasına neden olan şoföre verilen 3 yıl 4 ay hapis cezası para cezasına çevrildi.
10 Ağustos 2016’da Osmangazi Köprüsü’nün Kocaeli’nin Dilovası ilçesinde bulunan girişinde İlkay Baygın idaresindeki 34 DL 8117 plakalı tır, köprü üzerinde güvenlik görevi yapan 41 A 4580 plakalı polis aracına çarpmış, araç içinde sıkışan polis memuru Muhammet Bozoğlu itfaiye ekiplerince araçtan çıkarılmıştı.
Ağır yaralanan polis memuru Muhammet Bozoğlu, kaldırıldığı hastanede şehit olmuştu. Gebze 7. Asliye Ceza Mahkemesinde kazayla ilgili açılan dava karara bağlandı.
24 BİN LİRA PARA CEZASI VERİLDİ
Polis memuru Muhammet Bozoğlu’nun ölümüne neden olan İlkay Baygın’ı 3 yıl 4 ay hapse mahkum eden mahkeme, bu cezayı 24 bin lira para cezasına çevirdi.
Şehit polis memuru Muhammet Bozoğlu’nun kardeşi, Çanakkale’de özel sektörde çalışan 36 yaşındaki Muhittin Bozoğlu, “10 Ağustos günü ağabeyim şehit Muhammet Bozoğlu, Osmangazi Köprüsü girişinde görevi başında araç içinde duruyordu. Yanında başka bir polis arkadaşı daha vardı. Kazadan bir 10-15 dakika önce diğer polis arkadaşı araçtan yürümek için iniyor. Daha sonra da ileriden gelen tırı görüyor. Bariyere çarptığını görüyor. Ona emniyet şeridinden çıkması için ikazda bulunuyor. Ancak tır şoförü halen yoluna devam ediyor. Polisi görmüyor muhtemelen. Daha sonra ağabeyimin bulunduğu görev aracı olan trafik polisi aracını altına alıp 230 metre sürüklüyor. 230 metre sonra sol bariyere çarpıp polis aracı kurtuluyor. Olay yerinde de ağabeyim vefat ediyor. Tır da 700-800 metre sonra ancak durabiliyor” dedi.
GÜNLÜK 20 LİRAYA BERAAT EDİYOR
Mahkeme kararına tepki gösteren Muhittin Bozoğlu, “Yaklaşık 1 ay kadar sonra ilk mahkeme oluyor. İlk üç duruşmaya geçici hakim atanıyor. Bir karara varılmıyor. Daha sonra bir hakim atanıyor, hakime hanım. Bizi de rahatsız eden bir şey ilk duruşmaya gelir gelmez suçluya ‘geçmiş olsun’ diyerek başlaması. Dönüp bize başınız sağ olsun bile dememesi. Ondan sonra da ikinci duruşmada mahkemeyi karara bağlıyor. 4 yıl hapsine karar veriyor. 4 yıl hapsinden de yattığı süreyi düşerek, bin 200 güne düşüyor. Bin 200 günüde günlük 20 lira 2 paket sigara parası kadar bir parayla ödeyerek, beraatına karar veriyor akabinde. Bu karar ne kamu vicdanını rahatlatır ne de yurdun dört bir yanında şark hizmeti vermiş ailemi bizi rahatlatır. Ne ağabeyimin eşini, çocuklarını rahatlatır. Hiçbir şekilde hiçbir vicdana sığacağını düşünmüyorum ben bunun. Görevi başında bulunan bir polisin, şehit edilmesinin karşılığında katilin elini kolunu sallayarak böyle rahat bir şekilde dolaşabilmesi kabul edilebilir bir şey değil” diye konuştu.
"KABUL EDİLİR BİR ŞEY DEĞİL"
"Buna benzeyen bir mahkeme, ünlü birinin oğlu başka bir polisi şehit etmişti" diyen Bozoğlu, “İlk önce salındı ama daha sonra kamu vicdanını rahatsız eder diye tekrar içeri alındı. Taksiri aşan bir şekilde cezalandırılmasına karar verilmişti. Bizimkinde de ikinci polisin ikazına rağmen tır şoförünün onu görmemesi ve görevi başında emniyet şeridinde gama üzerinde olan polisin aracını alması altına alıp, polisi de şehit etmesi taksiri aşan bir noktada bizce de. Bu yüzden böyle bir durumda sanığın günlük 20 lira para cezasıyla salıverilmesi, beraat etmesi noktasına geliyor bu. Kabul edilebilir bir şey değil bizim için. Bize de gerekçeli karar bir hafta ulaştı ancak. Biz de bir üst mahkemeye itirazda bulunduk. İnşallah hakkımızı orada aramaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
Karar neticesinde ağabeyinin eşinin ve çocuklarının da içlerinin parçalandığını söyleyen Bozoğlu, “Biz insanlar ölsün istemiyoruz ama böyle bir durumda da yaptığının bedelini ödemeli o şahıs. Günde 20 lira ödeyerek dışarıda kalması onları da rahatsız ediyor. Çocuklarının ikisi de öğrenci zaten. Onların hayatlarını da alt üst ediyor. En azından cezaevinde cezasını çekiyor olsa bir nebze sinemizi rahatlatır ama böyle çok daha kötü bir durum çıkıyor ortaya” dedi.
Bozoğlu, “Bizim talebimiz bu durumun taksiri aşan bir şekilde, görevi başında olan diğer polis memurunun ikazına rağmen olması. Sanığın da polise ve sulh mahkemesine verdiği ifadeyi değiştirmesi çok tutarsız bir şekilde davrandığını görmeleri ve onun akabinde de daha üst sınırda bir ceza yatarak cezaevinde geçirerek cezalandırılmasını bekliyoruz, talep ediyoruz” dedi.