SANKO Üniversitesi Hastanesinin Akciğer Kanserinde Tamamlayıcı Tedaviler konulu programa yoğun ilgi
Katılımcıların yoğun ilgi gösterdiği ülkemizde ve dünyada en çok yaşam kaybı hastalıklarından Akciğer kanseri ile ilgili SANKO Üniversitesi Hastanesi ile Yeni Yaşam Hematoloji ve Onkoloji Hastaları Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği iş birliğiyle "Akciğer Kanserinde Tamamlayıcı Tedaviler" konulu bir program düzenlendi.
Çağımızın en tehlikeli hastalıklarından biri olan ülkemizde ve dünyada en çok yaşam kaybına neden olan hastalıklarından Akciğer kanseri ile ilgi SANKO Üniversitesi Hastanesi ile Yeni Yaşam Hematoloji ve Onkoloji Hastaları Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği iş birliğiyle "Akciğer Kanserinde Tamamlayıcı Tedaviler" konulu bir program düzenlendi. Programa katılımcıların ilgisi yoğundu.
1-30 Kasın Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı nedeniyle SANKO Üniversitesi Hastanesi Anadolu Toplantı Salonunda düzenlenen programda konuşan Prof. Dr. Elbeyli, kasım ayının akciğer kanseri farkındalık ayı olarak belirlendiğini ve sağlıklı bir toplum oluşturmak için yol göstermek amaçlandığını söyledi. "Akciğer Kanseri ülkemizde ve dünyada en fazla yaşam kaybına yol açan bir organ kanseridir. Erkek ve kadınlarda önemli bir sağlık sorunu olarak görülmektedir" diyen Prof. Dr. Elbeyli, kanserin etkenleri açısından toplumu aydınlatmanın, risk gruplarını belirlemenin ve en önemlisi de erken tanı için bireyleri bilinçlendirmenin hedef olarak ele alınıp, bu yönde çeşitli etkinliklerin yapıldığına dikkat çekti.
Akciğerinizdeki şikayetleri hafife almayın
Akciğer sağlığı ve özellikle kanser tanısında bireyin şikayetlerinin iyi değerlendirmesinin, olağan dışı bulguları doğru ve zamanında tespit etmesinin çok önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Elbeyli, "Bu değişiklikler hafife alınmamalı, mutlaka ilgili hekime başvurarak gerekli değerlendirmeye fırsat verilmelidir" şeklinde konuştu. Günümüzde laboratuvar ve radyolojik yöntemlerin olağanüstü gelişimine paralel erken tanı olanaklarının da çok arttığını kaydeden Prof. Dr. Elbeyli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunun yanında zor olmayan endoskopik yöntemler ve girişimsel işlemler ile kısa sürede tam ve doğru tanı mümkün olabilmektedir. Cerrahi yöntemler başta olmak üzere onkolojik tedavi metotları her gün daha da ilerlemekte, genetik yöntemler dahil olmak üzere kişiye özel tedavi yöntemleri ile uzun süreli sağ kalımlar sağlanabilmektedir. Cerrahi olarak teknolojinin gelişen olanakları ile daha güvenli, kısa süreli ve hasta konforu odaklı girişimler yapılabilmektedir. Bütün bunlara sahip bir hastane olarak halkımızın akciğer sağlığı için çalışmaktayız. Kansersiz günler dileği ile sevgiyle ve sağlıkla kalın."
SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Tıbbi Onkoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Yeni Yaşam Hematoloji ve Onkoloji Hastaları Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mustafa Yıldırım ise akciğer kanserinin tedavi edilebilir bir kanser türü olduğuna vurgu yaptı. Akciğer kanseri tanısı alan hastaların hemen umutsuzluğa kapılarak, tedaviyi geciktirmemeleri gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Yıldırım, "Kanserden değil, geç kalmaktan korkmak gerekir. Kanser tedavisinde ekibin doğru kurgulanması tedavide büyük rol oynamaktadır" ifadelerini kullandı.
SANKO Üniversitesi Hastanesi Onkoloji Bölümü'nde hem uzman donanımı hem de ekipman konusunda her türlü imkana sahip olduklarını anımsatan Prof. Dr. Yıldırım, "Onkoloji Bölümümüzde uzman kadromuz ve destek ekibimizle hastalarımızı sağlığına kavuşturmak için var gücümüzle çalışıyoruz" diyerek sözlerini tamamladı.
Kanserde zamanında tanının önemi
SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Nevhiz Gündoğdu, her kanser türünde olduğu gibi akciğer kanserinde de doğru ve zamanında tanının büyük önem taşıdığını belirterek, "Sigara kullanıyorsanız, artmış balgam, göğüs ağrısı ve nefes darlığı şikayetleriniz varsa zaman geçirmeden hekiminize başvurabilirsiniz" önerisinde bulundu. Çeşitli semptomlarla gelen hastalarda, özellikle aralarında sigara içenlerde, akciğer kanseri öngördüklerinin ileri görüntüleme tetkiklerini mutlaka istediklerini bildiren Dr. Öğr. Üyesi Gündoğdu, sonrasındaki süreci ise şöyle anlattı:
"Sonrasında bronkoskopi dediğimiz işlemlerle biyopsi alıp, tanıyı doğruladıktan sonra hastanın tedavi planını Onkoloji Uzmanımız ve Göğüs Cerrahı Uzmanımızla yapıyoruz. Bu planlamaya göre hastamız ya cerrahi ya da onkolojik bir tedaviye alıyoruz. Göğüs hastalıkları bölümü olarak hastalığın tanı aşamasında yanında öksürük, nefes darlığı gibi şikayetlerde de hastaya klinik desteği sağlıyoruz."
Kanser ve beslenme
SANKO Üniversitesi Hastanesi Tıbbi Onkoloji ve Hematoloji Bölümü Diyetisyeni Sena Erek de kanser tanısı konulmasıyla akla öncelikle kanserin nasıl yenileceği sorusunun geldiğini kaydetti. "Kanseri yenmede ilk adım, evresinin ve tedavi yöntemlerinin belirlenmesi, ikinci ve en önemli adım ise tedavi gören kişinin bireysel çabalarıdır" diyen Erek, kanser ve beslenme konusunda şu noktalara dikkat çekti:
"Kanser tedavisinin beklenildiği gibi iyi ilerlemesi için yeterli ve dengeli beslenmenize özen göstermenizde fayda var. Kanser öncesi beslenmenizden farklı olarak protein ve yüksek kalorili besin tüketimine özen gösterebilirsiniz. Akciğer kanseri tedavisinin yan etkilerinin tolere edilmesi ve yorgunluk gibi tedaviyi güçleştiren durumlar yaşamamak için tıbbi beslenme tavsiye edilir. Fitoterapi, tedavi süresince önerilmediğinden, bilimin ışığından ayrılmamak gerektiği unutulmamalıdır. Hastalığımızın yegane tedavisi bireysel çabalarımız, bilim ve sevgidir."
Akciğer kanseriyle mücadele öyküleri
Toplantıda akciğer kanseriyle mücadele eden hastalar da öykülerini paylaştı. Serbest Muhasebeci Mali Müşavir / Bağımsız Denetçi Tekin Bişkiner (56), yaklaşık bir yıl süren ameliyat ve tedavi süreci sonrası değerlerinin normale döndüğünü ifade ederek, duygularını şöyle paylaştı:
"Bu süre bazılarımız için kısa veya uzun gelebilir, belki kısa bir hikaye diye değerlendirilebilir. Bu hastalığı yenmemin en önemli etkeni aile desteği ve çok kıymetli hocalarımız Prof. Dr. Levent Elbeyli, Opr. Dr. İbrahim Nacak, Prof. Dr. Mustafa Yıldırım, Doç. Dr. Özlem Nuray Sever, Onkoloji Bölümü destek ekibi ile SANKO Üniversitesi Hastanesi'nin tüm çalışanların tarif edilemez yakın ilgileridir."
Ev hanımı Hediye Karaca (52), "İlk kemoterapi tedavisi için geldiğim SANKO Üniversitesi Hastanesi'nde o kadar içten ve samimi karşılandım ki, kendimi hasta değil de misafir gibi hissettim" diyerek samimi ortamdan duyduğu mutluluğu dile getirdi. Gördüğü yakın ilgiden dolayı hastanede tedavideyken ağrılarını unuttuğunu bildiren Karaca, "Prof. Dr. Mustafa Yıldırım ve Doç. Dr. Özlem Nuray Sever Hocalarım, asistanlar, kemoterapi ünitesi personeli, onkoloji bölümü hemşireleri ve personeli, kan alma bölümü personeli ile onkoloji bölümü destek ekibine çok teşekkür ediyorum. Bu günüme çok şükürler olsun, böyle güzel çalışanlar tanıdım" ifadelerini kullandı. Emekli Mehmet Hayri Eşki ise (64), 2017 yılında akciğer kanseri teşhisi konulduğunu ve çeşitli aşmalardan geçtikten sonra tedavisinin devam ettiğini belirtti.
"Bu süreç boyunca asla kanser olduğumu kabul etmedim hastalıktan hiç korkmadım bir gripmiş gibi geçirmeye çalıştım. Normal yaşantıma devam ettim. Yatağa hapsolmayı düşünmedim" diyen Eşki, şöyle devam etti:
"Burada kocaman bir ailem var. Doktorum Prof. Dr. Mustafa Yıldırım, Doç. Dr. Özlem Nuray Sever, Diyetisyenim Sena Erek, Psikoloğum Kübra Demirkesen, Fizyoterapistim Mürşide Mantar ve tüm personelin elbirliği ile bu hastalığı atlatacağıma inancım sonsuz. Bir hastalığı yenmek istiyorsanız önce kendinize inanacaksınız. Siz inanmadıktan sonra ne ilaç ne tedavi yeterince işe yaramaz."
Programa SANKO Üniversitesi Hastanesi Göğüs Cerrahisi Bölümünden Opr. Dr. İbrahim Nacak, hastalar, hasta yakınları ve idari personel de katıldı.