12 günlük maraton sona erdi! 2021 yılı bütçesi TBMM'de kabul edildi

TBMM'de 12 gün süren bütçe görüşmelerinin sona erdi. Gergin anların yaşandığı bütçe görüşmelerde 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi, TBMM Genel Kurulu'nda 316 oyla kabul edildi.

TBMM'de 12 gün süren bütçe maratonu sona erdi. 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ve 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi yapılan oylama sonucu 316 oyla kabul edildi. Bütçe üzerine vekillerin yaşadığı tartışmalar meclise damga vururken önümüzdeki günlerde neler yaşanacağı merak ediliyor. 

Bütçe görüşmelerinde hükümeti temsilen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay söz aldı. 

Bütçe ve kesin hesabı, bütçenin dayanak ve hedeflerine ilişkin detayları, yürütme organını temsilen hem komisyonda hem de Genel Kurulda en şeffaf şekilde paylaştıklarını belirten Oktay, milletvekilleri tarafından yöneltilen soruları hassasiyetle cevapladıklarını söyledi.

Bütçe görüşmeleri boyunca kimi zaman defaten tekrar edilen, defaten cevap verilen, cevabı gün gibi ortada olmasına rağmen bir türlü anlaşılmak istenmeyen konularla karşılaştıklarını dile getiren Oktay, bazen Genel Kuruldaki tartışmaların Genel Kurul dışına taşındığına ve kişiselleştirildiğine de şahit olduklarını ifade etti.

Oktay, "Hatta seviyeyi de son derece düşürerek, hadsiz şekilde Cumhurbaşkanımıza, şahsıma ve bakanlarımıza karşı itibar suikastı çabalarına girişenler oldu. Ben aynı seviyede hadsiz bir dil tabii ki kullanmayacağım. Herkes kendine yakışanı yapar ama şunu söylemeden de geçemeyeceğim: Diktatör Franko'nun Türkiye'deki temsilcileri, Cumhurbaşkanımıza laf atmaya, çamur atmaya çalıştılar, buna cüret ettiler. Önce şunu netleştirelim; Franko'nun ruhu bugün CHP'de yaşıyor, bizde değil. Recep Tayyip Erdoğan yerli ve millidir, milletin adamıdır. Yetkisini ve gücünü milletinden alır. Allah'a güvenir, milletiyle birliktedir, başkasına ihtiyaç duymaz. Hiçbir vesayete bugüne kadar geçit vermedi, bundan sonra da vermez ve vermeyiz." diye konuştu.  

Bazı milletvekillerinin, millet için son derece önemli hususları gündeme taşıdığını, bunların notunu aldıklarını ve millet için takipçisi olacaklarını söylediklerini anımsatan Oktay, doğru bilinen yanlışları düzelttiklerini, daha güçlü, daha müreffeh bir Türkiye için bütçenin program bütçe sistemi ile nasıl daha verimli bir hale getirildiğini anlattıklarını ifade etti.

"İLERLEME VİZYONUZUMU ORTAYA KOYDUK"

Oktay, "Ana hatlarıyla 2021 bütçesinin hedeflerine ulaşmasına katkı sağlayacak yeni yapısal reform çalışmalarımızı ve Cumhur İttifakı olarak milli mutabakat zemininde yansıtmaya devam edeceğimiz ilerleme vizyonumuzu ortaya koyduk." dedi.

21 Ekim'den bu yana devam eden bütçe görüşmeleri sürecinin, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin daha net hale getirdiği erkler arası denge ve denetleme mekanizmalarından birisi olduğunu vurgulayan Oktay, "Bütçe görüşmelerinde milletimize hesap veriyor, aynı zamanda yürütme olarak yol haritamızı vatandaşlarımızla, sizlerle paylaşıyoruz. Hem şahsım hem de bakan arkadaşlarımız, 'Geçtiğimiz yıl ne yaptık?' ve '2021 bütçesini hangi doğrultuda kullanacağız?' sorularına kapsamlı şekilde cevaplar verdik. Biz anlattıkça aynı sorular tekrar tekrar yeniden soruldu." ifadelerini kullandı.

TANK PAKET FABRİKASI

Çoğunlukla cevaplara kulaklarını tıkayarak ve gerçekleri görmezden gelerek milleti yanıltmaya çalışanlar olduğunu anlatan Fuat Oktay, "Kamu özel iş birliği' dediniz, anlattık; 'Tank Paleti Fabrikası' dediniz, açıkladık; Katar'dan gelen yatırımı eleştirdiniz, yine tane tane ifade ettik; 'tek adam' dediniz, 'Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi işlemiyor.' dediniz, bunu da yine defalarca anlattık, izah ettik. Biz, sizin amacınızın üzüm yemek olmadığını biliyoruz zaten, bağcıyı dövmeye meraklısınız. Bunu iyi biliyoruz. 'Komşuda düğün var, çağırırlarsa gitmeyek; çağırmazlarsa küsek.' diyorsunuz anladığımız kadarıyla. Küsseniz de millete birlik, beraberlik içinde hizmet etme davetimize icabet etmeseniz de biz yolumuzdan dönmeyiz." diye konuştu.

TAMAMLANAN PROJELER

Oktay, bütçe görüşmelerinin Plan ve Bütçe Komisyonunda başladığı günden itibaren hükümet olarak yaptıklarına değinerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sadece bütçe görüşmeleri sırasında bir taraftan Kovid ile mücadele ederken, diğer taraftan Cumhurbaşkanımız liderliğinde hizmete aldığımız yeni yatırımlarımızdan yine sadece birkaçını sayacağım:

Kars ile Erzurum arası Sarıkamış-Karakurt-Horasan Yolu'nu tamamlayıp açılışını yaptık. Tekirdağ İsmail Fehmi Cumalıoğlu Şehir Hastanesi'ni tamamlayıp açtık. Tekirdağ Şehir Hastanemizle birlikte toplam şehir hastanesi sayımız 13'e ulaştı. Malatya ve Kocaeli'de eğitim, sağlık, altyapı ve sanayide pek çok yatırımı içeren toplu açılışlar; Kahramanmaraş-Göksun yolu açılışı; yerli ve milli teknolojilerimizin tasarım ve üretim altyapısını güçlendirecek ASELSAN Teknoloji Tesisleri açılışları. Bu arada Konya'da bulunan ASELSAN Konya Silah Sistemleri fabrikası da dün itibarıyla üretime başladı. Konya sanayisine ve ülkemize hayırlı olsun. İlk milli helikopter motoru TEİ-TS1400’ün teslimi. Sadece Türkiye'de değil, dünyada bu motorları nasıl ihraç ettiğimizi göreceksiniz. Kim bize hangi yaptırımı uygularsa uygulasın hiçbir etkisinin olmadığını da göreceksiniz. Üzüleceksiniz belki ama biz bunu yapmaya devam edeceğiz. Durmak yok, yola devam."

Yaptırımlara aldırmadan ASELSAN ve ROKETSAN’la ilk yerli ve milli hava savunma sistemi HİSAR A+'yı geliştirdiklerini anlatan Oktay, "Ne oldu? Vermemişlerdi kritik bir parçasını, geliştirdik ve yaptık. Bundan sonra da öyle olacak. Ülkemizin çıtasını uzaya çıkaran ve artık uzayda var olmamızı sağlayacak Milli Uzay Programı yol haritamızı hazırladık ve uygulamaya alıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız bu programı çok yakında milletimizle paylaşacak." ifadelerini kullandı.

Samsun-Sivas demir yolu alt ve üstyapı yenileme projesini de yine bu dönemde tamamladıklarını dile getiren Oktay, şunları kaydetti:

"Samsun iyi bilir bizim eser siyasetimizi. Karadeniz'den geçiyorum Akdeniz'e. Bir milli dava addederek daima yanında olduğumuz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne geçiyorum. Kıbrıs Türkü'ne şifa olacak Lefkoşa Acil Durum Hastanesi'ni 45 günde tamamladık ve Sayın Cumhurbaşkanımız adaya giderek açılışını bizzat gerçekleştirdiler. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Konser Salonu'nu tamamlayıp açılışını yine bu dönemde gerçekleştirdik.

Bunlar iki aylık süre içinde tamamladığımız projelerden sadece birkaçı. Yine bu süre içinde esnafımızı, turizmcilerimizi, işverenlerimizi yalnız bırakmadık. Salgınla mücadele kapsamında sağladığımız mali destekleri genişlettik ve halihazırda uyguladığımız KDV indirimlerinin süresini 1 Haziran'a kadar uzattık."

Oktay, yurt içinde ve dışında terörle mücadeleyi tavizsiz ve kesintisiz şekilde sürdürdüklerini, can Azerbaycan’ın Karabağ’da kazandığı zaferi tüm imkanlarıyla desteklediklerini belirterek, "Bu saydıklarımdan çok daha fazlası da var ama vaktimiz kısıtlı olduğundan ancak bir kaçını sayabildim." dedi.

"Hani burada yerlere kağıt ruloları seriyordunuz ya, öncülük ettiğimiz dijital dönüşümden de nasibinizi almadığınızı gördük." ifadesini kullanan Oktay, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Hala kağıtlarla uğraştığınızı da gördük. Biz, sadece bu iki ayda yaptıklarımızı sizin o kağıtlarınıza yazsak, döksek, buradan sadece sizin sıralarına ulaşmaz, ta Fizan’a yol olur. 

Ayrıca görüyorsunuz Türkiye'nin dört bir yanında, pek çok farklı alanda yatırımı eş zamanlı yürütüyor; peş peşe vatandaşlarımızın hizmetine sunuyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın da her zaman ifade ettikleri gibi: Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. Laf üretenle eser üreteni milletimiz ayırmasını bilir ve ayırıyor da zaten. Siz konuşmaya devam edin, biz milletimiz için çalışmaya devam edeceğiz. Durmak yok, yola devam."

"KALKINMA İRADESİNE GÜVENİYORUZ"

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, bütçenin ülkenin bütünlüğünü, milletin birliğini ve devletin gücünü daha da yükseğe taşıyacak içeriğe sahip olduğunu belirterek, bütçenin, 2021'de kalkınma hedefleri, istikrarı ve ülke refahını artırma gayretlerinin temel dayanağı olacağını dile getirdi.

Oktay, "Biz bütçemize, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin kamudaki işleyişe kazandırdığı dinamizme ve Cumhurbaşkanımız liderliğinde sahip olduğumuz kalkınma iradesine güveniyoruz." dedi.

Türkiye'de ve dünyanın dört bir yanında değer üreten sanayicilere, salgınla fedakarca mücadele eden sağlık çalışanlarına ve milli teknolojide ülkeye çağ atlatan mühendislere güvendiklerini söyleyen Oktay, çiftçiye, esnafa, gençlere, kadınlara, işçiye, bilim insanlarına, yurt dışında yaşayan vatandaşlar da dahil olmak üzere milletin her ferdine güvendiklerini vurguladı.

Milletin de başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere hükümetin tüm kadrolarıyla Türkiye'yi yükselteceğine güvendiğini ve inandığını ifade eden Oktay, "19. kez bütçe yapma yetkisinin milletimiz tarafından bize verilmiş olması da bunun bir göstergesidir. Bu güveni geçmişte boşa çıkarmadık, bundan sonra da boşa çıkarmayacağız. Sağlıktan eğitime, güvenlikten ulaştırmaya ve sanayiden ekonomiye kadar her alanda Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, somut ve dinamik politikaları bütçemiz temelinde birer birer uygulamaya geçirmeye devam edeceğiz." değerlendirmesinde bulundu.

2021 yılı bütçesi ile hayata geçirdikleri Performans Esaslı Program Bütçe Sistemi'nin, şeffaflığı ve hesap verilebilirliği öne çıkardığını ifade eden Oktay, bütçenin eğitimden sağlığa, ulaştırmadan tarıma, turizmden sanayiye ülkenin kalkınma hedeflerine ve gelecek vizyonuna uygun bir şekilde hazırlandığını vurguladı.

Oktay, kamu hizmetinde öncelik kavramına objektif bir şekilde yaklaştıklarını; vatandaşların ihtiyaç duyduğu her şeye azami ve en nitelikli şekilde kaynak ayırmaya özen gösterdiklerini vurgulayarak, "2021 bütçesinden çocuklarımızın ve gençlerimizin eğitimine 211,4 milyar lira, vatandaşımızın sağlığına 238 milyar lira, çiftçilerimize 42,4 milyar lira, sosyal yardımlara 81,2 milyar lira, reel kesim desteklerine 50,6 milyar lira, emeklilerimizin bayram ikramiyeleri için 22,7 milyar lira, başta esnafımız olmak üzere vatandaşlarımızın kredi kullanımını desteklemek için 9,3 milyar lira pay ayırdık." diye konuştu.

2021 yılı bütçesinin, "sosyal adaleti artırmanın bütçesi" olduğunu kaydeden Oktay, bu kapsamda ödeme gücü olmayanların prim giderleri için 16 milyar lira, sosyal ve ekonomik destek ödemeleri için 2,1 milyar lira, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu'na gelirden ayrılan pay için yaklaşık 11 milyar lira tahsis ettiklerini bildirdi.

Fuat Oktay, 2021 yılı bütçesinin dezavantajlı ve özel ihtimam gerektiren tüm kesimlere destek olacağına da vurgu yaparak, "Bu kapsamda 65 yaş üstü yaşlı aylıkları ile engelli ve engelli yakınlarına bağlanan aylıklar için 12,7 milyar lira, engelli evde bakım desteği için 10,6 milyar lira ve doğum yardımı için 554 milyon lira kaynak ayırdık. 'Bu bütçede emekli, esnaf nerede?' diyorsunuz ya işte size cevabı. Esnaf da çitçi de emekli de burada. 'Bu bütçe kimin bütçesi?' sorusunun cevabı da bu saydıklarımın içerisinde. Görmek istemezseniz de görecek göz yoksa da bakarsınız görmezseniz de ona da bizim yapabilecek bir şeyimiz yok. Vatandaşımız, milletimiz görmekte. Bütçede temel önceliğimiz toplanan gelirlerin vatandaşa hizmet odaklı bir anlayışla, adaletli şekilde ayrılmasıdır." ifadelerini kullandı.

"KADIN İSTİSMARI VE TACİZ VAKALARININ HESABINI SORMAKTAN BİLE ACİZ OLANLAR VAR"

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, bugüne kadar hayata geçirdikleri hukuki ve idari düzenlemelerle toplumsal yaşamın her alanında güçlendirmeye gayret ettikleri kadınların da bu bütçede özellikle gözetildiğini ifade ederek, 2021 bütçesini hazırlarken "Kadının Güçlendirilmesi" programı oluşturarak doğrudan kadınlara ayrılan kaynağın bütçede görünür hale gelmesini sağladıklarını vurguladı.

Bu kapsamda sadece kadının güçlendirilmesine ayrılan bütçeyi 2021 yılında yüzde 19,8 artırdıklarını anlatan Oktay, şunları kaydetti:

"Kadın haklarını sahiplenip lafa gelince, sözüm ona mangalda kül bırakmayanlar, bu konuda birazcık samimilerse kadın konusunda hükümetlerimiz döneminde kat ettiğimiz mesafenin hakkını teslim ederler. Ama bundan umudumuz var mı hakkın teslim edileceğine dair? Umudumuz yok. Çünkü daha kendi teşkilatlarında yaşanan kadın istismarı ve taciz vakalarının hesabını sormaktan bile aciz olanlar var. Yaşananların üzerini kapatıp, bir de meşrulaştırmaya çalışanlar var. Hem iğneyi hem çuvaldızı başkasına batırmaya alışmışsınız. Bu tarz olaylar nerede olursa olsun gereğini yapılmalıdır, hepimiz de gereğini yapmak zorundayız. Bunun a'sı, be'si, ce'si olmaz."

Oktay, diğer tarafta terörün pençesine düşen kızlara, kadınlara tek bir gün sesini çıkarmayan; anaları ağlatan, kardeşi kardeşten ayıranlar bulunduğunu ifade etti.

Bu sırada HDP'li milletvekillerinin laf atması üzerine de Oktay, "Biz kadınlarımızın, analarımızın ayağını öpen bir değerlerden geliyoruz." dedi.

Burada rahatı yerinde olan bazı kişilerin, temsilcisi olduğunu söylediği kadınların, çocukların terörün elinde heba olduğuna işaret eden Oktay, şöyle konuştu:

"Belki aralarında hısmınız, akrabanız; mahalleden arkadaşlarınız var. Daha küçücük çocukları anaların bağrından koparıp kalleş PKK'ya verenlere niye ses çıkarmazsınız? Kadın hakları, çocuk hakları diyorsunuz ya. Niye ses çıkarmazsınız bu kadınlarımıza, bu çocuklarımıza? Diyarbakır annelerinin gözlerindeki yaşları bir gün olsun sildiniz mi Allah aşkına? Sordunuz mu 'Niye ağlıyorsunuz, niye bekliyorsunuz burada aylarca?' diye. Soramazsınız, cesaretiniz yok. Sizin gerçek anlamda tüm kadınların sesi olmanızı da beklemiyoruz zaten. Herkes kendine yakışanı yapar. Bunun için yine biz mücadele ediyoruz kadınlarımız, çocuklarımız kalleş örgütlerin pençesine düşmesin diye biz mücadele ediyoruz, mücadele etmeye devam edeceğiz. Kadınlarımızı hukukla güvence altına alıyor, gerektiğinde güvenlik güçlerimizi seferber ediyoruz. Yakalara rozetler takmayla, klavye delikanlılığıyla olmuyor bu işler."

2002-2020 tarihleri arasında, kadın istihdamını yüzde 66,5 artıran Türkiye'nin, OECD ve AB 27 ülkeleri içerisinde ilk sırada bulunduğunu bildiren Oktay, kadının güçlendirilmesi konusunda, kadın ve çocuk istismarının önüne geçilmesinde, kadının eğitimi, istihdamı, karar alma mekanizmalarına ve yönetime katılımcılığında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde üzerlerine düşeni yapmaya devam edeceklerini söyledi.

"POZİTİF BÜYÜME İLE AYRIŞTIĞIMIZI GÖRECEĞİZ"

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, Kovid-19 salgınının devam ettiği bir ortamda Türkiye ekonomisinin 2020 yılının üçüncü çeyreğinde küresel çapta en yüksek büyüme kaydeden ekonomilerden biri olduğunu, salgın karşısında ekonomiyi desteklemeye yönelik etkili uygulamalarının katkısıyla, Türkiye ekonomisinin bu dönemde yıllık yüzde 6,7 büyüdüğünü belirtti.

Fuat Oktay, "Tüm ana sektörler yüksek büyüme sergilerken özel tüketim harcamalarındaki yüzde 9,2’lik büyümenin yanı sıra yatırımlardaki yüzde 22,5'lik artış dikkat çekicidir. Yılın üçüncü çeyreğinde ekonomik faaliyette başlayan canlılık, bu yıl büyümenin pozitif olarak gerçekleşeceğine işaret etmektedir. İşte bizim farkımız bu. Bütün dünyadan pozitif büyümeyle ayrıştığımızı yine hep birlikte göreceğiz. Siz muhalefet ne kadar olumsuz bir tablo, fotoğraf ortaya koymaya çalışırsanız çalışın güneş balçıkla sıvanmaz." diye konuştu.

Bir milletvekilinin "Millet karar verir." sözlerine cevaben de Oktay, "Millet kararını veriyor zaten, 19. bütçeyi sunuyoruz." dedi.

2020 yılının son çeyreğine ilişkin öncü göstergelerin ekonomideki toparlanmanın devam ettiğini  gösterdiğini bildiren Oktay, sanayi üretim endeksi ve imalat sanayi kapasite kullanım oranında artış; işsizlik oranında ise gerileme görüldüğünü anlattı.

Türkiye'yi, 100 yılda bir görülen küresel salgın sürecinde dahi büyüme patikasına yöneltmeyi başardıklarını kaydeden Oktay, "Bir de eski Türkiye'yi hatırlayın. Dünyada hafif bir rüzgar esse, esinti olsa ülkemizde fırtına kopardı. Bugün sağlam temeller üzerinde ilerleyen bir Türkiye var." değerlendirmesinde bulundu.

5 MİLYAR TL HİBE DESTEĞİ

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, salgın sürecinde uygulamaya koydukları ekonomik tedbirler kapsamında bütçeden bugüne kadar 40 milyar liralık doğrudan harcama yaparak vatandaşın ve girişimcilerin yanında olduklarını kaydetti.

Yaklaşık 30 milyar lira tutarında vergi ödemesini ve 40 milyar lira tutarında SGK ödemesini ertelediklerini anlatan Oktay, belirli sektörlere yönelik KDV indirimi ve işyeri kira stopajı indirimi kapsamında 15 milyar lira tutarında vergi indirimi sağladıklarına işaret etti.

Kredi Garanti Fonu'ndan sağlanan imkanları artırarak esnaf, sanatkar ve tüccarlara Hazine faiz destekli kredi sunduklarını belirten Oktay, "Bu çerçevede, toplumumuzun çeşitli kesimlerine destek sağlamak amacıyla hayata geçirdiğimiz mali tedbirlerin toplam tutarı 551 milyar lirayı aşmıştır." dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında pazartesi günü gerçekleştirdikleri kabine toplantısında, Kovid-19 salgınının ekonomik etkileri ile mücadele kapsamındaki mali tedbirlerin genişletilerek devam ettirilmesini kararlaştırdıklarını hatırlatan Oktay, uygulanmakta olan stopaj ve vergi indirimi gibi uygulamaların süresini 1 Haziran 2021'e kadar uzattıklarını, kısıtlamalardan doğrudan etkilenen esnafa üç ay süreyle gelir kaybı ve kira desteği sağladıklarını anlattı.

Bu sırada bazı milletvekillerinin tepki göstermesi üzerine de Oktay, "Devam edecek zaten bu. Esnafımız, vatandaşımız bunu duyuyor, bunu biliyor. Onlardan geri bildirim alıyoruz biz." ifadelerini kullandı.

Oktay, bu kapsamda vatandaşlara ve esnafa 5 milyar lira tutarında hibe desteği sağlayacaklarını, bundan sonra salgının seyrine göre ilave destek paketleriyle tüccarın, esnafın yanında olmaya devam edeceklerini kaydetti.

"MERKEZ BANKASI PARASAL SIKLAŞTIRMA GERÇEKLEŞTİRMİŞTİR"

Fuat Oktay, Kovid-19 salgını nedeniyle yükselen birim maliyetleri ve birikimli döviz kuru etkileriyle 2020 yılında enflasyonist baskıların arttığını belirterek, "Enflasyon gelişmeleri ve beklentilerdeki bozulma karşısında Merkez Bankası, fiyat istikrarını sağlamak amacıyla Kasım ayında güçlü bir parasal sıkılaştırma gerçekleştirmiştir." değerlendirmesinde bulundu.

Enflasyonla mücadelede para politikası adımları, maliye politikaları ve finansal sektör politikalarıyla kararlı bir şekilde destekleneceğini de belirten Oktay, ülke risk priminde önemli gerilemeler kaydedilirken, Türkiye'ye yönelik portföy akımlarında da artış görülmeye başlandığını bildirdi.

Salgın dönemindeki zorlu şartlara rağmen bankacılık sektörünün güçlü yapısını koruduğuna işaret eden Oktay, ekonomi politikalarıyla makroekonomik koşulların daha elverişli hale gelmesinin sağlanacağını, salgın sonrası döneme dayanıklı ve rekabetçi bir yapıda girmekte kararlı olduklarını söyledi.

Oktay, 2020 yılı Mart ayından itibaren salgından olumsuz şekilde etkilenen ihracatın, Haziran ayından itibaren normalleşme sürecinin etkisiyle hızla toparlandığını; Haziran-Kasım döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 1,6 artış gösterdiğini bildirdi.

Fuat Oktay, "İthalat ise aynı dönemde, güçlü seyreden altın ithalatı kaynaklı yüzde 10,9 artış kaydetmiştir. İhracat faaliyetlerinin geniş bir tabana yayılması için, '81 İlde İhracata İlk Adım Programı' ile yurt genelinde özellikle üretim kapasitesi olan KOBİ'lerimizin ihracat yapmaya başlamasına yönelik çalışmalar sürdürüyoruz. Öte yandan, ihracat imkanlarını artırmak üzere KOBİ’lerimizi Eximbank eliyle destekliyoruz." dedi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, küresel seyahat kısıtlamaları nedeniyle turizm gelirlerindeki azalmanın, cari işlemler açığında görülen artışın da en önemli nedeni olduğuna dikkati çekerek, turizm sektörünün yaşadığı hasarın telafisi için dünyada da örnek uygulama olarak gösterilen "Güvenli Turizm Sertifikasyon Uygulaması"nı başlattıklarını, ayrıca konaklama vergisi uygulamasını 2022'ye ertelediklerini ve birçok destek paketini hayata geçirdiklerini kaydetti.

Oktay, "Bu sayede, 2020 yılını turizmdeki rakiplerimize nazaran daha az bir kayıpla kapattık. Aldığımız tüm bu önlemler ve ekonomimizin potansiyeli önümüzdeki dönemde cari açık konusunda da azalan bir eğilim göreceğimize işaret ediyor." dedi.

Yatırım ortamının iyileştirilmesinde hukuk ve ekonomi alanlarının birbirinden bağımsız unsurlar olmadığı bilincinden yola çıkarak, yargı reformunu öncelikli olarak ele aldıklarını dile getiren Oktay, "Yargı reformunu, ekonomik güven sağlayacak bir şekilde paydaşlarımızla iş birliği içinde gecikmeksizin hayata geçireceğiz." diye konuştu.

İş ve yatırım ortamının iyileştirilmesi kapsamında ayrıca vergi mevzuatının sadeleştirileceğini belirten Oktay, teşvik ve desteklerde etkinliği sağlayacaklarını, destek programlarına ilişkin ilke ve esasları belirleyeceklerini anlattı.

CHP Konya Milletvekili Abdüllatif Şener'in, bütçenin tümü üzerindeki konuşmasında aslanlar ve ceylanlardan bahsettiğini aktaran Oktay, "Baktık, ne kadar artmış diye, 2002'de kayıt dışı istihdam oranı yüzde 52,1. Eylül 2020'de ne kadar biliyor musunuz? Yüzde 32,2. Hesap yanlış. Aradaki farkı siz bulun. İyileşme sağlamışız Sayın Şener." diye konuştu.

Şener'in ihracat verilerine ilişkin sözlerini anımsatan Oktay, 1980'de 2,9 milyar dolar olan ihracatın, 2019 yılı itibarıyla Kovid-19 öncesinde 180,8 milyar dolar olduğunu kaydetti.

1980'de ihracatın milli gelire oranı yüzde 3,2 iken, 2019'da bu oranın yüzde 23,8 olduğunu belirten Oktay, "Önceden de söylemiştim. CHP'nin, muhalefetin yanlış hesap yapmak gibi bir sorunu var." diye konuştu.

Oktay, tarımsal destekleme ödemeleri tutarının son 18 yılda 12 katına çıktığını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"2002 yılında 1,8 milyar lira olan tarımsal destek bütçesi 2020 yılında 22 milyar lira olarak belirlenmiştir. 2020 yılı tarımsal destek bütçesinin 2019 yılına göre artış oranı yüzde 37'dir. 2003-2020 Kasım döneminde reel olarak yapılan ödeme toplamı 311 milyar lira olarak gerçekleşmiştir. Sulamaya gelince, 'Hiçbir şey yapmadınız.' dediniz, buna da şaşırdık. Biz birçok iş, açılışlar yaptığımızı düşünüyorduk. 'Acaba bunlar sanal mı?' diye de düşündük, tekrar tek tek kontrol ettik. Türkiye'yi 2002'de 276 barajdan aldık, bugün itibarıyla 876 baraja getirdik. Aradaki farkı da mı biz anlatalım size, bunun ne anlama geldiğini? Yeraltı barajları kurduk, kurmaya da devam ediyoruz, devam edeceğiz."

Oktay, bugünkü görüşmelerde özel sermaye düşmanlığı hissettiklerini de belirterek, "İnşallah yanlış anlamışızdır. Özel sermayeye düşmanlık besleyen, hala Milli Şef Dönemi'nin, 1940'lardaki devletçi politikalarına özlemlerini yansıtırcasına 'İktidara geldiğimizde tüm yatırımları kamulaştıracağız, bunları kapatacağız.' Bunun anlamı ne biliyor musunuz? Siz şunu diyorsunuz; 'İktidara geldiğimizde biz tekrar bütün bunları KİT'leştireceğiz.' Yani hesap kitap bilmediğiniz için, yönetemediğiniz için görev zararlarından dolayı bitirdiğiniz KİT'leri, kamu bankalarını milletimiz unuttu zannediyor musunuz? Hayır, milletimiz hiçbirisini unutmadı, unutmaz da." değerlendirmelerinde bulundu.

Y VE Z KUŞAĞI GENÇLERİNE SESLENDİ

"Y" ve "Z" kuşağındaki gençlere seslenen Oktay, gençlerin, internette "KİT yani Kamu İktisadi Teşebbüsleri görev zararı" taraması yapmaları halinde, kendisini çok iyi anlayacaklarını belirtti.

Oktay, ülkeyi, muhalefetin muhtaç ettiği IMF'den kurtaranın Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti olduğuna işaret ederek, "IMF ile otel lobilerinde gizli gizli nasıl görüştüğünüzü milletimiz çok iyi biliyor. Bir kez daha söylüyorum, rahatlayın diye söylüyorum: IMF dönemi kapanmıştır. Türkiye, o günleri çoktan geride bırakmıştır. Siz IMF'ye hesap verdiniz biz o hesapları keserek, IMF'den hesap sorduk." dedi.

Genel Kurulda, "Rejim ve sistemi değiştireceğiz." şeklinde söylemlerin oluştuğunu aktaran Oktay, "bu hesap kitap bilmezlikle ve beceriksizliklerle sistemin, görev zararlarından, yanlış yönetimlerden dolayı batan KİT'ler, kamu bankaları dönemlerine götürüleceğini" söyledi. 

- "Üstad Necip Fazıl’ı CHP sıralarına alkışlattınız ya tebrik ediyorum"

Oktay, CHP'li Şener'in merhum Necip Fazıl'ı CHP sıralarına alkışlattığını anımsatarak, bunun için de Şener'e teşekkür etti.

Şener'in Genel Kurulda okuduğu Necip Fazıl'ın mısralarına da işaret eden Oktay, "Üstadın o mısraları da çok güzel ve anlamlıydı. Muhalefet için yine Sayın Şener'in kendi sözlerini tutanaklardan bir kez daha tekrarlıyorum: Yıllar geçmiş siz patinaj yapıp duruyorsunuz, dünyadan habersiz göklerde uçurtma uçuruyorsunuz. Biz aslanlar gibi koşuyoruz, hem de çok hızlı." ifadesini kullandı. 

"2020'DE AKTİF VE İNSANİ BİR DIŞ POLİTİKA UYGULADIK"

2020 yılında, geride bırakılan 18 yılda olduğu gibi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde sahada ve masada söz sahibi, aktif ve insani bir dış politika uyguladıklarını belirten Oktay, son dönemde ulusal çıkarları ilgilendiren her türlü gelişme karşısında anında harekete geçtiklerini bildirdi.

"Ülkemizi çevreleyen coğrafyalardaki sorunların çözümünde izlediğimiz kararlı tutumu eleştirenler var. Bu çevreler tarihimizin ve coğrafyamızın bize yüklediği sorumlulukları göz ardı ediyor." diyen Oktay, sorunların çözümünde önceliği her zaman diplomasiye verdiklerini belirtti.

Yeri geldiğinde sahada gerekeni yapmaktan asla çekinmediklerini vurgulayan Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu kararlı duruşumuz sonucunda bugün tüm dünya pek çok bölgesel meselede Türkiye olmadan veya Türkiye'ye rağmen ilerleme sağlanamayacağının farkına varmıştır. ABD, AB ve Rusya dahil dış politikanın aktörleri Türkiye ile iş birliğinin ne ifade ettiğini aslında çok iyi biliyorlar. Haksız yaptırımlar ya da oldu bitti senaryoları yerine müzakerenin ortak çıkarlarımıza daha çok hizmet ettiğini bugüne kadar gördüler, yaşadılar. Bugünden sonra da görecekler, yaşayacaklar."

Suriye'deki adımlarının, Türkiye'nin sınırlarında bir terör koridorunun oluşmasını engellediğini, hem vatandaşların hem de kontrol altındaki bölgede Suriye halkının güvenliğini temin ettiklerini belirten Oktay, "Ülkemizde misafir ettiğimiz Suriyelilerin güvenli ve onurlu bir şekilde geri dönüşü için temel şart olan Suriye'de siyasi çözüm inisiyatiflerinin yolunu da biz açtık." dedi. 

Oktay, Libya'da meşru hükümete verdikleri desteğin, daha fazla kardeş kanı dökülmesine engel olduğunu vurgulayarak, "Askeri iş birliğinden ticarete, eğitimden enerjiye pek çok alanda Libyalı kardeşlerimizin yanında olmayı sürdüreceğiz." diye konuştu. 

"İRİNİ HAREKETİ AMBORGAYA DÖNÜŞTÜ"

- "İrini Harekatı, Libya hükümetine yönelik açık bir ambargoya dönüştü"

Doğu Akdeniz'deki İrini Harekatı'nın Libya hükümetine yönelik açık bir ambargoya dönüştüğüne dikkati çeken Oktay, şu görüşlerini paylaştı:

"Akdeniz'de korsanlık yapan, er veya geç bizden cevabını alır. Korsanlık yapanların akıbetinin pek hayırlı olmadığını da tarih bize gösteriyor. Herkes ne ekerse onu biçer; türlü salvolarla ülkemizi Akdeniz'de köşeye sıkıştırmaya çalışanlar, tuzak kurmaya çalışanlar kazdıkları çukura kendileri düşecektir. Türkiye'ye karşı kurulan oyunları birer birer bozarız. Bugüne kadar olduğu gibi."

Doğu Akdeniz'de sergiledikleri kararlılıkla Türkiye'nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin meşru haklarına halel getirtmediklerini ve getirtmeyeceklerini anlatan Oktay, şunları kaydetti:

"Bizim için Doğu Akdeniz'de aynı derecede öneme sahip iki boyut var; birisi ülkemizin kıta sahanlığındaki haklarını korumaktır, ikincisi ise adanın etrafındaki doğal kaynaklar dahil Kıbrıs Türk'ünün hak ve çıkarlarının garanti altına alınmasıdır. Milli sondaj ve sismik araştırma gemilerimiz kendi kıta sahanlığımızın yanı sıra Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ruhsat sahalarında faaliyetlerini sürdürüyor. Karadeniz'de doğal gazı nasıl keşfettiysek, göreceksiniz Doğu Akdeniz'deki enerji kaynaklarını da aynı şekilde bulacağız."

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti halkının, son Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde iki devletli çözüm yönündeki iradesini açık şekilde sandığa yansıttığını belirten Oktay,  Türk milletinin de Kıbrıs Türk'ünü eşit egemenlik mücadelesinde hiçbir zaman yalnız bırakmadığını, bundan sonra da bırakmayacağını vurguladı.

Oktay, "Ne geçmişte yapılan haksızlıkları, zulümleri unutmak ne de bugün oynanmaya çalışılan oyunları görmezden gelmek mümkündür. Uluslararası toplum, Kıbrıs Türkü'nü yok saymaya artık bir son vermesi çağrısında bulundu."

AB başta olmak üzere, uluslararası topluma gazi Meclis'ten bir kez daha seslenmek istediğini belirten Oktay, konuşmasına şöyle devam etti:

"KKTC'ye karşı, ulaşım gibi temel insan hakları da dahil ambargolar, adaletsiz ve dışlayıcı yaklaşımlar böyle sürüp gider mi sanıyorsunuz? Buna müsaade etmeyeceğimizi buradan bir kez daha haykırmak istiyorum. Daha ne zamana kadar Kıbrıs Türk'ünün adadaki varlığını görmezden geleceksiniz? Uluslararası toplumun gözleri kör, vicdanı sağır olsa da biz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni yalnız bırakamayız." ifadesine yer verdi. 

KKTC'nin, kendi toprağı olan Maraş'ı çözüme yönelik bir iyi niyet göstergesi olarak kapalı tutmasına rağmen, 46 yıldır bir çözüme ulaşılamadığını, Kıbrıs'ın incisi Maraş'ın atıl kaldığını belirten Oktay, oysa Maraş'ın uluslararası hukuk temelinde ve oradaki hak sahiplerinin de haklarını teslim edecek şekilde açılmasının mümkün olduğunu kaydetti.

KAPALI MARAŞ

Türkiye'nin, bu statükonun kırılması için KKTC'nin şartsız bir şekilde yanında olduğunu anımsatan Oktay, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Biz biliyoruz ki bu hayalet şehrin yeniden hayat bulması, Kıbrıs sorununun siyasi çözümü yolunda önemli bir merhale olacak. Bu doğrultuda KKTC'nin Kapalı Maraş bölgesinde yaptığı envanter çalışmalarını ve bu konudaki istişareleri destekledik. Maraş'ın eski günlerine dönmesi için bakanlıklarımız ve yerel yönetimlerimizle birlikte KKTC'nin yanında olduk. Bunu tek taraflı Rum kesimi çıkarlarının neden olduğu çözümsüzlüğü reddeden Türkiye Cumhuriyeti ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin ortak siyasi kararı olarak gerçekleştirdik. Dünyanın sayılı sahillerinden birisi artık kapalı değildir. Maraş, sahili ve sahil şeridindeki parkları, cadde ve sokaklarıyla Kıbrıs Türkü, kardeşlerimizin kullanımındadır. Devam eden süreçlerin tamamlanmasıyla bütünüyle hayat bulduğu günleri de inşallah hep birlikte göreceğiz. Bu, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne kattığı siyasi vizyonun yanında turizm alanında katma değer getirecek ve ciddi bir ekonomik kazanım da sağlayacaktır. Çözüm, Ada'nın 1571 yılından bu yana asli unsuru olan Kıbrıs Türkü'nün sağlam iradesi ve Türkiye'nin desteği ile gelecektir. Yeter ki irade olsun, her şeyin bir çözümü var. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin siyasi ve ekonomik olarak küresel sistemin eşit bir üyesi haline gelmesi için mücadelemizi sürdüreceğiz."

Karabağ’daki istiklal mücadelesinde Azerbaycan'ın yanında olduklarını vurgulayan Oktay, "Karabağ artık şanlı bir zaferi ifade ediyor. Hamdolsun bugün Karabağ'da Azerbaycan bayrağı dalgalanıyor. Biz, İnönü dönemi CHP'si gibi ülkemize sığınan Azerbaycanlı kardeşlerimizi Boraltan Köprüsü'nde katillere teslim edenlerden olmadık. Tek parti döneminin Boraltan Köprüsü'nden milletimize miras bıraktığı mahcubiyeti, Karabağ konusundaki duruşumuzla telafi ettik. Hepimiz adına telafi ettik bunu. Milletimize yakışan da budur." diye konuştu. 

"YAPTIRIMLARDAN KORKUMUZ YOK"

İnsanlığın küresel bir sorunla test edildiği 2020 yılında, tüm dünya içine kapanırken, Türkiye'nin hem vatandaşlarına kol kanat gerdiğini hem de uluslararası dayanışmanın en güzel örneklerini sergilediğini söyleyen Oktay, 150'den fazla ülkeye ve pek çok uluslararası kuruluşa tıbbi yardım ulaştırmanın yanında, 100 binin üzerinde vatandaşın sağ salim Türkiye'ye getirildiğini anlattı.

"2021'de de Cumhurbaşkanımız liderliğinde, milli menfaatlerimizi korumak ve bölgesel-küresel barışa katkıda bulunmak için en etkin dış politikayı uygulamaya devam edeceğiz." diyen Oktay, sözlerine şöyle devam etti:

"Bugün kendi sözünü söyleyen, kendi yolunu çizen ve kardeşleriyle yürüyen bir Türkiye var. Biz ilişkileri zedeleyecek tek yanlı yaptırımlardan değil, her zaman iletişimden, diplomasiden yana olduk. Bölgemizin de dünyanın da özellikle bu salgın döneminde ambargolara değil, sürdürülebilir iş birliğine ihtiyacı olduğuna inanıyoruz. Her zaman olduğu gibi milletimizin menfaatleri doğrultusunda aklıselimden yana olmaya devam edeceğiz. Yaptırımlardan korkumuz yok. Artık yaptırımlara pabuç bırakacak bir Türkiye yok. Kazandıracak şey yaptırımlar değil Türkiye'nin dostluğudur. Türkiye'yi dışlayan her ülkenin bölgede hareket alanı daralacaktır. Ben alınan bu haksız yaptırım kararını bir kez daha şiddetle kınıyorum. Meclisimizin yaptırımlara karşı gösterdiği güçlü iradenin de altını bir kez daha çizmek istiyorum.

Türkiye bu yaptırımlara karşı tek yumruk olmayı bilmiştir. Bu kararların etkisi ne mi olacak? Aynen İHA'larda olduğu gibi S-400'ler konusunda ülkemize karşı takınılan tavır da dünyanın en ileri hava savunma sistemlerini geliştirmemize vesile olacak. Daha iki gün önce yerli ve milli imkanlarla ürettiğimiz Alçak İrtifa Hava Savunma Füze Sistemi HİSAR-A artının test atışını gerçekleştirdik. Havada ve karada; İHA, SİHA sistemlerinde ve otonom araçlarda elde ettiğimiz tecrübeyi deniz araçlarına aktarıyor, Mavi Vatan'da egemenliğimizi daha da güçlendirme yönünde ilerliyoruz.

Savunma alanında bugün yerli ve milli imkanlarla ürettiğimiz radar ve elektronik harp sistemlerimiz, füze, roket ve mühimmatlarımız, yurt içinde ve sınır ötesi operasyonlarımızda kahraman ordumuzu daha da güçlendirmektedir. Kahraman güvenlik güçlerimiz ve yükselen savunma sanayimiz sayesinde sahada da masada da diplomasimizle de hak ve çıkarlarını korumak için sözünü söyleyen ve gereğini yapan lideriyle birlikte bir Türkiye var. Dost ve kardeş ülkelerin yanında duran; mazlumların, mağdurların imdadına yetişen bir Türkiye var."

2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2019 Yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin hazırlanmasında gösterdiği perspektif, liderlik ve vizyon için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, bütçenin görüşmelerine destek ve katkı sunan milletvekillerine, bakanlıklara ve kurum çalışanlarına teşekkür eden Oktay, 2021 yılı bütçesinin hayırlı olmasını diledi. 

CHP'Lİ ÖZGÜR ÖZEL'DEN AÇIKLAMA

TBMM Genel Kurulu'nda, bütçe üzerinde son sözü, şahsı adına CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel aldı.

Özel, 75 günlük bir anayasal süreç, 20 günlük komisyon, 12 günlük Genel Kurul çalışmasının ardından, 83 milyonu, göçmenlerle birlikte 87 milyonu doğrudan ilgilendirecek bir karar vereceklerini söyledi.

Milletvekillerinin, kendilerini Meclis'e yollayan millet, halk adına bir hakkı kullanacağına işaret eden Özel, "800 yıllık bir kazanım; bütçe hakkını... Parlamentoyu parlamento yapan, varoluşsal bir hak. Kullanmaya, tüketmeye geldiğimiz değil, burada olmamızın nedeni olan kurucu bir hakkı kullanacağız. Devletin, alan sağ eli ile veren sol elinin dengesini, bunun nasıl, ne kadar kullanılacağına karar vereceğiz." diye konuştu.

Özel, bundan bir yıl öncesine kadar, koca koca ülkeleri yöneten koca koca liderlerin, kıtadan kıtaya atılacak füzeler, onları fark edecek erken uyarı sistemleri, radarlar, uçaklar ve o füzeleri havada imha edecek savunma füzelerinden bahsedip, açlığa, yoksulluğa, eşitsizliklere, hastalıklara, salgınlara değil füzelere; yaşatmaya değil öldürmeye bütçe istediğini kaydetti.

Çin'de ortaya çıkan, gözün görmediği virüsün, tüm liderlere, siyasilere, "Siz hiç zahmet etmeyin, masraf etmeyin, ben hepinizi hiç ücret olmadan öldürebilirim." dediğini ifade eden Özel, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Çin'deki yoksulluk ile gelir adaletsizliğiyle, sağlık sorunlarıyla dünyanın diğer ülkelerinin liderleri hiç ilgilenmezdi. Ne zaman ki 4 yoksul Çinli'nin, bir hayvan pazarında içtiği yarasa çorbası İngiliz Başbakanı'nı yoğun bakıma soktu, ABD Başkanı'nı hastaneye düşürdü, hepimiz öğrendik ki; hepimiz, tüm evren, tüm küre en yoksulumuzun sağlığı kadar sağlıklı, en yoksulumuzun güvenliği kadar güvendeymişiz. Demek ki neymiş; kıtalararası füzelere değil kıtalararası virüsleri erken fark eden uyarı sistemlerine, onları önleyecek aşılara, durduracak ilaçlara bütçe lazımmış. Salgın hastalıkların önlenmesi için gerekli kapanma, evde kalma, karantina gibi önlemler için bütçelere, böyle bakan devletlere, böyle yönetim anlayışlarına ihtiyaç varmış. Bu süreçten en temel dürtümüz, önce canımızı kurtarabilirsek, en üstün özelliğimiz bu süreçten öğrenerek çıkabilirsek, tüm dünyanın ağzında bir söz var; hiçbir şey eskisi olmayacak. Sosyal devletler güçlenecek, sosyal politikaların önemi artacak, eşitlikçi tezler güçlenecek. "

Özel, Cumhuriyet'in pek çok şey yaptığını ancak bunlar arasında sağlık, eğitim ve kadına verdiği değerin çok önemli olduğunu belirtti. Cumhuriyet'in anne, çocuk ölümlerine çare olduğu, salgınları durdurduğu için insanların gönlünü ve büyük savaşı kazandığını kaydeden Özel, "Bunu bir kez başardık. Sivas Kongresi, 1. yüzyıla çağrı beyannamemizdi. Son kongremizde altına hepimizin imza attığı, Sayın Genel Başkanımızın Türkiye ve dünyaya ilan ettiği 2. yüzyıla çağrı beyannamemiz var. Eğitimden dış politikaya, toplumsal barıştan siyasi ahlak yasasına kadar 13 başlıkta önerileri olan bu beyannamemiz, güçlü sosyal devleti öneriyor. Alt başlıkta aile destekleri sigorta paketi var." ifadelerini kullandı.

Bütçenin, salgın yokmuş gibi yapıldığını öne süren Özel, yaşananlardan bir şey öğrenmeyen bir bütçe olduğunu savundu. Özel, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bu bütçe, ne salgına ne yeni ihtiyaç duyulan güçlü sosyal devlete hazırlık yapmayan bütçe. Bu bütçe, hepimizin ihtiyacı olan 130 milyon doz aşıya kaynak koymayan bütçe. Halk sağlığına, sosyal devlete, zor durumdaki esnafa, çiftçiye, işçiye katkı yapamadığımız için durduramadığımız salgına karşı önlem almayan bütçe. Biz böyle bütçeleri yapacağız. Dünyanın bütün demokratlarının menfaatleri bir yerdedir, o menfaatlerinin toplamı, kıtanın menfaatidir. Türkiye'nin bütün demokratlarıyla yapacağız, sosyal demokratlar olarak yapacağız, Müslüman demokratlarla, milliyetçi demokratlarla, Kürt demokratlarla yapacağız. Biz böyle halkın bütçesini yapıp, yeniden Cumhuriyet'in ikinci yüzyılını demokrasiyle taçlandıracağız. " 

Daha sonra yapılan oylamada, 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi kabul edildi.

TBMM Başkanı Mustafa Şentop, birleşimi 22 Aralık Salı günü saat 15.00'te toplanmak üzere kapattı. 

Gündem Haberleri