Şahmerdan Sarı Kimdir | Neden Türkiye'ye Getirildi
Yaklaşık 3,5 yıldır Erbil'de tutuklu bulunan Vasat Cemaati Lideri Şahmerdan Sarı Türkiye'ye iade edildi. Şahmerdan Sarı'nın Türkiye'ye iade edilmesini ailesi talep etti.58 yaşındaki cemaat lideri Bakırköy Adliyesi'ne sevk edildi.
Vasat Cemaati Lideri Şahmerdan Sarı 3,5 yıldır tutuklu bulunduğu Irak'ın Erbil kentinden dün Türkiye'ye getirilen 58 yaşındaki Şahmerdan Sarı, ailesinin isteği üzerine ülkesine iade edildi. Atatürk Havalimanı'na getirilen Sarı polis ekipleri ile birlikte Bakırköy Adliyesi'ne sevk edildi.
3,5 YILDIR ERBİL'DE TUTUKLUYDU
3,5 yıldır Erbil'de tutuklu bulunan Vasat Cemaati lideri Şahmerdan Sarı, dün akşam Türkiye'ye iade edildi. Ailesinin Türkiye’ye iade başvurusunda bulunmasının ardından Sarı, Erbil'den Atatürk Havalimanı'na getirildi. Şahmerdan Sarı daha sonra havalimanı polisi tarafından işlemleri yapılmak üzere Atatürk Havalimanı Şube Müdürlüğü'ne götürüldü. Sarı, sabah saatlerinde de Atatürk Havalimanı Şube Müdürlüğü'nden Bakırköy Adliyesi'ne sevk edildi. Şubeden çıkarılışı esnasında yakınları Sarı'nın elini öpmeye çalıştı.
ŞAHMERDAN SARI KİMDİR, NERELİDİR?
1960 yılında Adıyaman’ın Besni İlçesi’nin Camuscu Köyünde doğdu. Babası Molla Vakkasoğlu Ali Hoca (rh. a)’dir. Yazarın üzerinde babasının son derece büyük bir etkisi mevcuttur. Alim bir zat olan Ali Hoca bayramlar hariç bütün yılı oruçla geçiren ömrünün çok büyük bir kısmını Kur’an-ı Kerim okuyarak ve anlamaya calişarak geçiren muhterem bir zattır.
Çocuklarını İslam Dini’ne göre yetiştiren ve ilim öğreten Ali Hoca’nın en büyük emellerinden birisi çocuklannın İslam’a hizmet etmek için mücadele etmesidir. Bizzat yazarın ifadesi ile babası ilim aşığı bir kimseydi. Hatta çocukları yaramazlık yaptığı zaman kitap okuyorlarsa bütün kızgınlığı geçiyordu. Annesi Aişe Hanımefendi (rh. a) her zaman kocasının hizmetinde olan İslami hassasiyeti son derece yüksek olan bir şahsiyetti. İşte Hocaefendi bu ailenin içerisinde ilk İslami eğitimini aldı.
Esasen Şahımerdan Sarı Hoca’nın babası İslami eğitimin içerisinde yetişmiş hem alim hem de köklü bir hanedan bir aileye mensuptur. Seyyid Molla Vakkasoğlu’nun babası Molla Ebu Zer (rh. a) Urfa’dan Besni’ye hicret etmiştir. Osmanlı Devleti’nde Molla Ebu Zer (rh. a)’in babası Hacı Muhammed Efendi (rh. a) Urfa Müftüsü olarak görev yapmıştır. Hacı Muhammed Efendi (rh. a)’in babası Küçük Hafız Efendi (rh. a) ise yine Osmanlı Devleti’nde Urfa Kadılığı yapmıştır. Dolayısıyla Şahımerdan Sarı Hoca’nın ailesi İslam’ın hakim olduğu zaman dilimlerinde İslam’ın hükümlerinin uygulanması için ellerinden geleni yapmışlardır demek mümkündür. Şahımerdan Sarı Hoca, resmi olarak ilk tahsiline doğduğu köyde başlamıştır. İmam Hatip orta kısmını Şanlıurfa ve Kahramanmaraş’ta devam etmiştir. İmam Hatib’in lise bölümünü ise Karaman, Gaziantep ve Adıyaman illerinde tamamlamıştır. 1978 yılında 18- 19 yaşlarında imamlık hayatına başlamıştır. Bu dönem içerisinde insanların İslam’ı tanıması için elinden gelen gayreti sergilemiştir. İmamlık yaptığı sıralarda 163. maddeden DGM’de yargılanmış ve beraat etmiştir. 1995 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı görevinden istifa ederek ayrılmıştır.
1997 yılında bir iftira ve mizansen sonucu cezaevine girdi. Bilindiği gibi 28 Şubat 1997 tarihinde devleti yöneten bürokratlar eşi benzeri görülmemiş bir zulüm kararı aldılar. Böylesine Müslümanlar için son derece kara günlerde Gaziantep’de Şahımerdan Sarı Hoca insanlara marufu (iyiliği) anlatıyor kötülükten nehyediyordu. Tabiki bu durum belli başlı ülkeyi kaos’a süreklemek isteyen çevreleri rahatsiz ediyordu. Sık sık ‘’örneğimiz ve önderimiz Hz. Muhammed (sav) diyordu. Yani işi gücü insanlara İslamı tebliğ etmekti. Önce Şahımerdan Sarı Hoca’yı kendi safına çekmek isteyen FETÖ örgütü kabul etmeyince, tahrikler, tehditler ve şantaj’larla Hocaefendiyi kendilerine boyun eğdirmeye çalıştı. Böylesine zorlu bir zamanda bir takım bahtsızlar İncil satan bir kitabevi’ne bomba atarak 1 kişinin ölümüne 25 kişinin yaralanmasına sebeb oldu. Nasıl olduysa bombayı atanlar 1 gün sonra yakalandı ve müebbet hapis aldılar fakat itirafçı statüsünde kısa bir zaman sonra müebbet olan hapislerini yatmadan hepsi serbest bırakıldı.
Bu yakalananlar çeşitli telkinlerle(işkencelerle) ve tertiplerle bomba atma emrinin Şahımerdan Sarı Hoca tarafından verildiğini iddia ettiler. Hocaefendi bu olay üzerine tutuklandı. Mahkeme bombaların izini sürmedi? Nereden gelmişti? Kim getirmişti? Meçhuldü. Tek kelimeyle çalıntı olduğu kayda geçti. Ayrıntıya girmedi. Hocaefendi ile Fuar eylemi arasında somut bir bağlantıda bulunamadı (amaç bulmakmıydı oda ayrı bir mesele)
Hocaefendi, fuara atılan bombalardan değil, örgüt kurmaktan 18 yıl 6 ay ceza aldı. Aslında örgüt dedikleri şeyde ispatlanamamıştı. O dönemde Vakit Gazetesi yazarı Hasan Karakaya, mahkeme karar vermeden önce bir takım siyah elbiselilerin hakimlerle konuştuğunu karar ‘’beraat’’ olacakken cezaya döndüğünü yazdı. Yani ortada bulunan bütün deliller Hocaefendi’nin korkunç bir komplaya kurban gittiğini apaçık bir şekilde gösteriyordu. FETÖ ve benzeri çeteler kurban istiyordu. Münkerin iktidarda kalmasını, Marufu anlatan Şahımerdan Sarı Hoca’nın yok edilmesini istiyorlardı.
Fakat Hocaefendi yılmadı 10 yıllık bir hapis hayatındada durmadı. Çünkü o Allah’a bir ‘’ahd’’ vermişti, durmamalı, yılmamalıydı. Esaret altında çok zor şartlar altında “Ahde Vefa”, “Dinlerin Tasnifi”, “Kelime -i Tevhid ve Manası” ve “İslam Akaidi” kitaplarını kaleme aldı.
2007 itibariyle cezaevinden çıkar çıkmaz 28 Şubat dönemi takipçi ve tacizci faaliyetlerini sürdüren,
24 saat yasadışı faaliyetleriyle hiçbir ahlaki ve hukuki kural tanımayan, 2009’da ise yeniden düğmeye basıp Şahı Merdan Sarı Hoca’yı tekrar tecrit ve hapis ortamına almayı hedeflediği anlaşılan, bunun için yasadışı FETÖ talimatları çerçevesinde hareket ettikleri ülkemizde emsal teşkil eden davalarla da ortaya çıkan polis ve yargı üyelerinin, Anadolu’nun mütevazi bir mahallesinde ve tüm bölgesinde sevilip sayılan Şahı Merdan Sarı hoca hakkında, hukuki temelden yoksun bir iddianame ile “Vasat terör örgütü lideri” ilan edilerek, büyük bir hataya, iftiraya ve komploya maruz bırakıldı.
Zulme karşı mücadele eden Şahımerdan Sarı Hoca sevdiklerinden uzaklaşarak Irak / Erbil ‘e hicret etme kararı aldı. Bir süre İslami davet calışmalarını Erbil’de devam eden Hocaefendi’yi FETÖ örgütü oradada rahat bırakmadı ve Bölgesel Kürt yönetimindeki örgüt militanlarını harekete geçirerek Hocaefendi’nin gözaltına alınmasını sağladılar. Daha hiçbir suçlama yapılmayan Şahımerdan Sarı Hoca yaklaşık 1175 gündür Irak/Erbil Tefvik cezaevinde esaret altında yaşamaya mahkum ediliyordu, son olarak Şahımerdan Sarı Hoca IBKY tarafından Türkiye'ye iade edildi ve Metris cezaevine gönderildi.
Şahımerdan Sarı Hoca evli ve 7 çoçuk babasıdır. Kendisi Türkiye’de delilleriyle Hanifi fıkhı’nı iyi bilen bir ‘’Fakih Alim’’ olmakla beraber dünyada İslam Akaid’inde ilmiyle ön plana çıkan önemli bir Alim’dir.