Emine Erdoğan, Dünya Gönüllülük Günü kapsamında Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen Afrika Evi programında, Afrika ülkelerinin Ankara Büyükelçileri, eşleri ile Afrika Kültür Evi üyeleriyle bir araya geldi. Burada yaptığı konuşmada yeryüzünün, iyiliğin, barışın ve adaletin merkezi olmasının insanlığın ezelden beri en büyük ideali olduğunu söyleyen Emine Erdoğan; el ele verildiğinde bu idealin gerçeğe dönüşmesinin çok uzak bir ihtimal olmadığını ifade etti.
Bugün tarihe hangi ayak izleri bırakılıyorsa geleceğin de öyle şekilleneceğini anlatan Emine Erdoğan, "Çünkü ahlaki değerlerimiz, ailemizde, toplumumuzda ve devlet geleneğimizde gördüklerimizle oluşur. Eylemlerimiz de bu değerlerden doğar. Eğer biz, ete kemiğe bürünmüş iyilik örneklerini çoğaltırsak, hem dünyamız hem de geleceğimiz güzelleşir. Bu anlamda Türkiye'nin Afrika açılımıyla dünya tarihinde yepyeni bir sayfa açtığına inanıyorum" diye konuştu.
"TÜRKİYE HER ZAMAN AFRİKA'NIN SESİ OLDU"
Türkiye'nin dış politikasının odağında en başta "insan sevgisi" olduğunu ifade eden Emine Erdoğan, şöyle konuştu:
"Karşılıklı kazanma ilkesine dayanan, ihya ve imar etmenin tecrübesini gittiği her yere götüren bir anlayış var. Bu anlamda Türkiye, her zaman müşfik bir güç olagelmiştir. TİKA, AFAD, Kızılay, Maarif gibi birçok kurumumuz, Afrika'nın kalkınması için ortaya somut bir çaba koymuştur. Sağlıktan eğitime kadar birçok alanda hizmet götürmüşlerdir. Siyasi, sosyal ve ekonomik değişimler için kalıcı destek sağlamışlardır. Türkiye, uluslararası alanda da her zaman Afrika'nın sesi olmuş, kıtada barış ve istikrarın sağlanması için gayret etmiştir. Bunun yanında iş insanlarımız, Afrika'ya kalkınmanın anahtarı olacak yatırımlar yapmışlardır. Bugüne kadar 14 binden fazla Afrikalı öğrenci Türkiye burslarından yararlanmış, ülkelerine bilgi ve deneyim taşımıştır. İşte bu aktif, çok boyutlu ve girişimci dış politika yaklaşımımız, ülkelerin menfaati bir yana bırakarak insanlığın ortak mutluluğu için de çalışabileceğini ispat etmiştir."
"DENEYİMLERİM BANA, İYİLİĞİN HAYATTAKİ EN BÜYÜK DÖNÜŞTÜRÜCÜ GÜÇ OLDUĞUNU İSPAT ETTİ"
Emine Erdoğan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın birçok Afrika ülkesi ziyaretinde kendisine refakat ettiğini anımsatarak, "Bu seyahatlerin şahsi dünyamda çok ayrı bir yeri oldu. Çünkü gittiğim her ülkenin mütebessim insanlarına, kültürüne ve doğasına hayran kaldım. Her yerde karşılaştığım, güçlü ve azimli Afrikalı kadınlardan bilhassa çok etkilendim. Bildiğiniz gibi, gençliğim boyunca STK'larda çalışmış ve gönüllülük faaliyetlerini hayatının merkezinde tutmaya gayret etmiş biriyim. Deneyimlerim bana, iyiliğin hayattaki en büyük dönüştürücü güç olduğunu defalarca ispat etti. O nedenle bilhassa Afrikalı kadınlar ve çocuklar için faydalı işler yapmak istedim" ifadelerini kullandı.
ETİYOPYA ZİYARETİ
2015'te gerçekleştirdiği Etiyopya ziyaretine değinen Emine Erdoğan, "Orada bir STK'ya bağlı tekstil atölyesinde kadınların el emeği ürünlerinin, bir dolar karşılığında alındığını öğrendim. Daha da vahimi, ürünler Avrupa'nın pahalı butiklerinde çok yüksek fiyatlara satılıyordu. Kadınlar ise bu kardan paylarını maalesef alamıyorlardı. Biz de bu adaletsizliğe, adil bir pazar kurarak cevap vermek istedik. Halihazırda kurduğumuz Afrika El Sanatları ve Kültür Evi'nde 24 ülkeden alınan ürünleri satıyor ve gelirini olduğu gibi kadınlara bırakıyoruz. Bu girişim, insani değerler adına önemli bir semboldür. Adeta, Hz. Mevlana'nın 'bir mum diğer mumu tutuşturmakla, ışığından bir şey kaybetmez' sözünün canlı bir örneğidir" diye konuştu.
Bu konuda Afrika ülkelerinin büyükelçilerinden destek beklediklerini dile getiren Emine Erdoğan, daha fazla kadına ulaşmak ve onları ekonomik olarak güçlendirmek için iş birliği yapmaktan büyük mutluluk duyacağını ifade etti.
"TÜRKİYE DÜNYANIN EN CÖMERT ÜLKESİDİR"
Emine Erdoğan, gönüllülüğün, kardeşin kardeşe ikramı olduğuna işaret ederek, şunları söyledi:
"Merhametsizlikten can çekişen dünyanın ilacıdır. Savaşlar, yoksulluk, hak ihlalleri, adaletsizlik, tabiatın tahribatı gibi, insanlığın nice meselesi, merhamet eksikliğinin sonuçlarıdır. Bizler, ne zaman gönüllülük ilkesini yürürlüğe soksak, insanlığı yeniden, özüne davet ediyoruz. İnsanlığın sızılarını dindiriyor, hasret kaldığı can suyunu veriyoruz. Bazen, şahsi gönüllülük faaliyetlerimizle, tek bir insanın bile nasıl büyük bir güce dönüşebildiğini ortaya koyuyoruz. Bazen de, bir devletin, insani yardım başlığı altında, koca bir milletin yüce gönlüne tercüman olduğunu görüyoruz. Türkiye, tüm insanlığa kucak açan tarihsel reflekslerini hiç zayıflatmadığı için, bugün hala dünyanın en cömert ülkesidir. Öz kardeşimiz saydığımız Afrika ülkeleriyle birlikte yürüyecek daha uzun bir yolumuz var. İnanıyorum ki birlikte attığımız her adım, tüm dünyaya ilham oluyor." (AA)