15 Temmuz şehidi Hurşut Uzel kimdir, Nasıl Şehit Oldu?

15 Temmuz şehidi Hurşut Uzel kimdir, Nasıl Şehit Oldu? Görevini tamamlamak için zorunlu olmadığı halde Cuma günü de işinin başında olan Uzel, o gece darbecilerin hain saldırısında şehadete yürüdü.

15 Temmuz şehidi Hurşut Uzel kimdir, Nasıl Şehit Oldu? Biri bu yıl üniversiteyi kazanan, diğeri lise ikinci sınıf öğrencisi iki kız ile ilkokula bu yıl başlayan bir erkek çocuk babası olan Uzel’in Özel Harekat Daire Başkanlığındaki görevi 15 Temmuz Cuma günü itibarıyla sona eriyordu, pazartesi günü eski görev yerine dönecekti. Görevini tamamlamak için zorunlu olmadığı halde Cuma günü de işinin başında olan Uzel, o gece darbecilerin hain saldırısında şehadete yürüdü.

Hurşut Uzel’in, TBMM’de Basın ve Halkla İlişkiler Daire Başkan Yardımcısı olarak görev yapan ağabeyi Reşit Uzel, o gece hem iki kardeş hem de görevinin başına koşan iki kamu görevlisi olarak yaşadıklarını anlattı. Darbe girişimiyle ilgili gelişmeleri öğrendiğinde TBMM’ye gitmek üzere yola çıkan Reşit Uzel, Özel Harekat Daire Başkanlığındaki patlamanın haberini alır almaz kardeşi Hurşut Uzel ile telefonla görüştü. Şehit polis, ağabeyine depoların vurulduğunu ancak kendisinin iyi olduğunu söyledi.

TBMM’ye girmek üzereyken Reşit Uzel’e, kardeşinden haber alınamadığı bilgisi ulaştı. Gece boyunca şehit polisi arayan Reşit Uzel, telefonlarına cevap alamadı.

TBMM bombaların hedefi olduğunda “iki kardeş aynı anda bombaların altındayız” diye düşünen Reşit Uzel, sabaha karşı sığınaktan çıktığında polislerden kardeşinin şehit olduğunu öğrendi. Hurşut Uzel, darbeciler tarafından ana üs olarak kullanıldığı öğrenilen Jandarma Genel Komutanlığına gitmeye hazırlandıkları sırada, Gölbaşı Özel Harekat Dairesi Başkanlığında hainlerin attığı bombaların hedefi olmuştu.

Ağabeyinin deyimiyle “bu  topraklara  ait  olan  her şeyi  çok  seven” Hurşut Uzel, şehitlik mertebesine ulaşan meslektaşlarını hem acı hem de gururla anıyordu.

Reşit Uzel, kardeşinin düşüncelerini şu sözlerle aktardı: “Şehitlik  onun  kabul  edilmiş  duasıydı diyebiliriz. Şehadetinden bir ay önce, televizyonda izlediği şehit  haberine ağlayan  anneme, ‘Şehitlik ağlanacak bir makam değil, bana bugün şehitlik teklif edilse hiç düşünmeden kabul  ederim’ diyor. O bu  cümleyi  kurduktan  yalnızca  bir ay  sonra bu  topraklar  için canını  verdi.

Öyle  zannediyorum ki dünyaya bir  daha  gelse  aynı  gaye için  can  vermeyi  seçerdi. Yazdıkları arasında eşinin  bulduğu şu iki mısra durumu özetliyor sanırım, ‘Oluk  oluk akacağız  kan  gibi / Bu  birliği  yaşatacağız  insan  gibi’.

Kaynak: AA

Biyografi Haberleri