Prof. Dr. Emiroğlu: “Geri verilse bile iade-i itibarımı alırım, istifa ederim, çok kırgınım”

Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Emiroğlu, hakkında başlatılan linç kampanyalarına ilişkin ses kayıtlarının olduğunu, ancak kendisine hiçbir şey sorulmadan görevden alınmasına çok üzüldüğünü belirterek, "İçinde ç

Prof. Dr. Emiroğlu: “Geri verilse bile iade-i itibarımı alırım, istifa ederim, çok kırgınım”

Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Emiroğlu, hakkında başlatılan linç kampanyalarına ilişkin ses kayıtlarının olduğunu, ancak kendisine hiçbir şey sorulmadan görevden alınmasına çok üzüldüğünü belirterek, "İçinde çalışmış olduğum kurum bana bir "geçmiş olsun" demedi. Benim arkamda durulmadı. Geri verilse bile iade-i itibarımı alırım, ama geri iade ederim" dedi.

Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü / Mantık Anabilim Dalı Başkanı ve Mevlana Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. İbrahim Emiroğlu, katıldığı bir konferansta "Kızlar adet olur, adet olmak bir hastalıktır. Mutlaka tedavi olması gerekiyor. 15 yaşındaki kızlar evlenebilir" gibi sözler sarf ettiği iddia edilerek, geçtiğimiz günlerde hakkında linç kampanyası başlatıldı. Olay kamuoyunda geniş yankı uyandırırken, Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü de Prof. Dr. Emiroğlu'nu Mevlana Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü görevinden almıştı. Prof. Dr. Emiroğlu, kimsenin bir telefon açıp, "İddialar doğru mu" diye sorulmayıp görevden alınmasına çok üzüldüğü belirterek, olayın gerçekleri yansıtmadığını, tüm ses kayıtlarının ortada olduğunu ifade etti.

"Bir profesörün hunharca katledilmesi çok üzdü"

Konferans verdiği günü anlatan Prof. Dr. İbrahim Emiroğlu, "Mevlid-i Nebi denilen Peygamberimizi anma haftasında genel tema "Gençlik ve Hz. Peygamber" idi. Seferihisar Müftülüğü, ardından Güzelbahçe Müftülüğü ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'nün organize ettiği bu programa davet edildim. Öğrenciler ve seçkin dinleyici bir kesim vardı. Onlara 48 dakika boyunca konuyu arz ettim. Çıkışta tebrik edildim, çiçeklerimi aldım, dışarıda konuyla ilgili bir bir görüşmelerde programa gelmekten duydukları memnuniyeti söylediler. Güzelce ayrıldık. Ama sonra da böyle bir marjinal düşünce bunu almış ve "Vurun abalıya" bir linç kampanyasına dönüştürmüş. Tabii ki çok üzgünüm, bu iddiaların hiçbir aslı ve esası yoktur. Bir akademisyenin, 40 yıldır bir üniversitede hayatı geçmiş bir kişinin, seveni o kadar öğrencisi, kitapları, makalesi olan bir kişinin bu şekilde hunharca adeta katledilmesi 10 gündür beni çok yaraladı, çok üzdü" dedi.

"Ses kayıtlarımın hepsi ortada"

Kendisinin söylediği iddia edilen sözleri bir çocuğun bile söyleyemeyeceğini söyleyen Prof. Dr.Emiroğlu, "Çok basit ifadeler, çocuk bile güler. Nasıl buna inanarak, bir medya etiği olur, benim cümlelerimiz nasıl böyle servis edip kullanırlar. Bir profesör demiş ki "Kızlar 15 yaşında evlensin." Hiç aslı esası yok. Zaten benim ses kayıtlarım var, bunlar ortada. Hiç inandırıcı değil. Benim verdiğim örnek, geleneksel yapı içerisinde annem ve babam 15 yaşında, ağabeyim 19, ben 21 yaşında evlendim. Çocuklarım 25 yaşında, torunlarım da 30-35 yaşında evlenecek galiba, dedim. "Geleneksel yapıda 15 yaşında evlenmek nasıl uçsa, 30 yaşında evlenmeyi de ben bir hoca olarak çok da uygun görmüyorum" dedim. Bunlar "Kızlar 15 yaşında evlenecek" diye çıkartmışlar. Gençlere "öfkenizi kontrol edin" dedim. Demişler Komünistler tehlikelidir. Hiç alakası yok. Üçüncüsü, "Kızlar mini etek giyiyorlar, etek ahlak dışıdır" demişim. Tam tersi. Evet ahlaki tutum ve terbiyeden bahsettim. Ben velilere çocuklarınız edepli olmayı, kendi sorunlarını çözmeyi, akıl baliğ özelliklerini tanımayı ve yardımcı olmalarını söyledim. Buradan "adet görme hastalıktır, doktora gidip tedavi olun" demişim. Ne alakası var, konuşmamda adet kelimesi geçmiyor. Ses kayıtlarım ortada" diye konuştu.

Öğrencilerin kendisine tepki gösterdiğine ilişkin tek bir durumun bile söz konusu olmadığını da ifade eden Emiroğlu, tam tersine alkışlarla konferanstan alkışlarla ayrıldığını anlattı.

"Bana bir kere sorulmadan görevden alındım, en çok bu yaraladı"

Ortaya atılan iddiaların ardından Dokuz Eylül Rektörlüğü'nün kendisine hiçbir şey sormadan görevden almasına çok üzüldüğünü ve en çok bunun kendisini yaraladığını dile getiren Prof. Dr. İbrahim Emiroğlu, "Beni en yaralayan bu. Benim içinde çalışmış olduğum kurum bana bir geçmiş olsun demedi. "Bu bir linç kampanyası iftira olabilir, sayın hocam siz ne anlattınız" diye bana bir sorulsaydı. Ben de ses kaydımı veririm. Bunda çekinecek bir şey yok. Burada en haysiyet kırıcı olan bu, ilmi kişiliğimle oynuyorlar. Ben o profesörlüğü kolay kazanmadım. 17 yıllık da profesörüm. Neyi nerede, nasıl konuşacağımı bilirim. Bizim idarecilerimiz "Hocam ne oldu, nasıl oldu, geçmiş olsun" dedikten sonra bir basın bildirgesi yayınlamalıydı. Benim arkamda durulmadı. Beni en çok bu yaralıyor. Birdenbire "Vurun abalıya" dediler. Benim başıma gelen yarın bir başka akademisyenin değil bir başka kişinin başına gelebilir. Benim çocuğum var, ailem var, sevenlerim var, öğrenciler var. "E tü kaka" diye itibarsızlaştırılmak çok ağır bir şey. Bilemiyorum, onur meselesi mi gurur meselesi mi yapıldı ama marjinal ufak baskı grubunun mahkumu oluyoruz" dedi.

"Geri verilse bile alır istifa ederim"

Kendisine yanlışın düzeltilmesi adına üniversite tarafından görevinin iade edilmesi durumuna ilişkin Prof. Dr. Emiroğlu, çok kırgın olduğunu belirterek, "İade-i itibarımı alırım, ama geri iade ederim. Çünkü kırılmışım, bir gün sonra istifa ederim" ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Emiroğlu: “Geri verilse bile iade-i itibarımı alırım, istifa ederim, çok kırgınım”

Prof. Dr. Emiroğlu: “Geri verilse bile iade-i itibarımı alırım, istifa ederim, çok kırgınım”

0
0
0
0
0
0
0
👍
👎
😍
😥
😱
😂
😡