Ramazan ayında ilk sahur, ilk oruç ne zaman, saat kaçta 2022? Diyanet oruca ne zaman kalkılacak? İşte il il imsakiye ve iftar saatleri
On bir ayın sultanı mübarek Ramazan ayının başlamasına sayılı günler kalırken vatandaşlar, hangi gün sahura kalkılacağını araştırıyor. Peki Ramazan ayında ilk sahur, ilk oruç ne zaman, saat kaçta 2022? Diyanet oruca ne zaman kalkılacak? İşte il il imsakiye ve iftar saatleri
Müslümanların büyük bir özlemle gelmesini beklediği Ramazan ayına sayılı gün ve saatler kaldı. Koronavirüs salgını gölgesinde vatandaşlar sağlıklarına dikkat etmeye, diğer yandan da oruç tutmaya çalışacak. Özellikle Ramazan ayında ilk orucun ne zaman tutulacağını öğrenmek isteyenler de internet arama motorlarında araştırmalarda bulunuyorlar. Peki Ramazan ayında ilk sahur, ilk oruç ne zaman, saat kaçta 2022? Diyanet oruca ne zaman kalkılacak? İl il imsakiye, iftar ve sahur saatleri haberimizde...
RAMAZAN AYINDA İLK SAHUR, İLK ORUÇ NE ZAMAN, SAAT KAÇTA 2022?
Diyanet İşleri Başkanlığının yayımladığı dini günler listesine göre vatandaşlar Ramazan ayında ilk sahura 2 Nisan Cumartesi günü kalkacaklar. Ayrıca ilk oruçta 2 Nisan Cumartesi günü açılacak. Vatandaşlar Diyanet İşleri Başkanlığının açıkladığı imsakiyeye göre oruçlarını açacaklar.
81 ilin iftar ve sahur vakitlerini görmek için tıklayınız.
DİYANET ORUCA NE ZAMAN KALKILACAK?
Diyanet İşleri Başkanlığının imsakiyesine göre 81 il ve ilçelerde vatandaşlar, belirlenen saatlerde kalkarak sahur yapacak ve itfar saatinde orucunu açacak.
Açılan linkte karşınıza çıkacak olan imsakiyede il ve ilçeleri seçerek iftar ve sahur saatlerini öğrenebilirsiniz.
İşte il il imsakiye ve iftar saatleri
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI İL İL İMSAKİYE VE İFTAR SAATLERİ 2022
Diyanet İşleri Başkanlığının internet sitesinde yer alan imsakiyeye göre il il iftar saatleri şöyle olacak.
Diyanet İşleri Başkanlığının internet sitesindeki imsakiyeye erişmek için tıklayınız.
RAMAZAN AYININ ÖNEMİ VE FAZİLETİ
Ramazan ayı dinimizce yüce ve kutsal kabul edilmiş bir aydır. On bir ayın sultanıdır. Onun bu kutsiyet ve fazileti Kur’an-ı Kerim’de ve hadis-i şeriflerde belirtilmiştir. Sevgili Peygamberimiz bir Şaban ayının sonunda Ramazan ayma girerken ashabına hi- tabederek Ramazan ayının kutsiyet ve faziletini şöyle belirtmiştir:
- Ey insanlar! Yüce ve mübarek bir ayın gölgesi üzerinize bastı.
O ayda bir gece vardır ki bin aydan daha hayırlıdır.
Allah o ayda oruç tutmayı farz kıldı. Geceleyin ibadet yapmayı (terâvih namazı kılmayı) nâfile kıldı.
O ayda bir hayır işleyen kimse diğer aylarda bir farz işlemiş gibi olur.
O ayda bir farz işleyen ise diğer aylarda yetmiş farz işlemiş gibi sevap alır.
O, sabır ayıdır. Sabrın karşılığı ise cennettir.
O, yardımlaşma ayıdır.
O ayda müminin rızkı bollaştırılır.
O ayda kim bir oruçluyu iftar ettirirse bu, günahlarının bağışlanmasına ve cehennemden kurtulmasına sebep olur. Aynı zamanda oruçlunun sevabı kadar sevap verilir. Oruçlunun sevabından da hiç bir şey noksanlaşmaz. Ashab:
"-Yâ Rasûlellah! Hepimiz oruçluyu iftar ettirecek bir şey bulamıyoruz" deyince Resûlellah (s.a.s.):
"- Allah bu sevabı oruçluyu kuru bir hurma ile veya bir yudum su ile ya da bir yudum süt kaşığı ile iftar ettirene de verir.
O öyle bir aydır ki evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu cehennem ateşinden kurtuluştur.
O ayda köle ve hizmetçilerin yükünü hafifleten kimseyi Allah bağışlar ve cehennem ateşinden kurtarır.
Ramazan ayında şu dört şeyi çokça yapınız. Bunlardan ikisini yapmakla Rabbinizi razı edersiniz, diğer ikisini yapmaktan da müstağni sayılmazsınız. Rabbinizi razı edeceğiniz iki haslet şunlardır:
a- Allah’tan başka hiç bir ilah olmadığına şehâdet getirmek.
b- Allah’ı anıp istiğfar etmek.
Müstağni olmadığınız iki haslete gelince: a- Allah’tan cenneti istersiniz, b- Cehennemden O’na sığınırsınız.
Kim bir oruçluya su verirse, Allah da ona havzımdan öyle bir şerbet verir ki, artık cennete girinceye kadar hiç susamaz."
Görüldüğü gibi Ramazan ayı çok faziletli ve kutsî bir aydır. Ona bu fazilet ve kutsiyeti kazandıran şey hiç şüphesiz ki o ay içerisinde inmeye başlayan yüce kitabımız Kur’ân-ı Kerîmdir. Yüce Allah bu konuda şöyle buyurur: "İnsanlara doğru yolu gösteren, hidayeti ve hakkı batıldan ayırmayı açıklayan Kur an Ramazan ayında indirildi." 2
Kur’an-ı Kerim Ramazan ayı içerisinde Kadir gecesinde Peygamber Efendimize indirilmeye başlanmıştır. Kur’an-ı Kerim’in inzali Allah’ın insanlığa en büyük lütfü ve nimetidir. Bundan daha büyük bir lütuf ve nimet düşünülemez. Çünkü Kur’an’ın hidayeti sayesinde insanlar küfürden imana, sapıklıktan hidayete, karanlıktan aydınlığa, cehaletten ilme, zulümden adalete kavuşmuşlardır.
Kur’an sayesinde insanlar insanlıklarını öğrenmişlerdir.
Kur’an sayesinde insanlar temel haklarına ve hürriyetlerine kavuşmuşlardır.
Kur’an sayesinde insanlar sömürüden haksızlıktan, zulümden kurtulmuşlardır.
Kur’an sayesinde insanlar cehalet, şirk ve küfür bataklığından kurtulup İslâm’ın aydınlığına kavuşmuşlardır.
RAMAZAN KELİMESİNİN ANLAMI
Ramazan Arapça bir kelimedir. Kamerî aylardan dokuzuncusunun ismidir. Ramazan kelimesinin manası ve bu mübarek aya Ramazan isminin verilmesindeki hikmet şöyle belirtilmiştir:
a- Ramazan, yaz sonunda güz mevsiminin evvelinde yağıp yeryüzünü tozdan temizleyen yağmur manasına "ram- dâ" kelimesinden alınmıştır. Bu yağmur genellikle yeryüzünü temizler. Bunun gibi ramazan da müminleri günah kirlerinden temizler, kalplerini pak eder.
b- Bir izaha göre güneşin şiddetli hararetinden taşların yanıp kızması anlamına olan "ra- mad" kelimesinden alınmıştır. Böyle kızgın yerde yürüyen kimsenin ayakları yanar, zahmet ve meşakkat çeker. Bunun gibi oruç tutan kimse de açlık ve susuzluğun hararetine katlanır, zahmet ve meşakkat çeker, içi yanar.
Yâhut kızgın yer ayaklan yaktığı gibi Ramazan da müminlerin günahlarını yakar, yok eder. Nitekim Enes b. Mâlik (r.a.)’dan rivayet edilen bir hadis-i şerifte Hz. Peygamber: "Bu aya ramazan isminin verilmesi günahları yaktığı içindir."’3 buyurmuştur.
Şu halde mübarek Ramazan ayında oruç tutan ve ihlasla tevbe eden müminlerin günahları yanar, böylece günah kirlerinden arınırlar, tertemiz olurlar.
c- Kılıcın namlusunu veya okun ucundaki demiri inceltip keskinleştirmek için kaygan iki taşın arasına koyup döğmek anlamına olan "ramd" kökünden alınmıştır. Bu aya Ramazan isminin verilmesi de Arapların bu ayda silahlarını bileyip hazırladıklarından dolayıdır.
ç- Bir hadis-i şerifte "Ramazan"m Allah’ın isimlerinden olduğu belirtilmiştir.4 Bu, Rama- zan’da rahmet-i ilâhiyye ile günahların yok olacağını ifade eder.5
Ramazan ayı rahmet ve mağfiret ayıdır. Allah’ın lütuf ve ihsanı, rahmet ve mağfireti, feyiz ve bereketi bu ayda her tarafı kuşatır. Daha önceki peygamberlere ve ümmetlerine verilmeyen faziletler ve güzel meziyyetler Ramazan ayında bizim Peygamberimize ve biz ümmetine verilmiştir. Peygamber Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde ümmetine verilen beş şeyden bahsederek şöyle buyurmuştur:
Ümmetime ramazan da beş şey verilmiştir ki bunlar benden önceki hiç bir peygambere verilmemiştir:
1- Ramazan ayının ilk gecesi olunca Allah teâlâ ümmetime (rahmet bakışıyla) bakar.
Allah her kime (rahmet bakışıyla) bakarsa, ona ebedî olarak azap etmez.
2- Akşamladıklarında ağızlarının kokusu Allah katında misk kokusundan daha güzel olur.
3- Melekler her gün ve gece onlara istiğfar ederler, Allah’tan bağışlanmalarını dilerler.
4- Allah teâlâ cennetine emredip: "Kullarım için hazırlanıp süslen. Onların dünya meşakkatlerinden kurtulup, benim yurduma ve ihsanıma istirahat için gelmeleri yaklaştı." buyurur.
5- Gecenin sonu olunca, Allah (c.c.) hepsini bağışlar. Orada bulunanlardan biri:
"- O gece Kadir gecesi midir?" deyince:
Hayır, çalışanları görmüyor musun? Onlar çalışıp işlerini bitirince kendilerine ücretleri tam olarak ödenir."® buyurdu.
Her ay ibadet ayıdır. Mümin, Allah’ın, "Sana ölüm gelinceye kadar Rabbine ibadet et" 7 emrine uyarak ölünceye kadar ibadetini yapmaya devam eder. Ancak Ramazan ayı daha çok ibadet ve taatın yapıldığı bir aydır, adeta ibadet mevsimidir. Bu ayda yapmamız gereken şeyleri şöyle sıralamak mümkündür:
a- Herşeyden önce Ramazan ayında üzerimize farz olan orucu eksiksiz ve adabına uygun olarak tutmalıyız.
b- Yine Ramazan’a mahsus bir ibadet olan Teravih Namazını kılmalıyız. Teravih namazı sün- net-i müekkededir.
c- Mümkünse her zaman, hiç değilse Ramazan ayında beş vakit namazı camide cemaatle kılmaya çalışmalıyız. Çünkü Peygamber Efendimiz (s.a.s.): "Cemaatle kılınan namazın sevabı tek başına kılınan namazın sevabından yirmi yedi derece daha faziletlidir."8 buyurmuştur.
d- Kur’an-ı Kerim’i okumayı biliyorsak ay boyunca hatmetmeye çalışmalıyız. Vaktimiz varsa cami ve benzeri yerlerde okunan mukabeleleri dinlemeliyiz. Ramazan ayı bir bakıma Kur’an ayıdır. Çünkü daha önce de belirttiğimiz gibi Kur’an-ı Kerim bu ay içerisinde inmeye başlamıştır.
e- Allah’ı çok zikretmeliyiz, dua etmeliyiz ve Peygamber Efendimize çokça salavât getirmeliyiz. Peygamber Efendimiz bir ha- dis-i şeriflerinde: "Ramazanda Allah’ı zikreden bağışlanır ve Allah’tan isteyenin isteği geri çevrilmez." 9 buyurmuştur.
f- Mümkünse çok hayır ve hasenât yapmalıyız, çok sadaka vermeliyiz. Peygamber Efendimiz insanların en cömertli olup bu cömertliği Ra- mazan’da daha da çoğalırdı.
g- Ramazan’da daha fazla ibadet etmeliyiz, daha fazla taatta bulunmalıyız. Peygamber Efendimiz öyle yapardı. Nitekim Hz. Aişe validemiz demiştir ki: "Resûlüllah (s.a.s.) Ramazan da diğer zamanlardan daha fazla ibadet etmeye çalışırdı." 10
Ramazan ayı bereket, rahmet ve gufran ayıdır. Bu ayda Cenab-ı Allah rahmetiyle insanları kuşatır. Günahları bağışlar. Duaları kabul eder. Hayır hususunda yarışan mü’min kullarıyla meleklerine karşı iftihar eder.
Oruç tutmayan ve Allah’a karşı kulluk görevlerini yerine getirmeyen kimseler Allah’ın bu sonsuz rahmetinden mahrum kalırlar. Yüce Peygamberimiz ramazan ayının yeni girdiği bir gün şöyle buyurdu: "Size bereket ayı Ramazan geldi. Bu ayda Allah sizi kuşatıp rahmetini indirir. Günahları bağışlar, duaları kabul eder. Allah bu ayda sizin hayır hususunda yarışmanıza bakar ve sizinle meleklerine karşı iftihar eder. Allah’a hayır ameller takdim ediniz. Şâkî (günahkar), bu ayda Allah’ın rahmetinden mahrum olan kimsedir." (11)
Öyle ise Ramazan diğer ibadet ve taatla ihya ederek bereketinden, feyzinden istifade etmeye çalışmalıyız.
Sahih hadis kitaplarının başında gelen Buhâ- rî’de rivayet edildiğine göre Rasûlüllah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: "Ranıazn ayı girince göklerin kapısı açılır, cehennemin kapıları kapanır, şeytanlar zincire vurulur."12
Tirmîzî ve İbn Mâce’nin rivayetinde ise hadis daha uzunca olup şöyledir: "Ramazan ayının ilk gecesi olunca şeytanlar ve cinlerin azgınlarına zincir vurulur. Hiç biri açık bırakıl- maksızııı cehennemin bütün kapıları kapatılır. Cennetin bütün kapıları açılır, hiç biri kapalı bırakılmaz. Bir nidâ edici (melek) şöyle seslenir:
‘Ey hayır peşinde koşan kimse! Hayır işlemeye yönel. Ey şer peşinde koşan! Şerri terket.’ Allah tarafından ateşten kurtulanlar olur. Bu durum Ramazanın her gecesinde olur."13
Hadis-i şerifte Ramazan ayı girince; cennetin kapılarının açılacağı, cehennemin kapılarının kapanacağı ve şeytanların zincire vurulacağı belirtiliyor. Bunun anlamı nedir? Şimdi sırasıyla bunları açıklamaya çalışalım:
Hadis-i şeriflerde belirtildiğine göre Ramazan ayında oruç tutan kimselere çok ecir ve sevap verilecektir. İşte bu onlar için cennetin kapılarının açılması anlamınadır.
Ya da cennetin kapılarının açılması Allah’ın Ramazan ayında kulları için açmış olduğu ibadetlerden ibarettir. Çünkü ibadetler cennete girmeye sebeptir.
Cehennemin kapılarının kapanması Ramazan ayı girince müminler oruç tutmaya başlarlar, daha önce işlemeye devam ettikleri kötülüklerden ve günahlardan uzak dururlar. Kendilerine bir çeki düzen verirler. Böylece cehennemin kapıları kendileri için kapanmış olur. Şeytanların zincire vurulması Ramazan ayı girince orucu adabına riayet ederek güzelce tutan kimselere şeytanlar musallat olamaz. Orucu adabına riayet ederek tutmak sadece yemekten, içmekten kesilmekle olamaz. Bununla beraber dili, gözü, kulağı ve diğer organları kötülükten korumakla olur.
Ya da şeytanların sebep olmuş olduğu masiyetler ve günahlar Ramazan ayında işlenmez. Fakat nefsî ve süflî arzulara uyularak veya insanların şeytanlarına uyularak yapılan günahlar işlenmeye devam edilir.
Ramazanda Cömertlik Ashabın alimlerinden Abdullah İbn Abbas (r.a.) şöyle anlatmıştır: "Rasûlüllah (s.a.s.) insanların en fazla cömert olanı idi. Onun bu cömertliği Ramazan ayı girip de kendisiyle Cebrâil (a.s.) karşılaşınca daha da artardı. Cebrâil (a.s.) Ramazan ayı çıkıncaya kadar her gece Resûlüllah (s.a.s.) ile buluşur, Resû- lüllah (s.a.s.) ona Kur’ân’ı arzeder / okurdu. Resûllüllah (s.a.s.) Cebrâil ile buluşunca insanlara rahmet getiren rüzgardan daha çok cömert ve daha fazla faydalı olurdu." 14 Enes b. Mâlik (r.a.)’dan rivâyet edildiğine göre Peygamber Efendimize:
"Ramazan orucunun dışında hangi oruç daha faziletlidir?" diye sorulunca:
"Ramazan ayma tazim için Şaban ayında tutulan oruçtur." buyurmuş,
"Hangi sadaka daha faziletlidir?" diye sorulunca da:
"Ramazanda verilen sadaka" 15 buyurmuştur.
İlk hadis-i şeriften:
a- Peygamber -Efendimizin insanların en fazla cömert olduğunu, onun bu cömertliğinin Ramazan’da daha da arttığını,
b- Ramazan ayı boyunca Cebrâil (a.s.) ile her gece buluştuklarını ve ona Kur’an’ı arzettiğini okuduğunu öğreniyoruz.
c- İkinci hadis-i şeriften de Ramazan orucundan sonra en faziletli orucun Şaban ayında tutulan oruç olduğunu, en faziletli sadakanın da Ramazan ayında verilen sadaka olduğunu öğreniyoruz.
Öyle ise her hususta olduğu gibi bu konuda da yüce Peygamberimiz’in sünnetine uyarak cömert olmaya çalışmalıyız. Dinimiz sadece Ramazan ayında değil, her zaman cömert olmayı emretmiştir. Bu cömertliğimiz Ramazan ayı içerisinde daha da artmalıdır. Özellikle Ramazan ayının son on gününde. İmam Mâverdî demiştir ki: “Kişinin Ramazan ayında, özellikle son on gününde aile fertlerine, akrabasına, komşularına ihsan ve lütufda bulunması müstehaptır”.
Fakirleri, yoksulları, kimsesizleri, yetimleri Ramazan ayında daha fazla görüp gözetmeliyiz. Onlara merhamet kanatlarımızı açmalıyız, yardım ellerimizi uzatmalıyız. Peygamber Efendimiz bir kutsî hadis-i şeriflerinde haber verdiğine göre Cenâbı Allah şöyle buyurmuştur:
"Ey âdem oğlu! Sen başkalarına infak et, yardımda bulun ki ben de sana infakta bulunayım." 16
Peygamber Efendimizin ifadesiyle: "Merhamet etmeyene merhamet edilmez." 17
Zaten mübarek Ramazan ayı içimizdeki şefkat ve merhamet duygusunu harekete geçirir. Oruç tutan kimse açlığın, susuzluğun, yoksulluğun ne demek olduğunu daha iyi hisseder. Böylece daha çok sadaka vermeye, daha çok hayır ve hasenât yapmaya koşar. O bilir ki Allah iyi niyetle verilen sadakayı bereketlendirir, biri bin yapar.
Kaynak:
1- et-Tergîb, II, 94.
2- Bakara, 185.
3- İbn Kudâme, el- Muğnî, IV, 324.
4- İbn Kudâme, el-Muğnî, III, 85.
5- Yazır, Hak Dini Kur’ân Dili, I, 643-644.
6- Hadisi Beyhakî rivayet etmiştir, bk. et- Tergîb (t er ceme), II, 425.
7- Hıcr, 99.
8- Buhârî, Bed’ü’l-ezân, 30.
9- et- Tergîb (terceme), II, 447.
10- Müslim, İtikaf, 8 (III, 405).
11- Taberânî rivayet etmiştir, bk. et-Tergîb (terceme), II, 436.
12- Buhârî, Savm, 5 (III, 33).
13- Tirmizî, Savm, 1; İbn Mace Siyam, 2.
14- Buhârî, Savm, 7.
15- Tirmizî, Zekat, 28 (III, 51-52).
16- Buhârî, Nefekât, 1.
17- Ahmed b. Hanbel, Miisned, II, 214, 514; IV, 365.