Son günlerde yaşlı genç, ünlü ünsüz 30 milyondan fazla kişinin katıldığı 20li yaşlara ait fotoğraf paylaşma akımı, sosyal medyanın gündemine oturdu. Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi ve Dijital İletişim Araştırmacısı Doç. Dr. Ali Murat Kırık, bu akımların o kadar da masumane olmadığını savunarak, "Bu, yapay zekanın insanlarda yaş ilerlemesini daha iyi öğrenmesine yardımcı olur" dedi.
"VERİLERİ KİMLERLE PAYLAŞTIĞINIZI BİLMEK DE ÖNEMLİ"
Tüm sosyal medya kullanıcılarının ilgiyle takip ettiği akımlardan bir yenisi olan ve tek amacı eğlence gibi görünen 20li yaşlarda fotoğraf paylaşma akımı, ünlü isimlerin de dahil olmasıyla viral haline geldi.
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Murat Kırık, zararsız bir eğlence gibi görünen bu akımlara katılmak ve hatta çocuklarımızın katılım göstermesine izin vermenin çok normal ve zararsız gibi görünmesinin ardında aslında farklı sebepler yatabileceğini savundu.
Yapay zekanın toplu bilgi veritabanlarını toplamak için makine öğrenimi tekniklerini kullandığını hatırlatan Doç. Dr. Ali Murat Kırık, "İyi vakit geçirdiğiniz eğlenceyi yayınlarken, kişisel verileriniz, yani yüzünüz birçok farklı şirketin yüz tanıma yazılım programları tarafından taranıyor. Bu programlar sizi etiketliyor, bilgilerinizi inceliyor ve kişisel hesabınızda bilgi oluşturuyor.
Sosyal medyada arkadaşlarınızla fotoğraf paylaşmak eğlenceli olabilir, ancak gizlilik ayarlarınızı ve bu verileri kimlerle paylaştığınızı bilmek de aynı derecede önemlidir. Zira son iki günde Türkiye'de bu akıma dâhil olan kullanıcı sayısı 30 milyonun üzerine çıkmış durumda" dedi.
"YÜZ TANIMA ALGORİTMASI SİSTEMLERİ CİDDİ BİR VERİ DESTEĞİ SAĞLIYOR"
Beğenilme arzusunun bağımlılık yapabileceğini dile getiren Dijital İletişim Araştırmacısı Doç. Dr. Kırık, bu hissin salgıladığı endorfinle her zaman daha fazlasını isteme arzusunun doğacağını, bazı kişilerin sosyal medya katılımları yoluyla gördükleri olumlu ilginin, onları tekrar tekrar paylaşım yapmaya ittiğini belirtti.
"Aynı şekilde büyük veri, ele alınamayacak kadar büyük veya karmaşık olan veri kümelerini analiz etme, sistematik olarak bilgi çıkarma veya bunlarla başka şekilde ilgilenme yollarını ele alan bir alandır. Akımların büyük veriye hizmet ettiğini ifade edebilmek mümkündür." diyen Murat Kırık, haz uğruna kendi kişisel verilerimizi paylaştığımıza değinerek, "Örnek vermek gerekirse yaşla ilgili özellikler ve daha spesifik olarak yaş ilerlemesi (örneğin, insanlar yaşlandıkça nasıl görünecekleri) üzerine bir yüz tanıma algoritması oluşturmak istediğinizi düşünün.
İdeal olarak, çok sayıda insanın resmini içeren geniş ve titiz bir veri kümesi istersiniz. Böylelikle yüz tanıma algoritması sistemleriniz ciddi bir veri desteği sağlanmış olur." ifadelerine yer verdi.
"BU YAPAY ZEKANIN YAŞ İLERLEMESİNİ ÖĞRENMESİNE YARDIMCI OLUR"
Yüz yapısı, dış hatları, cilt rengi ve yaşlanmadaki değişiklikleri daha iyi anlamak için yüz tanıma algoritmalarını geliştirmek için tüm bu verilerin çıkarılabileceğini aktaran Doç. Dr. Kırık, yapay zekanın çalışma şeklinin insan beynine çok benzediğini ifade ederek, "Beynimiz, bilgiyi bir alandan diğerine taşıyan sinir ağları üzerinde çalışır ve tekrarlanan veri girişi yoluyla, sonunda bilgiyi saklar ve öğreniriz.
Öğrenme yeteneğinde ustalaştıktan sonra, veri parçalarını bir araya getirmeyi ve fikirler oluşturmayı ve hatta sorunlara çözümler keşfetmeyi başarırız. Yapay zekanın temel tasarımı, yapay bir sinir ağı sistemidir. Oluşturulduğunda bilgi olmadan başlar, ancak veri beslemesi gerekir. Örneğin, bir yüz tanıma programına öğrenmesi için milyonlarca yüz verilebilir. Bebeklerden yaşlılara kadar insanların görüntülerini kapsar.
Buradaki temel sorun bu verilerin bir gün kötüye kullanılacağı ve kendi kişisel verilerinizin rızanız olmadan toplanacağı fikridir. Şirketler imajınızdan yararlanıyor ve katılımınız için size para bile verilmiyor" şeklinde konuştu.
"HEDEFLİ REKLAMCILIĞA DESTEK OLUNUYOR"
Yüz tanıma sistemlerinin biyometrik verilerimizi kullanarak reklamcılık adına bir faaliyet güdüldüğünün altını çizen Doç. Dr. Ali Murat Kırık, sosyal ağlara birçok fotoğrafın yükseldiğini ve ağların bu fotoğraflara erişebildiğini, ancak asıl sorunun eski ve yeni fotoğrafların yan yana paylaşılması olduğunu, bu sayede sosyal ağların bunları analiz etmesinin çok daha kolay olduğunu belirtti.
Ayrıca, insanların nasıl göründüğünü ve nasıl yaşlandıklarını yakalamaya çalışan teknoloji için bu durum çok daha kullanışlı olduğuna dikkat çeken Kırık, "Sonuç olarak bu yeni derlenmiş verilerle, hedefli reklamcılığa destek olunacağı açıktır.
Yaşlarımız ilerledikçe, reklam mesajları bizler için birçok özelliğe göre değiştirilecek ve görsel özellikler de önemli bir kriter haline gelebilecektir. Böylece bu durum konum izleme, beğenilerimiz ve etkileşimlerimiz ile bir araya geldiğinde durumun vahameti daha iyi anlaşılmaktadır.
Katılmak eğlenceli olsa da, çevrimiçi gönderdiklerinizin kişisel verileriniz için riske değdiğinden emin olunuz.
Her zaman gizlilik ayarlarınızı kontrol edin ve zamanınıza ve emeğinize değecek şeylere katılımınızı sınırlayın.
Çocuklarınızı da koruyun ve yayınlayabileceklerini sınırlayın. Ayrıca, herhangi bir görüntüyü göndermeden önce, fotoğraf arka planınızdaki tüm meta verileri kaldırdığınızdan emin olun. Zira yüzünüzü başkasına veriyorsanız yakın gelecekte ev adresinizi de vermenize gerek kalmayacak" ifadeleriyle açıklamasını sonlandırdı.