Abdurrahman Dilipak, yeni köşe yazısında yeni dünyanın iyi bir yere gitmediğini ancak insanoğlunun kendini bozmaması gerektiğine dikkat çekti. Allah'ın kullarını devamlı imtihan edeceğini de hatırlatan Abdurrahman Dilipak, "Ve Allah bizleri, mallarımız, canlarımız, sevdiklerimizle kimi zaman artırarak, kimi zaman eksilterek imtihan edecektir. Bakın, şu kadar ibadetim var, hafızım, şu kadar cami yaptırdım diye övünmeyin. " ifadelerine yer verdi.
“LÂ HAVLE VE LÂ KUVVETE İLLÂ BİLLÂHİL ALİYYİL AZÎM”
Dilipak yeni yazısında, "Haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun, mazlumdan yana zalime karşı duracağız.
Zalim babamız da olsa, mazlum düşmanımız da olsa.
Bir kavme olan düşmanlığımızı bizi onlar hakkında adaletsizliğe sevk etmeyecek.
Yaşadığımız, zaman, mekan, kişi ve olaylar karşısında adil şahidler olacağız, işi ehline vereceğiz, istişare ve şûra ile hareket edeceğiz.
Kim derdi ki, “sahabelerin kasabı” olarak bilinen Halid “İslam’ın kılıcı” olacak.
Kim derdi ki, Hz. Hamza’yı şehid edip, bağrını yarıp kalbini çıkarıp dişleri ile ısıran, kulağını ve burnunu kesip, boynuna takıp dans eden biri daha sonra Müslüman olacak.
Kim derdi ki, Hz. Peygamberi öldürmeye giden kişi, yolda Müslüman olacak. Oluyor işte.
Kim derdi ki, Hz. İbrahim’in babası, Hz. Nuh’un oğlu ve karısı, Hz. Lut’un karısı iman etmeyecek de, Firavunun karısı 3 peygamber büyütecek kucağında, Firavunun hizmetkarı insanlık tarihinin en muhteşem kadını olacak.
Kim derdi ki, Kur’an ümmi bir yetime verilecek. Ne oldum değil, ne olacağım dememiz gerek!
Peygamberin sahabesi olacak olan Yakub AS’nin ehlibeytinden çocuklar kardeşleri Yusuf’u kuyuya atacaklar ama o firavunun sarayında peygamber olacak ve kölesi olduğu kapının sahibi Firavun Müslüman olacak!
Allah’ın dediği olur. Size hayır gibi gelen şeylerde şer, şer gibi gelen şeylerde Allah hayır murat etmiş olabilir. Biz bilmeyiz Allah bilir.
Destuuur!
La havle guvvete illa billah! "