6'lı masada Ümit Özdağ çatlağı, Kılıçdaroğlu iktidar olabilmek için önüne gelenle protokol imzalıyor

Millet ittifakının bitmek bilmeyen tartışmaların yanı sıra Kemal Kılıçdaroğlu'nun iktidar olabilmesi için önüne gelenle yeni protokoller imzalaması seçmende güvensizlik oluşturduğu gibi, 2. tur öncesi Zafer Parti'si ile yapılan pazarlıklar ve yeni protokol 6'lı masada krize yol açtı.

millet ittifakının cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nun14 Mayıs'ta alınan başarısız sonuçlardan sonra 28 Mayıs'ta yapılacak 2. tur seçimler öncesi iktidar olabilmesi için adeta bütün tuşlara basarak önüne gelenle protokoller imzalaması ve en son olarak Zafer Parti'si genel başkanı Ümit Özdağ'ın bütün şartlarını kabUl ederek yeni bir protokol imzalaması 6'lı masada krize yol açtı. Bu durumu haber 7 köşe yazarı Mehmet Acet, köşesinde "6'lı masada Ümit Özdağ çatlağı" kaleme aldı

İşte Mehmet Acet'in köşe yazısı

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turuna ATA İttifakı’nın adayı olarak giren ve %5,17 oranında oy alan Sinan Oğan, önceki gün düzenlediği basın toplantısı ile 28 Mayıs’ta yapılacak olan ikinci tur seçimde, Cumhur İttifakı adayı Tayyip Erdoğan’a destek vereceklerini açıkladı.

ATA İttifakı malum, ikinci tur öncesi görüş ayrılıkları nedeniyle dağıldı.

Sinan Oğan’la, Zafer Partisi Genel Başkanı olarak seçimlere girip %2,2 oranında oy alan Ümit Özdağ’ın yolları ayrıldı.

Oğan’ın açıklamasından sonra gözler, dün saat 11.00’de kararını açıklayacağını duyuran Ümit Özdağ’a çevrildi.

Saat 11.00 olduğunda seçim sürecini yakından takip eden herkes haber kanallarını açıp Ümit Özdağ’ı beklemeye başladı.

Ancak, beklenen açıklama duyurulan vakitten yaklaşık 2 saat sonra geldi.

Üstelik, bir karar da çıkmamıştı.

Peki ne olmuştu?

Pazartesi günkü görüşmede Kılıçdaroğlu, kendisine destek veren ittifakın diğer liderlerinin de görüşünü almak istediğini Özdağ’a bildirmiş, ancak ‘diğer liderlerin’ bir kısmı, Özdağ’ın taleplerine karşı çıktığı için bir uzlaşma sağlanamamıştı.

Özdağ, açıklamasında “büyük ölçüde ilerletmiş bulunuyoruz” dediği ‘protokol görüşmelerini’ Kılıçdaroğlu ile bir kere daha ele alacaklarını duyurdu.

İkinci tur için vakit yaklaşırken, Sinan Oğan’ın da rakibi Erdoğan’a destek vermesi nedeniyle Kılıçdaroğlu’nun, Ümit Özdağ’ın taleplerine yekten ‘hayır’ deme şansı bulunmuyor.

Hatta, vakit kazanarak işi uzatacak, bir pazarlık yaparak şartları dengeleyecek kadar da eli güçlü değil.

Vakit daraldı ve tuşlarına ayna anda basmakta olduğu telefona birilerinin ‘alo’ diye cevap vermesi gerekiyor.

O nedenle, bugün Ümit Özdağ, Kılıçdaroğlu ile yaptığı anlaşmaya binaen yüksek ihtimalle destek açıklamasında bulunacak.

"ÖZDAĞ’IN ŞARTLARI, SAVAŞ KAYBETMİŞ BİRİNİN ÖNÜNE KONAN TESLİM ŞARTLARINA BENZİYOR"

Biraz abartılı bulabilirsiniz diyeceğimi ama yine de diyeceğim.

Özdağ’ın, Kılıçdaroğlu’nun önüne koyduğu şartların bazılarına, savaş kaybetmiş bir ülkenin liderlerinin önüne koyulabilecek türden şartlar gözüyle bile bakılabilir.

Bu şartların neler olduğunu Özdağ, dünkü basın açıklamasında kendisi bizzat duyurdu.

Aktaralım:

“Gönüllü değil, zorla (sığınmacılar için) 1 sene içerisinde uluslararası hukuka uygun olarak. Keza Türkiye’nin güvenliği açısından terörle mücadelede Türk devletinin hukukun içerisinde terörle ilintili yerel yöneticilerin yerine devlet görevlilerini kayyım olarak ataması imkanının her zaman olması gerektiğini düşünüyoruz”

Sığınmacılar bahsinde Kılıçdaroğlu’nun Özdağ’la ‘mesafesinin’ çok açık olmadığı söylenebilir.

Ancak, kayyım meselesinde CHP liderinin ve onunla birlikte hareket eden 6’lı masanın diğer aktörlerinin açık taahhütleri var.

Nerede bu taahhütler?

Ocak ayında açıkladıkları Ortak Politikalar Mutabakat Metninde.

9 ana başlık ve 2 bin 500’e yakın maddeden oluşan bu metinde kayyım meselesiyle ilgili, "Seçme ve seçilme hakkını yok sayan kayyım uygulamalarına son vereceğiz" ifadesi yer alıyor.

Yukarıda dediğim gibi şu anda telefonun bütün tuşlarına aynı anda basmakta olan, (yalnız bu yöntemle kayıtlı bir telefon numarasına ulaşmak pek mümkün olmaz) Kılıçdaroğlu’nun, her durumda Özdağ’ın şartlarına tamam deme ihtimali yüksek.

Bunun sonucunu büyük ihtimal bugün göreceğiz.

"KILIÇDAROĞLU, MASADAN YÜKSELEN İTİRAZ SESLERİNİ DİKKATE ALACAK MI?"

Ancak, dün bu yazıya başlamadan önce bu konudaki tutumlarını öğrenmeye çalıştığım muhalefetin diğer paydaşları arasında Ümit Özdağ’a yönelik hem bir güvensizlik, hem de bir tepki havası olduğunu fark ettim.

Denilene göre Ali Babacan, Ümit Özdağ’la Kılıçdaroğlu arasında yürüyen protokol görüşmeleriyle ilgili olarak kendilerini Ortak Politikalar Mutabakat Metni’nin bağladığını, oradaki kararlara ters düşecek bir tutum sergilemeyeceklerini söylüyormuş.

‘Kayyım’ meselesi o nedenle hassas bir konu.

HDP üzerinde nasıl bir etki üreteceği ayrıca konuşulabilir ama esasen 6’lı masanın paydaşları arasında bir konsensüs oluşmadan Kılıçdaroğlu’nun telaşla ve oradaki itirazların üstüne yatarak Ümit Özdağ’la bir anlaşma yapması mümkün olacak mı?

İşin bu kısmını dikkatle izlemek lazım.

Suriyeli sığınmacıların ‘zorla’ gönderilmesi meselesi de, masa dengeleri açısından önem taşıyor.

Özdağ’ın bu dayatması, bu haliyle kabul görür, hele hele yazılı bir metne dönüşürse, seçim telaşı içerisinde bile olsa, 6’lı masa içinde kimlerin nasıl bir ilkesizlik içerisine düştüğü ibretamiz bir şekilde karşımıza çıkabilir.

Kaynak: Haber7

İlk yorum yazan siz olun

Siyaset Haberleri