Roboski Katliamı nedir, ne zaman oldu? Uludere Katliamını kim yaptı? Roboski Katliamında kaç kişi öldü?
Türkiye tarihine Roboski Katliamı ya da diğer adıyla Uludere katliamı olarak geçen Roboski Katliamının bugün yıl dönümü. Peki Roboski Katliamı nedir? Roboski Katliamı nasıl gerçekleşti? Roboski Katliamında kaç kişi öldü? Uludere Katliamını kim yaptı? Detaylarıyla haberimizde.
Roboski katliamı, Uludere Katliamı veya Uludere Operarasyonu… Bugün Türk Hava Kuvvetlerinin, Şırnak’ın Uludere ilçesi yakınlarındaki Irak topraklarında F-16 savaş uçaklarıyla yaptığı bombardıman sonucunda 35 Kürt kökenli vatandaşın hayatını kaybetmesinin 10. yıl dönemi. Roboski karliamı 28 Aralık 2011 tarihinde gerçekleşmişti. Roboski operasyonunda hayatını kaybedenlerin, Irak’tan Türkiye’ye mazot ve sigara getirmek için PKK’nın kullandığı yol üzerinden geçen, Kürt kökenli vatandaşların oluşturduğu bir kaçakçı kafilesi olduğu anlaşılmıştı.
ROBOSKİ KATLİAMI NE ZAMAN VE NASIL GERÇEKLEŞTİ?
Genelkurmay Başkanlığı Roboski katliamı sonrası açıklamasında; 28 Aralık 2011 tarihinde saat 18.39'da tespit edilen grubun PKK’nın kullandığı yolları kullanması sebebiyle vurulmasına karar verildiğini ve operasyonun TSİ 21.37 – 22.24 arasında gerçekleştiğini belirtti. 16 Mayıs 2012 tarihinde olayın, Amerika Birleşik Devletleri’nden paylaşılan istihbarat nedeniyle gerçekleştiği belirtilse de, daha sonra yapılan açıklamalarda bu bilgi yalanlandı.
Olayın ardından İnsan Hakları Derneği (İHD) ile İnsan Hakları ve Mazlumlar için Dayanışma Derneği (MAZLUMDER) ortak bir heyet oluşturarak bölgede incelemede bulundu. İnsan hakları heyeti, Uludere’de 35 insanın öldürülmesini yargısız infaz olarak değerlendirdi ve olayı toplu katliam olarak nitelendirdi.
Olayı araştırmak üzere TBMM’de Uludere Alt Komisyonu kuruldu. Ayrıca Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) olayı Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne taşıdı. Başvuruda Türkiye’de etkin bir soruşturma yürütülmeyeceği şüphesi vurgulanarak, sorumluların ancak uluslararası yargılama mekanizmaları sayesinde açığa çıkarılacağı belirtildi.
TAKİPSİZLİK KARARI VERİLDİ
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu konuyla ilgili hazırladığı raporda olayda kasıt olmadığını bildirilmiştir. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı olayla ilgili soruşturma hakkında Haziran 2013’te görevsizlik kararı verdi ve dosyayı Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı’na gönderdi. Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı 7 Ocak 2013 tarihli gerekçeli kararında, “gerek şüphelilerin gerekse olayda görev yapan diğer TSK personelinin, TBMM ve Bakanlar Kurulu kararları çerçevesinde kanunun emrini icra kapsamında kendilerine verilen görev gereklerini yerine getirdikleri, görev gereklerini yerine getirirken kaçınılmaz hataya düştükleri, dolayısıyla eylemleri hakkında kamu davası açılmasını gerektiren sebep bulunmadığının anlaşıldığı” denilerek takipsizlik kararı verildi.
ROBOSKİ KATLİAMINDA KAÇ KİŞİ ÖLDÜ?
Şırnak'ın Uludere ilçesine bağlı Ortasu köyünde gerçekleşen hava bombardımanında 34 sivil hayatını kaybetti. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç 3 Ocak 2012'de açıklama yaparak yaşanan olayla ilgili resmi özür beklenmesinin "yanlış olduğu", öldürülen sivillerin ailelerine tazminat ödeneceğini söyledi. Ailelere 123'er bin liralık toplam 4 milyon 182 bin lira tutarında tazminat verildi. Ancak ailelere tazminatı "kan parası ve sus payı" olarak gördükleri için kabul etmeyi uygun bulmadı.
ROBOSKİ KATLİAMINI KİM YAPTI?
ABD'ye ait bir Predator insansız hava aracı köylüleri tespit edip hareketlerini izledi. ABD'nin Ankara'da görev yapan askerî personeli, kafiledekilerin sivil olduğundan emin olmayıp durumu Türk yetkililerine bildirdi. İddiaya göre ABD'nin insansız hava aracının elde ettiği görüntüler kafiledekilerin kim olduğunu tespit etmekte yardımcı olabilirdi, ancak Türk yetkililer insansız hava aracının olay yerinden ayrılmasını istedi. Bu isteği yerine getiren Amerikalı yetkililer, bombalama kararını TSK'ya bıraktı.
Yalanlandı
Türk Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanlığı, bu haberin "gerçeği yansıtmadığını" ve "olayda grubun ilk görüntü tespiti Türk Silahlı Kuvvetlerine ait İnsansız Hava Aracı tarafından yapıldığını" açıkladı.
Batman 2. İnsansız Hava Aracı Filo Komutanlığı'nda görev yapan Hava Pilot Kurmay Binbaşı Ali İhsan Şahin, 25 Kasım 2013'te Genelkurmay Askeri Savcılığı'nda tanık olarak verdiği ifadede, "görüntülerin ilk tespit edildiği bölgede bir hareketlilik olduğu bilgisinin Irak'ın kuzeyinde faaliyet gösteren Amerika Birleşik Devletleri'nin predatör İHA'sı tarafından Türk makamlarına bildirildiğini, bu bilgi üzerine sorumlu birliklerin tamamının görüntüyü izlemeye başladığını" aktardı.
MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Ocak 2012'de düzenlediği bir basın toplantısında MİT'in Uludere olayıyla ilgili yanlış istihbarat verdiğine ilişkin bir husus bulunmadığını ve olayla ilgili grup, yer, tarih, sayı ve geçiş güzergahlarına ilişkin MİT'in herhangi bir istihbarat paylaşımı gerçekleştirmediğini dile getirdi.
Dönemin İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Kasım 2014'te düzenlediği bir basın toplantısında "MİT tarafından gönderilen yazılar ve üst düzey MİT görevlisi tarafından Türk Silahlı Kuvvetleri telefonla bizzat aranarak, Bahoz Erdal'ın hudut hattını geçmekte olduğu bildirilmiştir. Silahlı Kuvvetler'in yetkilileri, bilginin doğru olup olmadığını defaatle sormasına rağmen, MİT yetkilisi ısrarla bilginin doğruluğunu teyit etmiştir. Sonuçta, MİT'ten gelen birden fazla resmî istihbarat raporları ve telefon bilgileri üzerine maalesef Uludere olayı yaşanmıştır" dedi.
Eylül 2015'te Cumhuriyet gazetesinin ulaştığı belgelere göre, Türk Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanlığı'nın Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdiği bir yazıda MİT'in Bahoz Erdal'ın eylem hazırlığında olduğuna ilişkin "doğruluğu kuvvetle muhtemel" notuyla ilettiği istihbaratın, bombardıman kararında "önemli rol oynadığını" bildirdiği ortaya çıktı.
Takipsizlik kararıyla kapatılan soruşturmada yer alan tanık ve şüpheli ifadelerine göre, bombardımandan önce (insansız hava aracını kontrol eden yüzbaşı dahil) ilgili tüm askeri birliklerin kanaatinin sınıra yaklaşan grubun "terörist değil, kaçakçı olduğu", buna karşın Genelkurmay'ın bombalama kararı verdiği iddiası Cumhuriyet gazetesi tarafından ortaya atıldı.