Polisler Berkin'e bu tavsiyelerde bulunmuş
16 Haziran’da başından gaz kapsülüyle vurulan ve 269 gün komada kaldıktan sonra ölen Berkin’in anne ve babası, savcılığa ifade verdi. Baba, 5 Hazir (…)
16 Haziran’da başından gaz kapsülüyle vurulan ve 269 gün komada kaldıktan sonra ölen Berkin’in anne ve babası, savcılığa ifade verdi. Baba, 5 Haziran’da emniyete çağrıldıklarını ve 2 polisin Berkin’e uyarılarda bulunduğunu anlattı
Gezi Parkı eylemleri sırasında kafasına isabet eden gaz kapsülü sonucu hayatını kaybeden Berkin Elvan’ın anne ve babası, soruşturmayı yürüten Savcı Faruk Bildirici’ye ifade verdi. İddiaya göre Berkin’in babası Sami Elvan savcılıkta özetle şunları anlattı:
VALİLİK: Bugüne kadar karakolun önünden geçmiş değilim. 5 Haziran 2013’te beni 0 535 712 .... No’lu telefonumdan aradılar. Sabah 09.00-10.00 sıralarıydı. İstanbul Valiliği’ne çağırdılar. Bu telefon üzerine Berkin’le öğlen Vatan Caddesi’ne gittim. Arayan şahıs valilikten aradığını söyledi ama emniyet müdürlüğüne gelmemizi istemişti.
KİMLİK: Emniyette Berkin’in kimliği yoktu, ben kimlik bilgilerini beyan ettim. Merdiven boşluğunun altındaki koltuklarda oturduk. Sivil giyimli bir kişi, bizi üçüncü kata çıkardı. İçeri girdiğimizde sivil giyimli bir bayan da vardı. Bay şahıslardan biri “Ben de Alevi’yim. Elazığlıyım. Korkulacak bir şey yok” dedi. Daha sonra 3 sivil erkek daha geldi. İçeride 4 erkek ve 1 bayan polis memuru ile baş başa kaldık.
SORULAR: (Buradaki kişilerden 2’sinin Berkin’e sorular sormaya başladığını belirterek) Grup Yorum’dan bahsettiler. Kendilerinin de Grup Yorum’u sevdiğini fakat devlete karşı geldiğini, Berkin’in Grup Yorum’u sevdiğini, konserlere gittiğini, eylemlere katıldığını, bunu tasvip etmediklerini söylediler.
UZAK DUR: “Sen bunlardan uzak dur. Baban işinde gücünde bir insan” şeklinde tavsiyelerde bulundular. Cezaevinde Ferhat Gerçek de dahil birçok kişinin olduğunu, bunların sakat kaldığını, birçoğunun hayatıyla bedel ödediğini, Berkin’in de bunlardan biri olacağını söylediler. Berkin’e “Bunlara karışma, ailenle birlikte ol” dediler. Hatta Yürüyüş Dergisi’ni ve diğer sol dergilerini gösterip bunların yalan yanlış olduğunu, gerçeğin devlet olduğunu söylediler.
1 SAAT: (1 saat emniyette kaldıktan sonra kendilerine gidebileceklerinin söylendiğini belirterek) Erkeklerden 2’si uzun boyluydu. Birini hatırlamıyorum. Elazığlı olan açık tenli, saçı açık kestane, açık kahverengiydi. Göz rengini hatırlamıyorum. 25-35 yaşları arasında, saçını yan tarafa taramıştı. Berkin’e soru soran da uzun boylu, atletikti. Göz rengini hatırlamıyorum. Ekoseli bir gömlek giymişti. Elazığlıyla, bu polis memurunu görsemkesin tanırım. Üçüncü katta girdiğimiz yeri belirleyen, şube ismi yazan bir tabela görmedim. Gördüysemde dikkat etmedim.
ŞİKÂYET: Başbakan, İçişleri Bakanı, il emniyet müdürü ve validen şikâyetçiyim. Daha önce de suç duyurunda bulunmuştum. Başbakan, eşimi “Terör örgütü” diyerek yuhalattı.
‘SEN DE BUNLARDAN BİRİ OLABİLİRSİN’
(Oğlunun emniyet tarafından bilindiğini belirterek) "5 Haziran 2013'te bizi emniyete çağırdıklarından bu anlaşılıyor. Sordukları sorulardan Berkin'i tanıdıkları anlaşılıyordu. Oğlumun bilerek öldürüldüğüne inanıyorum. Berkin'e verdikleri örneklerde şahısların elektrikli sandalye ile gezdiklerini ve sakat kaldıklarını söylediler. 'Sen de bunlardan birisi olabilirsin' şeklinde sözler sarfettiler. Bu nedenle Berkin'in bilinçli bir şekilde vurulduğunu zannediyorum."
Gülsüm Elvan iseedinilen bilgiye göre, ifadesinde özetle şöyle dedi: "Ben çocuğumun tabutuna kırmızı bayrak sarmıştım. Türk bayrağı bizim için semboldür. Ancak ben Pir Sultan Abdal geleneğinden gelen bir insanım. Bu nedenle kırmızı bayrağa sarmıştım. Kendi geleneğimle çocuğumu defnettim. (Berkin'in mezarına attığı bezin başındaki tülbent olduğunu belirterek) Çocuğumun mezarına bilye atarken kesinlikle silah diye atmadım. Hatta bilyeleri Berkin'in arkadaşları attı. Başbakan 'Emri ben verdim, polislerim destan yazdı' diye sözler söyledi. Bu nedenle kendisinden şikayetçiyim."