Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, sosyal medya ve köşe yazılarında okurlarını bilinçlendirmeye devam ediyor. Gündeme dair konuları ele alan Dilipak, son günlerde büyük ölçüde önem verdiği İstanbul Sözleşmesi hususuna da değindi. Sözleşmenin kaldırılması durumunda oy çoğunluğunu bunu başaran partinin alacağını söyleyen Dilipak, "Bakın, eğer bu süreçte bu sorun çözülmezse, sandıkta bunun acı sonucu partilerin önüne konur. Bu işten bu sözleşmelere destek veren tüm partiler zarar görecek. Sadece oy kaybı yaşamayacaklar, seçime giden süreçte, bu işten zarar gören, mağduriyet yaşayanlar, aktif olarak bu sözleşmeye destek veren partilere karşı seçimlere kadar alanda olacaklar." ifadelerine yer verdi.
"BU DAVA AHLAK DAVASIDIR"
Dilipak kaleme aldığı yazısında "Bakın, bu dava din davasıdır. Devlete ya da yasalara sadakatım, dinime sadakatımın teminatı olduğu ölçüdedir. Ben devlet için değil, devlet benim için vardır. Milli iradenin gereği budur. Milli iradenin aksine bir tutum ve davranış, devletin, anayasa ve yasaların, sözleşmelerin varlık ve meşruiyetini tartışmaya açar.
Bu dava ahlak davasıdır. Bu dava namus, şeref, haysiyet, iffet davasıdır. Başörtüsü davasından daha önemli bir davadır. Başörtüsü bu meselenin sadece bir “cüz”üdür.
Bu hadise içimizdeki “ötekiler”i tanımak için tarihi bir fırsattır. Bu süreçte göreceğiz, “kim kimdir”! Uyarmak isteriz, bu saatten sonra kim ne söylerse, o sözleri, sandığa giden süreçlerinde aleyhlerinde delil olarak kullanılabilir. Sessiz kalanlar da, haksızlıklar karşısında sessiz kalmanın sorumluluklarını dolaylı olarak taşırlar. Bunlara destek verecek, siyaset, bürokrasi, akademi, işadamları, medya mensupları da bu suça iştirakten toplum vicdanında yargılanacak ve boykot edileceklerdir" ifadelerine yer verdi.