Nauert, Washington ile Ankara arasında eski Dışişleri Bakanı Rex Tillerson döneminde Menbiç konusunda varılan anlayış birliğinin sürüp sürmediğine ilişkin yorum yapmaktan kaçındı.
ABD Dışişleri Sözcüsü Heather Nauert’e Perşembe günü yöneltilen sorular arasında Ankara’nın ABD’nin İsrail’deki büyükelçiliğinin Kudüs’e taşınmasına tepki olarak Washington Büyükelçisi Serdar Kılıç’ı istişareler için geri çağırması da vardı.
ELÇİSİNİ ÇAĞIRMAK TÜRKİYE’NİN HAKKIDIR
Bu gelişmeden haberdar olduklarını belirten Nauert, Türkiye’nin büyükelçisini geri çağırma hakkı olduğunu söyledi. Nauert şöyle devam etti; ‘Bunu Türk hükümeti ile ilişkimize zarar verecek bir şey olarak görmüyorum. Türkiye önemli bir NATO müttefiki olmayı sürdürüyor.’ Nauert, Türk hükümeti ile yapılacak görüşmeleri dört gözle beklediklerini de söyledi.
Nauert’in tarih ve detay vermeden atıfta bulunduğu görüşmeler Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun 4 Haziran haftası Washington’a yapması planlanan ziyareti sırasında gerçekleşecek. Çavuşoğlu, 27 Nisan’da Brüksel’de Pompeo’nun koltuğa oturmasının hemen ertesi günü kendisiyle kısa bir görüşme yapmıştı ancak bu görüşmede sorunlu dosyaların detayına girilmemişti. Haziran başı için planlanan Çavuşoğlu-Pompeo görüşmesi başta Menbiç olmak üzere ortak komitelerin işleyişi açısından kritik önemde olacak.
MENBİÇ SORUSUNA MUĞLAK YANIT: İSTERLERSE YENİ YOLA KARAR VEREBİLİRLER
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun Menbiç’te Amerikan tarafı ile anlayış birliğine varıldığına ilişkin geçmiş açıklamalarının hatırlatılması üzerine Nauert, bu konuda paylaşabileceği yeni bir bilgi olmadığını kaydetti. Soruyu muğlak ifadelerle geçiştiren Nauert, ‘Biliyorsunuz yeni bir bakanımız var ve Türk hükümetiyle bu konuları görüşebilir. Eğer isterlerse yeni bir yol bulmaya karar verebilirler’ dedi.
BRUNSON YENİDEN GÜNDEME GELİRSE ŞAŞIRMAM
Amerikalı Sözcü, geçen hafta ikinci kez hakim karşısına çıkan İzmir’de FETÖ davasından tutuklu Amerikan vatandaşı rahip Andrew Brunson konusunda da açıklamalarda bulundu. Nauert, Türkiye’de devam eden Brunson davasının sadece ABD Dışişleri tarafından değil, Başkan, Başkan Yardımcısı ve Kongre tarafından da yakından takip edildiğini hatırlattı. Amerikan yönetiminin konuyu bugüne kadar Türk hükümetiyle yapılan pek çok görüşmede gündeme getirdiğini vurgulayan Nauert, ‘Yakında yeniden gündeme gelirse şaşırmam’ diye konuştu.