ABD Türkiye Büyükelçiliği’nden yapılan ve heyetin gazetecilerin sorularını yanıtladığı basın toplantısı notlarını içeren açıklamaya göre, ABD Terörizmin Finansmanıyla Mücadeleden Sorumlu Hazine Bakan Yardımcısı Marshall Billingslea gazetecilerin sorularını yanıtlarken şu değerlendirmeleri yaptı.
Billingslea'nın açıklamaları şöyle:
Bu aşamada, muafiyetler ya da istisnalar ya da bu tür şeyleri verdiğimizi ileri sürecek bir konumda değiliz.
Benim bunu tartışmam için daha erken. Daha doğrusu, Washington’da değerlendirmeler yapabilmek ve mümkün olan en iyi tavsiyelerde bulunmak için yapmamız gereken, bağlamı ve tüm bu farklı ticari işlemlerin özelliklerini anlamak zorundayız.
Açıkçası, Türkiye’nin İran’ın komşusu olması nedeniyle, İran’la ticaret konusu ile ilgili meseleler hakkında konuşmamız gereken çok şey var.
Fakat bunun Türk ekonomisi üzerinde yaratabileceği etkilere de çok duyarlıyız ve bu nedenle her iki ülkeyi ilgilendiren çok, çok özel konuları tartışıyoruz.
Bu, görüşmelerin sadece ilki. Başka görüşmeler de olacak. Birçok şirketin Washington’a gelip görüşmelere katılmalarını teşvik ettik. Hangileri olduğuna girmek istemiyorum, bunları siz kendiniz çözebilirsiniz.
“Aynı zamanda, Türk hükümetini Washington’da bir toplantı turu yapmaya teşvik ediyoruz ve biz bu tartışmaların devam etmesini sağlamak için daha sonra tekrar buraya geri geleceğiz.
Kaybedecek zaman yok çünkü büyük çaplı yeniden yaptırımlar Ağustosun başında gerçekleşecek ve ardından petrol ticareti üzerinde petrol yaptırımları ve İran Merkez Bankası ve bu tür meseleler üzerinde yaptırımların hepsi Kasım ayında gerçekleşiyor.
Hazine Bakanlığı yaptırımlarının bu kez çok, çok agresif ve çok kapsamlı bir şekilde uygulanacağına inanıyorum.
Hatta daha fazla. Ve bunun nedeni, İran’ın davranışı öyle endişe verici bir hale geldi ki, Orta Doğu’da krizi tetiklemeyi göze almalarıdır.
Dolayısıyla, petrol meseleleri ve diğer şeyler üzerinde az bir vaktimiz kaldı, fakat tartışmalarımızı yoğunlaştırmamız gerekiyor ve özellikle de Türk şirketleri ve Türk bankalarının takdir etmelerini isteriz ki, şirketlerin işlerini yavaş yavaş kapatmalarına izin vermek için yaptırımların başlamasına tam 180 gün zaman verdik.
Bu nedenle, ticaretin kesilmekte olduğuna dair kanıtlar görmek istiyoruz ve bu da bizim daha sonraki kararlarımızı etkileyecek.
İran Türkiye’nin bir komşusu olabilir, ancak onlar ne bir dost ne de bir müttefiktir. Bu hataya düşmeyelim.
Fakat Amerika Birleşik Devletleri Türkiye’yi hem bir dost, hem de bir müttefik olarak görmektedir; ayrıca Türkiye ile önemli olan çok derin ekonomik bağlarımız var. Özellikle bankacılık ilişkilerimiz çok çok önemlidir.
Başkanın, Maliye Bakanlığının uygulamasını istediği yaptırımların detayları ve bu yaptırımları neden uyguladığımız konusunda epey konuştuk. Ve Türk şirketleri ve Türk ekonomisi üzerindeki potansiyel etkileri, farklı tedbirleri Türkiye hükümeti ile inceledik.
Bugün ise, müttefikler olarak bunun, üzerinde çalışmaya devam etmemiz gereken bir konu olduğunu ve bunlar önemli konular olduğu için ayrıntıları mübadele etmemiz gerektiğini kabul ettik.
İki ülkenin sahip olduğu, ilişkimizde var olan finansal bağların önemini küçümsemek istemiyorum.
Aynı zamanda, Türkiye’nin İran’dan ithal ettiği petrol ve diğer bazı ürünlerle ilgili durumun da farkındayız. Ama bunun çok olumlu bir tartışma olduğunu söyleyebilirim. İki tarafın hiçbirinde herhangi bir muhalefet yoktu.