17 Ağustos 1999 Marmara Depremi

Saadet Partisi İstanbul İl Kadın Kolları 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi ile ilgili basın açıklaması yayınladı.

Bugün her sene büyük bir üzüntüyle andığımız 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nin 18. yıldönümü. Merkez üssü Gölcük olan 7,4 büyüklüğünde ki deprem resmi kayıtlara göre 17.480 can aldı. Depremde 23.781 kişi yaralandı. 505 kişi sakat kaldı, 600.000 kişi evsiz kaldı. Yaklaşık 16 milyon insan, depremden değişik düzeylerde etkilendi. Yapım hatalarından çöken binaların müteahhitlerine yaklaşık 2100 dava açıldı. Davalardan 1800'ü hukuki boşluklardan dolayı cezasız sonuçlandı.
Bu gün akıllara gelen ilk soru ise ''İstanbul depreme ne kadar hazırlıklı?'' Ne yazık ki yapılan araştırmalara göre olası bir depreme 1999 depreminden daha hazırlıksız olduğumuz ortaya çıkıyor. Toplanma alanlarının birçoğuna AVM inşa edilmiş durumda. Ulaşım yolları ise adeta otopark haline geldi.  
Oysaki 17 Ağustos depreminin ardından yüzümüze çarpan toplumsal ve siyasal hataların düzeltileceğini sanmıştık. Sanmıştık ki topraklarımızın %92 si nüfusunun ise %95 i deprem riskiyle yüz yüze olduğu gerçeğini iyice zihinlerimize kazıdık.  
İnanılmaz bir hızla gelişen yapılaşma, riskleri daha da artırmakta, şehir topraklarına rant gözüyle bakan yaklaşım devam etmekte, toplanma bölgeleri bu yapılaşma furyası ile bir bir elden çıkmaktadır.
İstanbul Valiliği’nin oluşturduğu Afet Koordinasyon Kurulu, 1999-2003 yılları arasında İstanbul’da olası bir deprem sonrasında afet toplanma alanı olarak 470 yer belirledi. 562 cadde ise ‘1.Derece Acil Ulaşım Yolu’ yapıldı. Ancak, aradan geçen 18 yılda geçici toplanma alanı olarak ayrılan yerlerin birçoğu imara açılırken, olası bir depremde ulaşım yolu olarak planlanan pek çok güzergâh da adeta otopark haline geldi.
Belirlenmiş olan bu alanlar uzunca bir süre İl Afet Merkez Kurulu’nun ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin web sayfasında kaldı. Konu gündeme gelince ilgili sayfalardan kaldırıldı.

İmara açılan yerlerden bazıları;  
* Torun Center’ın yükseldiği Ali Sami Yen Stadı,
* Zorlu AVM’nin yer aldığı Zincirlikuyu’daki Karayolları 17’nci Bölge Müdürlüğü arazisi,
* Taş Yapı’nın gökdelenlerinin yer aldığı Kadıköy Meteoroloji binası ve alanı,
* Akasya AVM’nin yer aldığı Acıbadem’deki eski Otosan Fabrikası arazisi,
* Bakırköy’deki Marmara ve İstanbul Forum AVM’nin bulunduğu alan,
* Zeytinburnu’ndaki 16.9 kulelerinin yer aldığı arazi.

AFAD yetkilileri ise İstanbul’daki toplanma alanı sayısının 1332, geçici çadır kurulum alan sayısının ise 77’ye ulaştığı bilgisini veriyor. Ancak bu yerlerin nereleri olduğu konusunda bir açıklama yapılmıyor.
Biz Saadet Partisi İstanbul Kadın Kolları olarak şu soruyu yetkililere soruyoruz ve tüm İstanbullularında sormasını istiyoruz; AFET SONRASI TOPLANMA YERİM NEREDE?  
Deprem başta olmak üzere afet risklerini bir planlama sorunu olarak algılamadığımız, kentlerimizi ve insanımızı, ısrarla sürdürdüğümüz rant odaklı politikalara feda ettiğimiz sürece, afetlerin yıkıcı etkisi her defasında yüreğimizi kavuracaktır.
Diğer yandan yasalarla belirlenmiş yetkileri ve yaptırım gücü olmamasına karşın Bakanlıklar ile DPT’nin yapamadığı uyarıları ve alınması gereken önlemleri ve öncelikli eylemleri, yaptığı çalışmalarla tanımlayan ULUSAL DEPREM KONSEYİ de 2007 yılında kapatılmıştır.  

Afet öncesi risk azaltmayı esas alan, uzun vadeli, kalıcı çözümler üreten sosyal-mekânlarla planlamaya gerekli önem verilmemiş, planlama reddedilmiştir. Hâlbuki sağlıklı kentleşme afetlere karşı alınacak tedbirlerin başında gelmektedir.
Depreme karşı durmayı, sadece yapı bazında güçlendirme ve zemin özellikleri açısından uygun yerler seçmek olarak algılamak yetersizdir.
Sürdürülen kentsel dönüşüm de deprem odaklı değildir. İstanbul’u depreme hazırlamak için tüm kent bileşenlerini depreme hazır hale getirmek gerekir. Bu bileşenler de şunlardır: Altyapı, yapı stoku, çevre, toplum, ekonomi ve yönetim.
Yapılaşma süreçlerinde başvurulan betonarme teknolojisinin aldatıcı kolaylığı, ehliyetsiz üretimi körüklemiştir. Kayıtdışı süreçlerle oluşan kaçak yapı stokunun genişliği, bunların aflara konu edilmesi, kentlerimizde riskleri özellikle yükseltmiştir.
Afet ve şehircilik konularında sorumlu kurum ve kuruluşlar ise görevi gereği, afetler oluştuktan sonra kurtarma ve yardım işi ile sınırlıdırlar. Türkiye’de afet mevzuatı ve kurumları, mekânları planlama mevzuat ve kurumlarından kopuktur.
İstanbul’da yapılaşma, betonlaşma ve asfalt üzerine, özelliklede dikey mimari ile oluşturulmaya devam ediyor
Marmara Bölgesi açısından İstanbul merkezli büyük bir deprem olasılığı ülkemizin sürekli gündeminde iken doğrusu Başbakanımızdan “Bu gerçeği bilerek, bu alanda bilinçlenerek altyapı, üst yapı tedbirlerini alarak deprem gerçeğiyle yaşamayı öğrenmek mecburiyetindeyiz.” sözünü duymak yerine, deprem kuşağında yaşayan insanlar olarak, bunca yıldır hangi tedbirleri aldıklarını hangi çalışmaları yaptıklarını öğrenmek isterdik.
Biz Saadet Partisi İstanbul Kadın Kolları olarak 17 Ağustos 1999 depreminin yıl dönümünde “önce insan” odaklı bir yapılaşmayı,  sağlıklı bir kentleşmeyi ve afetlere karşı alınacak tedbirleri içeren bir planlamanın acilen ortaya konulması talebimizi yetkililere bu vesileyle  duyuruyoruz.

Gündem Haberleri