Tövbe etmenin rahatlığı kimde yoktur ki!
Hele bir de tövbe ettiğin unsurun toplumsal desteğini alsan muhteşem bir rahatlık verecektir.
Öyle ki sen sigara içmeyeceğim, sağlığıma zararlıdır. Maddi olarak bana yüktür. Çevreme ve ailemin sağlığına tehdittir; şeklinde sayıltılarla(ön kabuller) içmeye tövbe yani bu olumsuz davranışa son vereceğine dair söz verip de toplum, ailen, ekonomik durumun, sağlığın gibi etkenler de seni motive ederse; bu tövbene yani bu son verişe sadık kalırsın.
Bir de tersi bir durum var kendince olumlu veya olumsuz, veyahut dinen helal veya haram olduğunu bildiğin bir unsurdan kurtulmanın zamanı geldi diyebilirsin. Bu durumda dini literatüre veyahut kendi aklı yöntemlerine başvurarak haramlığına/yasaklığına/olumsuzluğuna hükmettiğin unsurdan kurtulmak için tövbe edersin.
Öyle ki sen uzun süre cep telefonundan oyun oynayarak vakit geçirdiğin için kolların, serçe ve yüzük parmağında uyuşma olmaktadır. Stabil ve hareketsiz geçen uzun zamanların etkisi ile kilo artışınla beraber karaciğer yağlanman, gözlerinde kuruluk, kemiklerinde kireçlenme gibi sağlık sorunların artmaya başlamıştır. Yeterince zihinsel faaliyet göstermediğin için nöronların sorun olmaya başlamıştır. Derslerine veyahut işlerine yeterince vakit ayıramıyorsundur. Ailen ve sosyal çevrenle bağın zayıflıyordur.
Cep telefonu kullanmayacağım diyemezsin. Zararı var mı var yukarda birkaç tanesinden bahsettik. Ancak cep telefonu su gibi ekmek gibi bir gereklilik moduna girmiştir. Ama sosyal, ekonomik, sağlık açısından zararlarını herkes öyle ya da böyle yaşamakta ama kimse de kalkıp kullanmayacağım diyememektedir. Yani kullanmaya karşı tövbe edemez. Kullanma süresini kısıtlayabilir, bir tık ilerisine gidilemez.
Şöyle ki sigarada toplumsal bir destek söz konusu. Zararlı olduğuna dair kanıtlar ve emareler çoğunlukta. Ancak cep telefonu için aynı şekilde total bir zararlılık algısı oluşmuş değil haliyle toplumsal ve bilimsel destekten mahrum bir davranış örüntüsü kültürel bir kaşı duruşa, tövbe etme sonuca götüremeyebilir.
Bir şeyin hayatımızda durması ya da bizimle olması halinde bir şeylerin veyahut birilerin zarar görmesinden en önemlisi de kendimizin zarar görmesini esas almaktayız.
Zararlı ama baş edemiyorum ifadelerine çokça rastlamışızdır. Babam, annem, eşim arkadaşlarım benim sigara içmeme karşı ama bırakamıyorum. Yani “sigara içmeye karşı tutumumu değiştirmeyeceğim” haliyle tövbe etmeyeceğim diyebiliriz. Toplumsal tepkiye rağmen. Sağlık sorunların artmasına rağmen sigarayı bırakmayacağım. Bırakmaya yönelik tutumum değişmeyecek ve yanlış olduğunu bildiğim halde bu hata/yanlıştan dil ile tövbe etmeme rağmen bu davranışımın ifasına devam edeceğim.
Sanırım toplum ve birey olarak bu modda durmaya devam ettikten sonra bronşit, astım gibi illetlere duçar olursak, geç kaldığımızı anlayacağız.
Bireysel kazanımlarımızın bazılarının olumsuz ögeler taşıdığını fark ettiğimizde bu olumsuzluğa karşı herhangi bir tepki vermezsek pişman olmamız kaçınılmazdır.
Kimi olumsuz davranışlarıma ara versem veyahut acaba bıraksam mı!