Recep Tayyip Erdoğan önemli açıklamalarda bulundu
Recep Tayyip Erdoğan 'İşin Geleceği Konferansı'nda canlı yayında önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan seçim süreciyle ilgili de "YSK noktayı koyduğu zaman bizim için de mesele bitmiştir" ifadelerini kullandı.
Recep Tayyip Erdoğan 'İşin Geleceği Konferansı'nda canlı yayında önemli açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmalarından satır başları şunlar;
Türkiye’nin son yıllardaki tüm demokrasi hamlelerinde Memur-Sen hep kritik rol oynamıştır. Sırtını vesayet odaklarına dayayan sendika ağlarının siyasetçilere ayar verdiği o kötü günler hamdolsun sizlerin desteğiyle artık geride kalmıştır. Kudüs’ün hakkını savunan, ihtiyaç sahiplerine el uzatan, kritik dönemlerde milli iradenin yanında saf tutan Memur-Sen ülkemiz için önemli bir kazanımdır. Türkiye’de milli iradenin, demokrasinin, insan hak ve hürriyetinin yerleşmesine verdikleri destek için de şahsım ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum.
"657 DENİLEN YASA SİZİ KORUMA ALTINA ALDI"
31 Mart itibariyle tamamlamış olduğumuz seçimlerden sonra bazı belediyelerdeki gelişmelerden rahatsızlıkta bulunma gibi, Memur-Sen’in asla rahatsızlık duymaması gerekir. Şunu unutmayın. İnsanoğlu hem cahildir, hem zalimdir. Ve bir yere kadar menfaatleriyle beraber hep yürür. Ben Memur-Sen camiasının bu seçimler sebebiyle ortaya çıkan tabloda, bulundukları yerlerde dimdik duracaklarına inanıyorum. Ha ne yapacak sana? Seni makamından mı alacak? Alsın. Seni memurluktan atabilir mi? Atamaz. Çünkü 657 denilen bu yasa bir defa sizi güçlü bir şekilde koruma altına almıştır. Kaldı ki bu yollara tevessül edenlerin karşısında kapı gibi Memur-Sen camiası var. Ve yine şunu bilmeniz lazım ki bu ülkede bir hükümet var. Biz hiçbir zaman yapılacak bu zulümlere tribünden seyirci olmayız. Yapılması gereken neyse bunu da yaparız.
"BEN YÜRÜTMENİN BAŞINDAYIM"
Onun için de bütün yargı ve yürütme mekanizmalarını her halükarda başta Memur-Sen olmak üzere yürütmenin durumundayız. Ben yürütmenin başındayım. Yasamanın başı ise şu anda yine genel başkanı olduğum partimin bir mensubu olan bir arkadaşım. Bütün bu imkanlarımızla eğer bir zulüm varsa bu zulmün karşısında durmak bizim için en önemli görevdir. Ama Memur-Sen camiası mensupları yerlerinde dimdik durmalı, kendilerine ‘sendikanı değiştir şuraya geç’ diyenlere de dik durmalıdır. Asla rahatsızlık duymayınız.
"YA SEN NE YAZARSAN YAZ"
Karalama kampanyasına maruz kalıyoruz. Ülkemdeki ekonomik durumla alakalı ne yazık ki bakıyorsunuz batı dünyasının belli kesimleri, tüm medya organlarıyla adeta ekonomimizi çökmüş, bitmiş vesaire gibi gösterme gayreti içine girmiştir. Ne yaparsanız yapın. Hangi başlıkları atarsanız atın. Türkiye dimdik ayaktadır ve güçlenerek yoluna devam edecektir. Bu medyaya artık biz alıştık. Bu paçavralara alıştık. Bunları yutmuyoruz. Her zaman bunlar bu başlıkları atacaktır. ‘Financial Times böyle yazmış…’ Ya sen ne yazarsan yaz. Benim ülkemin durumu ortada. Alışacaklar, Türkiye’nin gücünü de kabullenecekler. Bunlar ilk defa bu başlıkları atmıyorlar ki… Bunlar yeri gelir bakarsınız madalya dağıtırlar, yeri gelir bu tür başlık atarlar. Ülkemizdeki durum ortadadır.
"MÜLTECİ KARDEŞLERİMİZLE PAYLAŞACAĞIZ"
Küresel adaletsizlikler için biz sesimizi yükselttikçe saldırıların da dozu artıyor. Ey Financial Times, 4 milyon mülteciye ev sahipliği yapan Türkiye’yi sen tanıdın mı? Acaba senin ülkende şu anda ne kadar mülteci var? Hadi bunu haber yap bakalım. Ama biz 4 milyon mülteciye ev sahipliği yaparken, kimsenin doğru dürüst ciddi desteği olmadan şu ana kadar harcadığımız 35 milyar dolardı. AB’nin bize verdiği destek, söz verdiği halde 6 milyar dolar olarak; gelen sadece 1 milyar 750 milyon avrodur. Onlar öyle yapacak, biz doğrusunu yapacağız. Ülkemizdeki 4 milyon mülteciyi de acaba bir yerden destek gelir mi diye beklemeyeceğiz. Elimizde bir tas çorbamız varsa, o bir tas çorbayı mülteci kardeşlerimizle paylaşarak yolumuza devam edeceğiz.
Ana muhalefetin başındaki “ben Suriyelileri ülkelerine göndereceğim” demişse, Bolu’daki seçilmiş belediye başkanı “Ben bunlara bir tas çorba vermem” demişse de biz onları da onların eline bırakmadan hükümet olarak valiliklerimiz kanalıyla aynen yedirmeye, içirmeye, giydirmeye devam edeceğiz.
"PROPAGANDAYA PRİM VERİLMESİ RAHATSIZ EDİYOR"
Her ikisi de azılı terör örgütü olan PKK’lı ve FETÖ’cülerin iftira furyasına ne yazık ki ülkemiz içindeki kimi sendikalar da lojistik destek veriyor. Asılsız iddiaları gündeme getirerek ülkemize itibar suikastı yapıyorlar. Türkiye’nin, FETÖ ve PKK’ya karşı yürüttüğü meşru mücadeleyi engellemeye çalışıyorlar. Elbette dünyanın hemen her ülkesinde ideolojik bağnazlıkla hareket eden marjinal yapılar bulunur. Burada asıl sorgulanması gereken bu iftiraların uluslararası sendikal kuruluşlar nezdinde alıcı bulmasıdır. Bizi bu rahatsız eder. Üzerinde durulması gereken örgütlü yalanın hakikati perdelemesine göz yummasıdır.
İddialar teyit edilmeden, işin aslı muhataplarına sorulmadan Türkiye karşıtı her türlü habere, propagandaya prim verilmesi rahatsız ediyor. Bizi rencide eden, masumiyet karinesinin ülkemiz söz konusu olduğunda hemen rafa kaldırılmasıdır. Biz kimseden ayrıcalık beklemiyoruz. Muhataplarımızdan sadece ilkeli, tutarlı ve hakkaniyetli davranmalarını istiyoruz. Biz ülkemizle ilgili meselelerin ön yargıya kurban edilmeleri yerine, akıl, adalet terazisinde tartılmasını istiyoruz.
Bir seçim maratonunu başarıyla tamamladık. Demokratik bir hukuk devleti olan Türkiye’de seçimler demokrasi şöleniyle gerçekleşmiştir. Bir takım tartışmalar olmuştur. Ama bu durum demokrasimizin bir kez daha başarıyla işlediği gerçeğinin teslimine engel değildir. Şurası çok önemli, dünyada bizim gibi bir katılım oranına sahne olan bir başka ülke adeta yok gibidir. Yüzde 85’e varan, oldukça yüksek bir katılım oranıyla yapılan bu seçimlerin bir kez daha tüm milletimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. YSK noktayı koyduğu zaman bizim için de mesele bitmiştir. Ondan sonra yola devam.
Kaynak:Ajanslar