12 Kasım Dünya Zatürre Günü nedir? Zatürre belirtileri nelerdir? Tedavisi nasıldır?

Dünya Zatürre Günü nedir? Ne zamandan beri kutlanmaktadır? Zatürre Günü nedir? Belirtileri nelerdir? Tedavisi nasıldır? Aşısı var mı? soruları arama motorlarında sıkça araştırılmaya başlandı. Biz de sizler için bu merak edilenleri derledik. İşte tüm detaylar...

Dünya Zatürre Günü olmasından dolayı intenette Dünya Zatürre Günü nedir? Ne zamandan beri kutlanmaktadır? Zatürre Günü nedir? Belirtileri nelerdir? Tedavisi nasıldır? Aşısı var mı? soruları araştırılmaya başlandı. İşte tüm merak edilenler...

ZATÜRRE NEDİR?

Zatürre akciğerleri etkileyen solunum sistemi enfeksiyonudur. Kış mevsiminde artış gösteren zatürre, bir veya birkaç akciğer lobunun iltihaplanması şeklinde ortaya çıkan, daha çok küçük çocuklarda, ileri yaştakilerde ve kronik bir hastalığı bulunan kişilerde daha ağır seyreden ve bazen ölümle sonuçlanabilen ateşli bir hastalıktır. Bu hastalıkta akciğerlerde bulunan hava kesecikleri iltihabi bir sıvıyla dolar. Akciğerlerin görevi olan oksijen alış veriş fonksiyonu bozulur ve bu nedenle kanda oksijen düzeyi azalır.

DÜNYA ZATÜRRE GÜNÜ NEDİR?

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Çocuklarda Zatürre ile Mücadele Global Koalisyonu adlı uluslararası örgüt tarafından her yıl dünya genelinde zatürre hastalığıyla mücadeleye dikkati çekmek amacıyla 12 Kasım Dünya Zatürre Günü olarak kutlanmaktadır.
Zatürre akciğeri etkileyen solunum sistemi enfeksiyonudur. Sağlıklı kişilerde akciğer hava ile dolu küçük keseciklerden oluşurken, zatürreli kişilerde bu kesecikler iltihaplı sıvı ile doludur. Solunum ağrılı ve oksijen alımı sınırlıdır.
  DSÖ'nün yayınladığı “Zatürre Raporu'na” göre, aşısı ve tedavisi mümkün bir hastalık olmasına karşın, zatürre hala dünya genelinde çocuk ölümlerinin ilk sırasındaki yerini koruyor.

     Raporda, virüs, bakteri ya da mantar kaynaklı olabilen zatürrenin aşılama, uygun beslenme ve çevresel koşullarının iyileştirilmesiyle önlenebileceği, antibiyotik ile de tedavi edilebileceği belirtilirken, 0-5 yaş arasında zatürreye yakalanan çocukların yalnızca yüzde 30'unun antibiyotik tedavisine erişebildiği, bu durumun da ölümlerin sayısının artmasına neden olduğu kaydediliyor. Bir çocuğun nefes almada zorluk, öksürük, iştah kaybı, ateş, ileri durumlarda bilinç kaybına varan belirtiler gösteren zatürreden korunmasında, bağışıklık sisteminin güçlü olmasının önemli rol oynadığı ifade edilen raporda, bunun için aşının yanında, çocukların sağlıklı beslenmeleri gerektiği  kaydediliyor.
   Sağlık Bakanlığından bildirildiğine göre ; “zatürrenin genellikle kış aylarında ve ilkbaharın başında ortaya çıktığı aktarılan açıklamada, çocuklarda beslenme yetersizliği, başka bir hastalığının bulunması, ilk 6 ayda sadece anne sütü verilmemesi ve kalabalık yaşam, ebeveynlerin sigara içmesi gibi çevresel şartların zatürreye yakalanma riskini artırdığı” belirtildi.
       Ayrıca  “Mikropların bazı ilaçlara direnç geliştirmesi nedeniyle hastalığın tedavisinin güçleştiği ifade edilerek, zatürrenin önlenmesi için en etkili yol çocukların beşli karma, dörtlü karma, zatürre, kızamık aşılarının tam ve zamanında yapılmasıdır.Beşli karma aşısı 2. 4. 6. ayda ve 18. ayda, dörtlü karma aşısı ilköğretim birinci sınıfta, zatürre aşısı 2. 4. 6. ayda ve 12. ayda, kızamık aşısı ise kızamık-kızamıkçık-kabakulak aşısı içinde 12. ayda ve ilköğretim 1. sınıfta yapılmaktadır.”şeklinde bildirildi.

ZATÜRRE BELİRTİLERİ NELERDİR?

Zatürrenin işaret ve belirtileri hastalığa sebep veren organizmaların (bakteri, virüs, mantar) çeşitlerine, yaşa ve genel sağlık durumuna bağlı, orta ve şiddetli olmak üzere değişmektedir. Bunların başında soğuk algınlığı ve nezle gibi hastalıkların bir türlü iyileşmemesi gelir. Zatürrenin diğer belirtileri;

· Öksürük (bazı zatürre türlerinde öksürük sonrası çıkarılan balgam yeşilimsi, sarı renkte veya kanlı olmaktadır.)
· Yüksek ateş,
· Üşümeye bağlı titreme,
· Merdiven çıkarken oluşan nefes darlığı,
· Derin nefes alırken veya öksürürken oluşan bıçak gibi keskin göğüs ağrıları,
· Baş ağrısı,
· Aşırı terleme, ıslak ve yapışkan deri,
· İştah kaybı, halsizlik ve yorgunluk,
· Sersemlik hissi (özellikle yaşlılarda).

ZATÜRRE BULAŞICI MIDIR?

Zatürre bulaşıcıdır ancak bu mikrobu alan herkes zatürre olmaz. Kimi bünyelerde hafif öksürük ve ateşle atlatılabilir. Hastalık sağlıklı kişilere bir iki metrelik mesafelerden öksürük, aksırık ya da hasta kişilerin konuşması sırasında havaya yayılan damlacıkların doğrudan solunması yoluyla bulaşmaktadır. Son derece ciddi sonuçlar doğurabilen bu hastalık, ilgili virüsün vücuda girmesiyle başlar. Bu bakteri ve virüsler, sıcağın etkisiyle bozulan yiyeceklerden, kirli sudan, egzoz gazı gibi çevreyi kirleten gazları solumaktan bulaşabilir. Zatürre mikrobu taşıyan kişilerle yakın temasta bulunmak ve aynı çatal ve kaşığı kullanmakla hastalık, kişiden kişiye de geçebilir. Ayrıca vaktinde tedavi edilmeyen bronşit de zatürreye dönüşebilir.

ZATÜRREDE RİSK ALTINDAKİ GRUPLAR KİMLERDİR?

Yaşı 65 ve üzerinde olanlar,
 
iki yaş altı çocuklar,
 
bağışıklık sistemi zayıflamış kişiler,
 
kemoterapi ve kortizon gibi bağışıklık sistemini zayıflatan ilaçları alanlar,
 
kronik akciğer hastalığı (astım, kronik bronşit, amfizem, bronşektazi),
 
kalp yetmezliği,
 
şeker hastalığı,
 
böbrek yetmezliği olanlar ve
 
dalak fonksiyonları bozuk veya dalağı alınmış olanlar zatürre için risk grubudur.

ZATÜRREDEN NASIL KORUNULUR?

Kapalı mekanlardan uzak durun: Zatürre mikrobu solunum yoluyla kolaylıkla bulaşabildiği için risk grubundaysanız kapalı mekanlardan mümkün olduğunca kaçının. Eğer mutlaka bulunmanız gerekiyorsa maske takmayı ihmal etmeyin.

Ellerinizi sık sık yıkayın: Özellikle toplu taşıma gibi kalabalık ortamlarda bulunduktan ve tokalaştıktan sonra, yemeklerden önce ellerinizi mutlaka sabunla yıkayın. Prof. Dr. Çuhadaroğlu, yıkama süresini kısa tutmamanız gerektiği uyarısında bulunarak, “Bu durumda mikroplar yeterince temizlenemiyor ve hastalık yayılmaya devam ediyor. Mikroplardan arındırmak için ellerinizin her bölgesini (bilekler, avuç içleri, parmaklar, parmak araları, el sırtı ve tırnak içleri) sabunla en az 15’er saniye ovmayı ihmal etmeyin” diyor.

Uykusuz kalmayın: Güçlü bir bağışıklık sistemi için günde 7-9 saat uyumaya özen gösterin. Hafta sonları da dahil olmak üzere uyku düzeninizi bozmayın ve alkol, kafein ile geç saatlerde yemek yemek gibi uyku kalitenizi olumsuz etkileyecek olan etkenlerden de kaçının.

Bol bol su için: Zatürreden korunmanın bir başka önemli yolu da, her gün bol bol su içmek. Ağız ve buruna ulaşan mikropların, bu bölgeler kuru ise daha rahat yerleştiklerine dikkat çeken Göğüs Hastalıkları Uzmanı Çuhadaroğlu, “Burun ve ağız bölgesinin nemli kalması için sadece yaz aylarında değil, sonbahar ve kış aylarında da bol su içmek çok önemli. Bu nedenle her gün 2 – 2.5 litre su içmeyi asla ihmal etmeyin” diyor.

Beslenmenize dikkat edin: Bağışıklık sisteminizi güçlendirmek için sağlıklı ve dengeli beslenmeye özen gösterin. Bunun için süt ve süt ürünleri, protein kaynakları (et, yumurta ve baklagil gibi), mevsim sebze ile meyveleri ve karbonhidrat kaynaklarını (tahıllar) sofranızdan eksik etmeyin. Kahvaltı başta olmak üzere öğünlerinizi aksatmamanız da çok önemli. Eksik beslenmenin yanı sıra katkılı besin kullanımı da enfeksiyonlara zemin hazırlayabiliyor. Gıdaların dayanıklılığını artırmak için kullanılan katkıların bazılarının antibiyotik etkili olması, bağırsaktaki yararlı mikropları öldürebiliyor ve dışarıdan gelen zararlıların hastalık yapmasına neden olabiliyor.

ZATÜRRE AŞISI KAÇ KEZ YAPILMALIDIR?

Zatürre aşısı yaptırın: Pnömokok zatürreye en sık neden olan mikroptur. KOAH ve astım hastaları, kronik hastalıkları olanlar (böbrek, karaciğer, diyabet), kalp ve damar hastaları, bağışıklık yetmezliği ve bağışıklık sistemini baskılayan tedavi görenler ile 65 yaş ve üzeri hastaların zatürreye en sık neden olan pnömokok mikrobuna karşı aşılanmaları öneriliyor. Yaşam boyunca bir veya iki kez yapılması çoğu kez yeterli oluyor.

Klimalara dikkat: Klimalı ortamda bulunuyorsanız eğer, doğrudan esintinin altında olmamaya özen gösterin. Çünkü klimaların filtre sistemlerinde uygun nem ve ısıda üreyen “lefionelle pnömonisine” maruz kalabilirsiniz. Toplumdaki bilinen adıyla lejyoner hastalığı özellikle risk altındaki kişilerde ölümcül olabiliyor.

Soğuk havada atkı kullanın: Hastalıklardan korunmak için mutlaka burnunuzdan nefes almanız gerektiğini hatırlatan Çuhadaroğlu, “Çünkü soğuk havayı doğrudan ciğerlere çekmek sorun oluşturuyor. Soğuk hava burun, boğaz ve hava yolu iç zarının soğumasına kan akımının bozulmasına, zarın çatlamasına, zar üstündeki koruyucu tüylerin işlev bozukluğuna neden oluyor. Burun solunumu yapısı gereği havayı ısıtıp nemlendiriyor. Burun solunumu, daha sıcak havayı solumamızı sağlayıp enfeksiyon riskini azaltıyor. Soğuk havada temiz bir atkıyla ağız ve burnu kapamak havanın biraz ısınmasını sağlayacağı için yararlı olabiliyor.” diyor.

ZATÜRRE TEDAVİSİ NASIL OLUR?

Antibiyotikler, bol sıvı alımı, istirahat, ağrı kesiciler ve ateş düşürücüler gibi tedaviler genellikle kullanılır. Hastaneye yatması gereken hastalarda daha farklı tedaviler gerekebilir. Çok ağır zatürre durumlarında yoğun bakımda yatış, solunum desteği uygulanma zorunluluğu doğabilir.

Zatürreye neden olan mikrobun belirlenmesi çoğu kez mümkün olmayabilir. Ancak zatürre tanısı konduktan sonra en kısa zamanda antibiyotik tedavinin başlanması gereklidir. Bu nedenle hastanın yaşı, kronik hastalıkları, zatürrenin şiddeti gibi durumlar dikkate alınarak antibiyotik tedavi başlanır. Balgamda herhangi bir mikrobun izlerinin saptanması ve bu mikrobun hangi antibiyotikle tedavi edilebileceğine dair veriler 72 saat içinde sonuçlanır. Sonuçlara göre antibiyotik tedavisi yeniden düzenlenebilir.

Gündem Haberleri