Sabetayist nedir, ne demek? Sabataycılık ne anlama gelir? Sabetayist TDK anlamı nedir?
Düzce Akçakoca Müftüsü cuma vaazında Selanik göçmenleri için söylediği sözlerinin ardından internette Sabetayist nedir, ne demek? Sabataycılık ne anlama gelir? Sabetayist TDK anlamı nedir? soruları sıkça aratılmaya başlandı. Biz de bu konuyla ilgili tüm bilgilere haberimizde yer verdik.
Sabetayist nedir, ne demek? Sabataycılık ne anlama gelir? Sabetayist TDK anlamı nedir? soruları şu sıralara internet mecrasında çokça aratılan konumart arasına girdi. Biz de bu soruların cevaplarını haberimizde derledik.
SABETAYİST NEDİR, NE DEMEK? SABATAYCILIK NE ANLAMA GELİR?
Sabataycılık (eskiden Dönmeler ya da Avdetiler, 17. yüzyılda İzmir ve çevresinde ortaya çıkan Sabatay Sevi'nin kurucusu olduğu, onu Mesih kabul eden mistisizme ve Kabbala'ya dayanan inanç demektir. 1920'lerin başından itibaren Sabatayist kökenli insanların çoğunun sekülerleşmesi ve büyük çoğunluğunun geleneklerini yeni kuşaklara aktarmaması nedeniyle Sabataycılık yok olmaya başlamıştır. Ancak bazı yazar ve araştırmacılar Sabataycılığın günümüze kadar devam ettiğini iddia etmektedir.
1626 doğumlu Sabatay Sevi 1648 yılında Mesihliğini ilan ettiğinde dünyadaki tüm Yahudiler arasında büyük bir yankı uyandırmıştı. Yahudi din adamlarının büyük bir kısmı Sabatay Sevi'ye karşı çıkmıştır. Sabataycılığın dünyadaki Yahudiler yanında Hristiyanlar arasında da bu kadar büyük bir yankı uyandırmasının ana nedeni 1666 yılıdır. İnanca göre şeytanın sayısı olan yılda önce Deccal ortaya çıkacak ve sonrasında beklenen mesih dünyaya gelerek Deccal'ı öldürecektir. Bu nedenle Sabatay'ın mesihliği, 1665 yılında başka Yahudi bilginler tarafından da onaylanınca büyük gürültüler kopmuştur. Hristiyanlar beklenen Deccal'ın Sabatay olduğunu iddia ederek İsa'nın 1666'da gökten ineceğini ve Sabatay'ı öldüreceğini düşünerek büyük bir beklenti içine girmişlerdir. Sabatay'a inanan Yahudiler ise İsa'yı Mesih olarak kabul etmediklerinden Kıyamet öncesi beklenen Mesih'in Sabatay olduğunu düşünmüşlerdi.
SABETAYİST TDK ANLAMI NEDİR?
Sabetayist'in Türk Dil Kurumu'nda anlamı bulunmamaktadır.
SABATAYCILIĞIN ESASLARIN NELERDİR?
Selanikli bir Dönme yeleğini tamir ettirmek için bir terziye bırakır. Yeleğin cebinde İspanyol Yahudicesi ile yazılmış bir belgenin unutulmuş olduğunu gören terzi belgeyi Journal de Salanique'in yayın yönetmeni Sadi Levy'ye gösterir. O da belgenin bir kopyasını hemen kaydeder. Belge, çok kapalı bir cemaat olan Dönmeler'le ilgili ele geçen ilk yazılı belgelerden biridir. Ve bu belge 1897 yılında Paris'te Şarkiyat Kongresi'nde tebliğ olarak sunulmuştur. (Bu tebliğin Türkçe metni için Tarih ve Toplum dergisinin 168. sayısında M. Dannon imzasıyla yayınlanan çevirisine bakılabilir.)
- Bu belgede maddeler halinde 'Sabataycılık'ın gizli esasları ve gizli ritüelleri ile ilgili son derece açıklayıcı bilgiler bulunuyor. Selanikli Dönme'nin cebinden çıkan belge üç bölümden oluşuyor. Bunlar oruçla ilgili dualar, inançla ilgili esaslar, üçüncüsü ise Sabataycı bayramlarına ilişkin esasları belirliyor.
- Tek ve eşsiz olan ve onun dışında hiçbir benzeri mevcut olmayan yaratıcıya olan imanı korumaya itina göster.
- Gerçek Mesih olan Mesih'ine inan; şanını artıran David'in soyundan gelen senyörümüz,
- Kralımız Sabatay Sevi haricinde hiçbir kurtarıcı yoktur.
- Ne Tanrı'nın ne de Mesih'in adına sahte yemin etme, zira senyörün adı ondan alınmıştır ve bu kutsal varlığa saygısızlık edilmez.
- Tanrı'nın ve Mesih'in adı geçtiği zaman saygı duyulur. Hemcinsine göre üstün olan doğası nedeniyle her kim olursa olsun ona saygı göstermelidir.
- Mesih'in sırrını anlatmak ve incelemek için toplantıdan toplantıya koşuşturulmalıdır.
- Onlardan ne kadar nefret ederse etsinler başka ulusların mensuplarını öldürmek için bile olsa kendi aralarında katil olamaz.
- 16 Kislev günü herkes bir araya gelir ve herkes Mesih'le ilgili başkalarından duyduğunu ve Mesih'e olan inancın gizemi hakkında ne anladıysa yanındakilerine anlatır.
- Zina onlar arasında hüküm süremez. beriya kuralı mevcut olsa bile, buna rağmen hırsızlar yüzünden tedbir almak gerekir.
- Yalan şahitlik yapılmaz, mümin olmasalar bile hem cinsine yalan söylenmez ve birbirini ele vermek olmaz.
- Türban inancı taşıyan birini, inandığı bir yer bile olsa, zorla bir yere sokulmaya izin verilmez, zira üstat mücadeleciler grubuna ait bir kimse eksiksiz bir kalp haliyle ve istençli bir ruhla hiçbir şekilde zorlamadan kendiliğinden oraya girer.
- Aralarında kıskançlık yoktur ve kendilerine ait olmayan şeyleri açgözlülük ve hırsla istemezler.
- Kislev ayının 16'sındaki bayram büyük sevinçle kutlanır.
- Kişiler birbirine karşı iyiliksever ve merhametli olmalıdır ve hemcinsinin istenci için kendi istenci gibi çaba sarf etmelidir.
- Her gün gizlice mezamir okunmalıdır.
- Her ayın doğuşu izlenmelidir ve ayın çehresini güneşle karşı karşıya gelmek üzere çevirmesi ve ay ile güneşin yüz yüze bakmaları için dua edilmelidir.
- Türklerin gözlerini örterek gizleme adetlerine, Ramazan orucu tutmak için, ve keza kurban kesmek için sıkışmadıklarına dikkat edilmelidir. Gözün gördüğü her şey kusursuz olarak yerine getirilmelidir.
- Onlarla evlilik sözleşmesi yapılmamalıdır.
- Oğulların sünnetine itina gösterilmelidir ve bunu aziz halkın utancını kaldırmak için yapmalıdır. (Alaettin Gövsa, Sabatay Sevi, S.59-61)
SABATAY SEVİ KİMDİR?
Sabatay Sevi, Osmanlı Yahudi din adamı ve tarikat lideri. Sabatay Sevi 17. yüzyılda Osmanlı topraklarında, İzmir Agora'da doğdu. 22 yaşında Mesihlik iddiasında bulunan Yahudi din adamıdır.
Doğduğu ev halen İzmir’in eski yahudi mahallesinde bulunur. Küçük yaştan itibaren dinî ve mistik konularda eğitim gördü, şehrin en tanınmış hahamlarından Yosef Escapa’dan ders okudu. On sekiz yaşında iken hahamlık icâzeti aldı; ancak hahamlık yapmadı ve kendini mistik konulara adadı. Okuduklarının etkisiyle kendisinin yahudilerin yüzyıllardır beklediği mesîh olduğuna inandı ve 1648’de İzmir’de mesihliğini ilân etti.
Sabetay Sevi, haham olarak sinagoglarda ateşli konuşmalar yaptı ve taraftarlarının sayısını her gün arttırdı. Avrupa'dan Yemen'e, Kuzey Afrika'dan Anadolu'ya kadar geniş bir coğrafyada yaşayan insanlar arasında dalgalanmalar, kaynaşmalar oldu. Bunun sonucunda heyecan kasırgası ile Yahudiliğin resmî tutumundan ayrı, yeni ve radikal bir akım doğdu.
Bu akım, Hristiyanlar arasında etkileşimlere, Müslümanlar arasında ise sert ve ciddî tartışmalara yol açtı. İnsanlar, Sabetay Sevi'ye tapmaya, sinagoglardaki konuşmalarından sonra taşkınlıklar yapmaya başladılar. Kimse, neler olabileceğini kestiremiyordu. Sabetay Sevi, oluşmasına yol açtığı heyecan seline kapıldı. Taraftarlarıyla birlikte Osmanlı Devleti'nin başşehri Istanbul'a doğru yürüyüşe geçti. Bu olay üzerine Sevi tutuklandı ve yargılandı.
Sultan Dördüncü Mehmet, çok uzun süren yargılamayı perde arkasından takip etti. Yargılama sonunda Sabetay Sevi'nin önüne iki seçenek kondu: İddialarından vazgeçmezse öldürülecek, Müslümanlığı kabul ederse, hayatı bağışlanacaktır. Sevi: "Bu can bu bedende olduğu sürece Müslüman'ım." der, Aziz Mehmet Efendi adını alır. Taraftarlarının bazıları bu ihaneti kabullenmez ve intihar ederler. Çoğunluk ise Müslümanlığı kabul eder. Mesih, yâni kurtarıcı, kendisini kurtarabilmek için dinini değiştirmiştir. Bir müddet sonra da taraftarları arısındaki intiharları durdurabilmek ve insanları kendisine çekebilmek için bir çıkış yapar: Cübbesinin içine bir kuş yerleştirerek topluluğunun huzuruna çıkar. Burada cübbesinin önünü açarak sakladığı kuşu uçurur. "Can bedenden çıktı." Diyerek, eski dinine döndüğünü îma eder.
Sabetay Sevi ve yandaşlarına, dinlerinden döndükleri için, 'dönme' veya 'avdeti' denilir. Fakat onlar, İslâmiyet'i kabul ettiklerini söylemelerine, görünüşte Müslüman gibi hareket etmelerine rağmen, gerçekte Musevîliğe inanmaktadırlar. Bu durum, yetkililerin gözünden kaçmaz. 1676 yılında Arnavutluk'a sürgüne gönderilirler ve Sabetay Sevi, aynı yıl Arnavutluk'ta ölür.
Ölümünden önce kendisini ziyarete gelen bir müridine, “Artık herkes evine dönsün” dediği rivayet edilir. Sabatay Sevi 1676 yılında öldü. Bazı taraftarlarına göre ise deniz kıyısında bir mağaraya girerek gözden kaybolmuş, bundan dolayı onun ölmediğine, Hıristiyanlık’ta veya Şîa’da olduğu gibi misyonunu tamamlamak üzere geri geleceğine inanılmıştır. Mezarının Arnavutluk’taki Berat kasabasında olduğu söylenirse de büyük ihtimalle Ülgün’de 1900’lü yıllara kadar Aziz Mehmed Efendi’ye nisbet edilen bir türbededir. Diğer bir görüşe göre mezarı doğum yeri olan İzmir’e nakledilmiştir. Ölümünden sonra Sabatay Sevi’nin mirası devam etmiş, daha çok Selânik’te toplanan inananları eşi Ayşe’nin kardeşi Yâkub Çelebi etrafında birleşmiştir. Ancak daha sonra liderlik kavgası yüzünden önce ikiye, ardından üçe ayrılarak Ya‘kubîler, Karakaşlar ve Kapancılar adını almışlar ve dönmeler, avdetîler, Selânikliler diye anılagelmişlerdir.
NE OLMUŞTU?
Düzce’de Akçakoca Müftüsü Şaban Soytekinoğlu, geçtiğimiz cuma namazında yaptığı konuşmada Selanik göçmenlerini hedef aldı.
Filistin olayları ve Yahudilere değindiği vaazında müftü Soytekinoğlu, Selanik göçmenlerinin yüzde 90’ının Sabetayist olduğunu ve Müslüman olmadığını söyledi.
“Yüzde 90’ı Selanik göçmeni ve Sabetayist. Ne demek Sabetayist? Müslümanlığa girmiş gözüken Yahudiler. Aslında Müslüman değil” ifadelerini kullanan müftü, ardından Gezi olaylarıyla bağlantı kurdu.
Müftünün vaazında şu ifadeleri kullandığı duyuldu:
''Bunlar dünyanın neresinde olursa, şu an ses çıkarmadıklarına bakmayın, İstanbul’da gezi olaylarında otellerinde insanları barındıran kimdi? Gene Yahudiler idi. Şu an birisi bir takımın başında. (Ali Koç) Bunlar gücü, kuvveti eline geçirdiği zaman size de aynısını yaparlar.''
Müftünün konuşması cami cemaati tarafından kayda alındı.