2045'ten geldim dedi anlattıkları şoke ettİ

Adının Adam Archon olduğunu söyleyen zaman yolcusu, zamanda yolculuk teknolojisinin 1981 yılından bu yana kullanıldığını söyledi. Zaman yolcusu Archon, 2019 yılından 2045 yılına seyahat ettiğini öne sürdü.

Adının Adam Archon olduğunu söyleyen zaman yolcusu, zamanda yolculuk teknolojisinin 1981 yılından bu yana kullanıldığını söyledi.

Zaman yolcusu Archon, 2019 yılından 2045 yılına seyahat ettiğini öne sürdü.

İddiaya göre insan hakları savunucusu Martin Luther King Jr.'ın torunu Yolanda Renee King 2045 yılında ABD'nin son resmi başkanı olacak.

Yolanda Renee King, ABD tarihinin gördüğü en başarılı başkan olarak görev yapacak.

Zaman yolcusu ayrıca gelecekte gerçekleşeceğini öne sürdüğü bazı olaylardan da bahsetti.

Zaman yolcusu Archon'un iddiaları şu şekilde sıraladı. 2019 yılında UFO ihbarlarında patlama yaşanacak ve aynı yıl uzaylılarla ilk temas için adımlar atılacak.

Ağustos 2028'de uzaylıların varlığı kamuoyu ile resmen paylaşılacak. Zaman yolcusu Archon uzaylıların nereden geldiğini söyleyemeyeceğini fakat uzaydan gelmediklerini belirtiyor.

Şubat 2029'da insanların beynine çip yerleştirilmeye başlanacak ve çip sayesinde insanların beyin fonksiyonları artacak ve sağlıklı şekilde yaşamın kapıları aralanacak

2030'lu yıllarda dünyadaki tüm ülkeler tek bir devlet adı altında toplanacak.

2033 yılında The Light adı verilen yapay zeka teknolojisi kullanıma sunulacak.

Videoyu izleyen çok sayıda kişi, zaman yolcusunun iddialarının 2030'dan geldiğini öne süren ünlü zaman yolcusu Noah ile birebir benzerlik gösterdiğine dikkat çekti

Bir kullanıcı ise "2030'lu yıllarda dünyada tek bir devlet olacaksa 2045'te ABD nasıl başkan seçecek?" sorusunu yöneltti

ZAMAN YOLCULUĞU MÜMKÜN MÜ?

Temellerini Philosophiæ Naturalis Principia Mathematica (Doğa Felsefesinin Matematiksel Prensipleri) isimli kitabıyla 17. Yüzyılda Isaac Newton’ın attığı, ve sonrasında başta J.L. Lagrange, W.R. Hamilton ve C.G.J. Jacobi olmak üzere bir çok fizikçinin ve matematikçinin geliştirdiği klasik mekanikte, ya da kısaca Newton fiziğinde, mutlak bir zaman kavramı vardır. Bütün gözlemcilere göre zaman aynı yönde ve eşit hızda akar. Bu bizim günlük hayattan alışkın olduğumuz ve içgüdülerimize de doğru gelen zaman anlayışıdır.

Zamanın fiziksel dinamiklerden ya da gözlemcilerden bağımsız ve mutlak olması demek, Newton fiziği çerçevesinde bizim zamanda ileri ya da geri gidebilmemizi imkansız kılmaktadır. Bu Newton kanunlarının doğrudan bir sonucudur: Newton, etrafında gözlemlediği olguları açıklayabilmek için mutlak uzay ve mutlak zaman kavramlarına ihtiyaç duymuş, bu kavramlarla oluşturduğu fizik de doğayı açıklayabilmiştir. Bu yüzden de Newton fiziği kapsamında en baştan zaman yolculuğunun olamayacağını kabul etmiş oluruz.

Albert Einstein’ın 1905 yılında geliştirdiği Özel Görelilik teorisine göreyse durum farklıdır. Newton’un mutlak zaman ve mutlak uzay kabullerinin aksine Einstein mutlak olması gerekenin ışığın farklı gözlemcilere göre hızı olduğunu ileri sürmüştür. Fiziğin bütün gözlemcilere göre de aynı olmasını şart koştuğumuzda da mutlak zaman ve mutlak uzay kavramları kalkmak zorunda kalmıştır.

Bu durumda ek bir şart koymazsak, Einstein’ın Özel Göreliliği başka gözlemcilere göre hızımızı değiştirerek o gözlemcilerin geçmişlerine ve geleceklerine gitmemize izin vermektedir. Gerçekten de matematiksel olarak sadece durgun olduğumuz biriyle aynı zamanı paylaşırız. Eğer ki bir arkadaşımıza göre ışık hızından daha az hızlarla hareket ediyorsak, bizim zamanımın ona göre daha yavaş akacaktır, ve biz bu şekilde bir süre hareket edip sonra tekrar ona göre duracak olursak bize göre daha az zamanda ona göre daha çok zaman geçirmiş oluruz: Yani arkadaşımızın geleceğine gitmiş oluruz!

Dünya Haberleri