Diarbakır'ın Sur ilçesinde, 2 Aralık 2015 günü ilan edilen sokağa çıkma yasağının ardından bölgedeki teröristlerin temizlenmesi için başlatılan operasyonlar 81'inci gününe girildi.
Sokağa çıkma yasağının ardından Sur ilçesinde barınan teröristlerin temizlenmesi için başlatılan operasyonlarda hendekler kapatılıp, barikatlar kaldırılmaya devam ediyor. Operasyonlar tüm hızıyla devam ederken, ilçede yaşanan terör olayları ibadethaneleri de olumsuz etkiledi. İmamların güvenlik gerekçesiyle gidemedikleri ve operasyon bölgesindeki 4 cami ile birlikte operasyon bölgesi dışında kalan ve 856 yıldır ibadet veren Hz. Süleyman Camii'nin kapısına da kilit vuruldu. Operasyonların yoğun olarak yaşandığı Hasırlı ve Fatihpaşa Mahallesi'nde bulunan Kurşunlu, Hacı Hamit, Hasırlı ve Kadı Camileri geçici olarak ibadete kapatılırken, bölgenin önemli ibadethanelerinden olan Hz. Süleyman Camii'nin kapısına da kilit vuruldu.
Terör olayları dolayısıyla kapısına kilit vurulan camilerden biri olan Hz. Süleyman Camii minaresindeki kitabelerden anlaşıldığı üzere Nisanoğlu Ebul Kasım tarafından 1155-1160 yılları arasında yaptırılarak ibadete açıldı. İç Kale'de Oğrun Kapı'nın güneyindeki burcun kenarında yer alan caminin en önemli özelliği Hz. Ömer döneminde Diyarbakır'ın fethinin buradan başlaması.
CAMİDE 27 SAHABE KABRİ BULUNUYOR
Hz. Ömer zamanında İslam orduları tarafından fethedilen Diyarbakır'ın Sur ilçesindeki Hz. Süleyman Camii'nin bir bölümünde bu fetih zamanında şehit düşen 27 sahabenin kabrinin bulunması nedeniyle camiye çok sayıda ziyaretçi geliyordu.
Nisanoğlu Ebul Kasım tarafından 1155-1160 yılları arasında yaptırılarak ibadete açıldı. İç Kale'de Oğrun Kapı'nın güneyindeki burcun kenarında yer alan caminin en önemli özelliği Hz. Ömer döneminde Diyarbakır'ın fethinin buradan başlamasıdır. Caminin bitişiğinde Osmanlılar döneminde yapılan Halid Bin Velid'in oğlu Süleyman ile Diyarbakır'ın Araplar tarafından alınışı sırasında şehit düşen diğer sahabelerin burada yattığı bilinmektedir. Sahabelerin burada olması burayı bir ziyaretgah haline getirmiştir. Yapı günümüzde de geçmişten gelen önemini korumakta ve hala ziyaret yeri olma özelliğini devam ettirmektedir. Bu özelliğiyle yapıya sürekli onarım ve eklemeler yapılmıştır. Cami 1631-1633 yılları arasında Vali Silahtar Murtaza Paşa tarafından yanındaki meşhedle birlikte esaslı bir onarım görmüştür. Eğimli arazi üzerine kurulan cami, farklı dönemlere ait yapılarla bir topluluk haline gelmiştir. Batısında bir Sahabeler Türbesi, namazgah ve bir çeşme bulunmaktadır. Kuzeyinde de bir türbe ve bir çeşmeye yer verilmiştir. Yapının mimarı belli değildir. Cami kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen bir alanı kaplamaktadır. Kuzeyinde bulunan son cemaat yerinden harime geçiş sağlanmaktadır. Neredeyse tamamı taştan yapılmış olan yapıda ilgi çekici süsleme özelliklerine rastlanmamaktadır. Caminin iç kısmında mihrap nişi ve tavandaki kalem işi süslemelerle sınırlı kalan yapıda süsleme unsurları cephede kitabe olarak karşımıza çıkmaktadır. Caminin kuzey doğusunda kare gövdeli bir minare yer almaktadır. Minarenin gövdesi silmeli yazı kuşaklarıyla beş bölüme ayrılmıştır. Kalker üzerine sülüs yazı kullanılan kitabelerde harflerin araları Rumi ve palmetlerin işlendiği kıvrık dallarla hareketlendirilmiştir. Kitabeler yarım oluk ve düz bir silme ile üç yönden çevrilmiştir. Minarenin doğusunda yer alan kitabe güneyindeki kitabeye göre daha sağlam durumdadır.