1915 Olayları Nedir | Hollanda'nın Cuma Hutbesi Soruşturması

'1915 olaylarını' soykırım olarak tanımaya hazırlanan Hollanda, Türkiye ile gerilimi tırmandıracak bir adım daha attı. Hollanda Sosyal İşler Bakanı Cuma Hutbesi ile ilgi soruşturma başlattı. Tüm detaylar haber sitemiz bolgegundem.com'da.

Sosyal İşler Bakanı Wouter Koolmees, ''cihadı öven'' ve ''şehadet şerbetinin tatlılığından'' söz eden hutbenin kesinlikle kabul edilemez olduğunu söyledi.

Telegraaf gazetesine göre, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Zeytin Dalı Harekatı’na destek amacıyla hazırladığı “Cihat: Allah yolunda canla ve malla mücadele” başlıklı hutbe Cuma günü Hollanda’daki bazı camilerde de okutuldu.

Hollanda Diyanet Vakfı’na (HDV) bağlı Hoorn kentindeki Türk caminde okunan Cuma hutbesini kaydeden Telegraaf gazetesi, bunun Türkiye’deki camilerde okutulan metinle aynı olduğunu yazdı.

Gazete, Ankara’dan Avrupa’daki camilere haftalık olarak hutbe gönderildiğini belirterek, HDV’ye bağlı 140 caminin kaçında aynı metnin okunduğunun bilinmediğini bildirdi.

''TÜRK YETKİLİLERDEN AÇIKLAMA İSTENECEK''

Sosyal İşler Bakanı Koolmees, bu haber üzerine inceleme başlatılmasını istedi. Hutbede kullanılan ve cihadı öven dilin kabul edilmez olduğunu söyleyen Hollandalı bakan, Türk yetkililerden açıklama isteneceğini bildirdi.

Koolmees, cihat konusunda hutbe okunmasını ''çok ciddi bir durum'' olarak değerlendirdi. Sosyal İşler Bakanı, Türkiye kökenli Hollandalı gençlerin bu vaazlardan etkilenerek Türk savaşına katılmasını istemediklerini belirterek ''Bunu önlemek zorundayız'' dedi.

HOLLANDA DİYANET’İ YALANLADI

HDV yetkilileri ise Diyanet’in Afrin harekatına destek amacıyla hazırladığı hutbenin Hollanda’daki camilerde okutulmadığını savundu.

Lahey’deki Diyanet yetkilileri, Telegraaf’ın haberini yalanlayarak, “Bu mümkün değil. Bir yıldır Türkiye’deki resmi metinler yerine kendi yazdığımız vaazları veriyoruz. Bu hafta da Cuma hutbesi hayır işleriyle ilgiliydi” görüşünü öne sürdü.

HUTBEDE NE DENİYORDU?

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan ve Cuma günü Türkiye’deki camilerde okutulan hutbede, “Müminin inancı, varlığı, vatanı, bekası ve hürriyeti için silahlı mücadeleye girmesi ise cihâdın en üst seviyesi” olarak tanımlandı.

Cuma hutbesinde, şu görüşlere yer verildi:

''Bugün de millet olarak canımızla ve malımızla bir beka mücadelesi veriyoruz. Mehmetçiğimiz, inancımız, bayrağımız, vatan toprağımız uğrunda hiç çekinmeden varlığımızı feda edebileceğimizi bütün dünyaya bir kere daha gösteriyor. Ömrünün baharında şehadet şerbetini yudumlayan her bir vatan evladı, adeta bizlere Rabbimizin şu müjdesini haykırıyor: 'Allah yolunda öldürülenlere sakın 'ölü' demeyin. Onlar diridirler. Ancak siz bunu idrak edemezsiniz.'''

Hollanda’da muhalefet partileri, Türkiye’nin Afrin’de gerçekleştirdiği Zeytin Dalı harekatına tepki göstererek, hükümet tarafından resmi dille kınanmasını istiyor.
İstifa eden Hollanda Dışişleri Bakanı Halbe Zijlstra’ya vekalet eden Dış Ticaret ve Kalkınma Bakanı Sigrid Kaag, hükümetin 3 hafta içinde Afrin harekatına ilişkin nihai kararını açıklayacağını söyledi.

1915'TE NELER OLDU?

1915 Ermeni Olayları
Rus ordularının Osmanlı ve Rusya’daki Ermenilerden kurulmuş olan gönüllü birlikler öncülüğünde doğuda Osmanlı topraklarına girmesiyle Osmanlı ordusunda bulunan Ermeniler de silahları ile birlikte firar ederek Rus kuvvetlerine katıldılar. Seferberlik ilanına rağmen askere gitmeyi reddeden Ermeniler de dağa çıkarak çeteler oluşturdular. İlerleyen Rus orduları 1915 yılı ortalarından itibaren Van, Muş ve Bitlis’i, ardından da Erzurum, Erzincan ve Trabzon’u işgal ettiler.


Aslında Ermeniler, Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Savaşı’na katılmasını fırsat olarak görmüşlerdi. Hınçak ve Taşnak komitelerinin öncülüğünde Anadolu’nun birçok yerinde isyan başlattılar ve Rusların işgal ettiği bölgelerde masum halka karşı katliama giriştiler. Kendilerine katılmayan Ermenileri bile öldürmekten çekinmediler. Ermeni komitelerinin “Kurtulmak istiyorsan önce komşunu yok et.” talimatı üzerine isyancı Ermeniler, eli silah tutan Türk erkeklerinin cephelerde bulunması ile savunmasız kalan Türk köylerine saldırarak katliam yaptılar. Van’ın Zeve köyünde olduğu gibi birçok köyün halkını çoluk çocuk demeden katlettiler. Kayseri’de, Maraş’ta, Muş’ta, Bitlis’te, Diyarbakır’da, Elazığ’da ve Van’da isyan ederek katliamda bulundular. Ayrıca Osmanlı kuvvetlerini arkadan vuran Ermeniler, Osmanlı birliklerinin harekâtını engellemiş, ikmal yollarını kesmiş, köprü ve yolları imha etmiş, Rusya’ya casusluk yapmış ve bulundukları şehirlerde isyan ederek Rus işgalini de kolaylaştırmışlardır.
I. Dünya Savaşı’nın bütün hızıyla sürdüğü Çanakkale Cephesi’nde ölüm – kalım mücadelesinin verildiği bu dönemde, Osmanlı Devleti, Ermeni – Rus iş birliğini önlemek için birtakım önlemler almak zorunda kaldı. 24 Nisan 1915’te “Ermeni komite merkezlerinin kapatılması, belgelerine el konulması ve komite başkanlarının tutuklanması”nı birgenelge ile tüm komutanlıklara bildirdi. Bu genelge üzerine İstanbul’da Hınçak ve Taşnak komite büroları kapatılarak üyeleri tutuklandı. Ermenilerin, 1915 olaylarının yıl dönümü olarak andıkları 24 Nisan günü bu genelgenin yayımlandığı gündür.


Alınan önlemler sonuç vermeyince 27 Mayıs 1915’te Tehcir (Göç) Kanunu çıkarıldı. Bu yasa ile Ruslarla iş birliği yaparak katliama girişen Ermeniler bulundukları yerlerde, tehlike oluşturdukları için yaşadıkları illerinden güvenli bir Osmanlı toprağı olan Suriye’ye göç ettirildiler. Osmanlı Devleti, savaş içinde olmasına rağmen göç ettirilen Ermenilerle ilgili tedbir ve önlemler almıştır. Göç ettirilen Ermenilerin vergileri ertelenmiş, diledikleri eşyalarını almalarına izin verilmiş, yol boyunca saldırılara karşı korumak ve ihtiyaçlarının giderilmesi için memurlar görevlendirilmiş, can ve mal güvenlikleri için karakollar kurulmuştur. Ayrıca I. Dünya Savaşı’nın sona ermesi halinde uygulanmak üzere Tehcir Kanunu’na tabi tutulan Ermenilerin dönüşlerini düzenleyen Geri Dönüş Kararnamesi yayınlanmıştır.

Gündem Haberleri